Sunuyu indir
1
HZ. ALİ (R.A)’NİN ŞAHSİYETİ VE ŞEHADETİ
2
Hz. Ali (r.a) M.( ) Hz. Ali (r.a), hicretten 20 yıl kadar önce M.600’de dünyaya gelmiştir. Hz. Ali (r.a), Ebu Talibin küçük oğludur. Annesi Fâtıma binti Esed b. Hişam'dır. Kureyş kabilesinin Haşimî koluna mensuptur. Ebu Talib’in geçim sıkıntısı içine düşmesi üzerine Hz. Peygamber (sav) Hz. Ali (r.a)’yi beş yaşında himayesine almıştır.
3
Müslüman Oluşu Henüz on yaşlarındayken nübüvvetin ilk zamanlarında Hz. Peygamber’(sav)i ve eşi Hz. Hatice (r.a)’yi namaz kılarken görür ve bunun ne olduğunu sorar.Hz. Peygamber (sav) :"Bu Allah'ın kendisi için seçtiği ve peygamberler gönderdiği dinidir" der ve “seni ortağı olmayan bir tek Allah'a iman etmeye, Lat ve Uzza putlarını reddetmeye çağırıyorum" diyerek onu İslâm'a davet eder.
4
Hz. Ali (r.a) çocukluğun verdiği hayret ve tereddüt içinde "bir babama danışayım” demiştir. Hz.Peygamber (sav) o günlerde dini açıktan anlatmaya başlamadığı için, bunun duyulmasını istemez ve Hz. Ali (r.a)'ye; - "Ey Ali! Müslüman olmasan bile, bunu gizli tut, kimseye söyleme" der.
5
Hz. Ali (r.a) gece boyu düşünür, ertesi gün Allah Resulü (sav)’nün yanına gelerek:
“Allah beni yaratırken babama mı danıştı ki ben şimdi Müslüman olmak için ona danışayım.” der ve kelime-i şahadet getirerek ilk Müslümanlardan olur. Aynı zamanda İslâm’ın ilk Müslüman çocuğu olma şerefine de nail olur.
6
Hz. Ali (r.a)’a Güzel Ve Üstün Meziyetlerinden Dolayı Birçok Lakap Verilmiştir
Hayatında hiç puta tapmadığı için KERREMALLAHU VECHEH (Allah yüzünü şereflendirsin) Cesaret ve kahramanlıkta gösterdiği harikalar sebebiyle ESEDULLAH (Allah'ın aslanı) Döne döne tekrar savaşan anlamında HAYDAR-I KERRAR İlahi takdire tam teslimiyetinden dolayı Allah’ın razı olduğu kişi anlamında MURTEZA
7
Ebû Türâb (Toprağın Babası)
Hz. Peygamber (sav) bir gün kızının evine ziyarete gider. Hz. Ali (r.a)’yi evde göremeyince nerede olduğunu sorar. Hz. Fâtıma (r.a) da kendisinin bir sözüne alındığını ve dışarı çıktığını söyler. Onu aramaya giden Hz. Peygamber (sav) damadını mescitte toprağa bulaşmış yatar halde bulur. Hz. Ali (r.a) kalktığında yüzündeki toprakları silkeleyerek, “Kalk Ey Ebû Türâb” diyerek kendisine hitap ederek, gönlünü alır. O günden sonra da Hz. Ali (r.a)’ye onun tevazusunu ve cömertliğini ifade eden bu künyesiyle hitap eder.
8
Hz. Fâtıma (r.a) ile Evliliği
Allah’ın Resulü (sav) Ali (r.a)’yi o kadar sevmiş ki göz bebeği kızı Hz. Fâtıma (r.a)’yı ona eş olarak seçmiş, ikisini evlendirmiş ve nikahlarını bizzat kendisi kıymıştır. Bu evlilikten Hz. Peygamber (sav)’in çok sevdiği torunları Hz. Hasan (r.a) ve Hz. Hüseyin (r.a) dünyaya gelmiş, Hz. Peygamber (sav)’in soyu çok sevdiği bu torunlarının neslinden devam etmiştir. Hz. Ali (r.a) Hz. Fâtıma (r.a) hayatta olduğu müddetçe başka bir evlilik yapmamıştır.
9
Medine’ye Hicret Hz.Ali (r.a) hicret gecesi Hz.Peygamber(sav)’in yatağına yatarak peygambere olan sevgi ve sadakatini kanıtlamıştır. Emanetleri teslim ettikten sonra yola çıkmış ve Küba’da Hz. Peygamber (sav)’e yetişmiştir.
10
Hz. Peygamber (sav) ’in Sevgisi
“Ben kimin dostu isem, Ali (r.a) de onun dostudur.” (Tirmizi,“Menâkıb”, 20) Hz. Ali (r.a)’nin içlerinde bulunduğu bir seriyyenin dönmesi gecikince Hz. Peygamber (sav) endişelenmiş; “Ya Rabbi Ali (r.a)’yi tekrar görmeden canımı alma” diye dua etmiştir. (Tirmizi, “Menâkıb”,20) “Sen bendensin ben de sendenim.” ( Buhari, “Sulh”, 6; “Megâzi”, 43)
11
Hz. Peygamber (sav) Tebük seferine çıkarken Medine’yi savunmak ve kontrol için Hz. Ali (r.a)’yi görevlendirmişti. Hz. Ali (r.a) sefere çıkamayışına üzüldü ve Hz. Peygamber (sav)’in arkasından koşarak; “Ya Resulullah beni burada kadınlar ve çocuklarla mı bırakıyorsun?” diye üzüntüsünü dile getirince Hz. Peygamber (sav): “Ben seni arkamda bıraktığım şeyler için vekil bıraktım. Harun’un Musa’ya yakınlığı ne ise senin de bana yakınlığın aynıdır; yalnız benden sonra peygamber gelmeyecektir.” buyurmuştur. (Müslim,”Fadâilü's-Sahabe”,30; Buhari,“Megâzi”,78; Tirmizi, “Menâkıb”, 21)
12
HZ. ALİ (R.A)’NİN ŞAHSİYETİ
Aşere-i Mübeşşere’den olan Hz. Ali (r.a); sâfiyeti, cömertliği, âlicenaplığı, ilmi, ihlâsı, cesareti, merhameti, adaleti, tevazusu, zühdü, takvası ve ibadete düşkünlüğü ile sayısız erdemleri ve ahlaki güzellikleri nübüvvet kaynağından beslenerek şahsiyetinde toplamış eşsiz bir insan ve örnek bir İslam büyüğüdür.
13
Kahramanlık ve Cesareti
Hz. Peygamber (sav)’le birlikte İslam ordusunun Tebük seferi hariç bütün savaşlarına iştirak etmiştir. Bedir, Uhud, Hendek, Hayber ve Huneyn savaşlarında gösterdiği cesareti ve kahramanlıklarıyla “Allah’ın aslanı” anlamında Esedullah ve Haydar lakabını almıştır.
14
İlim Kapısı “Ben ilmin şehriyim, Ali (r.a) de onun kapısıdır. İlim öğrenmek isteyen onun kapısından gelsin.”(Tirmizi, “Menâkıb”, 20) Şehr-i ilmim dedi Resûl-i mecîd Murtazâdır der-i ulûma kilid (Erzurumlu Zihnî)
15
Bütün esrâr-ı dil-i lâhûtî Eylemiş sînede ezber Haydar
Kalbidir nüsha-i ahkâm-ı Hudâ Münşi-i şer-i münevver Haydar (Enderunlu Fazıl)
16
Vahiy kâtiplerinden olan Hz. Ali (r. a), Kur’ân hafızıdır
Vahiy kâtiplerinden olan Hz. Ali (r.a), Kur’ân hafızıdır. Kur’ân’ın ince ve derin manalarına vâkıftır. O; - “Sorunuz, bana Allah’ın kitabından sorunuz! Vallahi, Allah’ın kitabından hiçbir ayet yoktur ki; ben onun gece mi gündüz mü, ovada mı, dağda mı inmiş olduğunu bilmeyeyim” demiştir. (Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ, Beyrut,trz. , I, )
17
Hz. Ali (r.a), çoğu fıkha dair konulara olmak üzere 586 hadis rivayet etmiştir.
Hz. Peygamber (sav)’in sözlerini en doğru şekilde rivayet eden ve en iyi bilen sahabelerden olmuştur.
18
Onun hukuk bilgisi ve hüküm vermedeki başarısı Hz. Ömer (r
Onun hukuk bilgisi ve hüküm vermedeki başarısı Hz. Ömer (r.a) tarafından, “En isabetli hüküm verenimiz Ali (r.a) idi” şeklinde ortaya konulmuştur. Bu sebeple ilk üç halife önemli meselelerde Hz. Ali (r.a)’nin fikrini almayı ihmal etmemiş, daima onunla istişare etmişlerdir.
19
Zühd ve Takvası Dünya; “başı cefa sonu yokluk olan bir yurt” Ölüm; “bir nimet ve eğlence”dir. “Ebu Talib’in oğlu ölüme bir çocuğun annesinin memesine düşkünlüğünden daha düşkündür.”
20
Hz. Ali (r.a)’nin Bazı Hikmetli Sözleri
“Söyleyen kimseye bakma onun ne söylediğine bak.” “Akıl tamam olursa laf azalır.” “ İhsanı çok olanın irfanı da ziyade olur.” “Cennetin anahtarı sabırdır, şerefin anahtarı tevazudur, keremin anahtarı takvadır. Şerefli olmak isteyen tevazua sarılsın.”
21
Âlim ölse de yaşar, cahil yaşarken ölüdür.
Cimri insan dünyada fakirler gibi yaşar, ahirette de zenginler gibi hesaba çekilir. Âlim ölse de yaşar, cahil yaşarken ölüdür. Akıl gibi mal, iyi huy gibi dost, edep gibi miras, ilim gibi şeref olmaz.
22
Hz. Ali (r.a)’nin Şehadeti
Hz. Ali (r.a) siyasi ve iç karışıklıklarla mücadele ederken Küfe’de Cuma günü sabah namazında harici Abdullah b. Mülcem tarafından zehirli bir hançerle yaralanmış, iki gün sonra yaranın tesiriyle 28 Ocak 661’de (H.40) vefat etmiş ve şahadet makamına yükselmiştir. Kabri Kufe’de bugünkü Necef böldesindedir.
23
Ey peygamber bağında yetişen ulvî çiçek, Benim gönül tarlama bal akıt petek petek!.. M. Necati BURSALI Hazırlayan Melek ALTINTAŞ YILMAZ Adapazarı İlçe Müftülüğü Vaizi
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.