Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

TRUVA ATI NERDEDİR? Truva Savaşı’nın geçmiş olduğu yer olan Troya antik kenti, Çanakkale Boğazı’nın Ege Denizi’ne doğru olan tarafınca 6 km. İç bölümde,

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "TRUVA ATI NERDEDİR? Truva Savaşı’nın geçmiş olduğu yer olan Troya antik kenti, Çanakkale Boğazı’nın Ege Denizi’ne doğru olan tarafınca 6 km. İç bölümde,"— Sunum transkripti:

1

2 TRUVA ATI NERDEDİR? Truva Savaşı’nın geçmiş olduğu yer olan Troya antik kenti, Çanakkale Boğazı’nın Ege Denizi’ne doğru olan tarafınca 6 km. İç bölümde, Hisarlık ’ta bulunan höyük tipinde bir yerleşim yeridir. Bu krallık asırlardır mitolojik bir efsaneleşmiş olarak dilden dile yayılmıştır. Bu şekil hikâyelerde kati bilgilere genel olarak ulaşılmaz ve rivayetler den yola çıkarak en doğru kaynaklara ulaşılmaya çalışılır. Bu güzel öykü bizim topraklarımızda gerçekleşmişken ölümsüzleştirmek kaçınılmaz olurdu. Bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı 1973 senesinde tahta atın yapılması yönergeni verdi. Mimar Kadir İzzet Senemoğlu Truva Atı ’nın yüksekliğine 12,5 metre olarak karar verir. Atın yapımı için proje ihaleye açılır. İlk etapta bir şirket ihaleyi kazanır fakat işe başlamaz. Daha ondan hemen sonrasında ikinci kere oluşturulan ihalede kazanan şirket işe adım atar, atın dört bacağını inşa eder ve işi bırakır. Son olarak üçüncü kez ihale açılır. Truva atı nerede? Sorusuna karşın, Çanakkaleli bir usta olan Ahmet Karadeniz, Kaz Dağları‘ndan getirttiği 25 metreküp çam ağacını kullanarak aylarca geçindiren bir çalışmanın sonucunda Truva Atı’nı tamamlar. At 1975 senesinde tüm dünyadan ve ülkemizdeki meraklıları için ziyarete açılmıştır. Şuanda da Çanakkale’nin merkezinde sergilenmektedir

3 TRUVA ATI KİMLER TARAFINDAN YAPILDI? Truva Atı, savaş sanatında düşmanı yanıltmak için meydana getirilen en bilindik öykülerin başlangıcında gelmektedir. Aslen karşı tarafa bir edilmiş bir mükâfat şeklinde gösterilen fakat aslolan amacı Troya şu demek oluyor ki Truva şehrini ele geçirmek için savaşmış Yunanlı askerleri taşıyan, tahtadan yapılmış devasa büyüklükte bir attır. Eğer Yunan mitolojisine merakınız var ise Truva Atı efsanesini çoktan duymuşsunuzdur. O dönemde bir savaş başlıyor ve Yunan askerleri bu savaşı kazanabilmek için farklı taktikler uyguluyorlar. İşte bu taktiklerden biri de Truva Atı’dır. Şu demek oluyor ki bahsedelim; Truva Prensi Paris, Sparta Kralı’nın güzeller güzeli eşi Helen‘e sevgi duymaya başlar ve onu kaçırır. Bunun üzerine ise iki taraf içinde bir savaş adım atar. Akha ordusu kendine devasa bir tahta at yapmış oldurup, içine komutan Odysseus önderliğinde askerlerini yerleştirir ve Truva kentine girmeyi başarır.

4

5 Truva Efsanesi ve Truva Atının Tarihçesi TruvaTruva, hem yaşadığımız toprakların geçmişteki bir parçası, hem de günümüzde önemli olan turistik bir kentimizdir. Homeros’un İlyada adlı eserinde bu savaştan bahsedilmeseydi, belki de bugün Truva Atını hiç bilmiyor olacaktık. Truva savaşı, bazı kaynaklara göre batı ile doğu arasındaki ilk büyük savaş niteliğindedir. Truva, Akalar tarafından 9 yıl boyunca kuşatılmış, Truva’nın bütün zenginlikleri yağmalanmış, kent güçsüz bırakılmış ve kendi komutanları zenginleştirilmiştir. Onuncu yılda başlayan savaşın sonunda ise kazanan bir taraf olmayınca, Akalar tarafından Truva Atı yapılmış ve Truva’nın önünde bırakılmıştır. Truvalılar Akaların verdiği bu hediyeyi çok beğenip şehre soktuklarında ise, kendilerini bekleyen tehlikeden haberleri yoktu; atın içerisine gizlenen Akalı askerler, gece saatlerinde dışarıya çıkarak tüm şehri ele geçireceklerdi. Milattan önce 1180’li yıllarda yaşandığı tahmin edilen bu en büyük doğu-batı harbi, milattan 2000 yıl sonra da aynı topraklarda sürdüğüne göre, savaşın tamamen bittiğini söylemek Homeros’a haksızlık olacaktır. Truva

6 Günümüzden yaklaşık 3200 yıl evvel, Çanakkale Boğazı’nın yakınlarında Troya adlı bir kent vardı. Bu kentte yaşayan barışsever, ancak bir o kadar da cesur halk, Priamos’un (Troya Kralı) yönetiminde uzun yıllar boyunca barış içinde huzurlu bir yaşam sürmüşlerdir. Bu mutluluğu onlara çok gören ya da kıskanan Tanrılar (inandıkları tanrılar), Troyalıların başına bir bela sarmaya karar verdiler. Kral Priamos’un eşi Hekabe, bir gece çok kötü bir rüya gördü. Gördüğü rüyada, karnından ateşler çıkıyor ve ateşin dumanı tüm Troya surlarını sarıyordu. Hekabe, gördüğü rüyayı önce kocasına, ardından da bir kahine anlattı. Kahinin rüyayı değerlendirmesi şöyleydi; Hekabe, hamileydi ve doğuracağı çocuk ileride Troyalıların başına çok büyük dertler açacaktı. Kahine göre bebek doğar doğmaz infaz edilmeliydi. Kral Priamos, bu durum üzerine çocuk dünyaya geldikten sonra bebeği öldürmek için bir adamına görev verdi. Yeni doğmuş, günahsız ve savunmasız bir bebeği infaz edemeyen bu görevli, çocuğu o dönemdeki adı İDA olan Kazdağı’na götürerek bir ormana bıraktı ve yabani hayvanlar onu nasıl olsa öldürür diye düşündü. Ormana terk edilen bebeği bir çoban buldu ve bu çocuk (Paris) gerçekten ilerde Troyalıların başına büyük bela olacaktı.

7 Truva Savaşı ve Truva Atının Yapılması Tanrıların yaşadığına inanılan Olympos dağında, ilginç bir kargaşa patlak verdi. Deniz perisi Thetis ile Kral Peleus’un evlenme törenine, huzursuzluk çıkartacağı gerekçesiyle kavga tanrıçası Eris davet edilmedi ve bu durumu kendine yediremeyen Eris intikam almaya karar verdi. Altından bir elmanın üzerine “en güzele” yazarak, törenin yapıldığı salonun ortasına bıraktı. Tüm tanrıçaların bu elmaya sahip olmak istemeleri üzerine büyük tartışmalar yaşandı. Tartışma ve çekişmelerin sonunda 3 büyük tanrıçanın dışında kalanlar geri çekildi; zeka tanrıçası Pallas Athena, aşk tanrıçası Afrodit ve kudret tanrıçası Hera elmayı ele geçirmekte ısrar ettiler. Bunun üzerine her üçü tanrı Zeus’un huzuruna gittiler ve kendisinin hakemlik yapmasını istediler. Tanrıçaların hiç birini küstürmek istemeyen baba tanrı Zeus, bir siyasetçi gibi davranarak bu işlerden anlamadığını ifade etti. Zeus’un esas amacı ise, böyle bir belayı Olympos’tan uzaklaştırmaktı. Tanrıçaların Olympos’un huzurunu kaçıracaklarını fark ettiği için, hakemliğin bir ölümlü tarafından yapılması gerektiğini söyledi. Tanrıların babası “gidin” diye bağırdı ve ekledi “Irmakları bol olan İda dağına gidin, orada Paris adlı Troyalı bir prens yaşıyor. Bu işlerden en iyi anlayan kişi odur.” Tanrıçalar, Zeus’un söyledikleri üzerine o esnada basit bir çoban olan Paris’in yanına gittiler. Paris ise bu sıralarda Oinone adlı bir nemf (Yunan mitolojisine göre, denizi ve yeri dolduran sayısız çokluktaki dişi, tanrısal varlık) ile birlikte yaşıyordu. Altın elmaya sahip olmak isteyen Hera, Paris’e bütün Asya kıtasını önerirken, Athena altın elma karşılığında savaşlarda yenilmezliği ve çok büyük bir bilgeliği vaat etti. Afrodit ise dünyanın en güzel kadını, Aka Kral’ı Menelaos’un karısını (Helen) vaat etti. Bunun üzerine Paris altın elmayı Afrodit’e verdi ve onun yardımı ile davetli olarak katıldığı bir gün Helen’i kaçırdı. Truva savaşı, işte bu olay üzerine başlamıştır.

8 Paris’in Akalı Menalaos’un karısı Helen’e duyduğu aşk, hem ülkesinin hem de kendisinin sonunu hazırlayacaktı. Kendisinden nefret edenlerin ve düşman olanların arasında Hera ile Athena’da vardı, böylece tanrılar da savaşa dahil oldu. Paris’in Helen’e aşık olması ve onu kaçırması sonucunda Yunanistan Krallıkları ile Truva arasında yapılan savaş tam 10 yıl sürmüştür. Kazanan taraf bazen değişse de, savaşın kesin bir galibi olmadı. Sonunda Odysseus’un planladığı, içerisine saklanmış askerlerin olduğu Truva Atı şehre alındı. Tahta atın içine gizlenen askerler, gece geç saatlerde kapıları açtılar ve Yunan ordusunun şehre girmesini sağladılar. Çatışma sırasında Yunan savaşçı Aşil’i okla vurarak öldüren Paris, rivayete göre Herakles’in okunun omzunu sıyırması, ancak Hera’nın kanı olarak bilinen oktaki zehrin vücuduna yayılması nedeniyle ölmüştür.

9 Troya, dünyadaki en ünlü antik kentlerden birisidir. Troya’da görülen 9 katman, kesintisiz olarak 3000 yıldan fazla bir zamanı göstermekte ve Anadolu, Ege ve Balkanların buluştuğu bu benzersiz coğrafyada yerleşmiş olan uygarlıkları izlememizi sağlamaktadır. Troya’daki en erken yerleşim katı M.Ö. 3000-2500 ile erken Tunç Çağı’na tarihlenmektedir, daha sonra sürekli yerleşim gören Troya katmanları M.Ö. 85 – M.S. 8. yüzyıla tarihlenen Roma Dönemi ile sona ermektedir. Troya, bulunduğu coğrafi konum nedeniyle burada hüküm süren uygarlıkların diğer bölgelerle ticari ve kültürel bağlantıları açısından daima çok önemli bir rol üstlenmiştir. Troya ayrıca gösterdiği kesintisiz katmanlaşma ile Avrupa ve Ege’deki diğer arkeolojik alanlar için referans görevi görmektedir. İlk olarak 1871’de Heinrich Schliemann, daha sonra W. Dörpfeld, C.W Blegen tarafından kazılmış olan bu görkemli arkeolojik şehirde kazılar halen sürdürülmektedir

10 HAZIRLAYAN:Harun TUNCER SINIF:9/D NO:488 DERS:TARİH ÖĞRETMENİN. ADI:Özlem SOYADI:ÇAPAROĞLU KONU:TURUVA ATI HİKAYESİ BENİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM


"TRUVA ATI NERDEDİR? Truva Savaşı’nın geçmiş olduğu yer olan Troya antik kenti, Çanakkale Boğazı’nın Ege Denizi’ne doğru olan tarafınca 6 km. İç bölümde," indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları