Sunuyu indir
YayınlayanSüleyman Uzer Değiştirilmiş 9 yıl önce
1
KLASİK EKONOMİK DÜŞÜNCENİN DOĞUŞU VE KLASİK OKUL VE TEMSİLCİLERİ
2
KLASİK OKUL Klasik okul, Adam Smith’in 1776 yılında Milletlerin Serveti adlı eserini yayınlaması ile başlar, W.Stanley Jevons ve Carl Menger’in Neoklasik okulun temellerini atan çalışmalarını yayınladıkları 1871 yılında sona erer. Modern dönemin kurucusu sayılan iktisatçı Adam Smith
3
Klasik Okulun Tarihi Arka Planı
Klasik iktisadi düşünce, biri daha önce gerçekleşip olgunlaşmış, diğeri henüz başlamak üzere iki devrimden etkilenmiştir. Bunlar bilimsel devrim ve sanayi devrimidir. Nasıl ticarî kapitalizm, merkantilizmi; Fransa'da tarımın kapitalistleşmesi yolunda bir değişme, Fizyokrasiyi doğurmuşsa; İngiltere'de Sanayi Devrimi de Klasik İktisat Okulu'nu doğurmuştur.
4
Klasik Okul'un başlangıcı, Adam Smith'in "Milletlerin Refahı"nın basıldığı 1776 yılı, sonu da John Stuart Mili'in öldüğü 1873 yılı kabul edilirse, öğreti olarak bir asır gibi uzunca bir süre egemenliğini sürdürdüğü görülür. Hepsi de yeni çağın felsefesini yapmaya, "Sanayi Devriminin ekonomik koşulları"nı inceleyip onları bilimsel kurallara bağlamaya çalışmışlardı. Bu yeni düşüncenin en ünlü temsilcisi İskoç asıllı, Glasgow Üniversitesi'nde bir profesör olan Adam Smith'tir.
5
Klasik İktisat Klasik iktisat okulu'nun başlangıcı, Adam Smith'in tarihinde yayınlanan Milletlerin Zenginliği adlı eserine dayanır. Klasik iktisatçılar genel olarak devletin ekonomiye müdahelerinin sınırlı olması gerektiğini savunmuşlardır. Modern iktisat bilimine dayanak oluşturan klasik iktisat teorisi arz ağırlıklı bir teoridir. Klasik iktisat düşüncesi kendisinden önceki teorilerin aksine bireye ve bireysel girişimciliğe önem vermiş ve bu yüzden bireyin faaliyetlerini sınırlayıcı olarak gördükleri devlete çok az görev yüklemişlerdir.
6
Klasik iktisadın temel ilkeleri şu şekilde özetlenebilir:
• Piyasada tam rekabet koşulları geçerlidir (Serbest piyasa varsayımı). • Ücret, faiz haddi ve mal fiyatları esnektir. • Her arz kendi talebini yaratır. • Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır. • Emek-değer teorisi geçerlidir. • Emek arz ve talebi, reel ücretin bir fonksiyonudur.
7
Klasikler, teorilerini kurarken akılcı, tümdengelimci yöntemi izlemişlerdir.
Üretimde Fizyokratların «net hasıla» kavramını benimsemişlerdir. Ama Klasiklere göre «net hasıla» sadece tarım üretiminden değil sanayi üretiminden de elde edilir. Hatta sanayi üretimi gelişmenin temelini oluşturur. Parayı sadece mübadele aracı olarak görmüşlerdir. Faiz tüketimden vazgeçmenin bedelidir ve mal piyasasında yatırım ve tasarrufun kesiştiği noktada belirlenir.
9
Klasik iktisat Okulu Profesyonel anlamıyla iktisat biliminin tarihi bu okulla başlatılır. Başlangıç tarihi olarak A. Smith'in Ulusların Zenginliği kitabını yayınladığı 1776 yılı kabul edilmektedir. Okulun ve aslında iktisat biriminin ortaya çıkışı İngiltere'de vuku bulmuştur. İngiltere aynı dönemde sanayi devrimine de şahitlik etmektedir. Dolayısıyla ayrı bir alan olarak iktisadi alanın incelenmeye başlanmasıyla bu toplumsal altyapının bir ilişkisi olduğu gözden kaçı rılmamalıdır.
10
A. Smith' in okula katkıları doğal bir düzenin varlığına ilişkin Skolastik yaklaşımı, Newtoncu mekanistik Fiziğin imkanlarıyla birleştirip iktisadi hayatta göstermenin yollarını aramasındadır. Toplumdaki bireylerin çıkarcılıkları bu yolla tüm toplumun refahını artıran bir mekanizmaya hizmet etmektedir.
11
Klasik İktisat Okulunun diğer iki önemli ismi Ricamo ve W.S. Mill' dir. Ricardo, daha sonra gelişecek olan neoklasik okulun da öncüsü sayılabilecek soyutlama temelli bir sistem kurdu. İktisatta matematikselleşmenin ilk temellerinin Ricardo tarafından atıldığı söylenebilir. Ricardo'nun en önemli teorik katkılarının, rant kanunu, mukayeseli üstünlükler ve emek-değerin daha sağlıklı bir formülasyonu olduğu söylenebilir.
12
Liberal Klasik Okulun kurucusudur
Liberal Klasik Okulun kurucusudur. Kendisine bilimsel ekonominin kurucusu da denir yılında ahlak felsefesini açıkladığı "Ahlâki Duygular Kuramı" adlı yapıtıyla tanınmıştır. 1776 yılında yayınladığı "Milletlerin Refahı" adını taşıyan kitabı, ekonomik düşüncelerin gelişme süreci içinde önemli yeri olan ve ekonominin bilim haline gelmesini sağlayan temel yapıtlardan biri sayılmaktadır. Adam Smith' in, kendisinden sonra gelen ekonomistler üzerinde büyük etkisi vardır. ADAM SMİTH
13
Yapıtın içindeki konular beşe ayrılır: üretim ve değer, iktisadî gelişmenin koşulları ve sonuçları, merkantilizm, fizyokrasi'nin eleştirilmesi, malî sorunlara dair başlangıçtır.
14
Adam Smith'in Öğretisinin Temelleri
a) Servet b)İş Bölümü c) Değer d)Sermaye e) Ekonomik Düzen f) Ekonomik Politika g) Gelirlerin Üretim Öğeleri Arasında Bölüşülmesi (inkısam) Adam Smith'e göre üç türlü gelir vardır: Ücret, kâr ve rant.
16
Neoklasik iktisat, Neo Klasik İktisatçılar
1870'li yılların başında ortaya çıkmış ve o günden bu yana iktisat biliminin merkezi paradigmasını oluşturmuştur. Hatta bu öylesine güçlü bir hakimiyettir ki, günümüzde iktisat dendiğinde anlaşılan ne oklasik paradigma eksenli bir bilimdir.
17
Neoklasik iktisat, klasik iktisattaki emek - değer teorisini ve dolayısıyla onun getirdiği bir sürü sorunu bir kenara bırakarak, kendi için de daha tutarlı, matematikselleşmeye ve soyutlamaya çok daha uygun fayda değer teorisini ikame etmiştir. Bu, gerçekten de iki okul arasındaki en temel kopuş noktasıdır. Bu yüzden neoklasik iktisat okuluna 'marjinalistler' adı da verilmektedir. Joseph Schumpeter
18
İktisadın meşhur "kıt kaynakların etkin dağıtılmasıyla maksimum fayda elde etmenin yolunu araştıran bilim olduğu tanımı da bu dönemde literatüre girmiştir. Dolayısıyla neoklasiklerin temeli rasyonalite (rasyonel homoeconomicus) ve maksimum fayda unsurlarından oluşmaktadır. İktisat biliminin merkezi analiz konusu klasik iktisattaki bölüşümden, neoklasik iktisatta seçime (sınırsız ihtiyaçlara maksimum fayda temin edecek rasyonel bir seçim), yine klasik iktisadın uzun dönemi ve makro ölçekleri hesaba katan analizleri, mikroanalize ve kısa döneme kaymıştır
19
Klasik Okulun Temel İlkeleri
1.Minimum Devlet Müdahalesi: Klasik iktisat okulunun ilk prensibi ekonomiye devletin minimum seviyede müdahale etmesidir. Devlet faaliyetleri mülkiyet haklarının korunması, milli savunma ve kamu eğitimi alanlarıyla sınırlandırılmalıdır. Bu ilke laissez-faire ilkesi olarak ta kabul edilebilir. 2. Kişisel Çıkara Dayalı İktisadi Davranışlar: Klasik iktisatçılar, kişisel çıkara dayalı iktisadi davranışların, insan doğasının temeli olduğunu varsaymışlardır.
20
3. Çıkarlar Arasında Uyum: Bireyler kendi çıkarlarının peşinde koşarken, toplumun tamamının çıkarlarına hizmet ederler. 4. Uzun Dönem: Klasik iktisatçılar analizlerini uzun döneme dayandırmışlardır. Klasik iktisadın büyüme üzerine odaklandığını söyleyebiliriz. 5. Paranın Yansızlığı: Klasiklere göre para yansızdır ve önemsizdir. Paranın yansız olup, reel değişkenleri etkileyememesine klasik dikotomi ilkesi denir.
21
6. Bütün İktisadi Kaynakların ve İktisadi Faaliyetlerin Önemi: Merkantilistler servetin ticaretten, fizyokratlar toprak ve tarımdan elde edildiğini kabul etmekteydiler. Klasiklere göre servet her tür üretimden sağlanmaktadır. 7. İktisadi Yasalar: Klasiklere göre iktisat yasaları, tıpkı fizik yasaları gibi, evrensel ve değişmezdir.
23
KADERCAN GERDAN , 2130703316 TEŞEKKÜRLER…
24
KAYNAKÇALAR: sat_okullari.html okullari/anasayfa-iktisat-okullari.htm d%C3%BC%C5%9F%C3%BCnce_okullar%C4% B1 iktisat.html
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.