Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SUNUM.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SUNUM."— Sunum transkripti:

1 SUNUM

2 İŞYERİNDE BAŞARININ ANAHTARI: DUYGUSAL ZEKÂYI KULLANABİLMEK VE DUYGULARI YÖNETEBİLMEK

3 SUNUMUN AMACI: Geçtiğimiz yüzyılda, akademik zekâ ve teknoloji, yükselişinin doruklarına ulaştı. IQ ve teknik beceriler ön plana çıktı ve iş hayatının kalitesini belirledikleri düşünüldü. Teknolojik gelişmeler arttıkça, sosyal ilişkiler ikinci plana atıldı ve sorunlar başladı. Beyinle ilgili yapılan son araştırmalar, IQ’nun hayattaki başarıyı etkilemesinde en fazla %20 öneme sahip olduğunu ortaya koymaktadır. İş hayatında ve özel hayatta çözümün kaynağı, son eğilimlerde ya da teknolojik gelişmelerde değil, içimizdedir. Her zaman da içimizde olmuştur. Ama biz onu hiç görmedik ya da önemsemedik.

4 İş hayatında “duygular dünyasından” kaynaklanan sorunlar hemen hemen her gün yaşanmaktadır. Çünkü duygusal ve sosyal yönden zayıf bireyler iş hayatında işlerini iyi yapamazlar. Ancak, biz sorunları çözmek için “kalbimizin sesini” duymak konusunda hiç eğitim almadık. Kişinin kendini tanıması, duygularının farkına varması, duygularını yönetebilmesi, kızgınlığıyla başa çıkabilmesi, kendini motive edebilmesi ve diğer insanları anlaması, işyerinde en çok ihtiyaç duyulan becerilerdir. Bu beceriler kişinin yaşadığı sorunların çözümünü bulmasına yardımcı olur. “İşyerinde Duygusal Zekâ” sunumu, insanların kendilerini ve diğerlerini anlamaları, uyumlu ve etkili çalışabilmeleri, iş hayatında mutlu olabilmeleri için gerekli olan yaşamsal becerileri tanıtmayı ve bunları kazandırma yönünde bir adım atmayı amaçlamaktadır.

5 DUYGUSAL ZEKÂYI KULLANABİLMEK VE DUYGULARI YÖNETEBİLMEK
Hayat yüksek zekâlı ama başarısız insanlarla doludur. Bu kişiler zekâları yüksek olmasına rağmen, gerektiği yerde gerektiği gibi davranmamış ve hayatta kaybetmişlerdir. Hayatta başarılı olmak için zeki olmak yetmez, duygusal zekânın da yüksek olması gerekir. Duygusal zekâ son yıllarda yeni bir kavram olarak ileri sürülmüş olmakla beraber, eskiden beri bilinen akıllı ve uyumlu davranış özelliklerinden başka bir şey değildir. İnsanlarla iyi iletişim kurmak, ne zaman ne yapacağını bilmek, fırsatları iyi değerlendirmek, belirli olumlu bir amaca doğru ilerleyebilmek, kararlı olmak, gelip geçici esintilerden etkilenmemek gibi nitelik ve becerileri içerir.

6 21. yüzyılda duygusal zekâ, üst düzey bir yöneticinin etkililik düzeyini herhangi bir etkenden çok daha fazla etkileyecektir. Bu gerçek ayrıca tüm yöneticiler için geçerlidir. Birlikte çalıştığınız iş arkadaşınızla sorunlar mı yaşıyorsunuz? Yöneticinizin ya da astınızın sizi anlamadığını mı düşünüyorsunuz? Olumsuz tepkiler karşısında nasıl davranacağınızı bilemiyor musunuz? İçinde bulunduğunuz ortamı ya da durumu değiştirmek istiyorsunuz, ancak elinizden hiçbir şey gelmiyor mu? Bir an için eski çağlara doğru kısa bir yolculuk yapalım. Atalarımız nasıl yaşıyorlardı, sorunlarıyla nasıl başa çıkıyor ve hayatta kalmayı nasıl başarıyorlardı? Pek çok etkenin yanı sıra, duyguların onlara önemli boyutlarda yol gösterdiğini görüyoruz. Örneğin, “Korku” vahşi hayvanlar, doğa olayları gibi çeşitli tehlikelere karşı önlem almalarını; “neşe” birbirleri arasında bağ kurmalarını ve işbirliği yapmalarını; “kızgınlık/sinir” yaşadıkları yerlerde sınırlarını korumalarını ve “sevgi” de soylarının devamlılığını sağlıyordu.

7 İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda, atalarımızdan farklı bir çağda, bu çağın sunduğu olanaklarla farklı bir ortamda, farklı önceliklerle ve amaçlarla yaşıyoruz. Teknik buluşlar ve gelişmeler, hayatı kolaylaştırıyor, kişilerin doğa karşısında yaşadıkları güçlükleri büyük ölçüde aşmalarını sağlıyor. Öte yandan modern çağ kendi zorluklarını da beraberinde getiriyor; toplumsal düzendeki değişmeler, ekonomik şartların farklılaşması, iş çevrelerinde ve ortamlarındaki gelişmeler, aile yapısındaki değişiklikler bizleri yeni alanlarda çeşitli güçlüklerle ya da tehlikelerle karşı karşıya bırakıyor. Bu durum da bizi çok önemli bir soruya, “İşyerinde ve özel yaşamda başarının anahtarı nedir?” sorusuna götürüyor. Cevabını ise “Gerek işyerinde gerekse özel yaşamda elde ettiğimiz başarıların temelinde ‘duygusal zekâyı kullanmak ve duyguları yönetmek’ yatıyor” şeklinde verebiliyoruz.

8 Peki duygusal zekâ (EQ) nedir, ne anlama gelir?
Duygusal zekâ kavramı, kısaca “kişinin hem kendi duygularının, hem de karşısındaki kişilerin duygularının farkında olması, onları anlaması, tanımlaması, kaynakları ve nedenleriyle bağlantılandırması, duygularını yönetmesi ve onlardan gerek kişisel alanda gerekse kişilerarası ilişkilerinde etkin bir biçimde yararlanması” olarak açıklanabilir ve görüldüğü üzere içinde “kişisel farkındalık”, “empati” (kendini karşısındaki kişinin yerine koyarak, onun duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması), “duygu yönetimi” ve “ilişki yönetimi” gibi hem kişisel ve hem de sosyal yetkinlikleri barındırır.

9 Duygusal zekânın akıl kavramının karşıtı olmadığının anlaşılması son derece önemlidir. Hem duygu hem de zekâ kavramlarını içeren duygusal zekâ, bilişsel beceriler ile hisleri bir araya getirmeyi hedefler. Bu, kalbin akıl karşısında kazandığı bir zafer değildir, akıl ile kalbin bir birleşmesidir. Başka bir deyişle, duygusal zekâ kişinin duygularını karşılaştığı problemleri çözmek ve daha etkin, başarılı ve mutlu bir yaşam sürmek için yol gösterici olarak kullanmasıdır. Duygusal zekânın temelindeyse öncelikle “kişinin kendini tanıması” yatar. Kendini tanıyan, duygu ve düşüncelerinin farkında olan, güçlü ve geliştirilmesi gereken yönlerini bilen bir kişi kendi duygu, düşünce ve davranışlarını yönetebilir ve kişilerarası olumlu ve yapıcı ilişkileri kurabilir. Duygusal zekâ yaklaşımı çerçevesinde büyük önem taşıyan “yönetmek” kavramı, sadece yöneticilerin kendilerine bağlı çalışanları yönetmesi anlamıyla sınırlı kalmamakta, tersine, en önemli farkı belirleyenin, öncelikle kişinin kendini yönetmesi olduğunun altını çizer.

10 Uzun yıllar boyunca, kişilerin özel yaşamlarında önemli bir yere sahip olan duyguların, geleneksel bir yaklaşımla, iş yaşamında önemsenmediğini, göz önüne alınmadığını, tersine gereksiz ve pek çok durumda da zarar verici sayıldığını görüyoruz. Oysa günümüzde, kişinin duygusal farkındalığı, duygularını yönetebilme ve güvene dayalı, sağlıklı ilişkiler kurma becerisi, başka bir deyişle gelişmiş bir duygusal zekâya sahip olması işyerinde başarının anahtarı olarak karşımıza çıkar. Bugün organizasyonlarda, insana verilen önemin artmasıyla başlayan insan kaynakları yönetimine geçiş sürecinin ardından ve yeni yönetim anlayışlarındaki farklılaşmalarla birlikte duyguların iş yaşamında yerinin ve öneminin daha fazla kavrandığına tanık oluyoruz. Duygusal zekâ özellikleri, işe alım süreçlerinden performans yönetimi, kariyer gelişimi, eğitim gibi pek çok insan kaynakları yönetimi aşamasında belirleyici ve önemli birer kriter olarak kullanılıyor.

11 İşyerlerinde karşılaştığımız, belki de yaşadığımız bazı durumları düşünelim:
Eğitimli, alanında deneyimli ve gerekli tüm teknik bilgiye sahip bir yöneticinin astlarıyla etkin iletişim kuramaması, onları motive ederek harekete geçirememesi; işyerinin farklı bölümlerinde iki çalışan arasında yaşanan çatışmanın uzun süreli ve çözümsüz bir gerilime dönüşmesi, olumsuz etkilerin işyeri genelinde hissedilmesi; bir çalışanın zaman zaman yaşadığı duygu patlamalarının diğerleri tarafından anlayışsızlıkla karşılanması; çalışanın işyerinden ilişiğinin kesilmesiyle sonuçlanabiliyor.

12 Bu ve benzer durumlarda başarısız olunmasının ardında yatan etkenleri incelediğimizde, yöneticinin ya da çalışanın, kişisel farkındalığa sahip olmadığını, olumsuz koşullar altında (stres karşısında, çatışma durumunda, kriz anlarında vb.) kendine ve duygularına hakim olamadığını, olaylara tek taraflı yaklaşarak çalışanların, yöneticilerin durumlarına ve ihtiyaçlarına duyarlılık göstermediğini (empati kuramadığını) ve kişinin astlarıyla, yöneticileriyle, öteki çalışanlarla olumlu kişilerarası ilişkiler kurmadığını görüyoruz. Başka bir deyişle, çalışanın başarısızlığında büyük oranda kişinin duygusal zekâsını etkili kullanmamasının rolü olduğunu söyleyebiliyoruz.

13 Bu bağlamda, alanımızda bilgili, tecrübeli ve yetkin bir çalışan olmamız doğal olarak bize belirli bir altyapı sağlar. Ancak unutmayalım ki sadece bu özelliklere sahip olmamız işyerinde başarılı olmamız için yeterli değildir. Bir yandan kendimizi tanımamız, güçlü ve geliştirilebilecek yönlerimizin farkında olmamız, duygularımızı ve davranışlarımızı yönetmemiz, öte yandan da öteki çalışanlara, astlarımıza, yöneticilerimize empatiyle yaklaşarak onların duygu ve düşüncelerini anlamamız gereklidir. Ancak bu yaklaşım, bizi işyerinde kurduğumuz ilişkilerde başarılı olmaya götürür.

14 Duygusal zekâsını kullanan, başka bir deyişle kendi duygularını tanıyan ve yönetebilen, başkalarının duygularına, istek ve ihtiyaçlarına duyarlı olan yöneticiler ve çalışanlar, işyerlerinde güvene dayalı kişilerarası ilişkiler kurar. Bu doğrultuda fikirlerini açık ve doğrudan dile getirir, hem kendilerini hem de birlikte çalıştıkları kişileri istenilen sonuca yönelik olarak rahat bir biçimde harekete geçirir, zor şartlar altında olumlu düşünme tarzını koruyarak motivasyonun yüksek olmasını sağlayıp çatışmaları, olumlu atmosferi koruyarak, çözüme yönelik olarak sonuçlandırırlar. Dolayısıyla, bu becerileriyle duygusal zekâsı gelişmiş çalışanların işyerinin başarısında rolleri ve katkıları büyüktür.

15 Shakespeare dünyayı bir sahne, insanlarıysa birer oyuncu olarak tanımlar. Evet, bu yaşam bizim yaşamımız; sahnedeki oyuncular olarak, başarımızsa duygusal zekâmızı ne oranda kullandığımıza bağlı. Üst düzey iletişim ve etkili kişilerarası ilişkiler kurmamızın yanı sıra, potansiyelimizi gerçekleştirmemizi, amaçlarımıza, isteklerimize ulaşmamızı, değerlerimizi keşfetmemizi ve onları yaşama geçirmemizi sağlayan duygusal zekâmızı geliştirmek de bizim elimizde. Bunun için kendimizi tanımaya ve geliştirmeye istekli, öğrenmeye açık olalım. Ayrıca unutmayalım ki, iş yaşamı ile özel yaşamın dengesi de büyük önem taşır. Bu becerileri yaşamımızın her iki alanında da sergilediğimizde birey olarak mutluluğumuz, üretkenliğimiz ve başarımız artar. Öyleyse diyebiliriz ki işyerinde ve tüm yaşamda başarının anahtarı: Duygusal zekâyı kullanabilmek ve duyguları yönetebilmektedir.

16 Duygusal Zekilerin Genel Özellikleri
Kendi beden dilini kontrol edebilmek, başkalarının beden diline duyarlı olmak Empati göstermek Uzlaşmaya dayalı sinerjik ilişki kurmak İnsanlarla olumlu ilişkiler içinde olmak Başkalarını hesaba katmak Yüksek duygusal enerji Çalışmaya istekli olmak İyimserlik Değişime istek duymak Kendini yönlendirebilmek Hoşgörülü olmak Alçakgönüllü olmak Olumsuz duygularla başa çıkma Stresle başa çıkma Kararlılık gibi özelliklerdir.

17 Duygusal Zekâsını İyi Kullananlar
Kendi duyguları ve diğer insanlar üzerindeki etkileri hakkında doğru ve açık konuşur, Öfkeli anlarında bile taşkınlık yapmaz, Kendi zayıf yanlarını bilir bunlarla gerektiğinde dalga bile geçer. Performansının sınırlarının farkındadır. Eleştirilerden çekinmez, yapıcı eleştirileri öğrenmek ister. Kendilerine güveniler Çalışma yaşamlarında risk alabilirler. Güçlü taraflarıyla belirginleşirler.

18 Kendini Kontrol Edebilmek
Kişinin kendini kontrol edebilmesi, kişinin kendisiyle iç sohbeti gibidir ve kişiyi duygularına esir olmaktan alıkoyar. Normal olarak herkes kötü bir ruh halinde olabilir ve duygusal dürtülerle karşılaşabilir ancak, bazı insanlar bunları kontrol altına almayı ve elverişli bir şekle dönüştürmeyi başarabilirler. Kendini kontrol edebilme yeteneğine sahip olan kişiler, dürüst ve belirsizlikler karşısında sakin olurlar. Mantıklı ve kontrollü yöneticiler, güven ve adalet ortamı sağlarlar. Böyle bir ortamda, politika ve iç mücadeleler azalır, verimlilik ise artar. Sonuç olarak kendini kontrol edebilme, değişim ve belirsizlik altında rahat davranabilme ve dürüstlük olarak anlaşılmalıdır.

19 Başarı İçin Motivasyon
Duygusal zekası yüksek kişiler "başarı" ile özdeşleşirler. Eğer bir insan dış faktörler yerine başarıya dayalı bir motivasyon içinde ise bunun ilk işareti, kurumuna ve işine bağlılığıdır. Bu tür insanlar yaratıcı fırsatlar ararlar, öğrenmeyi severler ve daha iyi yapmak için sonsuz enerjiye sahiptirler. Başarı ile motive olan kişiler, sürekli olarak performans çıtalarını yükseltmekte ve yüksek skorlara ulaşmaktan mutluluk duymaktadırlar. Çalıştıkları işyerini farklılaştırır ve çalışan herkesi motive ederler. İşlerini sevdiklerinden dolayı çalıştıkları işyerine sadık olurlar. Kendine güvenleri yüksektir. Son derece rekabetçi olurlar. Sonuçlar negatif olsa da iyimserliğini koruyabilirler. Yüksek düzeyde motivasyon için bir diğer gösterge de işyerine bağlılıktır.

20 Empati Sahibi Olmak  Karar verirken, başkalarının duygularını da göz önüne almak olarak tanımlanıyor. Duygusal zekayı oluşturan olgulardan belki de en önemlisidir. Özellikle lider konumundaki kişi, karar verirken doğal olarak birçok konuyu irdeleyecek. Ancak, karardan etkilenecek olan diğer kişilerin duygularını ve düşüncelerini de göz önüne almazsa, o kişiler verilecek kararı sahiplenmezler. Duyguların ve endişelerin tartışılması, konuya açıklık getirir. Gizli ajandalar ortadan kalkar. Takım oyunu oynanır. Çalışanlar, kendilerini daha huzurlu hissederler ve işyerinden ayrılmayı düşünmezler. Farklı düşünen insanlar, işyerinde barınabilirler. Bu sayede yeni ekonomide en çok ihtiyaç duyulan yaratıcılık gelişir. Empati sahibi olan liderler, değişik kültürlere meraklı ve saygılıdırlar.

21 Sosyal Beceriler İnsanları, kendi istediği yöne yönlendirmek için arkadaşlık kurmak ve sosyalleşmek olarak tanımlanıyor. Sosyal olan liderler, anlamlı hiçbir şeyin tek başına gerçekleşemeyeceğini bilirler. Çok değişik türden insanlardan oluşan bir çevreleri vardır. Zamanı geldiğinde, toplumun her katmanından gelen insanlara ihtiyaç duyacaklarını bilirler. Duygusal zekâ olgusuna sahiptirler. Zaten bu sayede geniş bir çevre edinmişlerdir. Liderlik yaptıkları takımlar, en zor işlerin bile üstesinden gelirler. Geniş çevrelerinin yanı sıra, yüksek seviyede ikna etme kabiliyetine sahiptirler.

22 Duygusal Zekâ Geliştirilebilir Mi?
Öneri 1: Kendinizi tanıyın. Öneri 2: Duygularınızı ve onları kontrol etmeyi öğrenin. Öneri 3: Kendinizi, kişisel özelliklerinizi başkalarına açık tutunuz. Öneri 4: İletişim kurma becerinizi geliştiriniz. Öneri 5: Problem çözücü olun. Öneri 6: Eleştiriye açık olun. Öneri 7: İnsanlar ile İlgilenin.

23 İŞYERİNDE DUYGUSAL ZEKÂ TESTİ
İşyerindeki duygusal zekânızı belirlemek ister misiniz? Bunun için bir testimiz var. Aşağıdaki 25 soruyu cevaplandırdığınızda, sosyal beceri ve farkındalığınızı ölçmüş olacaksınız. Duygusal zekânızın derecesi hakkında kabaca da olsa, bir fikriniz olmasını istiyorsanız, bu kısa test sizin için faydalı olacaktır. Mümkün olduğunca dürüst davranarak cevap verdiğinizde, aynı kademedeki arkadaşlarınızın, yöneticilerinizin ve size bağlı çalışan kişilerin, size karşı olan bakış açılarını ölçebilirsiniz. Kendinize 1 ile 4 arası puan verin. Puanların anlamları şöyledir:

24 4= Tamamen bana uygun 3= Uygun 2= Uygun değil 1= Hiç uygun değil
Soruların başına puanlamanızı yazınız ve toplayınız.

25 1. Zor anlarda bile, genellikle sakin ve olumlu kalabilirim. 2
1. Zor anlarda bile, genellikle sakin ve olumlu kalabilirim. 2. Stres altındayken bile, elimdeki iş üzerinde sağlıklı düşünebilir ve işimin üzerine odaklanabilirim. 3. Hatalarımı kabul edebilirim. 4. Genellikle veya her zaman verdiğim taahhütleri yerine getirir ve verdiğim sözleri tutarım. 5. Hedeflerime ulaşmada kendi sorumluluğumu bilirim. 6. İşimde dikkatli ve düzenliyimdir. 7. Düzenli olarak, farklı kaynaklardan orijinal fikirler ortaya çıkarmak isterim. 8. Yeni fikirler üretmede iyiyimdir. 9. Karmaşık talepleri ve değişen öncelikleri kolaylıkla idare edebilirim. 10. Amaçlarıma ulaşmak için, güçlü bir eğilimle sonuç odaklıyımdır.

26 11. Teşvik edici hedefler belirlemeyi severim ve onlara ulaşmak için hesaplanmış riskler alabilirim. 12. Benden genç insanlardan da tavsiye alarak, performansımı nasıl geliştirebileceğimi öğrenmeye çalışırım Kurumsal ve önemli bir hedefe ulaşabilmek için fedakârlıklarda bulunmaya hazırım. 14. İşyerinin misyonunu kabul eder ve onunla özdeşleşebilirim. 15. Ekibim, bölümüm veya işyerimin değerleri kararlarımı etkiler ve yaptığım tercihleri ortaya koyar. 16. İşyerimin genel hedeflerini ileriye götürmek için aktif olarak uygun fırsatlar peşinde koşarım ve diğerlerinin bana yardım etmesine izin veririm. 17. Şu anki işimde ihtiyaç duyulan ve benden beklenen hedeflere ulaşmak için uğraşırım. 18. Engeller ve aksilikler beni kısa bir süre için yolumdan alıkoyabilir ancak durduramaz Kırmızı çizginin ötesine geçerek, eskimiş kuralları çiğnemek bazen gereklidir Yepyeni bir işe kalkışmak bile olsa, orijinal bakış açılarını yakalamak isterim.

27 21. Koşullar değiştiği takdirde, ben de taktiklerimi çabucak değiştirebilirim. 22. Bazı işlerin daha iyi yapılmasının yollarını bulmak ve belirsizlikten kurtulmak için, yeni bilgiler peşinde koşmak en iddialı olduğum şeydir Başarısızlık korkusu yaşayacağıma, başarı ümidiyle hareket ederim. 24. Üzüntü verici duygular ve dürtülerim işimde elimden gelenin en iyisini yapmama engel olur. 25. Genellikle kendimin ya da başkalarının kişisel kusurları için sorunlar ortaya çıkarmam.

28 Değerlendirme: 70 puanın altında alınan puan, bir problem olduğunu gösterir. Puanınız çok düşükse, ümitsizliğe kapılmayın. Artık duygusal zekânın geliştirilebildiğini biliyorsunuz. Duygusal zekâ, aslında hepimizin farklı derecelerde yaşam boyu geliştirdiğimiz bir şeydir. Buna olgunluk da diyebilirsiniz.

29 Hazırlamış olduğumuz sunumları www. istesob
Hazırlamış olduğumuz sunumları web adresinden “Mesleki Eğitim” bölümüne girerek bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

30 TEŞEKKÜR EDERİZ İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ


"SUNUM." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları