Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanÖmer Aydoğan Değiştirilmiş 6 yıl önce
1
AKGÖL (EREĞLİ SAZLIĞI) ÜZERİNE FLORİSTİK BİR ARAŞTIRMA
Fatmagül GEVEN*, Nezaket ADIGÜZEL** , Barış BANİ*** *Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, Tandoğan-ANKARA **Gazi Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Yenimahalle-ANKARA *** Kastamonu Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü,37000 KASTAMONU 2. MATERYAL VE METOD 1996–1998 yılları arasında vejetasyon devresi olan Mart-Ağustos ayları arasında araştırma bölgesine gidilerek bitki örnekleri kurallarına uygun olarak toplanmıştır. Toplanan bitki örnekleri kurutularak herbaryum materyali haline getirilmiştir. Bu örnekler Gazi. Ü. Fen Fakültesi Herbaryumu’nda (GAZI) korunmaktadır. Bitki örneklerinin tayini "Flora of Turkey and The East Aegean Islands "[4], "Flora Europaea "[5], "Flora of Iraq " [6] kaynaklarından ve GAZI Herbaryum’undan yararlanılarak yapılmıştır. Araştırma bölgesinin coğrafik haritası Şekil 1 de verilmiştir. Araştırma bölgesinin toprak örneklerinin fiziksel ve kimyasal analizleri T.C.Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Toprak ve Gübre Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından yapılmıştır (Tablo 1). İklim özelliklerini açıklayabilmek amacı ile Meteoroloji Genel Müdürlüğüden alınmış olan iklim verilerine ait biyoiklimsel sentez tablosu (Tablo 2) verilmiştir [7, 8]. Özet İç Anadolu Bölgesinde, Ereğli ovasının en alçak kesiminde yer alan Akgöl, Karapınar, Ayrancı ve Ereğli üçgeni içindedir. Doğal Sit Alanı ve Tabiatı Koruma Alanı olan Akgöl, Ramsar Sözleşmesinde A sınıfı sulak alan olma özelliği taşımaktadır. Tuzcul steplere özgü nadir bitkileri barındıran alan günümüzde önemli tehditler nedeniyle küçülmeye devam etmekte ve özel habitatlar zarar görmektedir. Bu çalışmada, 1998’de Akgöl çevresinde yapılan floristik çalışmaların sonuçları, alanın floristik yapısına ve bölgeye has bitki resimleri ile beraber verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Akgöl, Ereğli, Flora, Sulak alan. A FLORISTIC STUDY ON AKGÖL (EREĞLİ MARSHES) Abstract Akgöl, situated in the triangle of Karapınar, Ayrancı and Ereğli, is located in the base of the Ereğli plain in Central Anatolia. The area, determined as both “Natural Reserve Area” and “Nature Site”, also has been classified as one of “Class A” wetlands of Turkey, according to Ramsar convention. Akgöl district which contains rare and typical halophytic steppe plants continues to decrease, because of the important threats and its particular habitats have been damaged. In this study, the results of the floristic investigations on surroundings of Akgöl are presented with pictures of the plants indigenous to the floristic structure the area. Key words: Akgöl, Ereğli, Flora, Wetland. 1.GİRİŞ Araştırma alanı Türkiye’de önemli bir yere sahip olan Ereğli-Akgöl çevresinde yer alan sulak alan bölgesinde bulunmaktadır (Şekil 1, Şekil 2, Şekil 3, Şekil 4). Sulak alanlar, Ramsar Sözlesmesine göre; doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan, bütün sular, bataklık, sazlık ve turbiyerler olarak tanımlanmıştır [1]. Türkiye, sulak alanlar bakımından Avrupa ve Ortadoğu’nun en zengin sulak alanlarına sahiptir. Ülkemizde 1 milyon hektarı aşkın 250 civarında sulak alan mevcuttur. Bugüne kadar yapılan çalışmalar sonucunda Türkiye’de uluslararası ölçütlere göre 81 sulak alanın uluslararası öneme sahip olduğu belirlenmiştir. Bunlardan 18’i “A” sınıfı nitelikte sulak alandır. ”A” sınıfı sulak alanlar belirlenirken sulak alanın barındırdığı kuş varlığı dikkate alınmıştır. Bir defada ’in üzerinde su kuşunu barındıran sulak alanlar “A” sınıfı sulak alan olarak nitelendirilmiştir [2]. Ereğli- Akgöl Sazlığı floristik ve faunistik özelliklerinden dolayı “A” sınıfı sulak alan olarak kabul edilmiştir. Akgöl, 1992 yılında 1. derece Doğal Sit Alanı,1995 yılında ise Tabiatı Koruma Alanı ilan edilmiştir. Coğrafik Konum: 37° 30' Kuzey / 33° 44' Doğu Alan: 5900 hektar (Su düzeyine bağlı olarak çok büyük değişiklikler göstermektedir.), Toplam Alan: = 74 km² (Göl alanı+Koruma Zonu), Kara Yüzeyi: 15 km², Su Yüzeyi: 59 km², Kıyı Yüksekliği: m. Ereğli sazlıkları, Ereğli'den 38 km batıda geniş bir alanda yer alır yılından sonra saz ve kamışlar fazla su altında kalarak yok olmuşlardır. Eskiden bölgeyi besleyen İvriz Çayı, İvriz Barajının yapılması ile artık gölü besleyememektedir. Ereğli sazlıkları, bugün geniş açık aynalardan, sazlık, kamışlık alanlardan irili ufaklı çok sayıda kum ve çamur adalardan oluşmaktadır. Bölgenin batısı çevre köylülerince Akgöl olarak adlandırılmıştır. Sazlıkların güneyinde aradaki doğal bir setle ayrılan karstik düden gölü yer alır. Çevresi Alpin bitki örtüsünün hakim olduğu kayalıklarla çevrilidir. Bu özelliği ile step alanlarda görülmeyen bir çok kuş türü bu bölgede bulunmaktadır. Bölgede hayvancılık yapılmaktadır. Sazlıklar ünlü bir av bölgesidir. Kışın büyük şehirlerden ve çevreden çok sayıda avcı bölgeye gelmektedir. Aşırı ve kaçak avcılık yaygındır. Ereğli Sazlıkları çevredeki çok geniş alüvyonlu ovayla sınırlanmıştır. Ovanın bir bölümünde tarım yapılmakta, bir bölümü ise Artemisia stebidir. Ornitolojik açıdan son derece zengin olan Ereğli Sazlıklarında şimdiye kadar 200 den fazla kuş türünün varlığı gözlenmiştir. Ayrıca gölde su yılanı ve su kaplumbağaları türleri bulunmaktadır. Başlıca kuş türleri; Batağan, karabatak, tepeli kutan, balaban, balıkçıl, çetikçi, kaşıkçı, filamingo, kuğu, boz kaz, angut, suna, dikkuyruk, mısır akbabası, yılan kartalı, saz delicesi, turna, uzun bacak, kız kuşu, çılıbık, martı ve sumrudur bu türler bölgede kuluçkaya yatarlar Ereğli-Akgöl Sazılıkları'nın Mevcut Sorunları: Uluslararası kriterlere göre A sınıfı niteliğinde sulak alanlardan biri olan Ereğli sazlıklarında Çevre Bakanlığı'nın tarihinde yaptığı incelemeler sonucu aşağıda belirtilen sorunlar tespit edilmiştir.Geçmişte göl ve sazlıkları besleyen iki önemli akarsu olan İvriz ve Karaman çayı üzerinde yapılan İvriz ve Gödet barajlarında suyun tutulması ve tamamen sulamada kullanılmasıyla göldeki su azalmış, su rejimine yapılan müdahaleler sonucu taban suyu düşmesiyle göl çevresindeki sazılıklar ve sulak çayırlar kurumaya başlamıştır.Bitki örtüsünün zayıflaması ve kuruması sonucu rüzgarın etkisiyle geçmişte sulak çayır ve meraların yer aldığı alanlar hızlı bir erozyon sürecine girmiştir. Meraların sürülmesi, ayrıca çevredeki köylülerce çayırların bulunduğu alanlardaki bitki örtüsünün sökülerek alt tabakada yer alan tuganik maddece çok zengin kısımların yakacak olarak kullanılması erozyon olayını hızlandıran başka bir etken olduğu görülmüştür. Bitki örtüsünün tahrip edildiği alanlarda bir metreye varan derinliklikte toprak kayıpları olduğu tespit edilmiştir. Ereğli ilçesinin evsel ve çeşitli tesislere ait atıklarının hiçbir arıtmaya tabi tutulmadan sazlıkların kuzeyindeki kanal ile doğrudan sulak alana verilmesi rahatsız edici bir kokunun yayılmasına neden olmaktadır. Atık sular, gölde kirliliğe neden olduğu için yaban hayatını etkilediği gibi insan sağlığını da tehdit eder boyutlardadır. Atık suların aynı zamanda tarım alanlarının sulanmasında kullanılması hem toprağın kimyasal yapısını bozacak hem de insan sağlığı için zararlı olacaktır. Ayrıca, Türkiye 1984 yılında taraf olduğu Bern sözleşmesi (Avrupa'nın yaban hayatı ve yaşama ortamlarının korunması sözleşmesi) ile sulak alanlar dahil olmak üzere yaban hayatı açısından önem taşıyan alanların korunmasını taahhüt etmiştir. Sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerimizin yanı sıra, ekolojik dengenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması yönünden son derece önem taşıyan sulak alanların korunması ve geliştirilmesi için tarihinde Başbakanlık makamınca genelge yayınlanmıştır. Geçmişte yaklaşık 200 türden 'i aşkın kuşun üreme, beslenme ortamı olan, günümüzde ' in üzerinde kuş varlığına sahip sazlıkları korumak, iklim koşullarını ve toprak yapısı gereği erozyona çok yatkın binlerce yıldır mera olarak kullanılan ovada Karapınar benzeri yeni bir çöl yaratmamak için, İvriz ve Gödet barajlarından doğal yaşamın ve bitki örtüsünün hayatiyetini devam ettirebileceği ölçüde, sulama mevsimi dışında veya sulamanın daha az olduğu dönemlerde mutlaka su verilmelidir [3]. 3. BULGULAR Araştırma süresince bölgeden 12 familyaya ait 38 bitki türü toplanmıştır. Örneklere ait bitki listesi aşağıda verilmiştir. SPERMATOPHYTA ANGIOSPERMAE (MAGNOLIOPHYTA) DICOTYLEDONES (MAGNOLIOPSIDA) 1.Caryophyllaceae: Stellaria media (L.) Vill 2.Brassicaceae (Cruciferae): Lepidium perfoliatum L., Alyssum dasycarpum Steph. Ex Willd. , Alyssum linifolium Steph. Ex Willd.var. linifolium , Alyssum hirsutum Bieb.. var. hirsutum Vent. 3.Polygonaceae: Polygonum aviculare L. 4.Chenopodiaceae: Camphorosma monspeliaca L., Halimione verrucifera (M.Bieb) Aellen. (Şekil 5), Halocnemum strobilaceum (Pallas) M. Bieb. (Şekil 6), Noaea mucronata (Forssk.) Aschers. et Schweinf. subsp. mucronata, Panderia pilosa Fisch. & C.A.Mey., Salicornia europaea L.(Amaranthaceae) (Şekil 7), Suaeda confusa Iljin, Salsola stenoptera Wagenitz , Salsola crassa Bieb., Petrosimonia brachiata (Pallas) Bunge, Petrosimonia nigdeensis Aellen. 5.Frankeniaceae: Frankenia hirsuta L. (Şekil 8) 6.Tamaricaeae: Tamarix smyrnensis Bunge 7.Asteraceae (Compositae): Achillea wilhelmsii C. Koch., Artemisia santonicum L., Circium alatum (gmelin) Bobrov & Heldr. subsp. alatum,Centaurea solstitalis L. subsp. solstitialis, Centaurea virgata Lam., Taraxacum farinosum Hausskn. Et Bornm. 8.Primulaceae: Androcace maxima L. 9.Fabaceae (Leguminosae): Sphonophysa kotschyana Boiss. Astragalus ovalis Boiss. & Bal., Onanis spinosa L. 10.Plumbaginaceae: Limonium iconicum (Boiss. & Heldr.) O.Kuntze (Şekil 9), Limonium tamaricoides Bokhari 11.Plantaginaceae: Plantago crassifolia Forrskal. MONOCOTYLEDONES (LILIOPSIDA) 12.Liliaceae: Asparagus lyconicum P.H. Davis (Şekil 10) 13.Poaceae (Gramineae): Bromus tectorum L., Poa bulbosa L., Puccunellia distans (Jacq.) Parl. subsp.distans, Aeluropus littoralis (Gouan) Parl., Phragmites australis (Cav.) Trin. ex Steud., Eremopyrum bonaepartis (Sprengel) Nevski subsp. bonaepartis Tablo 1 Toprak Örneklerine ait Kimyasal Analiz Tablosu Şekil 7. Salicornia europaea L. Şekil 6. Halocnemum strobilaceum (Pallas) M. Bieb. Yıl1998 Toprak Örnek No Sat. % Ph EC (dS/m) Saturasyon Extraktındaki Çözünebilir İyonlar Çam Ext. Katyonlar (me/l) Toplam Anyonlar (me/l) Bor ppm Na+ K+ Ca++ Mg++ CO3= HCO3− Cl− SO4− 1.Akgöl 63.80 9.15 8.35 4.990 52.00 2.05 2.60 5.73 62.38 1.29 2.71 25.00 33.38 6.43 2.Akgöl 46.87 8.53 8.10 15.750 150.00 10.00 13.10 23.65 196.75 1.01 2.90 82.50 110.34 9.25 3.Akgöl 65.18 8.44 7.81 32.324 312.5 14.00 21.80 51.70 400.00 0.46 2.58 242.50 154.46 9.76 4.Akgöl 43.88 8.56 8.19 7.000 43.75 5.50 10.50 15.96 75.71 - 3.54 50.00 22.17 5.Akgöl 49.19 8.14 8.38 13.768 128.13 8.75 12.00 18.18 167.06 5.01 97.50 61.97 9.56 Tablo 2. Biyoiklimsel Sentez Tablosu İstasyon Yük. (m) P (mm) M (oC) m (oC) Q PE S Biyoiklim Yağış Rejimi Ereğli 1044 306,5 30,1 -3,9 31,5 33,3 1,1 Yarı kurak alt çok soğuk IKSY P: Ortalama yıllık yağış toplamı (mm); M: En sıcak ayın maksimum sıcaklık ortalaması (oC); m: En soğuk ayın minimum sıcaklık ortalaması (oC); PE: Yaz yağışı toplamı (mm); Q: Yağış-Sıcaklık emsali (Q=2000.P/M2-m2); S: Kuraklık indisi (S=PE/M) Şekil 8. Frankenia hirsuta L. Şekil 9. Limonium iconicum (Boiss. & Heldr.) O.Kuntze Şekil 1.Çalışma Alanının Haritası 4. SONUÇ VE ÖNERİLER Araştırma alanının yüzölçümü yaklaşık olarak 15 km'lik bir bölgeyi kapsamaktadır. Bu alanın % 30 u tarım alanı, % 25 i çayırlık ve mera, kalan % 45 lik alanda nemlidir. Araştırma alanı Iran-Turan fitocoğrafik bölgesinde yer aldığından için, toplanan bitkilerin büyük bir kısmı Iran-Turan elementlerinden meydana gelmiştir. Ayrıca toprak örneklerine ait pH değerlerinin 7’den büyük olması çalışma alanındaki toprakların hem tuzlu hem de alkali olduğunu göstermektedir, bu nedenle alanda fazla bir çeşitlilik görülmemekte ancak tuza ve alkaliliğe dayanıklı bazı türler yayılış göstermektedir. Araştırma bölgesinde bulunan en zengin familyalar Chenopodiaceae, Brassicaceae, Fabaceae, Asteraceae, Boraginaceae ve Poaceae dir. Bölge özellikle tuza tölerans gösteren nadir halofit bitkileri barındırması bakımından önem arz etmektedir. Ayrıca pek çok canlı türüne ev sahipliği yapan önemli bir sulak alandır. Sulak alanlar dünyanın en verimli ekosistemlerinden biri olup, değişik mikrobiyal, bitkisel ve hayvansal kommuniteleri kapsamaktadır [9]. Bu neden ile sulak alanların kurutulmasını öngören yasalar yürürlükten kaldırılmalı ve sulak alanların doldurulması ya da kurutulması yoluyla arazi kazanılması yasaklanılmalıdır. Sulak alanlarda biyolojik çeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Ekolojik özellikleri bozulmuş ve kurutulmuş sulak alanlar geri kazanılmalıdır. Sulak alana ve sulak alanı besleyen sulara atık sular verilmemelidir. Ayrıca, sulak alanlarda yer alan tarım alanlarında, kimyasal gübre ve zirai mücadele ilaçlarının kullanımı sınırlandırılmadır.. Drenaj sularının direkt olarak sulak alanlara karışmasını önlemek amacıyla, yapay göletler oluşturulmalı veya çayır, mera ve ağaçlandırma alanlarına verilerek drenaj sularının zararları en aza indirgenmelidir. Sulak alanların ve sulak alanlarla ilişkili alanların, doğal yapıları ve ekolojik karakterleri korunmalı, bu alanlardan kum, çakıl çıkarılmasına, maden ocaklarının açılmasına, bu alanlara çöp, moloz, gibi kirletici niteliği olan maddelerin dökülmesine, çöp imha alanlarının kurulmasına izin verilmemelidir. Sulak alana bağımlı yaşayan canlılar ile alanın ekolojik özelliklerini olumsuz yönde etkileyecek ölçülerde su alınmamalı, alanı besleyen yüzey suları kısıtlanmamalı, yönleri değiştirilmemeli ve yer altı suları çekilmemelidir. Yöre halkı bu konularda bilgilendirilmeli ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları desteklenmelidir. Şekil 2. Alanın Genel Görünümü Şekil 3. Alanın Genel Görünümü 5. KAYNAKLAR [1] Ramsar Convention Bureau, (1992) Ramsar Convention, Slimbridge, England. [2] [3] [4] DAVIS P.H. ( ) Flora of Turkey and Eastern Aegean Islands. Vol: I – IX. Univ. Press. Edinburgh. [5] Tutin G T, Heywood VH (1964–1981) Flora Europaea, Vol. I-V, Cambridge Unıv. Press. [6] Towsend CC, Guest E (1966–1980) Flora of Iraq, Vol 1–9, Baghdad. [7] Anonim (1974) D.M.İ. Genel Md. Ortalama Extrem Kıymetler Meteoroloji Bülteni: Başbakanlık Basımevi. [8] Anonim (1984) D.M.İ. Genel Md. Ortalama Extrem sıcaklık ve yağış defteri bülteni: (Günlük-Aylık) Türk Tarih Kurumu Matbaası. Ankara. [9] Öztürk, M., Seçmen , Ö., Sulak Alanların Ekolojisi. Tabiat ve İnsan. 20,2. Şekil 4. Alanın Genel Görünümü Şekil 5. Halimion everrucifera (M.Bieb) Aellen.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.