Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanAyşe Ertegün Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
2310703839 ANIL DALKIRA 2130703330 ALİCAN YILMAZ 2130703351 SERAL ŞAHİN
2
Keynes'çi ekonomi, İngiliz ekonomisti John Maynard Keynes'in yapıtları çerçevesinde oluşan ekonomi teorisi ve ekonomi politikasıdır.
3
Keynes'in çok sayıda kitabı bulunmakla birlikte, Keynes'çi ekonomi denildiği zaman onun "The General Theory of Employment, Interest and Money" (1936) adlı kitabı temel alınmaktadır.Buradaki fikirler ve analitik teknikler, yeni ekonominin veya "Keynes'çi Devrim"in oluşmasını sağlamıştır.
4
Keynes, Adam Smith, David Ricardo, John Stuart Mill, Alfred Marshall ve A.C. Pigou'dan kaynaklanan klasik ve neoklasik görüşlere karşı çıkmıştır. Klasik ve neoklasik ekonomistlere göre, piyasa sistemine dayanan özel girişim ekonomisi, yalnız tam istihdamda dengede bulunur. Ekonomi, tam istihdamdan geçici olarak ayrılırsa, bazı kuvvetler harekete geçip onu tekrar tam istihdama götürür.
6
Keynes'in genel istihdam teorisi, kapitalist bir ekonominin tam istihdamın altında dengede olabileceğini ve klasik neoklasik ekonominin bu genel teoride özel bir durum olduğunu varsaymaktadır. Keynes, klasik neoklasiklerin bu özel durumunun gerçek dünyada uygulanmasının felaketlere yol açacağını iddia etmiştir.
7
Keynes, kapitalizmin otomatik olarak kendi kendini ayarlayabilen nitelikte olduğunu kabul etmemiş, laissez faire altında kronik, büyük çapta işsizliğin meydana gelebileceğini öne sürmüştür. İşsizliği hafifletmek için de pozitif maliye ve para politikalarının uygulanmasını tavsiye etmiştir.
9
Keynes'çi ekonomi, genelde bir efektif talep teorisidir; hacmini ise iki faktör belirlemektedir: Tüketim eğilimi ve yatırımın uyarılması. Tüketim eğilimi, değişik milli gelir düzeylerinde tüketim miktarlarına ait fonksiyonel bir ilişki demektir. Milli gelir arttığı zaman tüketim de artacaktır; ancak tüketim artışı, milli gelirdeki artıştan az olacaktır.
10
1 Ek tüketimin ek gelire oranı, Keynes'in teorisinde önemli bir kavram olan marjinal tüketim eğilimini vermektedir. Isadamlarının yatırım uyarısı, bunların varolan sermayelerinin gelecekteki kârları hakkındaki beklentileriyle ilgili olduğu kadar, yatırım için borçlanırken yüzde kaç faiz verecekleri ile de ilgilidir.
11
Cari yatırım miktarıyla, beklenen kâr oranları arasındaki fonksiyonel ilişki, "sermayenin marjinal etkinliği şedülü" ya da "yatırım talep şedülü" adını alır. Herhangi bir dönemde yatırım, bir iskonto oranı olarak ifade edilen sermayenin marjinal etkinliği ile faiz oranının eşit olduğu noktaya kadar yapılır.
12
Milli geliri ve istihdamı belirleyen karmaşık ilişkiler arasında yatırım, stratejik bir faktördür. Düşük yatırım düzeyleri beraberinde düşük istihdam da getirmektedir. Yatırımdaki dalgalanmalar, istihdamda ve gelirde çok daha şiddetli dalgalanmalara yol açmaktadır. Gelir arttıkça, tüketimin artışına benzer bir şekilde otomatik yatırım artışlarına rastlanmaktadır.
13
Yatırım, Keynes'in efektif talep teorisinde stratejik bir faktör olmaktadır. Çünkü yatırım, tüketim mallarına harcanacak satın alma gücü dağıttığı halde piyasaya arzedilen tüketici mallarına herhangi bir katkıda bulunmamaktadır. Bir firmanın üretimini kârlı gördüğü tüketim malı miktarı, üretilmekte olan yatırım malları miktarına bağlıdır. Çünkü tüketim malları talebi iki yerden kaynaklanmaktadır: Tüketim malları üretiminde istihdam edilenlerin gelirleri ve yatırım malları üretiminde istihdam edilenlerin gelirleri.
14
Keynes'in teorisi, arzdan çok talep üzerinde durmaktadır. Cari yatırımlar, efektif talep teorisinde önem taşımamaktadır, çünkü gelecekteki üretim kapasitesine bir katkıda bulunmamaktadır. Yatırımın bu teori içindeki önemi, ekonomiye satın alma gücü sağlamasıdır. Piyasaya tüketim malı sağlamadan gelir sağlayan her faaliyet, efektif talebin bir parçası olarak yatırımın fonksiyonunu yerine getirmektedir. Örneğin, devlet tahvillerinden sağlanan para ile yapılan devlet harcamaları, özel yatırım harcamaları gibi tüketim malı talebini etkilemektedir.
15
Keynes'çi ekonomiyle en yakından ilgili olan program, telafi edici maliye politikasıdır. Özel sektör tarafından meydana getirilen efektif talep miktarı, tam istihdamın oluşması için yetersiz ise, bu yetersizlik kamu sektörü harcamalarının artırılmasıyla telafi edilebilir, dengelenebilir. Kamu harcamalarının arzu edilen etkiyi yapabilmesi için, özel sektör harcamalarını azaltmayacak şekilde finanse edilmesi gerekmektedir.
17
Keynes'çi ekonomi politikasında bütçe açıkları, özel sektör harcamaları arzu edilen istihdam düzeyini oluşturmaya yeterli olmadığı sürece, arzu edilen bir araçtır. Özel sektörün talebi canlı ve yeterli ise bütçe açıklarına gerek yoktur. Bu takdirde devlet harcamalarının vergilerle finanse edilmesi gerekmektedir.
18
Vergi oranlarını artırmak, bu oranları düşürmekten, kamu harcamalarını azaltmak da bunları arttırmaktan daha zordur. Bu siyasal şartlar, Keynes'çi türdeki maliye politikalarına enflasyoncu bir etki katar. Gerçekte bu faktör, yalnızca Keynes'çi ekonominin değil, siyasal demokrasinin de zayıf bir noktası sayılmalıdır.
19
Keynes'çi maliye politikalarına en önemli eleştirileri monetarist akım yöneltmiştir. Monetaristlerin politikası para miktarında sürekli, fakat sınırlı bir artış öngörmektedir: Özel ekonomi, bundan başka bir devlet müdahalesiyle karşılaşmamalıdır. Monetaristlere göre maliye politikası, üretimi ve istihdamı etkileyemez. Etkilese bile ancak olumsuz etkileyebilir. Buna göre devlet harcamaları kısılmalı ve bütçe denge halinde olmalıdır.
20
Keynes'çi ekonomistler, para politikasını maliye politikasının gerekli bir tamamlayıcısı olarak görmüşlerdi. Ekspansiyonist maliye politikaları sonucu ya da başka nedenlerle istihdam arttığı zaman, paranın işlem görmesi için para talebinde meydana gelen artışı finanse etme gereği, para arzının atırılmasına yol açmaktadır.
21
Keynes'çi çerçeve, para politikasının hangi şartlar altında etkin olduğunu tespit etmek bakımından uygundur. Yatırımda bir artışı teşvik edebilmek için,para miktarındaki bir artışın faiz oranını önemli ölçüde düşürmesi gerekmektedir. Para miktarındaki bir artışın faiz oranı üzerinde az ya da çok etki yapması, likidite tercihi eğrisinin şekline bağlıdır. Keynes'e göre, belirli bir noktadan sonra, para miktarındaki artışlar faiz oranı üzerinde fazla etkili olamayacaktır; çünkü, düşük faiz oranlarında, para talebi çok esnek hale gelmektedir.
22
Para politikasının etkisiyle artan yatırımın gelir üzerindeki etkileri, yatırım çarpanının büyüklüğüne bağlı olacaktır.Keynes'çi ekonomi, ekonominin her zaman tam istihdam durumunda olacağı görüşünden yola çıkan geleneksel ekonominin, 1929'da başlayan Büyük Depresyon'u açıklayamamasından kaynaklanan bir tepki olarak doğmuştur. Geride kalan yıllar, Keynes'çi ekonominin, değişen ekonomik ve tarihi şartlar karşısında geçerliliğini koruması için, yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır.
23
Para politikası Keynes, para ve reel ekonomi arasındaki ilişkiyi faiz oranları üzerinden kurmuştur. Para arzındaki değişimler önce para piyasasına yansıyarak faiz oranlarını değiştirmekte ve bu değişim yatırımları etkilemektedir. Keynes'e göre para arzını parasal otorite (örneğin merkez bankası) sağlamakta ve para politikası fiyatları etkilemektedir.faiz oranları
24
Kaynakça ^ Sullivan, Arthur; Steven M. Sheffrin (2003). Economics: Principles in action. Upper Saddle River: Pearson Prentice Hall. ISBN 0-13-063085-3. ^ISBN 0-13-063085-3 ^ Blinder, Alan S. (2002). "Keynesian Economics". The Concise Encyclopedia of Economics. Erişim tarihi: 17 nisan 2011. ^"Keynesian Economics" ^ Markwell, Donald (2006) (İngilizce). John Maynard Keynes and International Relations: Economic Paths to War and Peace. New York: Oxford University Press. ISBN 0198292368. ^ISBN0198292368 ^ a b c d Cengiz, Vedat (22 Ocak 2008). "Keynesyen ve Monteraist Görüşte Parasal Aktarım Mekanizması: Bir Karşılaştırma"(PDF). İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi 22: 116. Erişim tarihi: 17 Nisan 2011. a b c d"Keynesyen ve Monteraist Görüşte Parasal Aktarım Mekanizması: Bir Karşılaştırma"
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.