Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
ATLETİZM
2
ATLETİZM Alm. Leichtathletik, Fr. Athlétisme, İng. Atletic. İnsanın tabii hareketlerinden olan koşu, atlama, atma ve yürüyüşe dayanan, fiziki performansı devam ettirme ve geliştirme gayesini güden beden çalışmalarının bütünü. Atletizm diğer spor dallarında olduğu gibi, insanın mükemmel yaratılış özellikleri ile var olmuştur. Bu ekonomik, anatomik yapı sayesinde Atletizm dünyanın en popüler branşlarından biri olma özelliğini elde etmiştir. Zaman, mesafe ve yükseklik gibi unsurlar atletizmi diğer spor dallarından ayırmıştır. Sınırlayıcı faktörler günden güne aşıldıkça, daha kısa zamanda daha uzağa ve daha fazla yüksekliğe ulaştıkça, yeni rekorlar kırılmakta ve atletizm dünyada daha cazip ve daha popüler duruma gelmektedir. Bu spor, günümüzde Milletlerarası Amatör Atletizm Federasyonu (IAAF) tarafından düzenlenen kurallara göre bayanlarda l8, erkeklerde 23 branş üzerinden yapılır. Bayanlarda çekiç ve üç adım atlama için hazırlıklar yapılmakta ve bu iki dalın uluslararası müsabakalarda resmiyet kazanması için ön hazırlık çalışmaları devam etmektedir.
3
TARİHİ Milattan önce başlayan atletizm oyunları, 19. yüzyılın ikinci yarısında düzenlenmeye başlamıştır. Bu düzenlemelerde Oxford ve Cembridge üniversiteleri önemli rol oynamışlardır. 1861’de Minciglane adıyla ilk atletizm kulübü kuruldu. Yine l866’da kurulan Ameteur Atletic Clup ile müsabakalar tertip edildi. l877’de İrlanda ve İngiltere atletleri arasında ilk milletlerarası müsabaka düzenlendi. Aynı devirde ABD, Kanada ve diğer ülkelere yayıldı. 1912’de Stochkholm’de Milletlerarası Amatör Atletizm Federasyonu (İAFF) kuruldu ve 150’den fazla ülke üye oldu. Bu kuruluş günümüzde uygulanan atletizm kurallarını tespit etti. Türkiye’de atletizm faaliyetleri, Birinci Dünya Savaşından önce görüldüyse de düzenli değildi. 1924’te ilk defa Paris Olimpiyatlarına iştirak edildi. Bu olimpiyattan sonra, Semih Türkdoğan, Ömer Besim Koşalay, Naili Moran gibi atletler yetişti.
4
Atletizmin tarihinde zihinlerde yer eden başlıca önemli olaylar
ABD’li siyahi atlet Jesy Owens’in Berlin Olimpiyatlarında 4 dalda birden Altın madalya alması, aynı rekorun uzun yıllar sonra ancak l984 Los Angelas Olimpiyatlarında yine bir siyahi atlet Carl Lewis tarafından egale edilmesi... l00 metrede art arda kırdığı rekorlar ile dikkatleri çeken ve l00 yılın rekorunu önce 1988 Roma Dünya Şampiyonasında 9.83 sn ile, daha sonra da Seul Olimpiyatları’nda 8.79 ile kıran Ben Johnson olayı dünya atletizm tarihine ibret verici bir şekilde geçti. Seul’de yapılan doping kontrolünde anabolik steroid uyarıcısı kullandığı tespit edilen Johnson, IAAF tarafından iki yıl sahalardan uzaklaştırılma cezası almış ve bu cezası l990 Ekim ayında sona ermiştir. Johnson daha sonra pişmanlık dolu ifadelerle basın toplantıları yapmış, doping aleyhine kampanyalara katılmıştır. Bu dalda Johnson’un rekorları iptal edildiği için, rekor 9.88 sn olarak Carl Lewis’e geçmiştir (88 Seul). Uzun atlamada ise, ABD’li Bob Beamon’un l968 Meksiko Olimpiyatlarında elde ettiği 8.90 metrelik derece Amerikalı atlet Mike Powel tarafından 8.95 metre ile kırılmıştır. l979 yılında kırılan bir başka rekor, 200 metrede Pietro Mennea’nın rekoru (19.72 sn) uzun ömürlü rekorlar arasında yerini alıyor metrede ise l3 Dakikanın altına inebilen tek atlet Faslı Said Aoitia oldu. Said’in l ’luk rekoru, büyük sansasyon meydana getiren rekorlar arasında yer aldı.
5
TÜRKİYE’DE ATLETİZM Atletizm, ülkemize 19.yy’ ın sonlarına doğru girdi. İstanbul’da Kurtuluş Kulübü’nde (Tatavla Kulübü,1896) atletizm faaliyetleri başladı. Galatasaray Lisesi’ne öğretmen olarak gelen Curel ,Kağıthane’de öğrencileri arasında yarışmalar düzenledi ve bu spor dalını ilk tanıtan kişi oldu. Meşrutiyetten sonra (1908) canlanan spor ortamı, atletizmin gelişmesine de yol açtı. Galatasaraylı Ahmet Robenson, okulda atletizm takımını kurdu. Rumelihisarı’nda düzenlenen yarışmalarda Galatasaray ve Robert Koleji öğrencileri mücadele ettiler. Galatasaraylı atletlerin en önemlileri Ruşen EŞREF, Namık Bey, Kyrıl DOUPKOF, Zeen BİBESCU idi. Robert Kolejinde ise Kurucuyan, Papazyan, Küçük Aleko sayılabilir (1911). Aynı yıllarda Silifkeli Şükrü Bey’ in bahçıvan poturu ile 100 metreyi 12 saniyede koşması şaşkınlık yaratmıştır. 26 Ekim 1913’te Fenerbahçe Kulübü’nün düzenlediği ilk atletizm bayramı azınlıkların başlattığı bu spor dalının, Türk sporcular arasında da beklenen ilgiyi görmesini sağladı. Uninon Clup sahasındaki yarışlarda 100m ve 800m koşuldu. Fenerbahçeli Bedri YILDIRIM ile aynı zamanda futbolda oynayan TRİPO birinci oldular. 1 Mayıs 1914 ‘te İstanbul Jimnastik Kulübünün düzenlediği yarışlarda atletizm ile ilgili merak daha da arttı. Bu yarışmalar atletizme olan ilgiyi artırdı. Mahmut Bey’ in gülleyi 9.64 m atması hayranlık uyandırdı. Atletlerimiz uluslar arası alanlarda ilk kez Atina’da düzenlenen 1906 Olimpiyatlarında kendi kişisel çabaları ile katılıp yarıştılar.
6
1896 Atina Olimpiyatları’nın 10
1896 Atina Olimpiyatları’nın 10. Yıldönümünü kutlama nedeniyle düzenlenen yarışlara Mikail Efendi disk ; Celepoğlu 400m ; Murmuris yüksek atlama ; Devacis 100 m ve 110m engelli dallarında katıldılar Stockholm Olimpiyatları’nda ise Vahram PAPAZYAN 1500 metrede , Mıgıryan da gülle ve disk atmada yarışmalara kişisel çabaları ile katıldılar. 1918’ de Fenerbahçe Kulübü atletizm şubesini kurdu. Selahattin TURSEN, Osman NURİ, Asım UÇAR, Hayri NUBAR, Nurettin SAVCI gibi isimler sarı-lacivertli kulübün ilk atletleri idi. Türk atletizminin asıl gelişme sürecine Cumhuriyet Dönemi’nde girdi. Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı’nın çabaları ve Cumhuriyet Hükümetinin tahsis ettiği para ile sporcularımız 1924 Paris Olimpiyatları’na katıldılar. Bu kafileye atletlerimizde alındı. Yurt dışından getirilen iki antrenör Pragve Abraham yönetimindeki çalışmalar sonucunda Fenerbahçeli Tarık Tarık ve Sait ; Galatasaraylı Ömer Besim (KOŞALAY) , Rauf , Enver, Şekip , Hilalli Ekrem, Ankaralı Lütfü , Trabzonlu Rıza’dan oluşan takımımız önemli bir başarı gösteremedi, tecrübe kazanmakla yetindi. Abrahams’ın çalışmaları ülke çapındaki başarılı atlet sayısını artırdı. Balkan Şampiyonaları ise uluslar arası alanda ülkemizin madalya kazandığı ilk organizasyonlardı. 1931’de 4×100 m bayrak takımımız ülkemize ilk altın madalyayı getirdi. Bunu 1933’de Veysi Emre’nin güllede ; Haydar AŞAN’ın yüksek atlamada kazandığı altın madalyalar izledi. Daha sonraki yıllarda atletlerimizin başarısı öteki dallara da yansıdı. Cahit ÖNEL, Muharrem DALKILIÇ, Mehmet YURDADÖN, Veli BALLI, Gül Çıray AKBAŞ balkanların sivrilen atletleri arasında yer aldılar. Türk atletlerinin en büyük başarısı ; 1948 Londra Olimpiyatları’nda Ruhi Sarıalp’in Üçadım Atlamada kazandığı Bronz Madalya ile 1948 Meksika Olimpiyatları’ndaki İsmail AKÇAY ‘ın maratondaki 4.lüğüdür. Türkiye Atletizm Federasyonu 1922’de TİCİ (Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı) bünyesinde kuruldu ve aynı yıl IAAF üyeliğine kabul edildi.
7
AVRUPA ATLETİZM ŞAMPİYONASI
Avrupa ülkeleri arasında düzenlenen amatör atletizm şampiyonasının ilki 1934 yılında Torino’da (İtalya) düzenlendi. Şampiyonaya 1938’den sonra bayan atletlerde katıldı. Her 4 yılda bir değişik ülkelerde bu şampiyona yapıldı.
8
ATLETİZMİN DALLARA GÖRE SINIFLANDIRILMASI
Atletizm yarışmalarına bayanlar ve erkekler ayrı ayrı katılır. Yarışlar şu bölümlerden oluşur ; Koşular Atlamalar Atmalar Yürüyüş Çoklu yarışmalar
9
KOŞULAR A – Kır Koşuları 1) Arazi Koşuları (kros) 2) Yol (sokak) Koşuları B – Pist Koşuları 1) Kısa Mesafe Koşuları 2) Orta Mesafe Koşuları 3) Uzun Mesafe Koşuları 4) Engelli Koşular 5) Bayrak Koşuları 6) Maraton Koşusu
10
A – KIR KOŞULARI 1)Arazi Koşuları (kros) : Yarışları kırsal alanlarda, tarlalarda, boş saha ve orman patikalarında yapılır. Böylece atletler hem meyilli hem yüzeyi sürekli değişen zorlu yarışma alanlarında yarışmak zorunda kalırlar. Çoğu uluslar arası yarışmalar erkekler için 8-12 km lik ; bayanlar için 3-6 km lik mesafelerde yapılır. Kır koşusu bir kış sporudur. Her yıl mart ayında Dünya Şampiyonaları vardır. Pist yarışları mevsiminden itibaren kış ayları boyunca devam eder. Kros yarışmalarında bireysel birincilik yanı sıra takım birinciliği şeklinde değerlendirme yapılır. Her takım ya da ülke 6 atleti ile yarışmaya katılırlar ve tertip komitesinin kararları doğrultusunda takımların 4- veya 5 sporcularının dereceleri değerlendirilir. Takımlardan önde gelen 4 veya 5 sporcunun puanları toplanarak o takımın toplam puanı bulunur. Örneğin =33 puan. En az puanı toplayan takım yarışı kazanır. Puanları sayılamayacak olan sporcularda rakiplerini geçerek karşı takımın puanlarını yükseltmiş olurlar. Parkur sol tarafına kırmızı flama , sağ tarafına da beyaz flamalar koymak sureti ile açık bir şekilde işaretlenir. Kestirmeden gitmek diskalifiye nedenidir. Yarış sonunda çit ya da iple belirlenen bir finiş tünelinden geçilir ve hakemler tarafından geliş sırasına göre numaraları ve bitirme dereceleri yazılır.
11
2 – Yol (sokak) Koşuları: 800 metre ile 25 kilometre arasındaki mesafelerde yapılır. Yollar üzerinde yapılan yarışmalardır. Yolun trafiğe kapatılmış kısmında güvenlik önlemleri , trafik önlemleri, gezici sağlık ekipleri önlemleri koordineli olarak çalışıp yarışmanın sağlıklı bir biçimde gerçekleşmesini sağlarlar. Yol boyu hakemleri yarışı ve atletleri izleler ve varış hakemlerine kadar yarışı getirirler.
12
B – PİST KOŞULARI 5 gruba ayrılır. Bu gruplar yarışların mesafesine , biçimlerine ve kullanılan malzemeye göre ayrılırlar. 1) Kısa Mesafe Koşuları:Kısa mesafe koşuları veya sprintler, atletizm karşılaşmalarında 60, 100, 200 ve 400 metre mesafelerinde yapılan koşuların genel adı. Bu mesafede koşan atletlere sprinter denir. Sürat yarışları dört mesafede yapılır: 60 metre: Genelde kapalı salonlarda koşulan 60 metre, kısa zamanda maksimum hıza ulaşan, fakat fazla dayanıklı olmaları gerekmeyen atletlere uygun bir yarıştır. 100 Metre: Gayri resmi olarak Dünyanın En Hızlı İnsanı'nı belirleyen 100 metre, en kısa zamanda en çok hıza ulaşan atletleri ödüllendirir.Bunun için, atletlerin dehşetli bir kas gücüne ve üzerinde çok iyi çalışılmış bir tekniğe ihtiyaçları vardır. 200 Metre: koşucuları, 100 metre koşucularının her türlü becerisine sahip oldukları gibi, dönemeçleri almak için merkezkaç kuvvetini kullanma becerisine de sahiptirler.Atletler güçlü bir çıkış yapmalı, fakat enerjilerinin bir kısımını da iyi bir bitiş yapmaya ayırmalıdırlar. 400 Metre: Bir mukavemet koşusu olarak tanımlandırılabilecek 400 metre, sürat koşularının en zoru ve yorucusudur.Dikkatli bir şekilde düzenlenmiş koşu ritmi bu yarışta hayati bir önem taşır, çünkü yaklaşık 30 saniye boyunca maksimum eforla koştuktan sonra, kaslarda hızı korumayı güçleştiren ve acılı hale getiren laktik asit oluşur. 150, 300, 500 ve 600 metre yaygın olmayan fakat bazı yarışlarda koşulan sürat yarışı mesafeleridir.
13
2) Orta Mesafe Koşuları A – 800 m Koşusu : Bu mesafeye 3 unsur hakimdir. Dayanıklılık Sürat Zeka Adımları serbest uzunca ve yumuşaktır. Koşu tekniğinin kusursuz olması gerekir. Atlet rakiplerini kontrol altında tutmalı ve yapacağı ataklardan emin olmalı , kendisine bir atak yapıldığında buna , viraja kadar karşı koymalı tamamen taktik,zeka gerektiren bir mesafedir. B – 1500 m Koşusu : 800 metrenin devamı niteliğinde olup , kondüsyonel özellik koordinatif kabiliyet teknik beceri ve taktik kabiliyeti zorunlu kılar ayrıca , yüksek verime ulaşmada sürat ve dayanıklılığın seviyesi ve oluşum derecesinin önemi büyüktür.
14
3) Uzun Mesafe Koşuları 5000 ve metre koşularını, kır koşularını ve maratonları içerir.5000 ve metre koşuları ve maraton olimpik yarışlardır. Koşular stadyum pistlerinde, saat yönünün tersi istikametinde koşulur. Maratonlarsa şehrin sokaklarında, bazı 5000 ve metre yarışları arazide yapılır; o zaman isimleri, 5 km ve 10 km koşuları olarak anılır. -5,000 ve 10,000 metre koşuları: 5000 ve metre koşularında, yarışçıların pistin üzerinde hafifçe kavisli bir çizgiden koşmaya başlar; ama kısa sürede, koştukları toplam mesafeyi asgariye indirmek için, en içteki kulvarda toplanırlar.Pistin çevresindeki bir tur 400 metreye eşittir.Dolayısıyla, 5000 metre koşularında atletler, 200 metre koşup (başlama çizgisi pistin 200'üncü metresindedir) sonrasında 12 turu tamamlamalıdırlar metre yarışlarında, yarışçılar pistin çevresinde 25 tur koşarlar.Bütün yarışlar aynı çizgide biterler. Maratonlar, 42.2 km uzunluğundaki yollarda koşulur.Olimpiyat Oyunları'nda, koşu stadyumda biter.Erkekler maratonu, geleneksel olarak atletizm takvimindeki son yarıştır ve bazen kapanış töreninin içinde yer alır. Maraton, 1896'da Atina'da düzenlenmiş ilk modern Olimpiyatlarda koşuldu ve güzergah yalnızca 40 km'ydi.Bunu izleyen Olimpiyatlardaki maraton mesafeleri, her şehirdeki güzergahın uzunluğuna bağlı olarak, birbirinden biraz farklıydı.Bugün geçerli olan maraton mesafesi, 1924'teki oyunlarda belirlenmiştir. Yarı Maraton yarışı 21.1 km mesafesinde gerçekleşir.
15
-Kır Koşuları: Kır koşuları, çimen, çamur ve hatta su da dahil olmak üzere her türlü arazide yapılır.Kır koşuları için belirlenmiş bir mesafe yoktur; kadınların yarışları genellikle 2 ile 8 km arası bir mesafede yapılır, erkek yarışlarıysa 5-15 km arası olabilir.Kır koşusu, 1924 yılına kadar Olimpik bir yarıştı; fakat daha sonra, bir yaz yarışı olarak koşulmaya müsait olmadığı düşünülerek Olimpiyatlardan çıkarıldı.Uluslararası Atletizm Federasyonu (IAAF) her sene, bu alandaki en büyük yarış olarak kabul edilen Dünya Kır Koşusu Şampiyonası'nı düzenlemektedir. Kır koşusu yarışları, hem bireysel hem de takım olarak koşulabilme özelliğiyle, diğer koşu yarışlarından ayrılır.Genellikle, bir takımdaki ilk beş koşucunun dereceleri, bitirme sırasını belirler. Uzun mesafe koşularındaki en önemli taktiklerinden biri, tempoyu ayarlama yeteneğidir.Çoğunlukla, ayarlanmış hız saptayıcı bir atletin (tavşan) arkasından koşan yarışçılar, tempolarını titizlikler ayarlamalıdır.Enerjide tasarruf edebilmek için görece yavaş koşarlarsa, kısa sürede yeterli hıza ulaşarak öndeki koşuculara yetişemeyebilirler.Yine de, göre hızlı koşup belki erken bir liderlik elde ederlerse, liderliklerini sürdüremeyebilir, enerjilerini bitiş çizgisine kadar koruyamayabilirler.En yetenekli koşucular, rakiplerini taktiksel hatalar yapmaya zorlarlar.
16
4) Engelli Koşular Koşu mesafesinin içine yerleştirilen engellerle zorlaştırılmış bir sprint koşusudur. Bundan dolayı atletizm dalları içinde en çok koordinasyon, teknik işbirliği isteyen dallar arasında sayılır. 100 m engelli :Yalnızca bayanlarda uygulanır. 10 engel bulunur. 1. engele kadar 7-8 adımda ulaşılır, engeller arası 3 adımda geçilir. 110 m engelli:Günümüzde bayanların ve erkeklerin koştuğu uzunluktur.10 engel bulunur. 1. engele kadar 7-8 adımda ulaşılır, engeller arası 3 adımda geçilir. 400 m engelli:10 adet engel vardır. İlk engele kadar 45m. vardır. Engeller arası 35 metredir. Son engelden sonra 40 metre koşulur. Dünya çapındaki atletlerden bazıları iki engel arası 12 adımda kat edebilirler. 3000 m engelli: 7 adet sulu 28 adet kuru engel vardır. İlk engele kadar 220 metre, engeller arası mesafe 78 metre son engelden sonra 70 metre bulunur
17
5) Bayrak Koşuları A – 4 x100 m Bayrak Koşusu : Bekleyen koşucu, bayrak değiştirme sahasının 20 m gerisinde çıkış pozisyonundadır. Arkadaşının hızını bildiği için durduğu yerin gerisine bir işaret koyar. Arkadaşı o işarete geldiğinde yumuşak ve dengeli olarak çıkış yapar. O hızı alana kadar arkadaşı ona yetişir. Seslenir , sesi duyan koşucu anlaşmış oldukları elini arkaya uzatır. Hız düşürülmeden bayrağı alır.Atletler her 100 metrenin her 10m öncesi ve sonrası bayrağı değiştirmek zorundadır. Çıkış yapan atlet bayrağı sağ eliyle taşır. İkinci atlet sol eli ile üçüncü atlet sağ ve dördüncü atlet sol eliyle alır ve taşır. Taktik: 1 – 1. ve 4. koşucular metre , 2. ve 3. koşucular metre koşarlar. Dolayısıyla 2.ve 3. atletin mukavemeti iyi olmalıdır. 2 – İlk çıkış yapan atletin çıkış tekniği en iyi olandan seçilir. 3 – Son koşucunun en hızlı ve mücadeleci olmalıdır. 4 – 4 x 100 metrede 2 kavis olduğundan 1. ve 3. Atletlerin kısa boylu olması gerekmektedir.
18
B – 4 x400 m Bayrak Koşusu: Bayrak değiştirme alanı 20 m dır. Bunun 10 metresi 400 m çıkış çizgisi önünde , 10 metresi gerisindedir. 1. Koşucu bayrağı sağ elinde tutarak çıkış yapar. 2. ve 3. Koşucular bayrağı sol elleriyle aldıktan sonra sağ ele geçirirler. 400 metrede atletler yorgun geldiği için bayrak alanlar acele etmemelidir. 1. Koşucu 400m den az ; 2 ve 3. Koşucu 406 m ; 4. Koşucu 410 metre koşar. Taktik: 1.atlet en zayıf olanı son atlet ise en süratli ve en mücadeleci ve süratte devamlılığı iyi olandan seçilir.
19
6) Maraton Koşusu Tarihçesi diğer dallara göre farklılık gösterir. Atina’ya 41 km mesafede bulunan Marathon şehrinde M.Ö. 490 tarihinde Atinalılar ile Persler savaşırlar. Atinalıların zaferini Atina’ya ulaştırma işini üzerine alan Ariston isimli er, harp alanı ile Atina-Akrepol arasını üç saate yakın bir zamanda koşarak zaferi kazandıklarını bildirir ve ölür. Ölçülen bu mesafenin 42 km m olduğu tespit edilir. Bu hatıraya bağlı kalınarak maraton km olarak koşulmaktadır. Maraton yarışması müsabakaların yapıldığı stadyum içinden başlayıp, şehir içinde ve civarında koşulduktan sonra, tekrar stadyum içinde son bulur. Yollarda 5 kilometrede bir koşuculara içecek temin istasyonları bulunur. Türk maratoncusu Mehmet Terzi, 1987 yılında Londra’da koştuğu maraton yarışmasında Saat ile dünyanın ilk l0 maratoncusu arasına girme başarısını göstermiştir. Maraton son yılarda milletlerarası organizatörlerin rağbet ettiği bir yarışma türü olmuştur. San Fransisko, Londra, Berlin ve Tokyo gibi maratonlarda atletlere büyük ödüller verilmektedir. Ülkemizde her yıl yapılan Avrasya Maratonu da son senelerde büyük organizasyon özelliği göstermekte ancak, dereceye girenlere büyük ödüller verilemediği için dünyanın ileri gelen maratoncuları tarafından rağbet görmemektedir. Maraton koşusu % 95 aerob, % 5 anaerob özellik gösterir. Dolayısıyla sporcular antrenmanlarını bu özelliklere göre yaparlar.
20
ATLAMALAR Tek adım atlama (uzun atlama), Sürat ve explosiv kuvvetin birinci derecede rol oynadığı branşlardan biridir. Adımlama, asılma ve karışık olmak üzere üç ayrı atlayış stili vardır. Atlayıcılar motorik özelliklerine göre stil seçerler. Uzun atlama, yaklaşık 45 metrelik bir mesafeden koşularak içi ince kum dolu havuza yapılır. Atlayıcının sıçrama tahtasından sonra havuzda bıraktığı son iz geçerli ölçü mesafesidir. Üç adım atlama: Bu dalda atletler adeta bir kanguru gibi sıçrayarak üç adımda kum havuzuna düşerler. Sekme, adım alma ve sıçrama gibi teknik bölümlerden oluşur. Koşu mesafesi uzun atlamadaki kadardır. Koşu sürati her iki atlamada da optimal tabir edilen, yani ne kontrol edilmeyecek kadar çok hızlı ne de yavaştır. Olimpik ölçü olarak, sıçrama tahtası ile havuzun başlangıcı arası 13 metredir. Havuzun uzunluğu 8, eni 2.75 metredir.
21
Yüksek atlama: 1980’li yılların başlarına kadar uluslararası müsabakalarda sporcular iki farklı teknik uyguluyorlardı. Ancak son beş yıldır artık bu tekniklerden stradel veya diğer adıyla binme tekniği denileni uygulanmıyor. Binme tekniğini ilk defa geliştiren Sovyet atlet Valeri Brumel olmuş (2.28 m), daha sonra ise, bu teknikte yine bir Sovyet atleti Vaschenko (2.35 m) ile dünyanın en iyi derecesini yapmıştır (1978 Milano). Fosbury Flop teknik ilk önce ABD’li Dick Fosbury tarafından uygulanmış ve atlet 1968 Meksiko Olimpiyatlarında 2.24 m atlamıştır. Daha sonra bütün dünyaca bu teknik benimsenmiş ve biyomekanik analizler sonucunda binme tekniğine göre üstünlüğü tartışılmaz hale gelmiştir. Bu teknikte farklı stiller gözlenmektedir. Ancak bütün stillerde önce gövdenin baş kısmı en sonra da ayaklar çıta üzerinden geçmektedir. Halen bu dalda dünya rekoru Fosbury tekniğiyle Kübalı Soto Major’a aittir (2.44 m). Türkiye rekoru ise 2.20 m ile Ekrem Özdamar'a aittir. Her iki teknikte de sürat ve sıçrama kuvveti ile elastikiyet özellikleri önemlidir. Ayrıca bütün atlamalarda psikolojik ve zihinsel hazırlık yapmanın özel bir yeri vardır.
22
Sırıkla yüksek atlama: Kuvvet, sürat, elastikiyet ve ustalık kabiliyetlerinin topluca uygulandığı bir daldır. Sporcunun kuvvet, kilo ve süratine göre kullanılan sırıkların kapasitesi değişir. Daha uzun ve daha sert sırık kullanabilmek yükselmek için avantajdır. Fiber glas türü bu sırıklar sırık atlayıcıların başarısında büyük rol oynarlar. Sırıkla yüksek atlamada yaklaşma koşusu adımdır. Sırık elde taşınarak koşulur ve son üç adımda geçilecek çıtanın tam altında bulunan ve kazan tabir edilen çukura saplanarak bir dizi teknik hareketler zincirinden sonra çıta geçilir. Düşüş mindere, sırt üstüdür. Başlıca teknik bölümlerini: Sırık taşıyarak koşu, son üç adımda sırığı kazana indirme, saplama, atlayıcının vücudunun salınması, sırığa paralel olup yukarıya mum vaziyeti alma, sırıktan uzaklaşma (push up), iterek sırıktan kurtulma ve çıtayı geçme... şeklinde sıralayabiliriz.
23
ATMALAR Cirit atma: 30-40 m uzunluğunda 4 m genişliğinde bir pistte 28 derecelik bir açı içine düşürmek kaydıyla ileriye atılır. Cirit atıcılar genel olarak elastiki, kuvvetleri ideal seviyede gelişmiş, dengesini teknik bütün içinde koruyabilen, genel ve özel kuvvetlilik meziyetleri bu branşa uygun hale gelmiş sporculardır. Teknik Bölümleri Ciriti tutma: Atış pozisyonunda elden en ekonomik çıkacak şekilde tutulur. Taşıma: Sporcu düz bir hatta koşarken ciritin burnu hedefe yönelik taşınır (cirit yumuşak bir salınımla omuz üstünde koşu ritmine uygun taşınır). Son beş adım ritmi: Sağ kol ile atış yapanlar 5 adım ritmine sol bacağın fulesiyle başlarlar. 5 adım ritminde amaç vücut ağırlık merkezini mümkün olduğunca aşağıya düşürmek ve ideal atış pozisyonuna girebilmektir. Son olarak sol-sağ ve sol adım ritmiyle cirit geri alınarak atış pozisyonuna gelinir. Cirit omuz üzerinden fırlatılırken, gövde yay gibi gerilir ve cirit elden çıkarılır.
24
Çekiç atma: Tutma sapı olan, uzun bir çelik telin (120 cm) ucundaki 7
Çekiç atma: Tutma sapı olan, uzun bir çelik telin (120 cm) ucundaki kilogramlık ağırlık hızla çevrilip son çekiş sol el ile yapılarak elden çıkarılır. Çekiç atmanın kendine has bir dönüşlü tekniği vardır. Normalde üç-dört dönüşlü atışlar yapılır. Süratli dönüşler esnasında çekicin ağırlığı kg kadar ağırlaşır. Bu yüzden çekiç atıcılar çok kuvvetli bacaklara ve kollara sahip olmak zorundadırlar. Çekiç atmada önceleri uzun boylu ve ağır kütleli olmak avantaj olarak görülürken, son yılarda orta boylu, normal kilolu (85-95) ancak çok kuvvetli ve çabuk olmak aranır özellikler olmuştur. Çekiç atmada deri eldiven kullanılır. Bu eldiven çekicin sapını tutan ele geçirilir. Diğer el, sapı tutan eli üzerinden kavrar. Çekiç atmada en önemli teknik özellik, son pozisyonda ağırlık merkezinin aşağıya indirilmesi ve çekicin geniş bir açıyla yakalanarak savrulması anında ağırlık merkezinin yükseltilmesidir.
25
Gülle atma: Günümüzde iki ana teknik uygulanır: Dönerek, sekerek
Gülle atma: Günümüzde iki ana teknik uygulanır: Dönerek, sekerek. Dönerek atışın ustası Sovyet atıcı Barsyshnikov’dur. Sekerek atışta ise, Doğu Alman Udo Beyer, güllenin unutulmayan ismidir. Son yıllarda ise, ABD’li Randy Barnes ile yine Doğu Alman Ulf Timmerman 23 metrenin üzerine çıkan ender atıcılardan olmuşlardır. Güllenin ağırlığı kilogramdır. Gülle, metrelik bir dairenin içinden atılır. Çemberin tam ortasından başlayan atış açısı 40 derecedir. Ayrıca atış sırasında seken veya savrulan bacağın dayandığı (teknik farkına göre) 122 santimetrelik bir takoz vardır. Bayanlarda gülle ağırlığı 4 kilogramdır. Atış anında dairenin etrafını çevreleyen çelik çembere basmak, ayak dayama, takozunun üzerine çıkmak, dairenin ortasında yer alan çizginin atış yönündeki bölümünden çıkmak hatalı atış olarak kabul edilir.
26
Disk atma: Diskin ağırlığı bayanlarda 1; erkeklerde ise 2 kilogramdır
Disk atma: Diskin ağırlığı bayanlarda 1; erkeklerde ise 2 kilogramdır. Atış açısı güllede olduğu gibi 40 derecedir. Çemberin çapı bayanlarda ve erkeklerde 2.5 metredir. Ayrıca atış açısı aralığı çekiç atmada olduğu gibi kafesle çevrilir. Böylece hatalı atışlarda tehlike önlenmiş olur. Atıcı güllede olduğu gibi, dairenin diğer yarısından çıkar. Buna ilave olarak atıcılar atma aleti yere düşmeden çemberden çıkamazlar.
27
YÜRÜYÜŞ Yürüyüş yarışları hem pistte , hem de yolda yapılabilir. Uluslar arası yürüyüş yarışmalarında ve olimpiyatlarda erkeklerde 20-50km ; bayanlarda 10km üzerinden yapılır. 20km den daha uzun mesafeli uluslar arası yarışmalarda 5 km aralı su istasyonları bulunur. Böylece yürüyüşçülerin terleme sonucu fazla su kaybetmelerinden doğacak sakıncalar önlenmiş olur. Yürüyüşçüler nasırlara karşı kalın çorap giyerler. Sağlam dayanıklı ayakkabı kullanırlar. Yürüyüş , adımların yerle bağlantıyı sürekli tutacak şekilde atıldığı bir ilerleme şeklidir. Başka bir deyişle arkadaki ayağın baş parmağı öndeki ayağın topuğu yere değmeden yerden kalkmaz. Bu bağlantıyı sağlamak ya da sağlamamak arasındaki ayrım çok küçük olduğundan hakemler yarışın belirli zamanlarında yarışçıların ayaklarını gözlerler. Ayrıca her adımda bacak dizden düzleştirilmelidir. Hakemler kurallara aykırı yürüyen yarışmacıları diskalifiye etme yetkisine sahiptir. Yürüyüşçülerin kalça hareketi biraz garip görünse de belirli bir amacı vardır. Wiggle denen hareketle kalçalar kıvrılarak normal yürüyüşte mümkün olandan daha uzun adımlar elde edilir. Gövde dik durmalıdır. Öne eğilmek adım uzunluğunu engeller. Bütün hareketler yumuşak olmalıdır. Sert hareketli bir yürüyücü her adımda boşuna enerji harcar. Kilometrede 1100 adım atıldığı düşünülürse sertlik yüzünden büyük bir enerjinin boşa harcandığı kolayca anlaşılır.
28
ATLETİZM ÇOKLU YARIŞMALARI
a- Pentatlon (5’ li yarış): 100m engel- 200m- Gülle Atma- Yüksek Atlama- Uzun Atlama. b- Heptatlon (7’ li yarış): 100m engel- 800m- Gülle Atma- 200m- Cirit Atma- Yüksek Atlama- Uzun Atlama. c- Dekatlon (10’lu yarış): 100m engel- Uzun Atlama- Yüksek Atlama- Gülle Atma- 400m engel- 110m engel- sırıkla Yüksek Atlama- Cirit atma- Disk Atma- 1500m.
29
11-FEN-A Özlem Dereli
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.