Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

MERSİN VETERİNER HEKİMLER ODASI

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "MERSİN VETERİNER HEKİMLER ODASI"— Sunum transkripti:

1 MERSİN VETERİNER HEKİMLER ODASI

2 MERSİN VE İLÇELERİNDE HAYVANSAL ÜRETİM PAZARLAMA VE GIDA GÜVENLİĞİ

3 Türkiye’de hayvancılık tarımın bir alt sektörü olarak değerlendirilmekle beraber başlı başına bir sektördür. Ülkemizde hayvancılık maalesef hak ettiği ölçüde kabuk değiştirip , günümüz şartlarında gerekli olan değişim ve gelişimi sağlayamamıştır.Hayvancılık Trakya , Marmara, Ege ve Akdeniz’de de yoğun olarak yapılmaktadır.Bölgemiz gererek iklim ,gerekse arazi olarak hayvancılığa uygun olmasına karşın bu konuda önemli bir gelişme gösterememiştir. Bölgemizde kırsal alanda genellikle tarımsal uygulamaların üstünde durulurken hayvancılık hep ikinci plana itilmiştir. Fakat günümüzde geldiğimiz noktada bölgemizin hayvansal üretim konusunda taşıdığı potansiyeli göz ardı edemeyeceğimiz anlaşılmaktadır. Belirli bir eğitim ve yönlendirme olmadığı halde bölgemiz hayvancılığı gelişmeye başlamış ve mesafe kaydetmiştir.

4 Öncelikle hayvansal gıdanın ne anlama geldiği ve ülkemiz insanı için önemine değinmekte fayda var . Hayvansal gıdalar denince et, süt, yumurta ve bunların işlenmesi ile elde edilen gıda maddelerini anlıyoruz. İnsan beslenmesi için olmazsa olmazların başında hayvansal orijinli gıda maddeleri gelmektedir. Hayvansal gıdalar bünyesinde bulundurdukları aminoasitler sayesinde insan beslenmesi için elzem olan besin öğelerini taşırlar. Çocukların beslenmesi ve gelişimi ve yetişkin beslenmesinde vücudumuzun fiziksel ve zihinsel gelişimini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için büyük önem arz eder. İnsanımız hala hayvansal proteini yeterince alamadıkları için gizli açlık dediğimiz bir tehlikeyle karşı karşıyadır.

5 Türkiye’de kişi başına tüketilen süt miktarı 26 litre civarında olmasına karşın Avrupa ülkelerinde bu oran litredir. Keza tüketilen et miktarı Avrupa ile kıyaslandığında bu oranlardan pek farklı değildir. Gıdanın stratejik bir sektör olduğunu dile getiren Avrupa ülkeleri özellikle hayvansal gıda kaynakları için ortaya koydukları üretim tekniklerini yeterli görmeyip bu konuda değişik enstrümantalleri kullanarak hayvansal üretimi arttırmanın yollarını aramaktadırlar. Ülkemizde hayvansal gıda tüketiminde ve üretiminde Avrupa ortalamasını yakalamak zorundadır. Önümüzdeki zaman periyodunda gıda üretimi, tüketimini karşılayamayacak boyutlara ulaşacağından bu sektörde şimdiden yatırımlara hız vermek ve üreticimizin önünü açmak zorundayız. ATO’nın hazırladığı rapora göre 2010 yılında Türk halkının protein ihtiyacının karşılanması için et üretiminin %300, süt üretiminin %50 artırılması gerekiyor.

6 Ülkemizin bu konuda hem üretimde hem de bu gıda maddelerini ihraç etmede önemli potansiyeli olduğu halde günümüze kadar bunu değerlendirdiği söylenemez. Yine ATO’ nın raporuna göre Türkiye’nin nüfusu 1990 yılından bu yana %26.9 artış gösterirken, hayvan varlığı tam tersine azalmıştır yılında toplam hayvan varlığı (kanatlı hayvan hariç) 64 milyon 992 bin baş iken, 2005 yılı sonunda 43 milyon 86 bin 802 başa düşerek %33.7 azalma göstermiştir yılında 40 milyon 553 bin olan koyun sayısı %37.6 azalarak 25 milyon 304 bine, 10 milyon 977 bin olan keçi sayısı %40.5 azalarak 6 milyon 517 bine, 6 milyon 694 bin olan sığır sayısı da %45.7 azalarak 3 milyon 633’e gerilemiştir.

7 Bir sektörün gelişebilmesi için arz ve talep dengesinin iyi kurulması ihracatta yer bulması önemli kriterlerdir. Hali hazırda ülkemizden hayvansal gıdaların ihraç rakamları çok önemsiz düzeylerde gerçekleşmektedir.Bu sadece Avrupa ülkelerine değil Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetlerine de önemli bir ihracatımız olmamaktadır.Bunun arkasında yatan en önemli neden hayvanlardan insanlara geçen zoonoz dediğimiz hastalık türlerinin ülkemizde çok görülmesi ve eradike edilememesidir.Diğer bir etken de gıda güvenliği ve hijyeni açısından Avrupa ülkelerinden farklı mevzuat ve işlerlikte olmamız bu konularda yeterince başarılı olamayışımızdır.Gıda alanında Avrupa ile önemli mevzuat farklarımız vardır. Ortadoğu ve Orta Asya ülkeleri de Avrupa birliği mevzuatını kriter olarak gördüğü için ihracatımız hep sınırlı kalmaktadır.

8 Bölgemizde hayvancılığın temel sorunları; kaba yem ihtiyacı,yem maddeleri,üretilen ürünleri mamul yada yarı mamul hale dönüştürecek hayvansal sanayi eksikliğidir.bölgemizde orta ölçekli bir tane süt fabrikasına karşın et ürünlerini işleyen ve mamul hale dönüştürecek hiçbir sanayi kuruluşu ne yazık ki bulunmamaktadır.Sütün fiyatı 1.7 TL olarak markette satılırken işlenmiş meyveli yoğurt 100 gr 1 TL ye satılmaktadır.Anlaşılacağı üzere mamul hale getirilen süt ürünleri daha iyi fiyatlarda alıcı bulmaktadır.Hayvancılık ve hayvansal gıda sektöründe maalesef aracılar hem üreticilerden hem de tüketicilerden daha fazla kazanç sağlamaktadırlar.Bu durum üretici üstünde negatif etkiler oluşturmaktadır.Sektörde büyük bir özveri ve emek veren üreticilerimiz bölgemizde yeterli desteği görebilirlerse Türkiye’nin hayvancılık ve gıda üssü olmaya ve üretme potansiyeline sahip bir toplum olur.

9 BÖLGEMİZDE BULUNAN ÇİFTÇİ ÖRGÜTLERİ KURUMSAL YAPILARININ VE KAPASİTELERİNİN ARTTIRILMASI

10 Bölgemizde çok sayıda çiftçi örgütlerimizin var olmasına rağmen kapasite ve kurumsallaşma açısından yeterli mesafe kaydettiklerini söylemek çok zordur.Bu açıdan çiftçi örgütlerimizin yapısını yüzeysel olarak incelediğimizde çoğu yönetim kurulu tarafından etkin ve işlevsel olarak yönetilememektedir.Üreticilerimiz yönetime hala aktif olarak katılmamaktadır.Maalesef üreticilerimiz çiftçi örgütlenmesi, kooperatif bilinci ve önemini çok fazla benimseyememişlerdir.Bölgemizde büyük sivil toplum örgütleri olmasına rağmen çiftçi örgütleri hiçbir zaman bir bütünlük arz edememiştir. Günümüzde işletme ve finansman gibi konulardan uzak olan çiftçi örgütlerimiz gerekli atılım ve açılımı gerçekleştirememiştir.

11 Bu nedenle düzenlenecek eğitim seminerleri ile veya kurslarla çiftçi örgütlerine finansman,işletme, kurumsallaşma,pazarlama ve organizasyon konularına alt yapı oluşturacak seminer ve kurslara ağırlık verilmelidir.Gerek valilik gerekse tarım il müdürlüğü ve diğer sivil toplum örgütlerince belirli bir plan ve program dahilinde bu eğitimler düzenlenmelidir.

12 İkinci aşamasında en önemli eksiklerimizden bir tanesi de hijyenik ve temiz süt üretimi konusunda yeterince gelişme sağlanamamıştır.Bu konuda üreticimizi eğitmeli ve bilinçlendirmeliyiz.Buda yerinde ve uygulamalı olarak eğitimlerin verilmesi motivasyon sağlanması ile olacaktır.Diğer bir yöntem işletme büyüklüklerini arttırmak ve çoklu sağım sistemlerine geçmektir.Hatta sektörün bölge temsilcileri bir araya getirilmeli ve bir platform oluşturarak birlikte hareket etme iletişim kurma belirli sorun odakları konusunda proje üretme ve sektörün, üreticinin beklentileri doğrultusun da çözüm organizasyonları oluşturma çalışmalarına öncülük etmelidir. Bu konularda ilgili kurumlar ilk adımı atmalı gerekirse bu çalışmaların içinde yer almalıdırlar.

13 Bölgemiz sulak arazi yapısına sahip olmasına rağmen kaba yem açığımız çok fazladır.Kamu kurumlarının silaj yapımı gibi;sektörün temel ihtiyaçlarına ışık tutması yönlendirmesi gerekmektedir.Sektörde en büyük girdiyi yem maddelerinin oluşturduğu düşünülürse bu konu üzerine detaylı ve kapsamlı çalışma yapmak ucuz yem girdisi sağlamak için bölgesel destekler araştırılmalıdır.Hayvancılık havzası yada organize hayvancılık bölgesi oluşturulması gündeme alınmalı ve bu konuda gerekli girişimler zaman geçirilmeden yapılmalıdır.Bölgedeki eksikliklerden bir tanesi de et entegre sisteminin olmamasıdır. Bu konuda yatırım ve kapasite çalışmaları başlatılmalı gerekirse böyle bir işletmenin kurulumu için özel sektöre öncülük edilmelidir.

14 Süt ve Süt Ürünleri Pazarlama Kanalları

15 ORTAK GİRİŞİMİ ET VE SÜT ÜRÜNLERİ
BÖLGEMİZ KOOPERATİF ORTAK GİRİŞİMİ ET VE SÜT ÜRÜNLERİ SATIŞ ZİNCİRLERİ

16 Halen bölgemizde piyasaya sunulan et,et ürünleri ve süt ürünlerinde gıda güvenliği ve hijyeni açısından çok büyük eksiklerimiz bulunmaktadır.Üreticilerimiz çok yüksek maliyetlerde ürettikleri ürünleri gerçek değerinde satamamaktadırlar.Yetiştirilen kasaplık hayvanlar ya düşük fiyatlarda kasaba yada Konya bölgesindeki mezbahalara gönderilmektedir. Fakat işin vahim tarafı bölgemizdeki bu hayvanların kesim işlemi kasaplar tarafından kayıt dışı ve mezbahaya girmeden kaçak yollardan tüketiciye sunulmaktadır.Bu da biz tüketicileri halk sağlığı ve gıda güvenliği açısından olumsuz etkilemektedir.Çünkü mezbaha dışı yapılan bu kesimlerde Veteriner hekim kontrolünden geçmediği için hayvanlardan insanlara geçen bir çok hastalıkta tüketicinin sağlığını risk altına sokmaktadır.Ayrıca kasaplar bu hayvanları değerinin çok altında almaktadırlar.Ereğli bölgesinde kesilen hayvanlarda da celep dediğimiz kişiler fahiş karlar elde etmektedirler ve üreticilerimiz yine mağdur edilmektedir

17 Basit bir hesapla zorunlu kesime sevk edilen 400 kiloluk bir hayvanda cambaz yada celep dediğimiz kişiler ortalama bu hayvanı 600 – 700 TL ye almaktadır.Halbuki bu hayvanın kesim fiyatı 7 TL civarındadır.Yaklaşık böyle bir hayvanda 220 kg et çıkmaktadır. Yani kaba bir hesapla 1540 TL gibi bir rakamda alıcı bulması gerekirken üreticimiz hayvan başına 840 TL zarar etmektedir. Peki aradaki farka bakalım üretici bu kadar zarar ederken tüketici açısından da bir avantaj yoktur.Tüketici menşeyi belli olmayan kaçak eti aynı fiyata tüketiyor ayrıca hastalık ve gıda güvenliği açısından da sağlığını önemli bir riske atmış oluyor. Peki devlet ne kaybediyor mezbahaya girmediği için kaçak kesilen bu etten vergi alamıyor.Belediye mezbanesinde kesilmediği için hizmet ve mezbaha ücreti alamıyor.Aracılık yapan cambaz yada celep vergi vermiyor.

18 Peki sütte neler oluyor
Peki sütte neler oluyor.Bölgemizde satılan veya başka bir deyişle tüketilen sütün neredeyse yarısı sokak sütüdür.Sokak sütleri yine üreticilerden 0.5 YL den alınıyor sokak sütçüleri tarafından pazara veya mahalle aralarında 1.2 TL den tüketiciye satılmaktadır.En büyük kaybımız ürettiğimiz sütün bakteri ve somatik hücre sayısı çok fazladır.Zaten bakteri yükü fazla olan sütümüzü soğutmadan tüketim merkezlerine getirip satmaya çalıştığımız zaman yarı yarı ya bozulmuş sütü halkımıza içirmiş oluyoruz.İçinde antibiyotik kalıntılarını da eklersek tüketicimizin aldığı risk daha da artmış olur.Özellikle yaz aylarında bu sütlerin bozulmaması için süte karıştırılan karbonat,hidrojen peroksit ve benzer maddelerinde koyulduğunu düşünürsek tehlikeyi tüm çıplaklığı ile ortaya koymuş oluruz.Keza peynir ve yoğurtta da durum aynıdır.Ülkemizde yaklaşık 250 çeşit peynir çeşidi olduğu tahmin ediliyor buna karşın Fransa da 360 civarı peynir çeşidi olduğu söyleniyor.Bu peynirlerin çoğu otantik peynir çeşitleridir.fakat Fransa bu peynir çeşitlerinin çoğunu dünya pazarlarına sunarken biz yavaş yavaş bu peynir çeşitlerimizi unutuyor ve üretmiyoruz.

19 Ortaya koyacağımız proje;bölgemizde bu problemleri çözmek yada hayvancılık sektöründeki sorunları bitirecek iddiasında değildir.Fakat projemiz bölgeye ve ülkeye örnek bir sistem olacaktır.Üretici örgütlerimizin kurumsal yapıdan uzak olmasından dolayı bu tür sistem ve modelleri ortaya koyup hayata geçirememektedir. Yukarda bahsettiğimiz zincirin bir ucundan tutmaktır.Yapmak istediğimiz oluşumla üreticinin ürününü değerlendirerek güvenli gıdayı tüketiciye uygun fiyatlara sunmak istemekteyiz.

20 Bu oluşumun ayaklarını sayarsak öncelikle kooperatifler,süt üreticileri birliği,valilik,tarım il müdürlüğü,Sanayi ve ticaret odası,Ziraat odası,Ticaret borsası,Veteriner Hekimler Odası ve tabi kilit durumunda olan belediyelerimiz.Yerleşim alanlarında belediyelerimizin katkıları ile bu ürünleri satışa sunacağımız merkezler oluşturulması en önemli ayak olarak görülmekte.satış noktalarında azami olarak kasap dolabı , şarküteri dolabı ve sütü perakende satışı için soğutma tankı.Bunların yanında kasap,şarküteri sarf ve demirbaş eşyaları.Zaten belediyelerimizin inşaat yapımı ve bu noktaların kuruluşu için yer tahsisi yapması iyi bir çalışma ile bayındırlık bakanlığı birim maliyetleri göz önüne alınarak 455 birim maliyetle TL ye inşaat mal olacaktır.Kasap ve şarküteri dolapları ile süt tankı 6000 TL ye mal olacaktır.diğer muhtelif malzemeler de 6000 TL gibi bir rakam tutacağı öngörülmüştür.işletme sermayesi olarak da TL ek olarak satış noktasında 2 personel istihdam edilecektir.

21 KASAP VE ŞARKÜTERİ DOLABI

22 SÜT SOĞUTMA TANKI

23 Sistemin diğer bir ayağı da köy ve kooperatifler olacaktır
Sistemin diğer bir ayağı da köy ve kooperatifler olacaktır. Bölgemizde kooperatiflerin kullandığı araçlar gıdaya uyumlu olarak revize edilebilir. Satış noktalarına süt ve süt ürünleri satış merkezlerine ulaştırılması konusunda bu kooperatiflerin olanaklarını kullanarak önemli bir tasarruf sağlanmış olacaktır. Özellikle orijini belli sütler soğutma tanklarında soğutulduktan sonra bu satış merkezlerine soğuk zincir bozulmadan sevk edilecektir. Sütlerde kalıntı ve orijini izlenecek ve sahadaki Veteriner Hekimler bunu sağlayacaklardır. Antibiyotik kullanılan sütler önceden etiketlenecek ve tüketime sunulmayacaktır. Etiketleme işlemi hayvan kulak küpesi ve işletme numarasına göre yapılacaktır. Bu standardı sağlamak için önceden işletme etiketlemesi yapılacak ve bu işletmelerde öncelikle sağım hijyeni ve süt sağım teknikleri konusunda eğitim çalışması yapılacaktır. Alınan sütlerin ilaç kalıntısı izlenecek olduğundan bu işletmelerde ilaç kullanım ve kullanılan ilaç kayıtlarının tutulması konusunda yine ilgili birimlerce eğitim çalışması yapılacaktır.

24 Öncelikli hedefimiz bakteri yükü ve somatik hücre sayısı bakımından standartlara yakın daha sonra ise uluslar arası kabul edilebilir sınır değerlerde süt üretmektir. Bununla beraber kalıntı miktarı kabul edilebilir değerler içinde üretilen sütü doğrudan tüketiciye ulaştırılacaktır. Bunu kooperatifler ve Veteriner Hekimler Odası koordine edeceklerdir. Bu kriterler dahilinde üretilen sütler önce bölgesel soğutma tanklarında( ki bu kooperatiflerde mevcut) soğutulacaktır. Soğutma işlemi +4 dereceye kadar yapıldıktan sonra yine süt taşımak için yapılmış süt taşıma tankları ile satış merkezine ulaştırılacaktır. Satış merkezinde ise soğutma tankına aktarılan bu sütler günlük olarak tüketiciye satılacaktır. Üretilen bu süt üreticiden 0,7 TL ye alınacaktır. Halen normal sütün üreticiden 0,450 TL ye alındığını düşünürsek bu rakam üretici lehine 0,250 TL gibi bir artı değer katacaktır. Bu fark da üreticinin hijyenik ve kalıntı taşımayan sağlıklı süt üretmesi için motivasyon kaynağı olacaktır. Tüketici ise sokak sütçüsünden 1,2 TL vererek aldığı sağlıksız süt yerine 1 TL vererek sağlıklı süt alacağından talepte bir sıkıntı çekilmeyecektir.

25 Diğer taraftan kasaplık hayvanların kesimi mezbaneye sevk edilecek ve buradan satış noktasına ulaştırılacaktır. Et kg değeri olarak 15 gün sonra üreticiye ödenecektir. Kasaplık hayvanlar belli bir program dahilinde sağlık kontrolleri yapılarak ve beslenme tarzı izlenerek yetiştirilecek hayvanlardan seçilecektir. Bu kasaplık hayvanlarda önceden işletme ve kulak numarasına göre etiketlenecek ayrıca üreticiye ilaç kalıntısı hakkında eğitim verilerek besi başlangıcında sağlık kontrolü yapılarak besiye çekilecektir. İşletmede bir ilaç kayıt defteri bulundurularak ilaç kalıntısı kontrol edilecektir. Etiketlemenin diğer bir amacı da üretim şeması oluşturmak ve belli sayı ve tarih dahilinde üreticinin elindeki kasaplık hayvanı kesime sevketmek içindir. Normalde danalarda kg karkas kesimi 9,5 TL olmasına rağmen ortak girişim olarak bu hayvanları kg değer olarak10,5 TL ye kesim yapılacaktır. Yani diğer bir deyişle üretici normal bir kasaplık hayvandan yaklaşık 200 TL daha fazla gelir elde edecektir. Üretici açısından ise kalıntı kontrolü yapılmış sağlıklı eti piyasa fiyatından 1 TL daha ucuza alma imkanı doğacaktır.

26 Olayın can alıcı yönü halk sağlığı açısından menşeyi belli sağlıklı et tüketimi olmakla beraber antibiyotik kalıntısı olmayan burusella, şap tüberküloz taşımayan sağlıklı ete kavuşmuş olacaklardır.Bu saydığımız hastalıklar ve daha birçok hastalık insanlarda hala sağlık problemleri oluşturmaktadır. Bunun yanında kullanılan ilaçlara bağlı olarak hamile bayanlarda düşük, kız çocuklarında erken yaşta adet görülmesi gibi birçok olumsuzluğa neden olduğu bilinmektedir.

27 Zorunlu kesimler ise yine ortak girişim tarafından ya bölgede varsa 3
Zorunlu kesimler ise yine ortak girişim tarafından ya bölgede varsa 3. sınıf mezbahada ya da merkez mezbahasında yapıldıktan sonra değerlendirilecek olup kg miktar olarak üreticiye ödenecektir. Gerek zorunlu kesim gerekse diğer kesimler ortak girişim adına kesilecektir. Satış yeri hijyen ve sorumlu yöneticiliği Veteriner Hekim Odasınca yürütülecektir. Soğutma tankından perakende günlük süt satışı yapılacaktır. Ayrıca bölgesel peynir çeşitlerinden düzenli ve takvim dahilinde üretim yapılacaktır. Bu çerçevede bölgedeki keçi sütleri de değerlendirilecektir. Bu nedenle keçi ve koyun sütleri de etiketlenecek zoonoz hastalıklar açısından tarama yapılacaktır.

28 Kabaca peynir yapmak için tam yağlı süt 30 derece sıcaklığa getirilerek mayalanır. Maya bundan önceki peynir tariflerinde olduğu gibi 10 kilo süt için bir gram şişe mayası kullanılarak yapılır ve süt bir saatte teleme hâline getirilir. 5 kilo sütten bir kilo peynir elde edilir. Yöremizde değişik peynir çeşitleri mevcut olup bunlarda orijini belli etiketlenmiş üretim yapılarak satış merkezinde tüketime sunulacaktır.

29 Otantik sucuk üretimi yapılacak ve bunun mevzuat çalışması da Tarım İl Müdürlüğünce gerçekleştirilecektir. Halen bölgemizde köy sucuğu adı altında üretilen sucuk çeşitlerimiz halkımız tarafından talep edilmektedir. Bu nedenle kodekse uygun olarak et ürünleri yapım konusunda gerekli hijyen ve yapım eğitimi verilecek olup bunun içinde özel üretim merkezleri oluşturulacaktır. Bu üretim tesislerinin taşıması gereken optimal şatlar da belirlenip bunun çalışması yapılacaktır. Bu yüzden de belirli bir bütçe dahilinde 3, sınıf mezbahalarla kombine olarak asgari sıhhi şartlarda sucuk üretim merkezleri gerçekleştirilebilir.

30 Kabaca köy sucuğu formülü
5 kg dana kıyması (döşle karışık) 20 gr kırmızı toz biber 10 gr yenibahar 20 gr karabiber 80 gr tuzla dövülmüş sarımsak 100gr tuz

31 Satış merkezi de asgari sıhhi şartlar taşımalıdır
Satış merkezi de asgari sıhhi şartlar taşımalıdır. Burada süt soğutma tankından özel plastik ambalajlarda taze süt satışı yapılacaktır. Ayrıca kasap dolabı bulundurulacak ve karkas olarak gelen etler parçalanarak satışa sunulacaktır. Tabi et ve süt ürünleri de natürel doğal olarak ama sağlık kriterlerini taşıyacaktır. Personel olarak üç kişi hizmetin düzenli verilmesi için yeterlidir. Fakat bu personel hijyen kuralları ve şarküteri konusunda eğitilecektir. Şarküteri için bu personelin eğitimi önemlidir. Çünkü bu personele satıcılık eğitimi de vermek gerekmektedir.

32 Satış merkezi olarak Muğdat cami veya YKM çarşı civarı örnek olabilir
Satış merkezi olarak Muğdat cami veya YKM çarşı civarı örnek olabilir. Burada prefabrik olarak yapılmış su ve elektrik bağlantısı mevcut iç tarafı fayansla kaplanmış bir yapı oluşturabilme belediye tarafından sağlanabilir. Ayrıca kullanılacak masa sehpa veya muhtelif alet ve ekipmanlar çelik malzemeden yapılmalıdır. Kullanılacak bıçak ve kap ve diğer gereçler için maliyet fiyatları başlangıçta kabaca verilmişti. Binanın yapımı ise birim maliyet olarak belirlenmiştir. Fakat bu fiyatlar kabaca derlenmiştir. İşletme sermayesi ilk alımlar içindir olup et ve süt ürünleri için ve personel giderini kapsamaktadır. Ayrıca bu personelin sağlık ve portör kontrolleri düzenli olarak takip edilecektir. Bölgemizin ve üreticilerimizin örnek teşkil etmesi bakımından böyle işletmelere büyük bir ihtiyacı vardır.

33 Ruhsat ve işletme yönetimin de valilik ve belediye ortak yönetimde görev ve denetim yetkileri ile organizasyon içinde yer alacaktır. Ürün yelpazesi ise günün şartları ve iştirak ortaklarınca geliştirilebilir ve arttırılabilir. Başta dediğimiz gibi böyle bir oluşum sadece üreticilerimizin ve üretici örgütlerinin model olarak alması kendilerini geliştirmesi için örnek bir sistem olacaktır.

34 MERSİN VETERİNER HEKİMLER ODASI
TEŞEKKÜRLER MERSİN VETERİNER HEKİMLER ODASI


"MERSİN VETERİNER HEKİMLER ODASI" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları