Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

DUYGUSAL ETKİLKEŞİM EKSİKLİĞİ ve DAĞILMIŞ AİLE

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "DUYGUSAL ETKİLKEŞİM EKSİKLİĞİ ve DAĞILMIŞ AİLE"— Sunum transkripti:

1

2 DUYGUSAL ETKİLKEŞİM EKSİKLİĞİ ve DAĞILMIŞ AİLE
Aile içindeki duygusal etkileşimin azalmasında birçok faktör etkili olabilir. Bunların başında, anne ya da babadan birinin kaybı veya ayrılıkları ya da çocuklarına karşı ihmal etme veya reddetme şeklinde takınılan tavırlar gelir. Çocukların anne ve babalarından utanç duymaları ya da anne ve babaların, çocuklarının gereksinmelerine yanıt vermemeleri, duygusal etkileşimi azaltan , yer yer ortadan kaldıran başka etkenlerdir. Duygusal etkileşimin azlığı sadece bireyin duygusal dünyasını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda onun fizyolojik, zihinsel ve toplumsal gelişimine de olumsuz. etkide bulunur.

3 Duygusal etkileşim eksikliği bir çok alanda etkili olur
Duygusal etkileşim eksikliği bir çok alanda etkili olur. Bunlar şöyle sıralanabilir: Duygusal etkileşim azlığı, bebeğin büyüme ve gelişimini geciktirip engelleyebilir. Oturmak, ayakta durmak gibi motor gelişim belirtilerinde gecikme görülebilir. Yemek yememek, yatağını ıslatmak gibi olumsuz belirtilere neden olabilir. Dil gelişimi gecikir. Bazı konuşma bozuklukları görülebilir. Zihinsel gelişim gecikir. Dikkatini bir konuya toplaması konusunda uğranılan güçlük, çocuğun öğrenmesini ve akıl yürütmesini etkiler. Çocuğun diğer insanlarla başarılı ilişkiler kuramaması sonucu, sosyal gelişmede gecikme ve saldırganlık gibi olumsuz davranışlar görülebilir. Bunun sonucunda meydana gelen sosyal tepkiler, bireyin kişiliğini etkiler ve içedönük, bencil bir kişilik oluşumuna yol açabilir.

4 Anneden Yoksunluk “Anneden Yoksunluk”, geniş kapsamlı bir kavramdır.
Genel anlamda kısmi ya da tüm yoksunluğu (annenin ölümü gibi) içeren bu kavram, annenin, çocuğunun yanındayken bile ona yeterince sevgi iletememesi durumunu da kapsar. Anneden yoksun olma, çeşitli düzeylerde davranış bozukluklarının nedenidir. Örneğin, “kısmi yoksunluk”, beraberinde endişe, aşırı sevgi gereksinimi, güçlü intikam duygusu ve bunlardan doğan suçluluk davranışı, bunalımı getirebilir. İç dünyasındaki zorlukları bu tür tepkilerle dışa vuran çocuğun sinir sisteminde bozukluklar, davranış ve karakter yapısında dengesizlikler görülebilir.

5 Dr. Spit, bu konuda yaptığı çalışmalar sonucu, çocuğun yaşamından annenin çekilmesi halinde gelişmede gecikme, gerileme ve duraklamaların görüldüğünü kanıtlamıştır. Yine Bowlby, ilk beş yıl içinde anneden yoksun kalmanın suçlu davranış yapısının oluşumuna yol açabileceğini ileri sürmektedir Hükümlü gençler üzerinde gerçekleştirdiğimiz araştırmada, suçlu gençlerin %22’sinin dağılmış ailelerden geldikleri belirlenmiştir. Ülkemizdeki dağılmış aile oranının % 8 olduğu düşünülürse dağılmış aileden gelen suçlu çocuk oranının yüksekliği kolayca görülür. Ayrıca suçlu deneklerimizin fen % 48'inin çeşitli nedenlerle anne ve babalarından ayrı kaldıklarının saptanmış olması, Bowblby’nin savını doğrulamakladır

6 Anne ve Babanın Dikkat Etmesi Gereken Başlıca Noktalar
Anne ve bahalar, öncelikle çocuklarını tanımalı, onları ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirmelidirler. Bu konuda kendi tutku ve arzularına göre değerlendirme yapmamalıdırlar. Anne ve babalar, çocuklarında ki güven duygusunu pekiştirmek üzere, onları yapıcı ve faal kılacak bir ortam hazırlamalıdırlar. Ancak bu ortamı hazırlarken verecekleri görevin, çocuğun yetenek ve kapasitelerini aşmamasına özen göstermelidirler. Anne ve babalar, çocuk için en önemli besinin “sevgi" ve "sevecenlik“ olduğunu bilerek, çocuklarına yeterince ilgi ve sevgi göstermelidirler. Bu konuda aşırıya kaç mamaya özellikle dikkat etmelidirler. Anne ve babalar, eğilimlerinde, ünlü düşünür J. J. Rousseau'nun şu görüsünü gözden uzak tutmamalıdırlar: "Çocuğunuza hiçbir şekilde sözle ders vermeyiniz; o, ancak derslerinin tecrübelerini almalıdır. Ona hiçbir türde ceza uygulamayınız. Çünkü o, kabahatin ne olduğunu bilmez; ona asla af dilettirmeyiniz, çünkü sizi incitmesini de bilmez. Rousseau bu sözleriyle, çocuğa bilgiyi soyut düzeyde vermek yerine, "yaşatarak öğretmenin” önemine değinmektedir.

7 Anne ve babalar, çocuklarının kendi kendilerini yönetmeleri yolunda başlattıkları girişimleri, "yaş küçüklüğü" vb. neden­lerle engellememelidirler. Anne ve babalar, gelişimini normal yüzlerini, zorlu dönemlerini bilmeli, davranışlarını ona göre düzenlemelidir. Anne ve babalar, her çocuğun kendine özgü niteliklerle do­nanmış, ayrı bir birey olduğunu düşünerek, çocuğu diğer ço­cuklarla ve kardeşleriyle kıyaslama yoluna gitmemelidirler. Anne ve babalar, aile ve toplumca geçerli olan bazı kurallara uyma zorunluluğunu çocuğa hatırlatmalı, uymadığı takdirde onu “insanlar arası ilişkileri anlatacak" türdeki örnek olaylarla bilgilendirmelidirler. Hiçbir eğitimsel yararı olmayan bedensel cezalar uygulanmamalıdır. Anne ve babalar disiplin konusunda görüş birliğin­de olmaya ve çocuğun yanında tartışmamaya özen göstermelidirler. Anne ve babalar, "oyun"un, çocuğun gelişim ve eğitimi için önemli olduğunu düşünerek, onun, bu faaliyete zaman ayırmasını sağlamalıdırlar.


"DUYGUSAL ETKİLKEŞİM EKSİKLİĞİ ve DAĞILMIŞ AİLE" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları