Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
HAYATI ANLAMLI KILMAK
2
Hayatı Anlamlı Kılmakla ilgili Yazı
Geriye doğru bakılarak ileriye doğru mesafe alınan tek yolculuk hayat yolculuğudur. Diğer bir deyişle hayat, ileriye doğru yaşanır ama yalnız geriye dönük olarak anlaşılır. Bu anlaşılma, şuurlu bir idrak ve yaşananlardan ders alabilme düzeyinde olursa ve bu düzey devamlı yükselirse, yoldaki sapmalar o nispette az, yolculuk ise o nispette çalkantısız, sarsıntısız ve hasarsız olur. Hayatı anlamlı kılan ve insanı yücelten en önemli gaye; onu, âdeta bütün evreni kucaklayacakmış gibi dışa dönük ve maksada uygun olarak yaşamaktır. Hz. Mevlâna'yı tüm dünyaya tanıtan ve sevdiren de bu anlayış değil midir? Hayatı sadece kendine dönük olarak, ben-odaklı yaşayanlar, çevresindekileri hiçe sayan, kendi dışındaki olayları önemsemeyen, onlarla sadece çok ihtiyacı olduğu zaman bile "zoraki bir lütfen" tavrı ölçüsünde iletişim kuran ve kendi dışındaki bütün ötekiler ona hizmetle yükümlüymüş tavrı ve beklentisi içinde olan zavallı insancıklardır.
3
Koskoca kâinatta bir sivrisinek kanadındaki nokta kadar bile yer tutmadığı halde, lügatinde "ben" sözcüğünden başkasına yer vermeyen o kibir abidesinin, hiç beklemediği bir anda, çıkabileceği en tepe noktasından kafa üstü yere çakıldığına tarih çok defa şahit olmuştur. Kendi gözünde önemli kıldığı, değer olarak kabul ettiği şeyler bir şekilde elinden çıktığı zaman çırılçıplak kalacak, tüm fiziksel ihtiyaçları eksiksiz olarak karşılığında ise hayatı anlamsız olmaya başlayacaktır. Bu, içinden çıkılması öyle zor bir paradoks ki, olması da, olmaması da ayrı bir dert. Çünkü bedensel tatminden sonra ister istemez yaşadığı hayat için bazı anlam arayışları başlıyor insanoğlunda. Zira onu rahat bırakmayan, ama elle tutamadığı ve adını koyamadığı bir "ben" daha var görünenin ötesinde, içinin ta derinliklerinde. O bedensiz "ben'e" ruh deyin, can deyin, nefis deyin, ne derseniz deyin, her dilde, her kültürde ismi değişse de, özü aynıdır onun. İnsanı değerli kılan da o zaten
4
. Zira beden, bir canide de, bir âlimde de anatomik olarak çok farklı değil. Şu var ki, nasıl beden, kendini soğuktan, sıcaktan koruyan giysiye, güçlü ve zinde tutacak yiyeceğe, içeceğe ihtiyaç duyuyorsa, bedeni ayakta tutan o bedensiz "Ben" de benzer ihtiyaçları hissediyor ve istiyor. Ama çok önemli bir farkla ki, onun giysisi, gıdası her beden için ayrı değil. Standart ve asla değişmez bir formatta. Onun giysisi, kullandıkça eskimeyen, aksine değer kazanan, sabırdır, kanaattir, hoşgörüdür. Paltosu, hataları örtmek ve görmemek, görse bile affetmektir. Sofrasının en sevdiği yiyeceği karşılıksız verebilmek, lezzet veren çeşnisi ise, tevazudur, tatlı dildir, güler yüzdür. Kullandığı sözlükte "haklıyım" fiilinin birinci tekil şahsı bir daha okunmamacasına silinmiştir adeta.
5
O giysi bir iş verende olursa eğer, işçisinin evindeki kedisinin ayağına batan kıymıktan çatısındaki kırık kiremitine kadar ilgisiz kalamaz. Bir öğretmende olursa eğer, yetişkin olduklarında topluma yön verebilecek, mensubu olduğu millete değer katabilme derdinde ve şuurunda olan bireyler yetiştirmek en büyük gayesi olur onun. Toplumda yer alan her fert, akıl, zekâ, kültür ve psikolojik özellikleri nedeniyle toplum ağacının belki en güzel ve en tatlı meyvesi olamayabilir. Ama o elbiseyi giydiği sürece ağacın bütününe zarar verebilecek, hastalıklı, ben-odaklı iri bir dal yerine, o ağacı oluşturan sayısız dokulardan biri olmayı yeğleyecektir. İnsan hayatının nihai hedefine götüren pusulası ve feneri kıymetindeki bu standart ve değişmez değerler insanoğluna en baştan bedelsiz olarak verilmişti. O, bunu kısmen unuttu ya da yok saydı veyahut değerini bilemedi. Sis ve pus içinde rotasını, yönünü, yanını belirleyemediği hedefsiz yolculuğunda başına gelenler için hep suçlu aradı. Bir aynaya bakmayı bile akıl edemedi. Bu değerlerden bir şekilde haberdar olanların bir kısmı, onu yanlış yerlerde aradılar. Zira işportaya düşmesi düşünülemezdi. Diğer bir kısım ise bu değerlere sahip insanları dost ve arkadaş edindiler. Çünkü onlar biliyorlardı ki, vagonun lokomotife bağlanmaktan başka alternatifi yoktur. Zaten başka türlüsü yanlış olurdu.
6
Hayatı Anlamlı Kılmak Hayatı Anlamlı Kılmak
Yağmuru seviyorsan bulutları da sevmeli, Ona kavuşmak içinse, ıslanmaktan ürkmemelisin Uçabilmek için yerden kopabilmeli, Göğe varmak için, önce yeri avucunun içi gibi bilmelisin Huzurun değerine varmak için karmaşayı yaşamalı, ... Dinginlik denizlere varabilmek için dalgaları aşacak sabır ve azimde olmalısın Isınmanın tadına varabilmek için önce üşümeli, Üşümek için çıplak kalmayı göze alabilmelisin Susamak için önce ondan mahrum kalmalı, Ona kavuşmak için uğraş vermelisin Özlemi tadabilmek için sevgi nedir bilmeli, Kavuşmanın tadına varabilmek hasret kalmalısın Zirveyi tanımak için dip nedir bilmeli, Dipten çıkabilmek için kendine inanmalısın Savaştan kaçınmalı,
7
Barışı sağlamak içinse savaşabilmelisin Birini sevebilmek için kendini çok sevmeli Sevilmek içinse hislerini paylaşmayı öğreniş olmalısın Yanmak için önce pişmeli, Sönmek için kor halinden geçmelisin Gülü gerçekten sevdim diyebilmek için dikenlerini de sevmeli, Dikenleri sevebilmek için bütün nedir farkına varmış olmalısın Aç kalmamak için emek vermeli, "Doydum" demek için açlık nedir yaşamış olmalısın Günün değerini bilmek için geceyi yaşamalı, Yaza varmak için önce kışı atlatabilmelisin Yürüyebilmek için önce sürünmeli, emeklemeli, Koşmak içinse, yürümeyi sindirmiş olmalısın Aramak için arayışında olduğunun ihtiyacını tanımlamalı, "Buldum" demek içinse; ne aradığından gerçekten emin olmalısın
8
Hayatınızın her gününü sanki bir dağa tırmanıyormuşsunuz gibi yaşayın.
Arada bir zirveye göz ucuyla bakın ki, hedefiniz daima aklınızda olsun; ama yalnızca zirveye odaklanıp, varılan her yeni noktanın farklı ve güzel manzarasını da kaçırmayın…
9
Hayatın en büyük trajedisi, çok çabuk yaşlanmamız, ama çok geç akıllanmamızdır
10
Bir an bekle, arkana dön ve unuttuklarını anımsa
Bir an bekle, arkana dön ve unuttuklarını anımsa. Kaybettiysen ara, kırdıysan af dile: Çünkü hayat çok kısa. MEVLANA
11
Hayatta asıl önemli olan; hala yaşıyorken, asla geç olmadığına inanmaktır.
ALDOUS HUXLEY
12
Denizi seviyorsan dalgaları seveceksin, uçmayı istiyosan düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşarsan hayatı sadece seyredersin. Friedrich Nietzsche
13
Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın
Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsün ki; Padişah bu dünyadan eli boş gitti. Kanuni Sultan SÜLEYMAN
14
Hayat bir sürprizler serisidir
Hayat bir sürprizler serisidir. Öyle olmasa ne yaşanmaya, ne de korunmaya değerdi. Emerson
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.