Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanGoksun Akcatepe Değiştirilmiş 9 yıl önce
2
Bir akarsuyun yata ğ ından ta ş arak veya farklı nedenlerle yükselen suların meskun veya olmayan araziyi kaplamasıdır.
3
Do ğ al yollarla ya da insan müdahalesi sonucu olu ş an afetlerin en önemlilerinden biri olan ta ş kınlar, günümüzde sahip olunan bilgi birikimine ra ğ men ülkemizde ve dünyanın pek çok bölgesinde etkilerini hala sürdürmektedir.
4
Ta ş kınlar esas itibarıyla do ğ al bir olaydır. Bu olayı can ve mal kaybına neden olacak nitelikte afet niteli ğ ine dönü ş türen neden ise ço ğ unlukla insan müdahalesidir.
5
Ta ş kınların nedeni iki boyuta indirgenebilir: Do ğ al nedenler: günümüzde dünyanın pek çok bölgesinde uzun yıllar ortalamasının çok üzerinde ya ğ ı ş lar olu ş mu ş tur. İ nsan müdahalesine dayanan nedenler: insanın do ğ a ile uyum içinde olmayan veya do ğ aya engel niteli ğ inde olan her türlü faaliyetleri ta ş kından do ğ acak zararları arttırarak ta ş kını bir afet haline dönü ş türmektedir.
6
Do ğ al meteorolojik ko ş ullar: İ zmir’de son 5 yılda meydana gelen ya ğ ı ş miktarının uzun dönem ortalamalarının 2-3 katı oldu ğ u belirlenmi ş tir. Do ğ al meteorolojik ko ş ullara müdahale mümkün olmadı ğ ından bu konuda herhangi bir önlem alınması da söz konusu de ğ ildir.
7
Ş iddetli ya ğ murlar veya karların birden erimesi veya buz yı ğ ılmaları ile akı ş kesitlerinin daralması Barajların yıkılması: Dolu savak kapasitesinin yeterli olmayı ş ı, temel zemininin kötü olu ş u, geçirimsizlik çekirde ğ inin geçirimsiz temel tabakasına ba ğ lanmayıp alttan sızıntılar meydana gelmesi gibi sebeplerle olu ş abilir. Okyanuslarda olu ş an gel-git olayları veya çok ş iddetli fırtınalar, depremler: Bu ko ş ullara müdahale mümkün olmadı ğ ından bu konuda herhangi bir önlem alınması da söz konusu de ğ ildir.
8
Jeomorfolojik ko ş ullar: Bu ko ş ullar dere havzalarının do ğ al özellikleri ile ili ş kili oldu ğ undan herhangi bir müdahale söz konusu de ğ ildir. İ nsan müdahalesi ve sosyal faktör: Hatalı arazi kullanımı, bitkilerin yok edilmesi, ormansızla ş ma, dere yataklarında usulsüz yerle ş imler, erozyon gibi temelde insan müdahalesine dayanan ko ş ulların kontrolü mümkün olup, alınacak önlemlerle ta ş kın zararları en aza indirgenebilir.
9
Karla örtülü bir akarsu havzası üzerine dü ş en ya ğ murlarla karların birden erimesi de büyük ta ş kınlara neden olabilir. Ya ğ mur esnasında zemin nemi de önemlidir.
10
Meteorolojik açıdan: Kı ş ya ğ ı ş ları ta ş kınları: batılı çökelmeler (depresyonlar) iyice geli ş mi ş olan ılık cephelerin getirdi ğ i kı ş ya ğ ı ş ları orta ve kuzey Avrupa’da etkili olur. Ya ğ ı ş hacmi büyük, sürekli ve uzun süreli olursa zemin doyar ve büyük hacimlerde akı ş lar olu ş ur. Yaz konvektif fırtına esaslı ta ş kınlar: yo ğ un sıcaklık farkı (konvektif) fırtınalı ya ğ ı ş lar çok ş iddetli ta ş kınları ortaya çıkarabilir. Sıcaklık farkı (konvektif) cephe esaslı fırtınalı ta ş kınlar: Türkiye’yi de içine alan güneydo ğ u ve batı Avrupa bölgelerinde sıklıkla ortaya çıkan meteorolojik ş artlar so ğ uk cephelerle bir araya gelince Akdeniz’den kıta içlerine do ğ ru hareket eder. Bunlar 24 saatten fazla süren a ş ırı ya ğ ı ş lar meydana getirebilir.
11
Kar erimesi ta ş kınları Meskun bölge kanal ta ş ması ta ş kınları Deniz dalgası ve gelgit ta ş kınları Baraj yıkılması ta ş kınları
12
Ortaya çıkma yerleri bakımından: Dere ve nehir ta ş kınları Da ğ lık alan ta ş kınları Ş ehir ta ş kınları Kıyı ta ş kınları
13
Daha ayrıntılı incelenecek olursa: Akarsu ta ş kınları Dalga su basması Deniz depremleri (tsunami) Ani ta ş kınlar Buz yı ğ ılması Çamur akı ş ı Yeraltısuyu
14
Türkiye’de son 20 yılda 288 ta ş kın olayı ya ş anmı ş ve bu ta ş kınlarda 436 ki ş i hayatını kaybetmi ş tir. Ta ş kından etkilenen tarım alanı ise 500,000 hektarın üzerinde olup, ta ş kınlardan kaynaklanan ekonomik kayıp 2 milyar 100 milyon $’dan fazladır.
15
Son yıllarda Avrupa’da yıllık ortalama ta ş kın hasarı yıllık 4 milyar avro mertebesindedir. 1998-2004 yılları arasında sadece Avrupa’da 700 ki ş inin ölümüyle sonuçlanan 100’den fazla önemli ta ş kın olayı gözlemlenmi ş tir.
19
Su baskını tehlikesi, 1959 yılında yasala ş an 7269 sayılı “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun” kapsamında tanımlı bir afet tehlikesidir. Kanunun 2. ve 3. maddelerinde olmu ş veya olması muhtemel su baskını olaylarına ili ş kin ta ş kın ve ta ş kın koruma acısından etüt ve proje çalı ş malarının yapılması, etkilenen alan sınırlarının belirlenmesi ve gerekli ödeneklerin ayrılarak önlem projelerinin gerçekle ş tirilmesi görevleri Devlet Su İş leri Genel Müdürlü ğ ü’ ne (DS İ ) verilmi ş tir.
20
Afet İş leri Genel Müdürlü ğ ü (A İ GM )ve DS İ arasında su baskını olaylarına yönelik olarak uzun zamandır süregelen bir i ş birli ğ i mevcuttur. Genel Müdürlükler arasında i ş birli ğ i ve e ş güdümün sa ğ lıklı temeller üzerinde yürütülebilmesi amacıyla iki Genel Müdürlük arasında 20.12.1984 tarihinde 6684 sayılı “Prensip Protokolü” imzalanmı ş tır.
21
A İ GM’nün ve DS İ ’nin görev, yetki ve sorumlulukları: Gerek Valiliklerce gerekse A İ GM teknik elemanları tarafından gerçekle ş tirilen jeolojik etütlerde belirlenen muhtemel su baskını riski ta ş ıyan alanlara yönelik raporlar incelenmek üzere Devlet Su İş leri Genel Müdürlü ğ üne aktarılmaktadır. Devlet Su İş leri Genel Müdürlü ğ ü tarafından gerçekle ş tirilen etüt çalı ş ması sonucunda su baskını riskinin alınacak ıslah önlemleriyle giderilmesinin ekonomik ve uygulanabilir bulunması durumunda, bu alanla ilgili zarar azaltma i ş lemleri Devlet Su İş leri Genel Müdürlü ğ ü tarafından yürütülmektedir.
22
Ancak su baskını riskinin alınacak ıslah önlemleriyle giderilmesinin ekonomik ve uygulanabilir bulunmaması durumunda “Prensip Protokolü” çerçevesinde iki Genel Müdürlü ğ ün teknik elemanlarınca ortak etut gerceklestirilerek afet tehlikesinin boyutları arazide de ğ erlendirilmektedir. Bu ortak etüt çalı ş ması sonucunda su baskınına maruz konutların afet tehlikesi ta ş ımayan bir alana nakli ya da önlem projelerinin yeniden ara ş tırılması gündeme gelebilmektedir.
23
A İ GM verilerine göre Kırklareli hariç tüm illerimizde su baskını olayı ya ş anmı ş tır. Toplam su baskını olay sayısı 4067’dir. 80 ilde toplam 22157 afetzede su baskınlarından etkilenmistir.
27
Su altında bırakma Akımın yüksek hızı ile zarar olu ş turması
28
Do ğ rudan olu ş an zararlar: gözle görülen yıkılmalar, çamurlanma, sürüklenme ve oyulma gibi durumlardır. Zarar gören yerleri yeniden yapmak veya tamir etmek için gerekli para ile maddi zararların miktarı ile ifade edilir. Dolaylı olu ş an zararlar:ticaretin, ekonomik faaliyetlerin ve genel hizmetlerin aksaması ve zarar görmesi. Para ile ifade edilemeyen zararlar: can kayıpları, sa ğ lık, sosyal ve ekonomik emniyet bakımından maruz kalınan zararlar.
29
Ta ş kın çalı ş maları ve ta ş kınlarla mücadele ederek korunmak 20. yüzyılda ba ş lamı ş ve birbirini takip eden 3 a ş amadan geçmi ş tir. Hidrolik yapılar a ş aması (1930-1960): baraj, istinat duvarı, seddeler, ayırma (derivasyon) tünelleri gibi yapılar in ş aa edilmi ş tir. Ta ş kın pik debisinin belirlenmesi formül ve algoritmaları geli ş mi ş tir. Ta ş kın alanı yönetimi a ş aması (1960-1980): erken uyarı sistemleri, arazi kullanımı planları gibi çalı ş malar yapılmı ş tır. Ta ş kınla mücadele ve kontrol a ş aması (1980 sonrası): de ğ i ş ik ta ş kın senaryolarının bir bölge için uygun biçimde geli ş tirilerek uygulanması ile arazi kullanımına yön verilmektedir.
30
Ta ş kın tahminlerinde hidrolojik ilkeler göz önünde bulundurulmalıdır: Hidrometeorolojik verilerin i ş lenmesi ve sözel bilgilerin uzman görü ş ş eklinde göz önünde tutulması Bu tür bilgilerin hidrolojik modele girdi olarak verilmesi Hidrolojik çevrimin o yerdeki tüm elemanlarının göz önünde tutulması Zemin nemi, hidrolojik ve meteorolojik ilkelerin esas alınması Elde edilen büyüklüklerin tasarımlara yansıması Geli ş tirilen modelin daima yeni verilerle yenilenerek zamanla kendini uyumlu hale getirmesini sa ğ lamak
31
Ta ş kın yönetiminde göz önünde bulundurulması gereken sınıflandırma ş öyledir (Kenny, 1990): Ta ş kın hasar bölgesi 1 (do ğ rudan ta ş kın alanı): buralarda yerle ş im yasaklanmalı, sadece piknik alanları bırakılmalıdır. Ta ş kın hasar bölgesi II (alüvyon yelpazeleri ve 1m’den daha sı ğ do ğ al olukların bulundu ğ u yerler): yerle ş im yerlerine çok az sayıda ve alanda müsaade edilir. Oluklarda yani vadilerde yerle ş ime izin verilmez.
32
Ta ş kın hasar bölgesi III (birbiri ile fazla irtibatı olmayan alt ve üst havza alanları, dü ş ük seviyeli yerlerdeki e ğ imler, genel olarak %2’den daha az e ğ imli yerlerde a ş ınma ve ta ş ınım bölgeleri):II’e oldu ğ u gibi önlem alınmalı. Yol altındaki menfezler özellikle iyi tasarlanmalı. Ta ş kın hasar bölgesi IV (genellikle havzaların üst kısımlarındaki da ğ lık bölgeye yakın çok dik e ğ imli ve birbiri ile pek irtibatı olmayan vadilerin bulundu ğ u yerler):köprüler, yollar, menfezler 1m’den daha büyük çaplı büyük kaya parçalarının ve ta ş kın suyunun geçebilece ğ i ş ekilde tasarlanmalı.Yerle ş imlere daha düzlük kısımlar için sınırlı da olsa izin verilebilir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.