Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanDeniz Erçetin Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
Adnan Menderes Üniversitesi Aydın İktisat Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölümü Mikroekonomi I Ders Notları Yrd.Doç.Dr. Öznur Özdamar
2
EKONOMİ BİLİMİ KITLIK KANUNU: Gereksinimler ve gereksinimleri karşılayacak mal ve hizmetler arasındaki dengesizliğe KITLIK veya NEDRET KANUNU denir. Serbest Mal : Gereksinimlerden fazla olan, belli bir bedel ödenmeden sahip olabilinen mallar. Ekonomik mal (KIT mal) : Gereksinimlerden daha az sayıda olan mallar ve bir bedel ödenerek sahip olunabilen mallar Mal ve hizmetlerin gereksinimleri karşılayamayacak ölçüde kıt olmasının nedeni : KAYNAKLARIN (Üretim Faktörlerinin) KIT olmasıdır. EKONOMİ BİLİMİ : Sınırlı kaynaklarla sınırsız gereksinimleri karşılama sorunu ile karşı karşıya olan bir kişinin veya toplumun tatmin düzeyini veya refahını en üst düzeye eriştirmenin yollarını arar.
3
EKONOMİ'DE ANA SORUNLAR
Tüm ekonomik sistemler (kapitalizm, sosyalizm, karma ekonomik düzen) için geçerli olmak üzere, ana ekonomik sorunlar 3 başlık altında toplanır: 1-Kaynakların tam kullanım sorunu 2-Kaynakların etkin kullanım sorunu 3-Üretilen mal ve hizmet miktarının artırılması sorunu Ekonomik sorunların çözümünde KAMU MÜDAHALESİNİN DOZU ekonomik sistemler arasındaki farklılığın temelidir.
4
A- TAM KULLANIM SORUNU Kıt olan kaynakların tümünün üretim faaliyetlerinde kullanılamaması sorunudur (ÖR: İşsizlik, atıl kapasitede çalışan fabrikalar, doğal kaynakların tam işletilememesi / doğal kaynaklardan tam anlamıyla yararlanamama) Tüm üretim faktörlerinin üretime koşulmasına TAM İSTİHDAM yada TAM KULLANIM denir. Farklı nedenlerle üretime katılmıyorlarsa EKSİK KULLANIM yada EKSİK İSTİHDAM denir. Üretim Olanakları Eğrisi: Bir ekonomide tüm üretim faktörlerinin üretime koşulması halinde (hiçbir kaynağın atıl kalmaması varsayımı altında) belirli bir dönemde üretilmesi olası mal demetlerini gösterir.
5
B- ETKİN KULLANIM SORUNU (1)
Etkin kullanım sorunu (Kıt kaynakları gereksinimleri en iyi karşılayacak şekilde kullanılamaması sorunu): Kaynakların tam kullanımı önemli ancak toplumun gereksinimlerini en iyi şekilde karşılayacak ve refah düzeyini yükseltecek düzeyde mal çeşidi ve miktarının üretilebilmesi amcıyla üretime koşulması daha da önemlidir. Hangi mal ve hizmetler üretilecek ve ne miktarda üretilecek? Üretim kararları, toplumların tüketim kararlarına göre alınmassa, bazı malların üretimi tüketilmeden heba olacakken, tüketilmek için bazı malların bulunmasında ise güçlük çekilecektir.
6
B- ETKİN KULLANIM SORUNU (2)
Mevcut kaynakların tümünün üretime koşulmasının (tam kullanım sorununun) yanısıra toplumun gereksinimlerini en iyi karşılayacak şekilde üretime koşulması önemlidir. Üretim kimler tarafından, hangi kaynaklar kullanılarak ve hangi teknolojik yöntemler kullanılarak yapılacak? Kimler tarafından: Kim öğretmen?Kim Doktor?Kim Marangoz? Hangi kaynaklar kullanılarak: Emek-yoğun, Sermaye-yoğun? Hangi teknolojik yöntemlerle: Eksik istihdam ihtimaline fırsat vermeyecek şekilde.
7
B- ETKİN KULLANIM SORUNU (3)
Kıt kaynaklarla gereksinimlerin en iyi şekilde nasıl karşılanacağı, toplumun refah düzeyini yükseltecek üretimin kimler için yapılacağı kararı önemlidir. Üretimin kimler için yapılacağında ve üretim olanakları eğrisi üzerindeki mal seçiminde o ülkenin gelir dağılımı etkin olacaktır.
8
EKONOMİDE ETKİNLİK Hangi malların, hangi miktarda, nasıl (hangi yöntemlerle), kimler için üretileceği kararlarının alınmasında ÜRETİMDE ETKİNLİK ve BÖLÜŞÜMDE ETKİNLİK göz önünde bulundurulmalıdır. ÜRETİMDE (Kaynak Kullanımında) ETKİNLİK: Mevcut kaynakların üretime koşularak en yüksek üretim düzeyine erişilmesini ifade eder. BÖLÜŞÜMDE (Gelir Dağılımında) ETKİNLİK: Bir toplumda üretimi yapılan tüm malların üretime katılanlar arasında adil bir şekilde dağılımını ifade eder. Üretimde Etkinlik + Bölüşümde Etkinlik = EKONOMİK ETKİNLİK
9
C-ÜRETİLEN MAL VE HİZMET MİKTARINI ARTIRMAK (ÜRETİM KAPASİTESİNİN GENİŞLETİLMESİ)
Yeni Buluşlar ve teknik gelişmeler Yeni hammaddelerin bulunması Sermaye mallarının artması Aktif nüfus, daha da önemlisi kalifiye, kaliteli işgücünün artması ... gibi durumlar tüm mallardan daha fazla üretilmesine ve ülkelerin Gayri safi yurtiçi hasılaları ile büyüme oranlarının artmasına sebebiyet verecektir
10
GAYRİSAFİ YURTİÇİ HASILA VE BÜYÜME ORANI
GSYİH: Bir ülke sınırları içerisinde belli bir zaman içinde, üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin para birimi cinsinden değeridir. Ekonomik Büyüme: Üretilen mal ve hizmet kapasitesinde meydana gelen artıştır.
11
OECD ÜLKELERİNDE GAYRİSAFİ YURTİÇİ HASILA
OECD : Organization for Economic Cooperation and Development (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) OECD Kurucu Üyeler (1961) Avusturya, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, Almanya Yunanistan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç Portekiz, İspanya, İsveç, İsviçre, Türkiye, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri Sonradan Katılan Ülkeler Avustralya Çek Cumhuriyeti Finlandiya Macaristan Japonya Meksika Yeni Zellanda Polonya Slovakya Güney Kore Şili Estonya Slovenya İsrail
12
TÜRKİYE'DE YILLIK EKONOMİK BÜYÜME ve KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GSYİH
2013: 4.2 2014: 2.9 2015: 3.0 (son tahmin) *Kişi Başına Düşen Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (Kaynak:TUIK) 2012 yılı Amerikan Doları 2013 yılı Amerikan Doları 2014 yılı Amerikan Doları
13
EKONOMİNİN ANA SORUNLARINA, FARKLI EKONOMİK SİSTEMLERDEN BAKIŞ
Kapitalist Düzen Sosyalist Düzen Karma Ekonomik Düzen
14
KAPİTALİST DÜZEN (SİSTEM) VE PİYASA MEKANİZMASI
Özel girişim sistemi, serbest piyasa ekonomisi, piyasa ekonomisi ve pazar ekonomisi kapitalist sistemi adlandırmada kullanılan diğer isimlerdir. Tam istihdam sorununa bakış: Örneğin eğer piyasada işsizlik varsa, tüm herkes iş bulana kadar ücretler düşecek, düşük ücret düzeyinden işverenler daha çok işçi çalıştırarak tam istihdam seviyesi yakalanacaktır. Etkin kullanım sorununa bakış:Hangi malların, ne kadar, nasıl, kimler tarafından üretileceği düzgün işleyen fiyat mekanizması ile sağlanacaktır. Bölüşüm Sorunu: Her üretim faktörü sahibi rant, faiz, ücret ve kar'ı ölçüsünde toplam gelirden pay alır.
15
KAPİTALİST DÜZENİN KAYNAKLARIN ETKİN KULLANIM SORUNUNA BAKIŞI
Etkin kullanım sorununa bakış: Hangi malların ne sayıda üretileceğine firmalar tüketici tercihlerine bakarak karar verir.Tüketicilerin almak istediği mal ve hizmetler üreticilerce kar edebildikleri sürece piyasa fiyatından üretilirler.Üretimin hangi kaynaklar (üretim faktörleri) ile yapılacağını faktör piyasasındaki fiyat mekanizması belirleyecektir. Üreticiler maliyetlerini düşürmek için, daha ucuz emek ve sermaye kullanım yoluyla üretebiecekleri mal ve hizmet üretimini tercih edeceklerdir. Üretimin kimler için yapılacağı üretim faktörleri sahiplerinin gelirleri (rant, kar, faiz, ücret) belirleyici olacak ve en çok geliri olanın talep edeceği mal ve hizmetler üretilecektir (kar maksimizasyonunun sağlandığı koşulu altında).
16
KAPİTALİST DÜZEN (SİSTEM) VE PİYASA MEKANİZMASI
Kapitalist ekonomik sistemin 6 temel özelliği vardır: 1-Piyasa Mekanizması: Düzgün işleyen bir piyasa mekanizmasının varlığı kapitalist sistemin en temel özelliğidir. Fiyat üretici ve tüketicinin karşılaştığı piyasada oluşur. 2-Özel Mülkiyet: Üretim araçlarının mülkiyeti (sermaye, toprak gibi) devlete değil kişilere aittir. 3-Girişim ve Seçim Özgürlüğü: Girişim özgürlüğü özel sektörün mal ve hizmet üretilirken hiç bir kısıtlama ile karşılaşmamasıdır. Seçim özgürlüğü ise tüketicilerin serbestçe diledikleri mal ve hizmetleri satın alabilmeleridir.
17
KAPİTALİST DÜZEN (SİSTEM) VE PİYASA MEKANİZMASI (2)
4-Bencillik: Üretici, tüketici ve üretim faktörleri sahiplerinin kendi çıkarlarını düşünmeleri yani bencil hareket etmeleridir. 5-Rekabet: Üretici ve Tüketici sayısının aldıkları kararlarla rekabeti engellemeyecek kadar çok sayıda olmasıdır. Karar birimleri piyasa gücüne sahip çıkacak kadar güçlü olmamalı. 6-Sınırlı Devlet: Devletin ağırlığı sınırlı olmalıdır. Bazı önemli mal ve hizmetlerin (çevre, savunma, adalet gibi) sağlanması dışında, üretim kararları firmalarca alınmalıdır.
18
SOSYALİST DÜZEN (SİSTEM) VE MERKEZİ PLANLAMA
Üretim faktörlerinin (doğal kaynak, sermaye gibi) devlet tarafından sahipliği ve üretim organizasyonunun da kamu tarafından yapılması söz konusudur. Kar güdüsü ile hareket eden bir firma grubu mevcut değildir. Tam istihdam sorunu: Tüm üretim faktörleri üretime entegre edildiğinden tam istihdam sorunu yoktur. Etkin kullanım sorunu: Hangi mal ve hizmetin kimin için, ne kadar, nasıl üretileceğine yine devlet karar vermektedir. Bölüşüm sorunu:Her işgücü ücret geliri elde eder. Faiz, kar, rant geliri yoktur diğer üretim faktörleri devletin mülkiyetinde olduğundan.
19
TÜKETİCİ TEORİSİ Gereksinimler sonsuz, her mal ve hizmeti satın alacak gelir düzeyi sınırlıdır. Tüketiciler faydalarını maksime edecek mal ve hizmetleri tüketme yoluna giderler. Faydasının maksimum kılmayı amaç edinmiş tüketicilerin hangi mal ve hizmetlerden ne kadar fayda sağlayacağını bilmesi gerekir.Faydanın ölçülüp ölçülemeyeceği konusunda ekonomistler hem fikir değillerdir.İki farklı görüş mevcuttur. Kardinal faydacılar, faydanın ölçülebileceğini savunurken, ordinal faydacılar mal ve hizmetlerin faydalarının sıralanabileceğini savunurlar.
20
KARDİNAL FAYDACILAR (1870'ler)
Kardinal faydacıların ekonomi bilimine en büyük katkısı TOPLAM FAYDA ve MARJİNAL FAYDA kavramlarını ortaya atmalarıdır. TOPLAM FAYDA, herhangi bir maldan belirli bir miktar tüketildiğinde elde edilen toplam tatmin düzeyidir.Marjinal fayda ise, söz konusu maldan tüketilen son birimin toplam faydada yaptığı değişikliktir. Tüketilen mal miktarı arttıkça o malın kişiye sağladığı FAYDA azalır.
21
TOPLAM FAYDA VE MARJİNAL FAYDA : BİR ÖRNEK
Yenilen yumurta miktarı (qa) Toplam Fayda (TUa) Marjinal Fayda (∆TUa/(∆qa) 1 10 2 18 8 3 24 6 4 28 5 30 7 -2
22
TOPLAM FAYDA VE MARJİNAL FAYDA
Toplam fayda daima marjinal faydaların toplamına eşittir. Marjinal fayda Toplam Faydaya yön vermektedir. Marjinal fayda pozitifken Toplam Fayda artar. Marjinal fayda negatifken toplam fayda azalan değerler alır. Marjinal fayda sıfır değerini aldığında Toplam faydada değişme olmaz. GOSSEN KANUNU (Azalan Marjinal Fayda Kanunu): Bir tüketicinin belirli bir maldan tükettiği miktar arttıkça her ilave birimin toplam fayda da yaptığı artışın azalması GOSSEN kanunu olarak adlandırılır. Bu durum her tüketici için, her mekanda ve her türlü mal için değişmez olduğundan kanun olarak adlandırılır.
23
ORDİNAL FAYDACILAR (1934) Kardinal faydacıların aksine faydanın ölçülebileceği konusuna karşıdırlar. Faydanın ölçülemeyeceğini ancak malların faydasının birbiri ile mukayese edilerek mallar arasında bir tercih sıralaması yapılabileceğini savunurlar. Görüşleri TERCİH veya KAYITSIZLIK (FARKSIZLIK) hipotezleri üzerine kuruludur: A malı B malına tercih edilebilir. (A’nın faydası B’den çoktur) B malı A malına tercih edilebilir. (B’nin faydası A’dan çoktur) A ile B arasında kayıtsız kalınabilir (A’nın faydası ile B’nin faydası eşittir) Ordinal faydacılara göre herhangi bir malın tüketiciye verdiği fayda ölçülemeyeceğinden, marjinal faydayı da ölçmek mümkün değildir.
24
KARDİNAL VE ORDİNAL FAYDACILARIN KARŞILAŞTIRILMASI
KARDİNAL YAKLAŞIM ORDİNAL YAKLAŞIM 1-Tüketici A’nın B’den ya da B’nin A’dan kaç kat daha fazla yada az faydalı olduğunu söyleyebilir. 1-Tüketici sadece A’nın B’den yada B’nin A’dan daha faydalı olup olmadığını yada aralarında farksız kaldığını söyleyebilir. 2-Fayda ölçülebilir. 2- Fayda ölçülemez. Tüketiciler ya mallar arasında tercih yaparlar, ya da farksız kalırlar. 3- Mal ve hizmetler bu mallardan sağlanan faydanın sayısal büyüklüğüne göre sıralanırlar. 3- Mal ve hizmetler tercih sıralarına göre sıralanabilirler. 4-Marjinal faydanın sayısal bir değeri vardır. 4- Marjinal fayda ölçülemez.
25
EŞ MARJİNAL FAYDA İLKESİ –TÜKETİCİ DENGESİ (KARDİNAL YAKLAŞIM)
26
EŞ MARJİNAL FAYDA İLKESİ – ÖRNEK
1 150 6 25 120 4 30 2 132 22 112 28 3 114 19 104 26 96 16 24 5 78 13 88 60 10 80 20 7 54 9 64 8 48 40
27
EŞ MARJİNAL FAYDA İLKESİ – ÖRNEK
28
FARKSIZLIK ANALİZİ–TÜKETİCİ DENGESİ (ORDİNAL YAKLAŞIM)
Ordinal yaklaşıma göre; tüketici dengesi varsayımları, Malın fiyatının sabit olması Tüketicinin gelirinin değişmiyor olması Tüketilen mallar arasında karşılaştırma yapılabilmesi: İki mal demetinden birini diğerine tercih edebilmesi yada mal demetleri arasında kayıtsız kalması. Geçişlilik Varsayımı: Rasyonellik varsayımı gereği A>B VE B>C ise A>C. Doyumsuzluk varsayımı: Tüketici daha fazla tüketebildiği mal bileşimini daha az tüketebildiği mal bileşimine yeğler. Tercihlerde süreklilik: Aynı tatmini sağlayan pekçok farklı mal bileşimi mevcuttur.
29
FARKSIZLIK ANALİZİ–TÜKETİCİ DENGESİ (ORDİNAL YAKLAŞIM)
Ordinal yaklaşıma göre tüketici dengesini anlatmak için : 1-Tüketici tercihlerini gösteren FARKSIZLIK EĞRİLERİ İle 2-Tüketicinin veri geliri ile veri piyasa fiyatlarında hangi mallardan ne miktarlarda satın alabileceğini gösteren BÜTÇE DOĞRUSUNU açıklayacağız.
30
FARKSIZLIK EĞRİLERİ
31
MARJİNAL İKAME ORANI A ve B mallarının birinden bir birim fazla tüketerek aynı tatmin düzeyinde kalabilmek için öteki maldan vazgeçilmesi gereken miktarı veren oran MARJİNAL İKAME ORANI olarak adlandırılır. Şekil 5 – 8 (Sayfa 60 – Zeynel Dinler,Mikroekonomi) Marjinal ikame oranı aynı farksızlık eğrisi üzerindeki İKAME ilişkisini açıklamaktadır. Marjinal İkame oranının giderek azalan bir değer almasına AZALAN MARJİNAL İKAME ORANI PRENSİBİ denir. Şekil 5-9 (Sayfa 61- Zeynel Dinler, Mikroekonomi)
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.