Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Neyi bekliyoruz ? Nereye koşuyoruz ?

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Neyi bekliyoruz ? Nereye koşuyoruz ?"— Sunum transkripti:

0 SÜREKLİ GELİŞİM YAŞAM BOYU ÖĞRENİM Murat Yeşildere
İSTANBUL SANAYİ ODASI 6. SANAYİ KONGRESİ Sürdürülebilir Rekabet Gücü: Endüstriyel Teknoloji ve İnovasyon Kasım 2007, Cevahir Kongre Merkezi-Istanbul

1 Neyi bekliyoruz ? Nereye koşuyoruz ?
İnsanoğlu çocukluktan sıkılır ve büyümek için acele eder. Ne var ki çocukluğunu özler. Para kazanmak için sağlığını yitirir. Ama sağlığını geri almak için de para öder. Yarınlarından endişe ederken bugünü unutur. Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşar. Hiç ölmeyecek gibi yaşar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölür. Hayata hazırlanmaya o kadar vakit harcar ki, hayatını yaşamaya vakti kalmaz! Yarınını o denli düşünür ki, bugünün elinden kayıp gittiğini fark etmez bile. Oysa hayat geçmişte ya da gelecekte değil, şimdiki zamanda yaşanır. Eflatun Bu başlık geliştirilebilir, varyasyonları üretilebilir. Mesela sürekli geleceği beklemek, sürekli bir hafta sonrasını beklemek, sürekli bir gün sonrasını beklemek. Bir çay içerken tadını almak yerine çayın bitmesini ve bir sonraki çaya geçmeyi beklemek. Yemek yerken bitirmeyi beklemek, kitap okurken sonunu beklemek. Her geçen gün daha da sonuç odaklı bir hal alıyoruz. Sonuç odaklı olmak o kadar kötü birşey değil ancak süreçleri bir kenara atmak yaşama zevkini de bir kenara atmak demek.

2 Kaizen Japon kültürünün binlerce yıldır bir parçası olan Kaizen, Japonca ‘Kai’; ‘Değişim’ ve ‘Zen’ ; ‘İyi olmak’ kelimelerinden türemiştir. Birleştirilmiş haliyle ‘daha iyiye değişim’ olarak tanımlayabiliriz. Kaizen Japonya’nın ikinci dünya savaşı sonrasında gelişen ekonominisinde, yapı taşı olarak yer alan bir yönetim felsefesi olmasına karşın, ben Kaizen’i günlük yaşantımızda uygulayabileceğimiz küçük ve sürekli değişimlerle yaşam kalitenizi arttırmayı hedefleyen bir Japon Felsefesi olarak ele alacağım. Kaizen, batılı felsefelerin kökten değişimlerle kısa sürede sonuç elde etme yönteminin tamamen zıttı bir felsefedir. Kaizen, değişime odaklı, küçük adımlarla hayatın her bir noktasını sürekli olarak geliştirme esasına dayanır. Kaizen öğrenmeye odaklı bir hayat biçimini destekler.

3 Bebeklik / Çocukluk çağlarında öğrenme
Konuştuklarına önem verilmeyen, fikirlerinin söylenilmesine izin verilmeyen, davranışları ve kişilikleri sürekli eleştirilen çocuklar Kendine güvensiz, içine kapanık, mutsuz ve saldırgan çocuklar Düşüncelerine önem verilen, fikirlerini dinlenen çocuklar Kendilerine güvenen, olumlu ilişkiler kurabilen ve ilişkileri sürdürebilen kişilikli çocuklar Çocukların küçük iş dahi başarmaları halinde, takdir edilmesi ve yüreklendirilmesi Söyledikleri yalanları düzeltmeye çalıştıklarında ve hatalı davranışlar bulunduklarında takdir edilmesi Çocuklara bol bol şans tanınmalı, başarısız olsalar bile onu kabullenip sevildiği hissettirilmeli Takdir eden, güvenen anne-baba tarafından yüreklendirilen çocuklar başarısızlıktan korkmazlar ve mutlaka başarılı olabileceği bir alan bulurlar Başaramadıkları işlerden sonra kızarak veya tepki vererek güveninizi kaybedilir ve öğrenme sürecini geciktirilebilirsiniz. Ayrıca başarısızlığı, başarıya döndürebilme şansı da ellerinden alınmış olur. Bazı başarısızlıkların, öğrenmede önemli bir etken olduğu da unutulmamalıdır. 14. Einstein 9 yaşına kadar düzgün konuşamamıştır. Ailesı onun özürlü olduğunu düşünmüştür. Hergün doğan çocukların ortalama yüzde 12’si yanlış anne babaya verilmektedir.

4 Önyargılara rağmen öğrenmeye çalışmak

5 Öğrenme, bireyde bilgi ve tecrübe sonucu oluşan “sürekli” değişim
Öğrenme, bireyde bilgi ve tecrübe sonucu davranışta oluşan sürekli değişim olarak tanımlanmaktadır. Tanımdan da anlaşıldığı gibi tecrübelerinden bilgi edinen birey inançlarını, değerlerini, tutum ve davranışlarını yönlendirmekte ve değiştirmektedir. Öğrenme birkaç seferde tamamlanabilecek bir süreç değildir. Süreklilik arz etmesi önemlidir kalıcılığı açısından. Gündelik ihtiyaçlarımız için edindiğimiz bilgiler, akademik bilgiler, iş hayatında edindiğimiz bilgiler davranışlarımızı ve düşünce şemalarımızı belirlemektedir. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için bireyin önceden bilmediği bilgiyi anlayabilmesi, diğer kavramlarla ilişkilendirebilmesi, yorumlayabilmesi, yeni kavramlar üretebilmesi ve bunları davranışlarına yansıtabilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde öğrenildiği sanılan bilgi bireyde kalıcı etki bırakmayacak ve oluşabilecek yeni bilgilere zemin oluşturmayacaktır. Bireyin öğrenmesini kolaylaştırıcı en büyük etken güdülemedir. Öğrenme arzusu bireyde mevcut değilse, ilgisini çekmiyor ise önemli olduğuna dair bir inancıda yoksa etkin bir öğrenme gerçekleştirilemez. Etkin öğrenme eylemi için; Birey bilgiye ihtiyaç duymalı, Motivasyonu sağlanmış olmalı, Uygun öğrenme ortamı sağlanmış olmalı, Bilgileri kullanabileceği, pratik yapabileceği olanaklar sunulmalı, Geri bildirimi sağlıklı yapılmalı, Tekrar edilmesi sağlanmalı, Ayrıntılı bilgi sağlanmalı, Kişisel öğrenme yeteneklerine uygun eğitim verilmeli, Kişisel tutum ve davranışları takip edilmeli, Sürekli öğrenme benimsetilmeli, Dikkat çekici unsurlar bulundurulmalı, Birey öğrenmenin değişim sonucunda gerçekleşeceğinin farkında olmalı.Aksi takdirde değişimden korkan birey yeni bilgi edinmekten ve bunu sürekli kılmaktan kaçınacaktır. Akademik eğitim ya da işle ilgili yeterli olduğunu düşündüğümüz eğitimi aldıktan sonra öğrenme işlemine ara vermek uzun vadede verimli etki sağlamayacaktır. Okumak, dinlemek, sertifkalı /sertifikasız eğitimlere katılmak, uygulama yapmak, tecrübe edinmek eğitimde süreklilik kavramını benimsemiş bireyler için zorunluluk olmaktadır. Aslında bir süre sonra bu eylemler bir yaşam şekline dönüşmektedir. Yerinde saymak istemeyen, ilerlemek isteyen, profesyonelleşmek isteyen, her öğrenilen yeni bilginin tamamlayıcı unsur olduğunu bilen birey hayat tarzını belirleyebilmek için sürekli öğrenme düşünce biçimini benimsemektedir. Yaşam boyu öğrenme birey için kalıcılık sağlayacak ve bulunduğu yeri sağlamlaştıracaktır.

6 Öğrenme eylemi bir yaşam şekline dönüşüyor
Geleneksel öğretme Paylaşarak “öğrenme” Öğrenme, bireyde bilgi ve tecrübe sonucu davranışta oluşan sürekli değişim olarak tanımlanmaktadır. Tanımdan da anlaşıldığı gibi tecrübelerinden bilgi edinen birey inançlarını, değerlerini, tutum ve davranışlarını yönlendirmekte ve değiştirmektedir. Öğrenme birkaç seferde tamamlanabilecek bir süreç değildir. Süreklilik arz etmesi önemlidir kalıcılığı açısından. Gündelik ihtiyaçlarımız için edindiğimiz bilgiler, akademik bilgiler, iş hayatında edindiğimiz bilgiler davranışlarımızı ve düşünce şemalarımızı belirlemektedir. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için bireyin önceden bilmediği bilgiyi anlayabilmesi, diğer kavramlarla ilişkilendirebilmesi, yorumlayabilmesi, yeni kavramlar üretebilmesi ve bunları davranışlarına yansıtabilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde öğrenildiği sanılan bilgi bireyde kalıcı etki bırakmayacak ve oluşabilecek yeni bilgilere zemin oluşturmayacaktır. Bireyin öğrenmesini kolaylaştırıcı en büyük etken güdülemedir. Öğrenme arzusu bireyde mevcut değilse, ilgisini çekmiyor ise önemli olduğuna dair bir inancıda yoksa etkin bir öğrenme gerçekleştirilemez. Etkin öğrenme eylemi için; Birey bilgiye ihtiyaç duymalı, Motivasyonu sağlanmış olmalı, Uygun öğrenme ortamı sağlanmış olmalı, Bilgileri kullanabileceği, pratik yapabileceği olanaklar sunulmalı, Geri bildirimi sağlıklı yapılmalı, Tekrar edilmesi sağlanmalı, Ayrıntılı bilgi sağlanmalı, Kişisel öğrenme yeteneklerine uygun eğitim verilmeli, Kişisel tutum ve davranışları takip edilmeli, Sürekli öğrenme benimsetilmeli, Dikkat çekici unsurlar bulundurulmalı, Birey öğrenmenin değişim sonucunda gerçekleşeceğinin farkında olmalı.Aksi takdirde değişimden korkan birey yeni bilgi edinmekten ve bunu sürekli kılmaktan kaçınacaktır. Akademik eğitim ya da işle ilgili yeterli olduğunu düşündüğümüz eğitimi aldıktan sonra öğrenme işlemine ara vermek uzun vadede verimli etki sağlamayacaktır. Okumak, dinlemek, sertifkalı /sertifikasız eğitimlere katılmak, uygulama yapmak, tecrübe edinmek eğitimde süreklilik kavramını benimsemiş bireyler için zorunluluk olmaktadır. Yerinde saymak istemeyen, ilerlemek isteyen, profesyonelleşmek isteyen, her öğrenilen yeni bilginin tamamlayıcı unsur olduğunu bilen birey hayat tarzını belirleyebilmek için sürekli öğrenme düşünce biçimini benimsemektedir. Yaşam boyu öğrenme birey için kalıcılık sağlayacak ve bulunduğu yeri sağlamlaştıracaktır.

7 Etkin öğrenme eylemi için, bireyin motivasyonu sağlanmış olmalı

8 Öğrenmek ancak kendi hatalarından ders alarak olabilir !

9 Öğrenmek başkalarının tecrübelerinden faydalanmaktır !

10 Öğrenmek için denemekten korkmayın !

11 Öğrenmek için pratik yapılabilecek fırsatlar sunulmalı

12 İş hayatında öğrenmenin önündeki engeller
Geleneksel yönetim metodolojisinde Kontrol (bütçeler, planlar,onaylar, yetkiler) Standard Uyum Ölçme/sonuç (“ölçemediğini yönetemezsin”) ön planda Ama gelişim, inovasyon, öğrenme “kaos” ortamlarında daha hızlı oluyor ! Gönüllülük Yaratıcılık Duygu Sun Microsystems’in kurucu yöneticilerinden olan ve şu anda kendi risk sermaye şirketini yöneten Hint asıllı Amerikalı girişimci Vinod Khosla, “krizler harcanması felaket olan fırsatlardır” diyor. Dünyayı hayal gücü döndürür. (Albert Einstein) Yaptığımız her şey hayal kurarak başlar. Hayat -herkes için- hayalleri gerçekleştirmek ve yapabileceğinin en iyisi, olabileceğinin en güzeli peşinde gitmektir. Bobby Kennedy’nin sözü gibi: Diğerleri dünyaya bakıyor ve “Neden” diye soruyor. Ben bambaşka bir dünya düşünüyor ve “Neden olmasın” diye soruyorum. 1/4

13 Öğrenmenin yaşı yok !

14 Son soru !


"Neyi bekliyoruz ? Nereye koşuyoruz ?" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları