Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Öğr. Gör. Serap GÖKCE Ahmet Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Öğr. Gör. Serap GÖKCE Ahmet Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu."— Sunum transkripti:

1

2 Öğr. Gör. Serap GÖKCE Ahmet Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu

3 DUYUM VE ALGI

4 Organizma ve Çevre : Organizma geniş anlamda canlı varlık demektir. Psikoloji biliminin konusu ise dar anlamda, sinir sistemi gelişmiş organizmalar olan hayvanlar ile insanlardır. Organizma ve Çevre : Organizma geniş anlamda canlı varlık demektir. Psikoloji biliminin konusu ise dar anlamda, sinir sistemi gelişmiş organizmalar olan hayvanlar ile insanlardır. Çevre : Canlı davranışlarını etkileyen ve kalıtımsal olmayan bütün etkenleri, uyarıcıları (uyaranları) içerir. Çevre : Canlı davranışlarını etkileyen ve kalıtımsal olmayan bütün etkenleri, uyarıcıları (uyaranları) içerir. İnsan Çevresi : İnsan çevresi ikiye ayrılır. İnsan Çevresi : İnsan çevresi ikiye ayrılır. Doğum Öncesi Çevre : Anne karnındaki çevredir. Doğum Öncesi Çevre : Anne karnındaki çevredir. Doğum Sonrası Çevre : Doğum Sonrası Çevre : a) Fiziksel Çevre : Işık, atmosfer, sıcaklık gibi doğada hazır bulunan koşullardır. a) Fiziksel Çevre : Işık, atmosfer, sıcaklık gibi doğada hazır bulunan koşullardır. b) Toplumsal Çevre : Bireyin içinde yaşadığı sosyal- kültürel ortam. b) Toplumsal Çevre : Bireyin içinde yaşadığı sosyal- kültürel ortam.

5 Uyarım ve Tepki : Organizma, çevresinden gelen uyarıcılarca uyarılmakta ve bu uyarıcılara tepki vermektedir. Şimdi uyarım ve tepki tanımlarını görelim : Uyarım ve Tepki : Organizma, çevresinden gelen uyarıcılarca uyarılmakta ve bu uyarıcılara tepki vermektedir. Şimdi uyarım ve tepki tanımlarını görelim : Uyarım : İç ve dış çevreden gelen, duyu organları tarafından alınabilecek şiddette olan uyarıcıların organizmayı etkilemesidir. Uyarım : İç ve dış çevreden gelen, duyu organları tarafından alınabilecek şiddette olan uyarıcıların organizmayı etkilemesidir. Tepki : Organizmanın uyarımlara verdiği yanıttır. Tepki : Organizmanın uyarımlara verdiği yanıttır.

6 UYARI : Uyarıcı (uyaran) ile uyarım karıştırılmamalıdır. UYARI : Uyarıcı (uyaran) ile uyarım karıştırılmamalıdır. Uyarıcı (uyaran) :Organizmayı etkileyen nesne, fiziksel güç ya da olayları anlatır. Uyarıcı (uyaran) :Organizmayı etkileyen nesne, fiziksel güç ya da olayları anlatır. Uyarım : Uyarıcıların organizmayı etkilemesi, harekete geçirmesidir. Uyarım : Uyarıcıların organizmayı etkilemesi, harekete geçirmesidir. Uyarım-Tepki İlişkisi : Uyarıcı tepki ilişkisini üç şekilde sınıflandırabiliriz: Uyarım-Tepki İlişkisi : Uyarıcı tepki ilişkisini üç şekilde sınıflandırabiliriz: Aynı uyarıcıların aynı tepkiye yol açması : U---> O --->T Aynı uyarıcıların aynı tepkiye yol açması : U---> O --->T Aynı uyarıcıların farklı tepkilere neden olması : U ---> O ---> {T1 {T2 {T3 Aynı uyarıcıların farklı tepkilere neden olması : U ---> O ---> {T1 {T2 {T3 Farklı uyarıcıların aynı tepkiye neden olması : Farklı uyarıcıların aynı tepkiye neden olması : U1 } U2 }---> O ---> T U3 }

7

8 Duyum : Çevremizdeki cisimleri ve renkleri nasıl ayırt ediyoruz? Müziğin ritmini nasıl yorumluyor ya da dokunduğumuz şeylerin sıcaklığını, şeklini nasıl anlıyoruz? Kısaca çevremizi nasıl tanıyoruz? Duyum : Çevremizdeki cisimleri ve renkleri nasıl ayırt ediyoruz? Müziğin ritmini nasıl yorumluyor ya da dokunduğumuz şeylerin sıcaklığını, şeklini nasıl anlıyoruz? Kısaca çevremizi nasıl tanıyoruz? Bunlar psikolojinin temel sorularıdır. Bunlar psikolojinin temel sorularıdır. Algıyı anlamak için duyusal işleyişin yapısını, duyumların oluşumunu ve özelliklerini bilmemiz gerekiyor. Algıyı anlamak için duyusal işleyişin yapısını, duyumların oluşumunu ve özelliklerini bilmemiz gerekiyor. Organizmanın iç ve dış çevreden gelen uyarıcıları duyu organı aracılığı ile alıp sinirsel enerji haline dönüştürmesi sürecine duyum denir. Organizmanın iç ve dış çevreden gelen uyarıcıları duyu organı aracılığı ile alıp sinirsel enerji haline dönüştürmesi sürecine duyum denir. Uyarım, uyarıcıların duyu organları tarafından alınmasıyken, duyum dış dünyadan başlayıp beyinde sona eren bir süreçtir.

9 Duyumun Koşulları : Duyu organlarımız çevredeki tüm uyarıcıları alamaz. Bir uyarıcının duyum oluşturması için gerekli koşullar şunlardır. Ortamda uyarıcı bir kaynak olmalıdır. Ortamda uyarıcı bir kaynak olmalıdır. Uyarıcıyı organizmaya iletebilecek uygun bir ortam olmalıdır. Uyarıcıyı organizmaya iletebilecek uygun bir ortam olmalıdır. Duyu organı, sinir sistemi ve beyin uyarıcıyı alabilmek için sağlıklı olmalıdır. Duyu organı, sinir sistemi ve beyin uyarıcıyı alabilmek için sağlıklı olmalıdır. Uyarıcının şiddeti, duyum eşiği sınırları içerisinde olmalıdır. Uyarıcının şiddeti, duyum eşiği sınırları içerisinde olmalıdır. Duyum Eşiği : Duyu organlarının bir uyarıcıyı almaya başladığı sınırdır. Duyum Eşiği : Duyu organlarının bir uyarıcıyı almaya başladığı sınırdır.

10 Alt Eşik : Duyu organlarının bir uyarıcıyı belli belirsiz almaya başladığı en düşük şiddettir. Alt Eşik : Duyu organlarının bir uyarıcıyı belli belirsiz almaya başladığı en düşük şiddettir. Üst Eşik : Duyu organlarının bir uyarıcıyı duyumsamasının kaybolduğu en yüksek şiddettir. Üst Eşik : Duyu organlarının bir uyarıcıyı duyumsamasının kaybolduğu en yüksek şiddettir. Farklılaşma Eşiği : Bir uyarıcıda fark edilebilen, en küçük şiddet değişmesidir. Yani, aynı türden iki uyarıcıda şiddet farkının ayırt edildiği ilk noktadır. Farklılaşma Eşiği : Bir uyarıcıda fark edilebilen, en küçük şiddet değişmesidir. Yani, aynı türden iki uyarıcıda şiddet farkının ayırt edildiği ilk noktadır. Örneğin : İki kırmızı ışığın birbirinden ayırt edilebilmesi için, dalga boylarında belirli bir miktar fark olmalıdır. Örneğin : İki kırmızı ışığın birbirinden ayırt edilebilmesi için, dalga boylarında belirli bir miktar fark olmalıdır.

11 Duyusal Uyum : Duyu organlarının çevredeki uyarıcılara alışkanlık göstererek, onlara tepki vermemesidir. Duyusal Uyum : Duyu organlarının çevredeki uyarıcılara alışkanlık göstererek, onlara tepki vermemesidir. Duyusal uyumun gerçekleşmesi için : Duyusal uyumun gerçekleşmesi için : Uyarıcı sürekli olmalıdır. Uyarıcı sürekli olmalıdır. Uyarıcının enerji düzeyinde bir değişiklik olmamalıdır. Uyarıcının enerji düzeyinde bir değişiklik olmamalıdır. Duyarsızlaşma : Duygusal yaşamda tekrar tekrar karşılaşılan uyarıcıyı organizmanın belli bir süre sonra duyarsızlaşması. Duyarsızlaşma : Duygusal yaşamda tekrar tekrar karşılaşılan uyarıcıyı organizmanın belli bir süre sonra duyarsızlaşması. Örneğin: Annesi tarafından sık sık azarlanan bir çocuk, bir süre sonra annesinin azarlamasına karşı duyarsızlaşabilir. Örneğin: Annesi tarafından sık sık azarlanan bir çocuk, bir süre sonra annesinin azarlamasına karşı duyarsızlaşabilir.

12 Algı: Nesne ya da olayların beyinde işlenerek, anlamlı bütünler olarak kavranmasına algı denir. Nesne ya da olayların beyinde işlenerek, anlamlı bütünler olarak kavranmasına algı denir. Nesne ya da olayların, özellikleriyle ve çevrelerindeki diğer nesne ve olaylarla olan ilişkileriyle birlikte kavranması sürecidir. Nesne ya da olayların, özellikleriyle ve çevrelerindeki diğer nesne ve olaylarla olan ilişkileriyle birlikte kavranması sürecidir.

13 Duyum - Algı İlişkisi : Duyum - Algı İlişkisi : Duyumda, organizma tek tek uyarıcıları alır; Duyumda, organizma tek tek uyarıcıları alır; oysa algıda bu uyarıcılar, bir nesne ya da olayda birleştirilerek kavranır. oysa algıda bu uyarıcılar, bir nesne ya da olayda birleştirilerek kavranır. Duyumda, uyarıcı kaynak tanınmaz, Duyumda, uyarıcı kaynak tanınmaz, algıda uyarıcı kaynak tanınır. algıda uyarıcı kaynak tanınır. Duyum, algının ön koşuludur. Duyum olmadan algı olmaz. Duyum, algının ön koşuludur. Duyum olmadan algı olmaz.

14 Algı ile ilgili kavramlar : Algıda Seçicilik : Organizmanın, çevresinde bulunan çok sayıda uyarıcı nesne, ya da olaydan, bir ya da bir kaçına dikkatini yöneltmesine algıda seçicilik denir. Algıda Seçicilik : Organizmanın, çevresinde bulunan çok sayıda uyarıcı nesne, ya da olaydan, bir ya da bir kaçına dikkatini yöneltmesine algıda seçicilik denir. Algıda seçiciliği etkileyen iç ve dış etkenler vardır. Algıda seçiciliği etkileyen iç ve dış etkenler vardır. Algıda Seçiciliği Etkileyen Dış Etkenler : Dış uyarıcıların algıda seçiciliği etkilemesinde bireyin bir rolü yoktur. Algıda Seçiciliği Etkileyen Dış Etkenler : Dış uyarıcıların algıda seçiciliği etkilemesinde bireyin bir rolü yoktur. Çünkü birey, kendi dışında olup biten olaylardan etkilenir. Çünkü birey, kendi dışında olup biten olaylardan etkilenir.

15 a) Uyarıcının şiddeti a) Uyarıcının şiddeti b) Aşırı zıtlık (Karşıtlık) b) Aşırı zıtlık (Karşıtlık) c) Hareketlilik c) Hareketlilik d) Süreklilik d) Süreklilik e) Tekrar (Yinelenme) e) Tekrar (Yinelenme) f) Alışılmışın dışındaki uyarıcılar f) Alışılmışın dışındaki uyarıcılar g) Tanışıklık g) Tanışıklık Algıda Seçiciliği Etkileyen Dış Etkenler :

16 Algıda Seçiciliği Etkileyen İç Etkenler : Algıda Seçiciliği Etkileyen İç Etkenler : a) Beklenti a) Beklenti b) İlgi b) İlgi c) Gereksinim c) Gereksinim d) İnanç d) İnanç

17 Algıda Değişmezlik : Nesne ya da olayların farklı ortamlarda hep aynıymış gibi algılanmasına algıda değişmezlik denir. Algıda Değişmezlik : Nesne ya da olayların farklı ortamlarda hep aynıymış gibi algılanmasına algıda değişmezlik denir. Algıda değişmezlikte, daha önceden edindiğimiz standartlar etkilidir. Algıda değişmezlikte, daha önceden edindiğimiz standartlar etkilidir. Bu standartlara göre algılamayı, duyu organlarının doğrudan verileri kadar, daha önceden edinilen yargılar da biçimlendirir. Bu sayede, sürekli değişen dış dünya, hep aynı şekilde algılanmaya devam edilir. Bu standartlara göre algılamayı, duyu organlarının doğrudan verileri kadar, daha önceden edinilen yargılar da biçimlendirir. Bu sayede, sürekli değişen dış dünya, hep aynı şekilde algılanmaya devam edilir.

18 Üç tür algıda değişmezlik biçimi vardır : Üç tür algıda değişmezlik biçimi vardır : a) Büyüklük Değişmezliği : Bir nesneyi uzaklığına bakmaksızın aynı büyüklükte görme eğilimine büyüklük değişmezliği denir. a) Büyüklük Değişmezliği : Bir nesneyi uzaklığına bakmaksızın aynı büyüklükte görme eğilimine büyüklük değişmezliği denir. b) Biçim Değişmezliği : Görüş açısı ne olursa olsun, bir nesnenin biçimini değişmeden algılama eğilimine biçim (şekil) değişmezliği denir. b) Biçim Değişmezliği : Görüş açısı ne olursa olsun, bir nesnenin biçimini değişmeden algılama eğilimine biçim (şekil) değişmezliği denir. c) Renk Değişmezliği : Tanıdık bir nesneyi ışık koşulları ne olursa olsun aynı renkte algılama eğilimine renk değişmezliği denir. c) Renk Değişmezliği : Tanıdık bir nesneyi ışık koşulları ne olursa olsun aynı renkte algılama eğilimine renk değişmezliği denir.

19 Algıda Örgütleme (Organizasyon) : Duyumları oluşturan nesne ya da olayların, zihin tarafından bir düzene konulup biçimlendirilmesine algıda örgütleme denir. Algıda Örgütleme (Organizasyon) : Duyumları oluşturan nesne ya da olayların, zihin tarafından bir düzene konulup biçimlendirilmesine algıda örgütleme denir. Algıda Örgütlemeyi Etkileyen Etkenler : Algıda Örgütlemeyi Etkileyen Etkenler : Şekil - zemin (obje-fon) Algısı : Nesne ya da olaylar, üzerinde bulundukları zemine göre farklılaşarak algılanırlar. Şekil - zemin (obje-fon) Algısı : Nesne ya da olaylar, üzerinde bulundukları zemine göre farklılaşarak algılanırlar. Algıda Gruplama : İç ve dış çevreden gelen uyarıcıların bir bütün olarak algılanmasıdır. Algıda Gruplama : İç ve dış çevreden gelen uyarıcıların bir bütün olarak algılanmasıdır.

20 Dayandığı İlkeler Dayandığı İlkeler a) Benzerlik İlkesi : Birbirlerine benzeyen uyarıcılarla birlikte algılanırlar. a) Benzerlik İlkesi : Birbirlerine benzeyen uyarıcılarla birlikte algılanırlar. b) Yakınlık İlkesi : Birbirlerine yakın olan uyarıcılarla birlikte algılanırlar. b) Yakınlık İlkesi : Birbirlerine yakın olan uyarıcılarla birlikte algılanırlar. c) Tamamlama İlkesi : Parçaları eksik olan nesne ya da olayların tamamlanarak algılanmasıdır. c) Tamamlama İlkesi : Parçaları eksik olan nesne ya da olayların tamamlanarak algılanmasıdır. d) Süreklilik İlkesi : Hatlar ve şekiller zamanda ve mekanda (uzayda) sürekliymiş gibi algılanırlar. d) Süreklilik İlkesi : Hatlar ve şekiller zamanda ve mekanda (uzayda) sürekliymiş gibi algılanırlar.

21 Derinlik Algısı : Derinlik Algısı : Nesnelerin üç boyutlu olarak algılanmasıdır. Algı Yanılmaları : Algısal değişmezlikler dünyaya ilişkin duyularımızın oluşmasına yardım ederler. Ancak, bazen aldanırız ve dünyayı yanlış algılarız. Algı Yanılmaları : Algısal değişmezlikler dünyaya ilişkin duyularımızın oluşmasına yardım ederler. Ancak, bazen aldanırız ve dünyayı yanlış algılarız. Algı Yanılmaları İkiye Ayrılır : Algı Yanılmaları İkiye Ayrılır : İllüzyon (Yanılsama) : Ortamda var olan uyarıcı kaynağın (nesne ya da olayların) olduğundan farklı algılanmasıdır. İllüzyon (Yanılsama) : Ortamda var olan uyarıcı kaynağın (nesne ya da olayların) olduğundan farklı algılanmasıdır.

22 İllüzyon ikiye ayrılır : İllüzyon ikiye ayrılır : a) Fiziksel İllüzyon : Ortamdaki uyarıcının fiziksel ya da fizyolojik nedenlerden dolayı her insan tarafından aynı şekilde yanlış algılanmasıdır. a) Fiziksel İllüzyon : Ortamdaki uyarıcının fiziksel ya da fizyolojik nedenlerden dolayı her insan tarafından aynı şekilde yanlış algılanmasıdır. b) Psikolojik İllüzyon : Ortamdaki uyarıcının bireyin kaygı ve korkularına bağlı olarak yanlış algılanmasıdır. b) Psikolojik İllüzyon : Ortamdaki uyarıcının bireyin kaygı ve korkularına bağlı olarak yanlış algılanmasıdır.

23 What do What do you see?

24 No, they're both the same size Is the left center circle bigger?

25 It's a spiral, right? No, these are a bunch of independent circles

26 Keep staring at the black dot. After a while the gray haze around it will appear to shrink.

27 Can you find the dog?

28 Stare at the black lightbulb for at least 30 seconds. Then immediately stare at a white area on the screen or at a sheet of paper. You should see a glowing light bulb!

29 How many colors do you see? There are only 3 colors: White, green, and pink. There seem to be two different shades of pink, but there is only one pink.

30

31 Do you see a couple or a skull?

32 Count the black dots! :o)

33 Are the horizontal lines parallel or do they slope?

34 How many legs does this elephant have?

35 Do you see the three faces?

36 Do you see the face? Or an Eskimo?

37 Do you see a cube missing a corner? Or do you see a small cube in a big one?

38 Is the blue on the inner left back or the outer left front?

39 Do you see a musician or a girl's face?

40 Do you see an old man's face or two lovers kissing?

41 Fizyolojik illüzyon duyu organlarından kaynaklanır. Duyu organları algılama sürecinde yetersiz kalabilir. Fizyolojik illüzyon duyu organlarından kaynaklanır. Duyu organları algılama sürecinde yetersiz kalabilir. Psikolojik illüzyon ise daha çok korku, öfke gibi heyecanlardan ya da ihtiyaç, beklenti gibi bireye özgü durumlardan kaynaklanır. Psikolojik illüzyon ise daha çok korku, öfke gibi heyecanlardan ya da ihtiyaç, beklenti gibi bireye özgü durumlardan kaynaklanır. Halüsinasyon (Sanrı) : Ortamda olmayan uyarıcıların varmış gibi algılanmasıdır. Halüsinasyon (Sanrı) : Ortamda olmayan uyarıcıların varmış gibi algılanmasıdır. İllüzyon ile halüsinasyon arasındaki farklar şunlardır : İllüzyon ile halüsinasyon arasındaki farklar şunlardır : İllüzyonda uyarıcı kaynak, nesnel gerçeklik vardır. Halüsinasyonda dış kaynak yoktur. İllüzyonda uyarıcı kaynak, nesnel gerçeklik vardır. Halüsinasyonda dış kaynak yoktur. İllüzyon normal bir psikolojik olaydır, İllüzyon normal bir psikolojik olaydır, halüsinasyon ise anormal bir durumdur. halüsinasyon ise anormal bir durumdur.

42 Algıyı Etkileyen Diğer Etkenler : Algıyı Etkileyen Diğer Etkenler : Zaman Algısı : Yaşadığımız zaman diliminin içinde bulunduğumuz duruma göre, olduğundan daha uzun ya da kısa algılanmasıdır. Zaman Algısı : Yaşadığımız zaman diliminin içinde bulunduğumuz duruma göre, olduğundan daha uzun ya da kısa algılanmasıdır. Mekan Algısı : Gözleyenin, belirli bir nesnenin yön, büyüklük, biçim, uzaklık gibi özellikleri üzerine duyu organları yoluyla edindiği algıya denir. Mekan Algısı : Gözleyenin, belirli bir nesnenin yön, büyüklük, biçim, uzaklık gibi özellikleri üzerine duyu organları yoluyla edindiği algıya denir. Hazırlayıcı Kurulum (Beklenti) : Olmasını ya da gerçekleşmesini beklediğimiz bir olay algılamayı etkiler. Birey neye hazırlanıyorsa, neyi bekliyorsa, onu algılama eğilimindedir. Bu duruma da hazırlayıcı kurulum denir. Hazırlayıcı Kurulum (Beklenti) : Olmasını ya da gerçekleşmesini beklediğimiz bir olay algılamayı etkiler. Birey neye hazırlanıyorsa, neyi bekliyorsa, onu algılama eğilimindedir. Bu duruma da hazırlayıcı kurulum denir. Geçmiş Yaşam Deneyimleri : Geçmişte yaşadığımız olay ya da olaylar, ilgili nesnelerin bellekte bıraktığı izler, yeni algılamalarımızı etkiler. (koşullanma-telkin) Geçmiş Yaşam Deneyimleri : Geçmişte yaşadığımız olay ya da olaylar, ilgili nesnelerin bellekte bıraktığı izler, yeni algılamalarımızı etkiler. (koşullanma-telkin) Zihinsel Tutum ve Kültürel Ortam : Kültürel ortamın yarattığı zihinsel tutum, nesne ya da olayların algılanmasını etkiler. Zihinsel Tutum ve Kültürel Ortam : Kültürel ortamın yarattığı zihinsel tutum, nesne ya da olayların algılanmasını etkiler.

43 Uyarılma İhtiyacı ve Güdülenme (motivasyon) : Uyarılma İhtiyacı ve Güdülenme (motivasyon) : İnsan davranışı, tipik olarak amaca yöneliktir. Organizmanın, davranışta bulunabilmesi için iç ve dış uyarıcılara gereksinimi vardır. İnsan davranışı, tipik olarak amaca yöneliktir. Organizmanın, davranışta bulunabilmesi için iç ve dış uyarıcılara gereksinimi vardır. Organizma bu gereksinimleri karşılayarak çevreye uyumunu sürdürür. Organizma bu gereksinimleri karşılayarak çevreye uyumunu sürdürür. Uyarıcı gereksinimleri karşılanmayan organizmalar, çevreye uyum zorluğu çekerler; fizyolojik ve psikolojik dengelerini yitirirler. Uyarıcı gereksinimleri karşılanmayan organizmalar, çevreye uyum zorluğu çekerler; fizyolojik ve psikolojik dengelerini yitirirler. Organizmanın dengesinin bozulmasına yetersiz uyarıcı koşullar kadar aşırı uyarılma da etki eder. Organizmanın dengesinin bozulmasına yetersiz uyarıcı koşullar kadar aşırı uyarılma da etki eder.

44 Yetersiz Uyarılma : Organizmanın alıştığı düzeyin altında uyarıcı ile karşı karşıya kalması sonucu fizyolojik ve psikolojik anlamda çevreye uyum gücünü yitirmesidir. İZOLE Yetersiz Uyarılma : Organizmanın alıştığı düzeyin altında uyarıcı ile karşı karşıya kalması sonucu fizyolojik ve psikolojik anlamda çevreye uyum gücünü yitirmesidir. İZOLE Aşırı Uyarılma : Organizmanın alıştığı düzeyin üzerinde uyarıcı ile karşılaşması sonucu fizyolojik ve psikolojik anlamda çevreye uyum gücünün azalmasıdır. TRAVMA Aşırı Uyarılma : Organizmanın alıştığı düzeyin üzerinde uyarıcı ile karşılaşması sonucu fizyolojik ve psikolojik anlamda çevreye uyum gücünün azalmasıdır. TRAVMA Homeostasis (Dengeleme) : Organizmanın iç dengesini kendi çabasıyla korumasına homeostasis denir. Bir başka deyişle, yetersiz ya da aşırı uyarılma durumlarında organizmanın çevreye uyum gücünü kendi çabasıyla korumasına homeostasis denir. Homeostasis (Dengeleme) : Organizmanın iç dengesini kendi çabasıyla korumasına homeostasis denir. Bir başka deyişle, yetersiz ya da aşırı uyarılma durumlarında organizmanın çevreye uyum gücünü kendi çabasıyla korumasına homeostasis denir.

45 Güdü ve Güdülenme : Gereksinim (İhtiyaç) : Organizmada herhangi bir eksikliğin hissedilmesidir. Gereksinim (İhtiyaç) : Organizmada herhangi bir eksikliğin hissedilmesidir. Dürtü : Organizmadaki eksikliği gidermek için doğan güçtür. Dürtü : Organizmadaki eksikliği gidermek için doğan güçtür. Güdü : Organizmanın, gereksinimini karşılamak üzere bir davranışı yapmaya istekli duruma gelmesidir. Güdü : Organizmanın, gereksinimini karşılamak üzere bir davranışı yapmaya istekli duruma gelmesidir. Biyolojik gereksinimler (ihtiyaçlar), fiziksel yoksunluk durumlarından kaynaklanır. Yoksunluk, canlıda bir gerilim durumunu, fizyolojik bir dürtüyü açığa çıkarır. Bu dürtü insanı ya da hayvanı gereksinimini gidermesi için güdüler. Biyolojik gereksinimler (ihtiyaçlar), fiziksel yoksunluk durumlarından kaynaklanır. Yoksunluk, canlıda bir gerilim durumunu, fizyolojik bir dürtüyü açığa çıkarır. Bu dürtü insanı ya da hayvanı gereksinimini gidermesi için güdüler. Güdülenme : Hayvan ya da insanda organizmayı belirli bir amaca yönelik davranışa iten sürecin tümüne güdülenme denir. Güdülenme : Hayvan ya da insanda organizmayı belirli bir amaca yönelik davranışa iten sürecin tümüne güdülenme denir.

46 O halde güdülenme süreci şu aşamalardan oluşur : O halde güdülenme süreci şu aşamalardan oluşur : Gereksinim ---> Dürtü --->Güdü --->Davranış Gereksinim ---> Dürtü --->Güdü --->Davranış Güdü Biçimleri : Maslow'un güdüler hiyerarşisine göre, önce fizyolojik güdüler (piramidin altındakiler), sonra toplumsal güdüler (piramidin üst kısımları) doyurulmalıdır. Ancak öncelik sırası kişiden kişiye değişebilmektedir. Güdü Biçimleri : Maslow'un güdüler hiyerarşisine göre, önce fizyolojik güdüler (piramidin altındakiler), sonra toplumsal güdüler (piramidin üst kısımları) doyurulmalıdır. Ancak öncelik sırası kişiden kişiye değişebilmektedir.

47 6. Kendini gerçekleştirme gereksinimi 5. Saygınlık gereksinimi 4. Sevgi, sevecenlik gereksinimi 3. Ait olma gereksinimi 2. Güvenlik gereksinimi 1. Fizyolojik gereksinimler

48 Fizyolojik Güdüler : Organizmanın yaşamı sürdürebilmek için gidermek zorunda olduğu temel gereksinimlerden kaynaklanan güdülere fizyolojik güdüler denir. Fizyolojik Güdüler : Organizmanın yaşamı sürdürebilmek için gidermek zorunda olduğu temel gereksinimlerden kaynaklanan güdülere fizyolojik güdüler denir. Bu güdüler, organizmanın fizyolojik ihtiyaçlarından türer. Organizmanın gereksinimlerini karşılamaya yöneliktirler. Bu güdüler, organizmanın fizyolojik ihtiyaçlarından türer. Organizmanın gereksinimlerini karşılamaya yöneliktirler. Organizmanın eksikliklerini gidermek amacı ile iç dürtülerce ortaya çıkarılırlar. Organizmanın eksikliklerini gidermek amacı ile iç dürtülerce ortaya çıkarılırlar. Doğuştandırlar. Ancak öğrenme yoluyla bir dereceye kadar değiştirilebilirler. Doğuştandırlar. Ancak öğrenme yoluyla bir dereceye kadar değiştirilebilirler. Tüm canlılara özgü oldukları için evrenseldirler. Tüm canlılara özgü oldukları için evrenseldirler.

49 Toplumsal Güdüler : İnsanların toplumsal gereksinimlerinin giderilmesine yönelik güdülerdir. Toplumsal Güdüler : İnsanların toplumsal gereksinimlerinin giderilmesine yönelik güdülerdir. Toplumsal kökenli güdüler, erişkin insanın deneyim ve davranışlarının şekillenmesinde etkili olan en önemli iç etkenler arasındadırlar. Toplumsal kökenli güdüler, erişkin insanın deneyim ve davranışlarının şekillenmesinde etkili olan en önemli iç etkenler arasındadırlar. Toplumsal kökenli güdüler toplumsal yaşam içinde öğrenmeyle oluşurlar. Toplumsal kökenli güdüler toplumsal yaşam içinde öğrenmeyle oluşurlar. Yaşa bağlı olarak sayıları artan güdülerdir. Yaşa bağlı olarak sayıları artan güdülerdir. Toplumsal güdülerin temelinde çoğu zaman fizyolojik güdüler vardır. Toplumsal güdülerin temelinde çoğu zaman fizyolojik güdüler vardır. Toplumsal güdülerle fizyolojik güdüler çatıştığında çoğunlukla fizyolojik güdüler baskın çıkar. Toplumsal güdülerle fizyolojik güdüler çatıştığında çoğunlukla fizyolojik güdüler baskın çıkar.

50 İçgüdü : Öğrenilmeden yapılan, niçin yapıldığının bilincinde olunmayan, türün tüm bireylerinde bulunan kalıtsal davranışlara içgüdü denir. İçgüdü : Öğrenilmeden yapılan, niçin yapıldığının bilincinde olunmayan, türün tüm bireylerinde bulunan kalıtsal davranışlara içgüdü denir. Bu tanıma göre, içgüdü davranışları; Bu tanıma göre, içgüdü davranışları; Öğrenilmeden yapılır. Doğuştandır. Öğrenilmeden yapılır. Doğuştandır. Canlı niçin öyle davrandığının bilincinde değildir. Yani davranış otomatiktir. Canlı niçin öyle davrandığının bilincinde değildir. Yani davranış otomatiktir. Türün tüm bireylerinde bulunur. Kalıtsaldır. Türün tüm bireylerinde bulunur. Kalıtsaldır.

51 İçgüdü ile iç dürtü (fizyolojik güdü) ve refleks davranışlar arasındaki farklar şunlardır : İçgüdü ile iç dürtü (fizyolojik güdü) ve refleks davranışlar arasındaki farklar şunlardır : a) İç dürtülerde davranış bir iç uyarıcı sonucudur. a) İç dürtülerde davranış bir iç uyarıcı sonucudur. b) Reflekslerde davranış bir dış uyarıcı sonucu yapılırken, b) Reflekslerde davranış bir dış uyarıcı sonucu yapılırken, c) İçgüdü davranışları iç ya da dış hiçbir uyarıcı olmadan otomatik olarak gerçekleşebilir. c) İçgüdü davranışları iç ya da dış hiçbir uyarıcı olmadan otomatik olarak gerçekleşebilir.

52 Refleks : Dıştan gelen uyarıcılar karşısında aniden gösterilen istem dışı tepkilere refleks denir. Refleks : Dıştan gelen uyarıcılar karşısında aniden gösterilen istem dışı tepkilere refleks denir. Heyecan : Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi gibi nedenlerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu dönemine heyecan denir. Heyecan : Sevinç, korku, kızgınlık, üzüntü, kıskançlık, sevgi gibi nedenlerle ortaya çıkan güçlü ve geçici duygu dönemine heyecan denir. Heyecan, çeşitli cihazlarla da ölçülebilen bir psikolojik olaydır. Heyecan, çeşitli cihazlarla da ölçülebilen bir psikolojik olaydır. Duyguların şiddeti, yoğunluğu arttıkça heyecan durumu ortaya çıkar. Bu durum kısa sürer. Organizmada değişiklik ve gerginlik yaratır. Duyguların şiddeti, yoğunluğu arttıkça heyecan durumu ortaya çıkar. Bu durum kısa sürer. Organizmada değişiklik ve gerginlik yaratır.

53 Duygu ve heyecanlar üç öğeden oluşurlar Duygu ve heyecanlar üç öğeden oluşurlar a) Vücut ve yüzdeki fizyolojik değişiklikler a) Vücut ve yüzdeki fizyolojik değişiklikler b) Olayların yorumlanması gibi bilişsel süreçler b) Olayların yorumlanması gibi bilişsel süreçler c) Deneyim ve duygu - heyecanın ifade biçimini şekillendiren kültürel etkiler. c) Deneyim ve duygu - heyecanın ifade biçimini şekillendiren kültürel etkiler.

54 Korku, kızgınlık, üzüntü, keder, sevinç, keyif, haz, neşe, nefret gibi biyolojik temelli duygu - heyecanlar evrensel yüz ifadelerine sahiptir. Korku, kızgınlık, üzüntü, keder, sevinç, keyif, haz, neşe, nefret gibi biyolojik temelli duygu - heyecanlar evrensel yüz ifadelerine sahiptir. Heyecan yaratan oluşumlar: Heyecan yaratan oluşumlar: Şiddeti yüksek uyarıcılar. Şiddeti yüksek uyarıcılar. Ansızın ortaya çıkan güdüler. Ansızın ortaya çıkan güdüler. Normal yaşamı değiştireceği beklenen olaylar. Normal yaşamı değiştireceği beklenen olaylar. Çocuklarda daha çok fizyolojik gereksinimlerini doyurmaya yönelik güdüler heyecan oluştururken, Çocuklarda daha çok fizyolojik gereksinimlerini doyurmaya yönelik güdüler heyecan oluştururken, yetişkinler daha çok psikolojik ve toplumsal güdülerden etkilenerek heyecanlanırlar. yetişkinler daha çok psikolojik ve toplumsal güdülerden etkilenerek heyecanlanırlar.


"Öğr. Gör. Serap GÖKCE Ahmet Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları