Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanLevent Taner Değiştirilmiş 7 yıl önce
1
Trans obturator tape (TOT) yapılan hastalarda kısa ve uzun dönem sonuçlar
Çelebi BASUGUY*, Serdar BAŞARANOĞLU, Talip KARAÇOR, Şafak HATIRNAZ, Orhan ŞAHİN, Talip GÜL *Özel Dünya Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, Diyarbakır- TÜRKİYE
2
Üriner inkontinans kadınlarda hijyen sorunu oluşturan, sosyal yaşamlarını kısıtlayan ve çoğunlukla ihmal edilen bir kadın sağlığı sorunudur. Stres üriner inkontinans (SUI) kadınlarda öksürme, hapşırma, gülme, ağır kaldırma gibi karın içi basıncın arttığı durumlarda görülen istemsiz idrar kaçırmadır. Ürodinamik olarak detrüsor kontraksiyonu olmaksızın intravezikal basıncın üretral kapanma basıncını aşması sonucu gelişir.
3
Yaş grupları arasında farklılık göstermekle beraber özellikle postmenapozal dönemde insidansı artmaktadır. Daha önce inkontinans şikayeti olmayan kadınların %10’unda menapoz sonrası ilk üç yıl içinde üriner inkontinansın ortaya çıktığı saptanmıştır.
4
Stres üriner inkontinans tedavisinde vajinal pesserler ve pelvik taban egzersizleri gibi konservatif yöntemler uygulanabilse de başarı oranları düşüktür. Etkin, güvenilir, minimal invaziv, öğrenmesi ve uygulanması kolay bir yöntem olması nedeniyle günümüzde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
5
Bu çalışmada, SUI nedeniyle TOT uygulanan hastalarda tedavi etkinliğini araştırmak, komplikasyon sıklığını ve operasyonun uzun dönem etkilerinin değerlendirilmesi amaçlandı.
6
Ocak 2010-Aralık 2016 tarihleri arasında saf SUI veya mikst uriner inkontinans (MUI) nedeniyle TOT operasyonu yapılan 758 hastanın sonuçları ve kontinans durumları retrospektif olarak analiz edildi. Hastalara ait demografik veriler (yaş, gravida, parite, abortus, yaşayan çocuk sayısı), vücut kitle indeksi (VKİ), sistemik hastalık öyküsü, menopozal durum gibi veriler hastane arşiv dosyaları ve elektronik kayıt ortamından temin edildi.
7
Hastaların operasyon öncesi stres testleri ve ürojinekolojik muayenelerinin yapıldığı, Q tip testi >30 derece olan ve stres testi pozitif olan hastalarda operasyon kararı verildiği belirlendi.
8
Operasyon sonrası stres testi negatif, rezidüsü 100cc’nin altında ve tam kontinans sağlananlar ‘kür’ olarak; inkontinans sıklığı azalanlar ama hala kaçak tarif edenler ‘kısmi iyileşme’ olarak değerlendirildi. ‘Kür’ ve ‘kısmi iyileşme’ olarak değerlendirilen hastalar başarılı, operasyon sonrası inkontinansı devam eden hastalar ise ‘TOT başarısızlığı’ olarak kabul edildi.
9
Belirtilen süre içerisinde verileri eksiksiz olan, telefon veya mail yoluyla irtibat kurulan 742 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalara ait yaş, vücut kitle indeksi (VKİ), gravida, parite, abortus, yaşayan çocuk gibi demografik veriler Tablo-1'de belirtilmiştir.
10
Tablo 1: TOT yapılan hastalara ait demografik veriler
Patients (n=742) mean±SD (min.-max.) Yaş 43.6±10.5 (27-80) BMI 28.5±4.9 ( ) Gravida 6.1±1.7 (2-14) Parite 5.8±1.6 (2-12) Abortus 0.3±0.7 (0-4) Yaşayan çocuk sayısı
11
TOT esnasında yapılan prolapsus operasyonları (kolporafi anterior, kolporafi posterior ve kolporafi anterior+posterior), intraoperatif gelişen komplikasyonlar ve TOT sonrası erken ve uzun dönem kontinans durumları Tablo-2'de yer almaktadır.
12
Tablo 2: İnkontinans cerrahisine ait operatif bulgular
Patients (n=742) mean±SD (min.-max.) Eş zamanlı yapılan cerrahi prsedür izole TOT kolporafi anterior (CA) kolporafi posterior (CP) kolporafi anterior+posterior (CA+CP) Vajinal Histerektomi+CA+CP 9 (1.2 %) 65 (8.9 %) 37 (5%) 614 (82.7 %) 17 (2.3 %) Gelişen komplikasyonlar komplikasyon yok kanama mesh erozyonu üriner retansiyon mesane perforasyonu perineal ağrı 687 (92.6 %) 10 (1.3 %) 8 (1.1 %) 11 (1.5 %) 2 (0.3 %) 24 (3.2 %) Cerrahi sonrası başarı (erken dönem) kür kısmi iyileşme TOT başarısızlığı 662 (89.2 %) 56 (7.5 %) Ortalama takip süresi (ay) 56.04±14.64 Cerrahi sonrası başarı (uzun dönem) 569 (76.7 %) 33 (4.4 %) 140 (18.9 %)
13
Operasyon esnasında 687 hastada (%92
Operasyon esnasında 687 hastada (%92.6) herhangi bir komplikasyon gelişmezken, 10 hastada (%1.3) transfüzyon gerektirmeyecek kanama olduğu tespit edildi. Post-operatif erken dönemde gelişen komplikasyonlar ise sırasıyla 11 hastada (%1.5) üriner retansiyon, 8 hastada (%1.1) mesh erozyonu ve 2 hastada (% 0.3) ise mesane perforasyonu geliştiği tespit edildi.
14
Sonuç olarak; erken ve uzun dönem takip sonuçlarını aynı hasta grubunda kıyasladığımızda TOT prosedürü günümüzde hala güvenle tercih edilebilecek bir yöntem olarak popülerliğini korumaktadır. Yüksek oranda POP cerrahisiyle beraber uygulanması TOT'un güvenle kullanılabileceği hususunda bize yol göstericidir. Çalışmamızın aynı grupta yer alan hastalardan oluşması avantaj sağlamasına rağmen farklı merkez ve cerrahi deneyimlerden oluşması başarı oranlarını yansıtmada kısıtlılık oluşturan faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır.
15
Sabrınız için teşekkür ederiz.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.