Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
İTALYAN YENİ GERÇEKÇİLİĞİ
ITALIAN NEOREALISM
2
İçindekiler Özet Giriş Özellikleri Örnekler Filmler hakkında
Türkiye’den örnekler Etkiler Sonuç Kaynakça
3
Özet II. Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya’da ortaya çıkan sinema akımı 1944 ile 1955 yılları arasında varlığını sürdürmüştür. 10 yıl süren bu dönem, sanılanın aksine baskın bir tür olamamıştır.Dönemin sineması komedi ve melodramlar seyirci tarafından daha çok ilgi görmüştür. Akımın popülerliği dönemin özelliklerinin devam ettirilmesinden çok, yeni gerçekçiliğin sürekli araştırılmasından geçer.
4
Giriş Yeni gerçekçilik akımı, II.Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan ve gündelik yaşamı ele alan bir sinema akımıdır. Savaş sonrası İtalyan toplumunun içine düştüğü sıkıntılar, savaşın getirdiği yıkımlar, işsizlik gibi sorunları ele alan ve bunları toplumsal bağlamları içersinde gerçekçi bir bakış açısıyla veren bir akımdır. Bir akım haline gelen, ilk gerçekçi filmler 1945 sonrası İtalya’da çevrilmiştir.
5
Giriş Akımın tohumları İtalyan Cinema dergisinde bir araya gelmiş bir grup sinema eleştirmeni tarafından atılmıştır. Derginin sahibi dönemin diktatör Başbakan’ı Benito Mussolini’nin oğlu Vittorio Mussolini’ydi.
6
Giriş Yazarlar da bu yüzden politik konularda yazamıyorlardı ancak o yıllarda film sektöründe yer alan Beyaz Telefonlar (İta. telefoni bianchi) filmlerini eleştiriyorlardı. Beyaz Telefonlar filmleri, Mussolini’nin İtalya’yı diktatörlükle yönettiği sırada, halkın dikkatini baskı rejiminden başka tarafa çekmek ve halkı eğlendirmek için yapılan “pembe kaçış filmleri”ne verilen isimdi.
7
Özellikleri Yeni Gerçekçiliği’nin en önemli özelliği hiçbir oyunculuk deneyimi bulunmayan, tamamen amatör oyuncular kullanılması ve Hollywood sinemasına tepki olarak stüdyo yerine sokakları tercih edilmesiydi. Hareketin ve doğallığın resmedildiği filmlerdir. Bu akım, II. Dünya Savaşı sonrası çıkan Faşizm ve yıkılışı arasında ortaya çıkmasından dolayı sert, hüzünlü ve gri tonlar kullanılmıştır.
8
Özellikleri Yeni gerçekçi sinemacıların film yaparken dikkat ettikleri 10 özellik var. Aktüaliteye yakın kadraj kullanımı, (Belgeselsi) Sessiz sinemada pahalı olan görsel efektlerin (bindirme, eğik görüntüler, yansımalar, deformasyonlar) reddi, Belgesel geleneğine göre ayarlanmış oldukça gri bir görüntü, Gerçek dekorlarda çekim yapma,
9
Özellikleri Doğaçlamada farklı bir yol demek olan dekupajda belli bir esneklik, Profesyonel olmayan oyuncuların kullanılması, Özel efektsiz, yalın bir kurgu kullanılmıştır. Sessiz çevrilmiş filmlerin sonradan dublajı, Bütçenin küçüklüğü, Hennebel, 1975
10
Örnekler Luchino Visconti yönetmenliğini yaptığı “Ossesione’’(Tutku) gerçekçi akımı başlatan film olarak kabul edilir. 1942 Amerikalı yazar James Cain’in ‘’Postacı Kapıyı İki Kere Çalar’’ adlı yapıtının sinemaya uyarlanışıdır.
11
Örnekler Michalengelo Antonioni’nin 1947 yılında çekimlerini bitirebildiği Gente Del Po (People of the Po Valley) adlı filmi ise yine yeni gerçekçilik akımı içerisinde önemli bir yere sahip olan belgesel filmdir. Antonioni filmi “yenigerçekçiliğe vaktinden önce yer veren bir çalışma’’ olarak değerlendirmektedir.* *Antonioni, Yeni Sinema, Mart 1968 sayı 16. Aktaran Selahaddin Bağdatlı – İtalyan Yeni Gerçekçiliği
12
Örnekler Aslında geçimini bisikleti aracılığıyla sağlayan, mesleği duvarlara film posteri asmak gibi bir işi olan adamın bisikletinin çalınması sonucu yaşadığı zorluklar gibi basit bir konu bile dönemin koşulları gereğince oldukça etkili bir biçimde yansıtılmaktadır.
13
Filmler hakkında Filmler genel olarak İtalya’nın sosyoekonomik durumları üzerinde değinilmiştir ve fakir ve işçi sınıfının zorlukları konu olarak işlenmiştir. Genel olarak filmlerde çok büyük bir aksiyon göremezsiniz. bu bahsedilen sınıfların mensubu olan insanların günlük yaşamları aktarılmıştır. Bu insanların sıradan günlük yaşamının içerisinde başlarına gelebilecek olumsuzluklar çok olduğu için film yapımcılarına iyi malzeme çıkmıştır.
14
Filmler hakkında İtalyan Neorealizmi’nde diğer dikkat çekici öğelerden birisi de çocuk oyunculardır. Çocuklar kimi zaman başrollerde kimi zaman yardımcı oyuncu rollerinde bu akımda büyük bir yere sahiptir. İtalyan neorealistler o dönemde yetişen çocukların psikolojisini ve yetiştiği koşulları daha etkili aktarmak için çocukları filmlerinden eksik etmemiştir.
15
Filmler hakkında Oldukça zor şartlar altında yetişen bir toplumu ve sıradan fakir insanlarını kameraya alırken çocukları fazlasıyla kullanmak ne kadar melodramı çağrıştırsa da İtalyan neorealizminde kesinlikle aşırı duygusal öğeler bulunmaz. Çünkü adı üstünde bu akım “yeni realizm”dir. Realist filmlerde, popüler film sevdası insanların bekleyeceği şekilde abartılı duygusallık bulunmaz, her şey olabildiğince gerçek ve objektif tutulmaya çalışılmıştır, ve zaten ismi de bu yüzden realizmdir.
16
Türkiye’den örnekler Türkiye’de etkileri şu şekillerde görülmektedir. Birincisi, sinemanın İstanbul’da ki tiyatro sahnesinden alıp, Anodolu köylerine, sokağa indirme amacıdır. Metin Erksan, Ömer Lütfi Akad gibi auteurleşen, yönetmenler bu dönemde ortaya çıkmıştır.
17
Türkiye’den örnekler Ömer Lütfi Akad’ın, Kanun Namına (1952) filmi kamera kullanımı durağanlığıyla gerçek hayattakine benzer bir akış vardır karelerin içi doludur, ve gerçek mekanlarda çekilmiş mükemmel bir takip sahnesi vardır. Üstelik kadro neredeyse tamamen amatör oyunculardan oluşmaktadır. Oyuncular dergilere verilen ilanlarla bulunmuştur
18
Türkiye’den örnekler Ömer Lütfi Akad belgesel geleneğine yaslanan (Gelin, Düğün, Diyet), Metin Erksan (Susuz Yaz, Yılanların Öcü), Halit Refiğ (Üç Arkadaş, Gurbet Kuşları),Yılmaz Güney sosyalist-gerçekçi (Endişe, Umut) gibi filmleriyle “gerçekçi sinemasal anlatım” yolunda önemli adımlar attılar. Güney ekolünden gelen, sinema kariyerlerine sosyalist-gerçekçi filmler yaparak başlayan ve 80'lerin ortasından itibaren auteurleşen Ömer Kavur, Erden Kıral, Ali Özgentürk gibi yönetmenleri de bu çerçevede anmak gerekir.
19
Türkiye’den örnekler
20
Türkiye’den örnekler İkinci etkisi ise; “Yeşilçam” diye tabir edilen ticari sinemadan, kırsal/kentsel sorunlara değinilen filmlere geçiştir. Bunlar feodal kalan, kalkınamayan toprak reformu yapılmadığı için ağalık sistemi hüküm süren bölgedeki halkın aynı zamanda şehirde sosyo ekonomik olarak ezilen halkın sorunlarını alaycı, iğneleyici aynı zamanda komedi şeklinde sunan sosyal sorunlara Nasrettin hoca misali değinen filmlerdir. Yeşilçam gösterişli apartlarından, halka inen yapımlardır.
21
Etkiler 1945 sonrası İtalya'da doğmuş olan bu akımda sinema yeni bir boyut kazanmış, jean renoirla birlikte "şiirsel realizm" tarzını benimseyen filmler yapılmaya başlanmıştır. Akıma göre "genel erkek ve kadına yönelmelidir. gerçek hayat oluşumlarında kapıların dışında çekimler yapılmalı; adeta bir belgeselle aynı tarzda olmalıdır." (Biryıldız, 66)
22
Etkiler 10 yıl süren bu dönem, sanılanın aksine baskın bir tür olamamıştır.Dönemin sineması komedi ve melodramlar seyirci tarafından daha çok ilgi görmüştür. İtalyan sinemasına baktığımızda, ilk akla gelen “Yeni Gerçekçilik” 1955 yılından sonra asıl temsilcileri tarafından terk edilmiştir*. *Vittorio De Sica, günümüzde Yeni Gerçekçi bir auteur* olarak bilinir. Oysa De Sica'nın kariyeri İtalyan usulü güldürülerle şekillenmiştir.
23
Etkiler Bu akım, sinemaya yeni başlayan ya da yapıma yeniden dönen ufak ülkelerde, bağımsızlığına yeni kavuşan ülkelerde büyük etki yaptı. Sinema sanatına getirdiği yenilikler, başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu, Hindistan, Japonya’ya kadar bir çok ülkeyi etkilemiştir. Her ülke kendine özgü biçimde değerlendirdi.
24
Sonuç Yeni Gerçekçilik, harekete geçirici filmlerin varlığına dayanamayan kapitalist toplumlar için hümanist bir hak ileri sürmeyi sağlayan yöntemleri barındırır. Demokratik sinema, Yeni Gerçekçi, çoğunlukla da reformist bir sinemadır: Akımın sonrasında, savaşın baş aktörlerinden İngiltere'de, sinemacılar/entellektüeller savaş döneminin propaganda filmlerini bir yana bırakarak yeniden “gerçek” gerçeğe dönme ihtiyacı hissettiler. Bu da Free Cinema’yı doğurdu. Hemen ardından Fransa'da Cinéma-Verité doğdu. O da kendinden önceki İtalyan Yeni Gerçekçiliği ve İngiliz Free Cinema'sının getirdiği mirası daha da geliştirdi.
25
Sonuç Chaplin’in dediği gibi ‘’Hayatın bize çizdiği yol özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir’’. Yeter ki kameramız yeni bir hayatı yaratmada yardımcı olabilsin. Yani sözün özü şudur ki ‘’dünyayı yorumlamak yetmez aslolan onu değiştirmektir’’ Karl MARKS
26
Kaynakça Biryıldız,Esra(2002)Beta, İstanbul, Syf 66
Hennebel,G. (1972) Alain Robbe-Grillet.Paris: Edition Seghers. Karl MARKS -Selahattin Bağdatlı-İtalyan Yenigerçekçiliği-Der Yayınevi Antonioni, Yeni Sinema, Mart 1968 sayı 16. Aktaran Selahaddin Bağdatlı – İtalyan Yeni Gerçekçiliği Yeni Sinema, Mart 1966, sayı 1 Aktaran: Selahaddin Bağdatlı – İtalyan Yeni Gerçekçiliği syf 45 Sinemanın Sokakla Buluştuğu Yer: İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımı İtalyan Yeni Gerçekçiliği : İtalyan Yeni Gerçekçilik Paneli Aslı Daldal, Engin Ayça, Oğuz Onaran
27
Teşekkürler
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.