Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanBora Derici Değiştirilmiş 6 yıl önce
1
Din ve devlet ilişkileri bağlamına kavramsal netlik açısından bakış
2
Mezhepler tarihi bakış açısından konuyu analiz edecek bilgi kurulumu Prof. Dr. Sönmez Kutlu’nun “Ehl-i Sünnet’in Siyaset Nazariyesinin Teolojik Temelleri” (2006: Kohlhammer) adlı makalesi esas alınarak yapılmıştır. Amaç, tarih içindeki çoğulcu anlayışın kavramların anlaşılma serüvenine nasıl yansıdığını din-siyaset ilişkisi çerçevesinde örneklemektir.
3
Eşarilik ve Maturidilik
Geçmiş siyasi tecrübeye bakışları? Ortak bir siyaset tasavvuru? Hâkimiyetin kaynağı? Siyaset anlayışının temellendirilmesi? 1
4
Siyasi liderlik Hz. Ebu Bekir Hz. Ömer Hz. Osman Hz. Ali 2
5
Kur’ân’da Din-Siyaset ilişkisi
Genel İlkeler Adalet İtaat Ehliyet Takva Kur’ân, siyasi konulara, evrensel nitelik taşıyan genel ilkelerin dışında herhangi bir belirlemede bulunmamıştır. 3
6
Hilafet ve hakimiyet Dini Dünyevi 4
7
Hukuki ve siyasi yetkinin devri
Hz. Muhammed, sahip olduğu hukuki ve siyasî yetkilerini başka birine devretmemiştir. 5
8
Hz. Muhammed’in devlet başkanlığı misyonu
İlahî/Dinî kaynaklı değildir, Beşeri kaynaklıdır, Sosyal ve siyasi gelişmeler sonucunda elde edilmiştir, 6
9
İslam düşüncesinde siyaset anlayışı
Şia’nın teokratik siyaset nazariyesi Sünnî siyaset anlayışı 7
10
Ehl-i Sünnet’in siyaset anlayışı
Şia’nın imamet nazariyesine tepki olarak oluşturulmuştur. İmam/halife, nass ve tayinle belirlenmiş değildir. 8
11
Siyasi yetkinin devri Sünnîler, Haricileri ve Şia’yı eleştirmekle meşgul olduklarından, içinde bulundukları devirdeki (Abbasi/Emevi) siyasî yetkinin kime nasıl devredilmesi gerektiği sorunuyla ilgilenmek yerine, ilk dört halifenin meşruiyetini ispatlamaya ve onların iktidar dönemlerini bütün dönemler için örnek göstermeye çalışmışlardır. 10
12
Sünnî nazariye ile ilgili önemli noktalar
1. İlk dört halife döneminde, “emirlik”, “emâret” ve “riâset” kavramlarıyla ifade edilen devlet başkanlığı bizatihi dinî içerikli bir kavramlar değil, sosyolojik, toplumsal ve hukukî kavramlardı. 11
13
2. Sünnî siyaset anlayışı, Kur’an ayetlerinden hareketle değil Peygamber sonrasında yaşanan tarihsel siyasî tecrübelerden hareketle oluşturulmuştur. 12
14
3. Ehl-i Sünnet’in siyasal düşüncesinin oluşumunda, adaletin temini ve zulmün ortadan kaldırılmasından ziyade güç, iktidar ve güvenlik merkezî bir rol oynamıştır. 4. İlk halifeler döneminde, iktidarı elde etmenin meşruiyeti Kureyş kabilesi’ne mensubiyet iken, Emeviler döneminde bu meşruiyet akideyle belirlenme yoluna gidilmiştir. 13
15
5. Ehl-i Sünnet’in siyaset anlayışı, itikadî alanla ilişkilendirdikten sonra genelde Sünnî kelamî yapıyla, özelde Sünnî Tanrı anlayışıyla uyumlu hale getirilmiştir. 14
16
6. Devletin, hak ve adaletin gerçekleşmesinde, toplumsal düzenin sağlanmasında bir araç olarak görüleceği yerde, devletin ve devlet başkanının kutsallaştırılması suretiyle Müslüman toplumun siyasî iradesi ve seçimi hiçe sayılmıştır. 15
17
7. Ehl-i Sünnet’e göre, siyasî anlayışta asıl olan geçmiş tecrübe ve onun devamı durumundaki mevcut durumdur. Mevcut durumun, zulmetse dahi korunması, her tür değişimden daha iyidir. 16
18
8. Ehl-i Sünnet, İmametin Usûlu’d-Din’den olmadığı, siyasi bir kurum olduğunu ve dinin amelî kısmıyla ilgili olduğu konusunda hemfikirdir. Ancak Sünnî siyaset anlayışında, “İmamlar Kureyş’tendir” şeklindeki bir rivayetin kabul edilmesi, imametin dinî olmaktan ziyade dünyevi bir kurum olduğunun kelamî açıdan temellendirilmesinde önemli bir engel olmuştur. 17
19
Diyanet – siyaset ayrımı
1 Mâturidî’yi Diyanet-Siyaset ayrımı yapmaya ve bu ayrımı teolojik açıdan temellendirmeye sevk eden sebeplerin başında Kur’an ve Sünnet’te bu konudaki belirsizlik gösterilebilir. 18
20
2 Emevî ve Abbasîlerin iktidara sahip olmalarını, ilahî iradeyle ilişkilendirmeleri ve bunun sonucunda keyfi uygulamalara girmeleri. 19
21
3 İmamiyye Şia’sının ve İsmaililerin masum bir imamın imametini gerekli görmeleri ve İmameti dinin asılları arasına sokmaları fikrinin bölgede yaygınlaşmaya başlaması. 20
22
4 Bazı mezheplerin siyasete bulaşması ve insanları siyasi iktidarı kullanarak bazı fikirleri inanç olarak benimsemeye zorlamaları. 21
23
Mâturidî, yukarıda zikredilen sebeplerden dolayı, Diyanet- Siyaset ayrımı yaparak ve siyaseti beşerî ve toplumsal bir düzeye çekerek, siyasetin dinin esasları arasına sokulmasını ve bu yolla ortaya çıkabilecek zulüm ve adaletsizlikleri önlemeye çalışmıştır. Mâturîdî, Diyanet-Siyaset ayrımı dolayısıyla “Allah’a, Resulü’ne ve Ulü’l-Emr’e itaat edin.” ayetinin yorumunda Ulü’l-Emr’i seriyye komutanları ve fakîhler olarak yorumlamayı tercih etmiştir. 22
24
Şeriat koyma yetkisi? İmamet/Hilafet? Vekaletin sınırları? 23
25
sonuç İslam’da devlet ve siyaset anlayışı, adaletin tesisini ve zulmün kaldırılmasını önceler, İnsan haklarının korunmasını ve yetkinin halktan alınmasını gerekli görür, Devlet ve siyasetin çerçevesini, adalet, hakkaniyet, şura ve ehliyet olarak belirlenmiştir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.