Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI
2
Orta Asya Uygarlığı Anav kültürü, Batı Türkistan’da Aşkabat yakınlarında yapılan kazılarda ortaya çıkarılmış en eski kültürdür. Afanesyevo kültürü, Altay-Sayan dağlarının kuzey batısında yapılan kazılarda ortaya çıkarılmış, Türklerin en eski kültürüdür. Andronova kültürü, En geniş yayılma alanına sahip kültürdür. Tunçtan ve altından yapılmış eşyalar ilk defa bu kültür bölgesinde bulunmuştur. Karasuk kültürü, Yenisey Irmağı’nın bir kolu olan Karasuk Nehri kenarında oluşturulmuştur. Tagar kültürü en gelişmiş kültürdür. Bu bölgede yapılan kazılarda Tagar kültürüne ait ok uçları, iğne, bilezik, küpe, tarak vb. eşyalar bulunmuştur.
3
Orta Asya ve Karadeniz’in kuzeyinde önemli uygarlık kuran topluluklardan biri de İskitlerdir. Orta Asya’da, Altay Dağlarının doğusunda göçebe olarak yaşayan İskitler (Sakalar), MÖ VII. yüzyılda batıya göç edip Orta Asya ve Karadeniz’in kuzeyine yerleşmişlerdir. Yapılan kazılarda ortaya çıkarılan kalıntılar İskitlerin, Türk kökenli olduklarını ortaya koymuştur. Savaşçı bir topluluk olan İskitler, genellikle konargöçer hâlde yaşamış ve hayvancılıkla meşgul olmuşlardır. Çadır şekline getirilmiş arabalar içinde yaşamışlardır. At üzerinde ok atmakla ünlenmişlerdir İskit kurganlarında çıkan eserler onların, medeniyette ileri olduklarını göstermiştir. İskitler altın, gümüş işçiliğinde ustaydılar. Onlar, “bozkırların kuyumcuları” olarak tanımlanmışlardır. Özellikle bozkır hayvan üslubunu yansıtan eserler altın ve gümüşle işlenmiştir. İskit sanatında, hayvan üslubu önemli yer tutar. At, geyik, kuş motifleri ağırlıktadır. İskitler Gök Tanrı dinine inanıyorlardı.
4
4.Mısır Uygarlığı
5
4.Mısır Uygarlığı Görsellere göre Mısır uygarlığı hakkında neler söyleyebilirsiniz. Mısır’da ilk yerleşmeler Nil Nehri kıyılarında olmuştur. Mısır da ilk siyasi teşkilatlanma “nom” adı verilen şehir devletleri şeklindedir. (Siyasi birliğin olmadığını gösterir.) MÖ 3000 yılında Kral Menes, Mısır’a tamamen hâkim olarak ülkede ilk kez siyasi birliği sağlamıştır. Kral Menes ile beraber Mısır’da “firavun” adı verilen dinî ve siyasi gücü olan tanrı-kralların yönetimi başlamıştır. Firavunlar döneminin en önemli olayı, MÖ 1280’de Hititlerle yapılan Kadeş Antlaşması olmuştur. Bu antlaşma tarihte bilinen ilk yazılı antlaşmadır. Mısır’da toplum, görselde görüldüğü gibi kâtipler, rahipler, askerler; tüccarlar, zanaatkârlar; çiftçiler ve köleler olmak üzere çeşitli sınıflara ayrılmıştır. Mısır ekonomisi tarım, ticaret ve madenciliğe dayanmıştır. Mısırlılar, Asya ve Afrika ülkeleri ile ticari ilişkilerde bulunmuşlardır.
6
Mısırlılar, hiyeroglif adı verilen resim yazısı kullanmışlardır
Mısırlılar, hiyeroglif adı verilen resim yazısı kullanmışlardır. Yazılarını papirüs bitkisinden yapılan kâğıtlara yazmışlardır. Çok tanrılı dine inanan Mısırlılar, ölümden sonraki yaşama inandıkları için ölülerini mumyalamışlardır. Mumyalama insan vücudunu tanıyan Mısırlılar, tıp alanında ve eczacılıkta gelişmişlerdir.
7
Matematikte ondalık sayı sistemini bulmuşlar, ilk defa dört işlemi kullanmış, “pi sayısı”nı bugünkü değerine yakın hesaplamışlardır. Geometride de önemli ilerleme kaydetmişlerdir. Nil Nehri’nin hareketlerini incelemeleri astronomide gelişmelerine katkıda bulunmuş, bu da takvimi icat etmelerini sağlamıştır. (İlk güneş takvimi)
9
Mısırlılar, hayatın ölümle bitmediğine insanların öldükten sonra yaşayacaklarına inanmışlardı. Bu yüzden mumyacılık ulusal bir sanat olmuştur. Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A)Mısır’da dinî inanç zayıftır. B)Mumyacılık, tıp ve eczacılık alanındaki gelişmeleri yavaşlatmıştır. C)Ahiret inancı yönetim yapısını değiştirmiştir. D)İhtiyaçlar insanlığı bazı çalışmalara yönlendirmiştir. E)Mumya sanatındaki gelişmeler Piramit yapımını azaltmıştır. Mısır medeniyetinde tüm toprak ve malların kral ve ailesine ait olması aşağıdakilerden hangisine engel olmuştur? A)Bilimsel çalışmaların yapılması B)Merkezi yapının güçlenmesi C)Kültürel etkileşimin yaşanması D)Özel mülkiyetin gelişmesi E)Ekonomik faaliyetlerin artması
10
5. İran Uygarlığı MEDLER PERSLER
11
İran tarihinin ilk dönemlerine ait bilgilerin az olması nedeniyle bu dönem yeterince aydınlatılmamıştır. Bu dönemlerde İran'ın farklı bölgelerinde değişik kavimlerin prenslikler kurduğunu bilmekteyiz Bu kavimlerden Medler ve Persler İran siyasi tarihinde önemli bir yer tutmuştur. Medler, Keyeksar Döneminde (MÖ ) bağımsız olmuşlardır. Keyeksar'ın ölümünden sonra ülke içinde huzursuzluklar çıkmıştır. Med Devleti'ne MÖ 550'de Persler son vermişlerdir. Persler, Zerdüşt dinini benimsemişlerdir. Zerdüştlüğün özünü iyilikle kötülüğün mücadelesi oluşturmuştur. Çok tanrılı Zerdüşt dininin tapınaklarına "ateşgede" adı verilmiştir. Pers ordusu, İran halkından toplanan daimî düzenli piyade ve süvari kuvvetlerinden oluşuyordu. Bunlar mızrak, ok, yay, kama ve kalkanla donatılmışlardı. Savaşlarda demir pullardan yapılmış zırh giyerlerdi. Stratejik öneme sahip yerlerdeki kalelerde sürekli birlikler bulundurdu. Persler döneminde haberleşme, ulaşım ve düzenli bir posta örgütü vardı. Ülke ulaşımına verilen önem sonucu ticaret gelişmiş, Kral Yolu üzerinde önemli ticaret merkezleri kurulmuştur. Perslerden kalan sanat eserlerinin en önemlileri, krallar için yapılan büyük saraylardır. Mimarinin yanı sıra kabartmacılığa da önem vermişlerdir. Büyük kayaları oyarak mezarlar yapmış ve bunları kabartmalarla süslemişlerdir. Büyük bir imparatorluk kurmayı başaran Perslere Makedonya Kralı Büyük İskender son vermiştir. Pers İmparatorluğu mutlakıyetle yönetilmiştir. Pers hükümdarlarının yetkileri sınırsız olup istekleri kanun niteliği taşımıştır. Ülke "satraplık" adı verilen eyaletlere bölünmüştür. Satraplıklar, "satrap" adı verilen görevliler tarafından yönetilmiştir. Satraplar, her yıl kralın görevlendirdiği kişiler tarafından teftiş edilmiş, yetersiz görülen satraplar görevden alınmış ya da cezalandırılmıştır. (Merkezi otoritenin güçlü tutulmak istendiği anlaşılmaktadır).
12
Persopolis kentinden kalıntılar
13
6. Hint Uygarlığı Hindistan’da ilk uygarlık, MÖ 4000’li yıllarda İndus Nehri boyunca ortaya çıkmıştır. Doğal kaynakları açısından zengin olan Hindistan, tarih boyunca bu özelliğinden dolayı birçok kavmin istilasına uğramıştır. Bunlardan birisi de Arilerdir. Ariler, MÖ 1500’lerde Orta Asya’dan Hindistan’a gelmişler; siyasi, sosyal ve kültürel yapılarını bu bölgeye taşımışlar ancak burada merkezî bir otorite sağlayamamışlardır. Bu nedenle Hindistan “racalık” adı verilen küçük prenslikler tarafından yönetilmiştir. (Siyasi birliğin olmadığını gösterir.)
14
Hindistan’la ilgili ilk bilgiler “Veda” adı verilen dinî içerikli metinlerde geçmiştir. Ariler bölgeye geldiklerinde vedaları geliştirerek Hinduizme hayat veren Brahmanizmin ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Farklı toplulukların Brahmanizm dinine girememesi nedeniyle bu din Hindistan’da fazla yayılamamıştır. Brahmanizm’in temellerinden birisi; “doğayı canlandırma”, yani belli doğa olaylarına (yıldırım, ateş, yağmur) isim takmadır. Kısaca her bir doğa olayını tanrıya bağlamaktır. Aynı zamanda doğa olaylarının her biri bir tanrı tarafından idare edilir. Yıldırım tanrısı, ateş tanrısı, yağmur tanrısı gibi… Brahmanizm dininin getirdiği yeni anlayışlardan biri de “yeniden canlanma” (reenkarnasyon) fikridir. Hinduizm ve Brahmanizm’den başka Hindistan’da Taoizm, Konfüçyüsçülük, Manihaizm dinleri varlık göstermiştir. Ariler, Hindistan’a gelmeleriyle birlikte “kast sistemini” bu bölgeye taşımışlardır. Kast, meslekleri babadan oğla geçen ve aynı geleneklere bağlı bulunan çeşitli sosyal sınıflardan oluşan bir sistemdir. Kast Teşkilatı beş bölümden oluşurdu. Brahmanlar : Din adamları Kşatriyalar : Askerler ve soylular Vaysiyalar : Tüccar ve Çiftçiler Südralar : İşçiler ve zanaatkarlar Paryalar : Kast dışında kalanlar
15
7. Çin Uygarlığı Çin uygarlığının oluşmasında Çin kültürünün yanında Türk, Moğol ve Tibet kültürleri de etkili olmuştur. Çin hakkında tarihî değer taşıyan ilk bilgilere MÖ XI. yüzyılda rastlanmıştır. Merkezî otoritenin güçlü olduğu Çin, tarih boyunca hanedanlıklarca yönetilmiş, MÖ III. yüzyıldan itibaren siyasi birliğini tamamlayıp güçlü bir imparatorluk hâline gelmiştir.
16
Çin de tanrının oğlu unvanını taşıyan imparatorların kutsal olduğuna inanılırdı. Çin imparatorlarının gücü daimi ordulara dayanmıştır. Çin ordusu, yaya ve arabalı askerler olmak üzere iki sınıfa ayrılmıştır. Ancak Türklerin örnek alınmasıyla bu sınıflara atlı birlikler de dâhil edilmiştir. Çin’de sosyal yapıyı asiller ve köylüler oluşturmuştur. Çin’de en yaygın dinler Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Budizm’dir. Çin’de ekonomi büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Tarımın yanında iplik, ipek, porselen ve kumaş üretimi de yapılmıştır. Çinli tüccarlar İpek Yolu aracılığıyla Çin’den Roma’ya kadar olan bölgede ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır. İpek Yolu Çin’de resim, kumaş işleme, porselen imalatı, heykelcilik, çinicilik gibi zanaat ve sanat dalları gelişmiştir. Budizm, resim ve heykelciliğin gelişiminde etkili olmuştur. Çin mimarisi, askerî ve dinî yapılar yönünden gelişme göstermiştir. Çin Seddi ve Budist tapınakları Çin mimarisinin en güzel örnekleridir. Çinliler, mürekkep, kâğıt, barut, pusula ve matbaayı kullanarak dünyada birçok gelişmeye öncülük etmiştir.
18
Çin medeniyetine ait bazı bilgiler şunlardır;
I.Sülaleler tarafından yönetilmişlerdir. II.Kağıt, matbaa, pusula ve barut buradan tüm dünyaya yayılmıştır. III.Felsefî düşünceler din olarak algılanmıştır. Bu özelliklerden hangileri, Çin’de bilimsel çalışmalar yapıldığının göstergesidir? A)Yalnız I B)Yalnız II C)Yalnız III D)I ve II E)II ve III
19
8. Doğu Akdeniz Uygarlığı
a. Fenikeliler Sami ırkından olan Fenikeliler, Lübnan Dağları ile Doğu Akdeniz kıyıları arasındaki bölgede yaşamışlardır. Fenikeliler bölgeye MÖ 3000 yıllarında gelmişlerdir. Fenike; Mısırlıların, Asurluların, Perslerin ve Büyük İskender’in istilasına uğradı Fenike. MÖ 65 yılında Roma'nın Suriye eyaletine bağlandı.
20
Fenikeliler çok tanrılı bir inanca sahiptiler
Fenikeliler çok tanrılı bir inanca sahiptiler. Her şehrin bir tanrı veya tanrıçası vardı. Mimaride daha çok taş kullanan Fenikelilerin evleri tek katlı olup, evlerin salonu, hamamı ve su kuyusu bulunurdu. Şehirleri kalın surlarla çevriliydi. Fenikelilerin uygarlığa en büyük katkıları, harf yazısını bulmaları ve 22 harften meydana gelen Fenike alfabesini oluşturmalarıdır. Fenike alfabesini daha sonraki dönemlerde Yunanlılar ve Romalılar yeniden düzenlemişlerdir. Bu alfabeye yeni harfler ekleyerek bugünkü Latin alfabesini meydana getirmişlerdir. Fenikeliler, ürünlerini satmak ve ihtiyaç duydukları altın, gümüş, bakır ve kalay gibi madenleri temin etmek için Akdeniz kıyılarında ticaret kolonileri meydana getirmişlerdir. Ticaret aracılığıyla doğu ülkeleri ile Akdeniz ülkeleri arasında kültürel bir etkileşim sağlamışlardır.
21
8. Doğu Akdeniz Uygarlığı
b. İbraniler Sami asıllı bir kavim olan İbraniler, Eski Çağda Suriye ile Mezopotamya arasında göçebe olarak yaşamışlar, daha sonra Filistin’e yerleşmişlerdir. Burada MÖ 1040’lara doğru bir krallık kurmuşlardır. Bu krallığın başına geçen Hz. Davut, Kudüs şehrini kurarak başkent yapmıştır. Oğlu Hz. Süleyman zamanında Akdeniz ülkeleri, Mısır, Mezopotamya ve Arabistan ile ticaret yapılmış, bu sayede ülke zenginleşmiştir.
22
Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra İbraniler arasında birlik bozulmuş, biri İsrail, diğeri de Yuda (Yahudi) olmak üzere iki devlet hâline gelmişlerdir. Bu iki devletin karşılıklı mücadelesinden yararlanan Asurlular, MÖ VIII. Yüzyılda İsrail Devleti’ne son vermiştir. MÖ VI. yüzyılın ikinci yarısında da II. Babil Devleti, Yuda Devleti’ni yıkmış ve Yahudileri Babil’e sürmüştür. Babiller, Yahudileri yalnızca sürmekle yetinmemişler onlara ait Mescid-i Aksa’yı da yıkmışlardır. Pers hükümdarının Babil’i alması üzerine esaretten kurtulan Yahudiler MÖ VI. yüzyılın ilk yarısında Kudüs’e gelerek Mescid-i Aksa’yı yeniden inşa etmişlerdir. Kudüs, eski önemini kazanıp din merkezi hâline gelmesine rağmen Yahudiler bir daha devlet kuramamışlar, sırasıyla Pers, İskender ve Roma imparatorluklarının hâkimiyeti altında yaşamlarını sürdürmüşlerdir. İbraniler museviliğin sadece kendilerine geldiğine inanmışlar, bu dini yaymaya çalışmamışlardır. İbraniler İlk Çağ uygarlıkları içerisinde ilk defa tek tanrılı dine inanan topluluktur.
23
İbranilerin dinlerini geniş bir alana yayamamalarında aşağıdakilerden hangisinin etkili olduğu söylenebilir? A)Çok tanrılı dinî inancı terk edememeleri B)Ulus - din anlayışına sahip olmaları C)Farklı kültürlerden etkilenmeleri D)Dinî hoşgörünün yaygın olması E)Peygamber kral anlayışının benimsenmesi Tarihte ilk kez tek tanrı inancına sahip olan millet aşağıdakilerden hangisidir? A) Fenikeliler B) Mısırlılar C) İbraniler D) Asurlular E) Çinliler
24
9. Anadolu Uygarlıkları Anadolu, göç ve ticaret yollarının üzerinde bulunması, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlaması, topraklarının verimli olması ve ikliminin insan yaşamına uygun olması gibi nedenlerden dolayı birçok kültüre yurt olmuştur. Kültürel etkileşim Anadolu uygarlığının gelişimini hızlandırmıştır. Hititler’i incelemeye başlamadan önce, Hitit göçlerinden önce aynı yerlerde uygarlık kurmuş olan ve Hititler’i büyük ölçüde etkilemiş olan Hatti uygarlığını incelemek gerekmektedir.
25
Hatti kültürüne ait en önemli eserler Alacahöyük’te bulunmuştur
Hatti kültürüne ait en önemli eserler Alacahöyük’te bulunmuştur. Hattilere ait süsleme ve bezeme şekillerinin Anadolu’nun birçok yerinde görülmesi bu uygarlığın ne kadar yayılmış olduğunu göstermektedir. Hatti halkı, hayvan biçimli tanrı kültünü geliştirmiş, özellikle de boğa önemli bir simge olmuştur. Hattiler Hititlerle kaynaşmış, Hatti kültürü, Hitit kültürü içinde yaşamaya devam etmiştir. Hattiler Yaklaşık MÖ yılları arasında Anadolu’da büyük bir uygarlık oluşturmuş Hattiler hakkında bilgilerimiz oldukça sınırlıdır. Hattiler Anadolu’nun yerli halkı olarak kabul edilmekle beraber, göçlerle geldiklerini hatta Türk kökenli olduklarını savunanlar da vardır. Yapılan araştırmalar Hititler’in uygarlık ve inanç bakımından Hattiler’den oldukça etkilendiklerini ortaya koymuştur. Hititler kendilerini başka isimle anmalarına rağmen, ülkelerine Hatti ülkesi demeleri ve din ile ilgili tabletlerde rahibin Hatti dilinde konuştuğunu belirtmeleri bu etkiyi göstermektedir. Ayrıca özel isimlerin bir çoğu da Hatti dilinden gelmektedir.
26
HİTİTLER (MÖ MÖ. 700): Hititler, MÖ 2000 yılı başlarında Kafkaslardan Orta Anadolu’ya gelerek Kızılırmak boylarına yerleşmişler, MÖ 1400 yıllarında imparatorluk hâline gelmişlerdir. Başkentleri Hattuşaş’tır. Hattuşaş, Anadolu’da doğu-batı ve kuzey-güney doğrultusunda işleyen yolların kesiştiği bir noktada bulunmaktaydı. Böylece Anadolu’nun büyük bir kısmı kontrol altında tutulabilmiştir.
27
Devlet yönetiminde kraldan sonra en yetkili kişi “Tavananna” adı verilen kraliçeydi. Tavananna, dinî törenlere başkanlık yapar, kral savaşa gittiğinde ülkeyi yönetirdi. Hititlerde kralın buyruklarına karşı gelmek, devlete baş kaldırmak büyük suç sayılmış ve ölümle cezalandırılmıştır. Sosyal yapıda en üst sınıfı kral ve ailesi oluşturmuştur. Bu sosyal yapıda asillerden başka rahipler, sanatçılar, askerler, memurlar ve köleler gibi sınıflar da yer almıştır. Heykelcilik ve kabartmacılık gelişen başlıca sanat dallarıdır. Yazılıkaya ve Ivriz kabartmaları Hitit sanatının en önemli örnekleridir. Başlangıçta Hitit Krallığı, feodal beyliklerden oluşmuştur. (Merkezi otoritenin zayıf olduğunu gösterir.) Daha sonraları merkezi krallık güçlenerek eyaletlere merkezden valiler atanmıştır. (Merkezi otoritenin güçlü olduğunu gösterir.) Krallar yerine göre başkomutan, başyargıç ve başrahipti. Hititlerin ilk döneminde kralın yetkileri soylulardan oluşan Pankuş meclisi tarafından sınırlandırılmıştır. Ancak imparatorluk döneminde Pankuş meclisinin yetkileri azalırken kralın yetkileri artmıştır.
28
Kadeş Antlaşması’nın Tableti
Anadolu’ya yazıyı Asurlular getirmiştir. Hititler, Asurlulardan aldıkları çivi yazısıyla beraber kendilerine ait olan hiyeroglif yazısını da kullanmışlardır. Hititlerden kalan en önemli yazılı eserler anallardır. Anallar, kral tarafından Tanrı ya hesap vermek için yazılan yıllıklardır. Hititler, Mezopotamya’dan aldıkları kanunlara eklemeler ve düzeltmeler yaparak Anadolu’daki ilk kanunları oluşturmuşlardır. Medeni hukuk ve ceza hukuku büyük gelişme göstermiştir. Hitit kanunları, hür vatandaşlara olduğu kadar kölelere de mülkiyet hakkı tanımıştır. Hititler döneminde Anadolu'da çok tanrılı bir din anlayışı hâkimdi. Hititler çevre kültürlerin tanrılarına da inanmışlardır. Bu nedenlerle Anadolu için “Bin Tanrı ili” denilmiştir. Bu dönemin en önemli siyasi gelişmesi, Hititler ile Mısırlılar arasında yapılan Kadeş Antlaşması’dır (MÖ 1280). Tarihte bilinen ilk yazılı anlaşmadır.
30
Hititlerin başkenti Hattuşaş’tır.
Hitit kralları başyargıç, başkomutan, başrahiptir Hititlerin danışma meclislerine Pankuş denir. Soylulardan oluşur. Hitit kraliçelerine Tavananna denir. Hitit yıllıklarına Anal denir. Hititler, Mısırlılarla tarihte bilinen ilk yazılı anlaşmayı (Kadeş) yapmışlardır. Yazılıkaya ve ivriz kabartmaları hitit sanatının en önemli örnekleridir. Hititler döneminde Anadolu’ya bin tanrı ili denmiştir.
31
Hititlerden günümüze;
–komşu devletlerle yapılan antlaşmalar, –kralların yazdırmış olduğu yıllıklar, –diğer hükümetlerle yapılan mektuplaşmalar, gelmiştir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A)Uluslar arası diplomasi gelişmiştir. B)Tarih yazıcılığına önem verilmiştir. C)Olayların oluş sıraları daha kolay öğrenilmektedir. D)Ekonomik istikrar her dönem korunmuştur. E)Resmî ve siyasî ilişkiler gelişmiştir.
32
Hititlerde kralın askerî, adlî, idarî ve dinî yetkileri üstlenmesiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A)Yetkiler tek elde toplanmıştır. B)Laik bir yönetim yoktur. C)Milliyetçilik ilkesi gözetilmiştir. D)Merkezî otorite güçlü tutulmak istenmiştir. E)Yargı bağımsız değildir. Aşağıdakilerden hangisi Hititlerde mutlakiyet yönetimini güçlendirmek amacıyla yapılan çalışmalardan birisi değildir? A)Yargı denetiminin Kral’a ait olması B)Kralın kendisinden sonra gelecek kişiyi tayin etmesi C)Kralın yanında Pankuş meclisinin kurulması D)Feodal beylerin yerlerine valiler tayin edilmesi E)Kralın başrahip, başkomutan yetkilerine sahip olması
33
İYONYALILAR Tarihte İyonya, İzmir ile Büyük Menderes Nehri arasındaki bölgeye verilen addır. Dorların baskısı sonucunda Akaların bir kısmı Yunanistan’dan Batı Anadolu’ya göç etmişler ve burada şehir devletleri kurmuşlardır. Her şehir diğerlerinden bağımsız hareket ettiğinden İyonya’da siyasi birlik kurulamamıştır. İyon şehir devletleri arasında en tanınmışları Efes, Milet, Foça ve İzmir’dir. Denizcilik faaliyetleriyle uğraşan İyonyalılar; Karadeniz, Akdeniz ve Ege’de koloniler kurarak ticaret yapmışlardır. İyonyalılar sanat ve mimaride gelişmişlerdir. Efes’teki Artemis tapınağı dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilir. İyonyalılar özgür düşüncenin ve pozitif bilimlerin öncüsü olmaları yönüyle önem taşırlar. Felsefe, matematik ve tip bilimlerinin temeli İyonya’da atılmıştır.
34
URARTULAR (MÖ MÖ. 600) Asya kökenli Hurriler tarafından Van çevresinde kurulmuşlardır. Başkentleri Tuşpa (Van)’dır. Urartular; Sık sık Asurluların istilasına uğramışlar ve Medler tarafından sona erdirilmişlerdir. Savaşçı bir toplum olan Urartular bölgelerinde bir çok kaleler yapmışlardır. Yaşadıkları coğrafyadan dolayı daha çok hayvancılıkla uğraşmışlardır. Bunun yanında tarımı geliştirmek için de su bentleri ve sulama kanalları yapmışlardır. Hatta günümüzde bile varlığını koruyan gelişmiş bir sulama ve şehir içme suyu sistemi kurmuşlardır. Madencilik, kaya oymacılığı, kabartma ve resim sanatlarında gelişme gösteren Urartular ölümden sonraki yaşama inanmışlar ve bu nedenle mezarlarını oda biçiminde yapmışlar, içine çeşitli eşyalar koymuşlardır.
35
Doğu Anadolu'da kurulmuş olan Urartu medeniyetine ait mezarlarda, ölen birinin yanına eşyalarının da konulduğu görülmüştür. Bu bilgilere göre, Urartular hakkında aşağıdakilerden hangisi öncelikle söylenebilir? A)Ahiret inancına sahiplerdir. B)Göçebe kültürlerden etkilenmişlerdir. C)Maden işlemeciliği ile uğraşmışlardır. D)Şehirleşmeye geç başlamışlardır. E) Çok tanrılı dinlere inanmışlardır.
36
FRİGYALILAR (MÖ MÖ 676) Frigler, Ege Göçleri ile Anadolu’ya gelen Balkan kökenli boylardan biridir. Friglerin bilinen ilk kralı Gordios’tur. Ülkenin başkenti Gordion (Ankara Polatlı), adını Kral Gordios’tan almıştır. Frigyalılar krallarına Midas ünvanı verirlerdi. Kafkaslardan gelen Kimmer saldırıları sonucunda zayıflayan Frigyalılar, önce Lidyalıların sonra da Perslerin hakimiyetine girmişlerdir.
37
Frigler çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmışlar, tarımı korumak ve geliştirmek için özel kanunlar ve kurallar koymuşlardır. Yapılan kanunlarda tarımla ilgili ağır cezalar öngörülmüştür. Bu kanunlara göre, öküz kesenin ya da saban kıranın cezası ölümdür. Çiftçilikle uğraşan Frigler çok tanrılı bir dine sahiptirler. En büyük tanrıları bereket tanrıçası Kibele’dir. Frigyalılar hayvan öykülerinin (Fabl) bulucuları olarak kabul edilir. Frig sanatının ve mimarisinin en önemli örnekleri Gordion ve Midas şehirlerindeki kayalar içine oyulmuş sığınaklardır. Üzerlerinde hayvan figürleri olan çanak, çömlekler yapmışlardır. Maden işçiliğinde, ağaç oymacılığında, nakış işlemeciliğinde, dokumacılıkta ileri gitmişlerdir. Ayrıca Tapates adı verilen halı ve kilimleri ile ünlüdürler.
38
Anadolu medeniyetlerinden Friglerin,
I.tarım alanında çok sert kanunlar yapmaları, II.toprak tanrısı Kibeleyi en büyük tanrı olarak görmeleri, III.ilkbaharın gelişini büyük törenlerle kutlamaları özelliklerinden hangileri üretim faaliyetlerini koruma amacı taşımaktadır? A)Yalnız I B)Yalnız II C)Yalnız III D)I ve II E)I ve III Frig yasalarında tarımın korunması ve geliştirilmesi için çok sert kanunların yapılması aşağıdakilerden hangisinin sonucu olarak gösterilebilir? A)Siyasi birliğin olmaması B)İyonya ile ticarî ilişkilerin gelişmemesi C)Ekonominin tarıma dayalı olması D)Anadolu’da koloniler kurulması E)Kültürel etkileşimin yavaş olması
39
F. LİDYALILAR (MÖ MÖ 546) Bugünkü Gediz ve Menderes ırmakları arasındaki bölgeye eski çağlarda Lidya deniliyordu. Başkentleri Sardes (Manisa)’dır. Pers saldırıları sonucunda yıkılmıştır. Kara ticaretine büyük önem veren Lidyalılar, Sardes’ten başlayarak Mezopotamya’ya kadar uzanan Kral Yolu’nu yapmışlardır. Kral Yolu üzerinden yapılan ticaret sayesinde Doğu ile Batı kültürleri arasında etkileşim artmıştır. Uygarlık tarihine yaptıkları en önemli katkı tarihte ilk defa parayı kullanmalarıdır. Bunun sonucunda ticarette kolaylık ve akıcılık sağlanmıştır. Lidya Devleti, feodal bir sisteme dayanmıştır. Kralın yanında tüccar ve toprak sahiplerinden oluşan seçkin bir zümre vardır. Lidyalıların kısa zamanda yıkılmasının sebebi ordularının çeşitli kavimlerden toplanan ücretli askerlerden oluşmasıdır.
40
-Tarihte ilk kez parayı kullanmışlardır.
-Kral yolunu yapmışlardır. Yukarıda söz edilen Anadolu uygarlığı aşağıdakilerden hangisidir? A)Hititler B)Urartular C)Frigyalılar D)İyonyalılar E)Lidyalılar
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.