Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

DOÇ. DR. HATİCE BAKKALOĞLU

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "DOÇ. DR. HATİCE BAKKALOĞLU"— Sunum transkripti:

1 DOÇ. DR. HATİCE BAKKALOĞLU
MSÖ405 ÖZEL EĞİTİM DOÇ. DR. HATİCE BAKKALOĞLU

2 DERSİN İÇERİĞİ ÜNİTE I: ÖZEL EĞİTİM ÜNİTE II: ÖZEL EĞİTİMDE DEĞERLENDİRME ÜNİTE III: BEP HAZIRLAMA ve ÖĞRETİMİN BİREYSELLEŞTİRİLMESİ ÜNİTE IV: KAYNAŞTIRMA ve DESTEK ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ ÜNİTE V: AİLE EĞİTİMİ ÜNİTE VI: ZİHİNSEL YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE VII: İŞİTME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE VIII: GÖRME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE IX: FİZİKSEL YETERSİZLİĞİ/SÜREĞEN HASTALIĞI OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE X: DİL VE KONUŞMA BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE XI: ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE XII: DUYGU DAVRANIŞ BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE XIII: OTİSTİK BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE XIV: ÇOKLU YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLER ÜNİTE XV: ÜSTÜN ZEKALI ÖĞRENCİLER Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

3 ÜNİTE I: ÖZEL EĞİTİM Özel Eğitimde Temel Kavramlar
Özel Eğitime Gereksinim Duyan Çocuk Kimdir? Etiketleme ve Kullanılan Dil Sınıflandırma Özel Gereksinimi Olan Öğrenci Sayısı Nedir? Özel Eğitim Nedir? Özel Gereksinimi Olan Bireylerin Ne Kadarı Özel Eğitim Hizmetlerinden Yararlanabilmektedir? Üstünlere Sağlanan Destekler Özel Eğitim Personeli Özel Eğitimde Yasal Düzenlemeler Özel Eğitimin Dünü, Bugünü ve Özel Eğitimde Geleceğe İlişkin Eğilimler Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

4 Özel eğitimde temel kavramlar
Bireyin psikolojik, fizyolojik, anatomik özelliklerinde geçici ya da kalıcı türden bir kayıp ya da işleyiş bozukluğu olması Zedelenmenin olması, her zaman yetersizlikle karşılaşmasına yol açar mı? Örneğin, kulağın anatomik yapısının bozuk olması. Zedelenme Bir şeyi yapmada yeterli olmama, belirli bir şekilde davranmada sınırlı kapasiteye sahip olma Zedelenmeden etkilenmiş olmasından dolayı bireyin bedensel ve zihinsel davranışları sınırlanır. Örneğin, kulağında zedelenme olan bireyin işitememesi. Yetersizlik Bireyin yetersizlik yüzünden yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olarak oynaması gereken rolleri gereği gibi oynayamaması Çoğu yetersizlik küçük çevresel düzenlemelerle ortadan kaldırılabilir. Örneğin, işitememeden dolayı konuşmayı öğrenememe. Özür/ Engel Halen bir yetersizliği belirlenmemiş olmasına karşın, ileride yetersizlik gösterme olasılığı normalde beklenenden daha fazla olması Örneğin, prematüre doğumlar, uyaransız çevrede büyüme. Risk Taşıma Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

5 Özel eğitime gereksinim duyan çocuk kimdir?
MEB Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde özel gereksinimli birey, “çeşitli nedenlerle bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından akranlarına göre beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren birey” şeklinde tanımlanmaktadır. Özel gereksinimli bir çocuğun normal gelişim gösteren çocuktan farklılıkları; zihinsel özellikleri, duyusal becerileri, iletişim becerileri, davranışsal ve duygusal gelişim özellikleri, fiziksel özelliklerinde veya bunların herhangi bir bileşeninde olabilir. Bu terim üstün yetenekli ya da üstün çocukları da (normların üstünde) kapsamaktadır. Özel gereksinimi olan çocukların özür tür ve dereceleri ile bireysel özellikleri birbirinden farklılık gösterdiğinden genellemelere gitmek mümkün değildir. Bireysel özellikler de (yaş, cinsiyet, kültür ve yaşam koşulları), bir destek sağlanmadığında normal gelişen bireyler için sunulan eğitimden yararlanmalarını güçleşmektedir. Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

6 Özel eğitime gereksinim duyan çocuk kimdir?
Her çocuk özeldir ve eğitim, ancak bireysel özellikler göz önünde tutularak verildiğinde amacına ulaşacaktır! Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

7 Etiketleme ve kullanılan dil
Özel gereksinimi olan bireyi nasıl adlandıracağız? Ne desek daha az örseleyici olur? Sizi yeterliklerinize göre değil de yetersizliklerinize göre tanırlarsa ya da öyle bilinirseniz neler hissederdiniz? “Evet, şu konuşurken sürekli gözünü kırpıştırandan söz ediyorum.” Bu tür tanımlamalar sözü edilen kişinin değerini düşürebilir mi? Yersizliği olan çocuğa sahip ailelerde hangi anne baba ya da diğer aile bireyleri çocuğun “yetersizliği olan çocuk” olarak etiketlenmesini ister. Öğretmenler öğrencisinin “yetersizliği olan birey” olarak etiketlenmesi durumunda ne hisseder? Zihinsel yetersizlik tanısı olan bir genç «Ben neyim/kimim?» şeklinde düşünmeye başladığında ona verilecek yanıtımız ne olacaktır? İnsanların sınıflandırılması ve bundan yüz yıl önce çok daha az önemli olan etiketleme, bugünlerde sık tartışılan bir konu haline gelmiştir. Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

8 Özel eğitimde sınıflandırma sistemi kullanmanın avantajları nelerdir?
Günümüzde özel gereksinimi olan bireylerin sunulan hizmetlerden yararlanmasının ön koşulunu tanılama oluşturmaktadır. Tanılama sonucunda da sınıflandırma ve etiketleme yapılması zorunlu hale gelmektedir. Yetersizlikleri isimlendirebilme ve ayırt edebilme Alanda çalışan kişilerin ortak bir terminoloji kullanımı Araştırmalar yoluyla bilginin geliştirilmesinde kişilerin birbirlerini anlamaları Sivil toplum örgütlerinin kuruluşu, örgütlenmesi ve alana ilişkin mücadele etmesi Belirli bir kategorinin belirli bir tedaviyle ilişkilendirilmesi, eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

9 Özel eğitimde sınıflandırma sistemi kullanmanın dezavantajları nelerdir?
Düşük beklenti geliştirilmesi Bireysel farklılıkların göz ardı edilmesi Her sorunun nedeninin sahip olunan etiket olarak kabul edilmesi Sınıflandırma ile aynı etiketin yaşam boyu devam etmesi Değerlendirme sorunları nedeniyle çocukların yanlış bir grup içinde ele alınması Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

10 Özel eğitimde sınıflandırma
MEB Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde özel gereksinimli olan çocukların sınıflandırılması Zihinsel Yetersizlik (hafif, orta, ağır, çok ağır) İşitme Yetersizliği Görme Yetersizliği Ortopedik Yetersizlik Sinir Sisteminin Zedelenmesi ile Ortaya Çıkan Yetersizlik Dil ve Konuşma Güçlüğü Özel Öğrenme Güçlüğü Birden Fazla Alanda Yetersizlik Duygusal Uyum Güçlüğü Süreğen Hastalık Otizm Sosyal Uyum Güçlüğü Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Üstün veya Özel Yetenek Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

11 Etiketleme ya da sınıflandırma olmaksızın özel eğitim hizmetleri sunulabilir mi?
Peki, etiketlemenin alternatifi nedir? Ne, nasıl yapılmalıdır? Etiketleme ya da sınıflandırma olmaksızın özel eğitim hizmetleri sunulabilir mi? Sınıflandırmasız yaklaşımlar bu sorunun yanıtını evet olarak vermektedir. Bu durumda öğrencinin yetersizliğine odaklanmak yerine öğrenme gereksinimlerine odaklanılması gerektiği vurgulanmaktadır. Özel eğitimciler, özel gereksinimi olan öğrencilerin öğrenme gereksinimleri ön plana alınarak beceri alanlarına ve izleyeceği programa göre sınıflandırılmasını önermektedir. Eğitsel değerlendirmenin ön plana çıktığı böyle bir yaklaşımla özel gereksinimi olan öğrencinin özel eğitim gereksinimleri de “okuma anlama becerilerinin geliştirilmesi”, “özbakım becerilerinin geliştirilmesi”, temel matematik becerilerinin geliştirilmesi”, “bağımsız hareket becerilerinin geliştirilmesi” şeklinde ifade edilebilecektir. Bu yolla eğitsel tanılamanın gerçekleşmesi ve bu tanı sonucunda ilgili hizmetlerin de planlanması söz konusu olabilecektir. Tüm bu uygulamalar aynı zamanda bireyselleştirilmiş eğitim planlarının hazırlanması sürecinin işlemesine katkıda bulunacaktır. Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

12 Özel gereksinimi olan öğrenci sayısı nedir?
WHO (2007), dünya nüfusunun yaklaşık %10’u UNICEF (2008), ülkelere göre değişmekte %2 (Özbekistan) ile %31 (Orta Afrika Cumhuriyeti) arasında ÖZİDA ve TÜİK (2002), Türkiye nüfusunun %12.29’u??? Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

13 Özel eğitim nedir? MEB Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre, özel eğitim “özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile özel eğitim gerektiren bireylerin bireysel yeterliliklerine dayalı, gelişim özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitim” olarak tanımlanmaktadır. Özel eğitim, özel gereksinimi olan bireylerin bağımsız yaşama olasılığını en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen ve bireysel olarak planlanan, sistematik olarak uygulanan ve dikkatli bir biçimde değerlendirilen öğretim hizmetlerinin bütünüdür. Tanımdan da anlaşılacağı gibi özel eğitim için uzman personel, gereksinime özel program ve destek hizmetler gerekmektedir. Özel eğitime özel eğitim öğretmeninin yanı sıra pek çok farklı uzmanlık alanından katılan bir ekip eşlik eder. Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

14 Özel gereksinimi olan bireylerin ne kadarı özel eğitim hizmetlerinden yararlanabilmektedir?
Dünyada gelişmişlik düzeyiyle ilişkili!!! Türkiye’de kesin bilgi yok!!!! Milli Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim !!! Örgün eğitimde toplam: öğrenci Kaynaştırma: 1.399 anaokulu, ilkokul ve ilkokul özel eğitim sınıfı, ortaokul ve ortaokul özel eğitim sınıfı, lise Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

15 Üstünlere sağlanan destekler
MEB’e bağlı Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM) bu gruba hizmet veriyor. Milli Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim 45 merkezde öğrenci!!! Milli Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim 66 merkezde öğrenci!!! Milli Eğitim İstatistikleri: Örgün Eğitim 77 merkezde öğrenci!!! Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

16 Özel eğitim personeli Özel eğitim öğretmenlerinin sayısı belli değil!!! Çoğunlukla sertifikalı ya da hizmet-içi kurslara katılan sınıf öğretmenleri alanda çalışıyor. Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

17 Özel eğitimin tarihçesi
Özel eğitim yaklaşık iki asırdır dünya tarihinde yer almaktadır. Özel gereksinimi olan bireyler kimi zaman destan yazdı, kimi zaman ölüme terk edildi. İlkel toplumlarda kişinin varlığını sürdürebilmesi için “üretici, savaşçı, sihirbazlık” gibi nitelikler gerekirdi. Başkasına bağımlı düşen toplum sırttan atılması gereken bir ağırlık sayılırdı. İşte bu güçsüz, düşkün, sakat diye adlandırılan bireylerin ancak 1800’lerde özel gereksinimi olduğu kabul edildi. Toplumsal tutumlar Acıma ve/veya yok etme Dinlerin etkisi, acıma ve koruma (koruyucu evler, kurumlar) Eğitim programları Yasal zorunluluklar, parasız ve uygun eğitim Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

18 Özel eğitimde okullaşma
Özel eğitimde okullaşma tarihçesi; öncelikle klinik çalışmaları ile başladı. Daha sonra yatılı okul ve ayrı okul düzenlemeleri Bütünleşme çabaları, genel eğitim okullarına açılan özel sınıflar Genel eğitim sınıflarında yarı zamanlı ya da tam zamanlı eğitim Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

19 Türkiye’de özel eğitimin tarihçesi
Özel eğitim gerektiren çocukların eğitimine 1889 yılında İstanbul Ticaret Mektebi bünyesinde işitme engelli çocuklara eğitim veren bir okulun açılması ile başlanılmıştır. Daha sonra bu okula görme engellilerle ilgili bir bölüm eklenmiş, okul 30 yıl eğitim verdikten sonra kapatılmıştır. 1921 yılında Özel İzmir Sağırlar-Körler Okulu açılmış ve bu okul 1924 yılından 1950 yılına kadar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na bağlı olarak özel eğitim hizmetlerini sürdürdükten sonra aynı yıl Millî Eğitim Bakanlığı'na devredilmiştir. 1950 yılından 1980 yılına kadar Özel Eğitim Hizmetleri, İlköğretim Genel Müdürlüğü bünyesinde bir şube müdürlüğü tarafından yürütülmüştür. Bu yıllardaki müfredat programlarında; bireyler arası farklılıklardan, eğitim ve programların bu farklılıklara göre uyarlanması gereğinden bahsedilmeye başlanmıştır. Marshall Planı çerçevesinde ülkemize gelen Amerikalı uzmanların eğitimimizdeki çeşitli geliştirme ve yenileştirme faaliyetleri sırasında, eğitimde ve özellikle rehberlikte kullanılacak ölçme araçlarını geliştirmek üzere Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'na bağlı bir Test-Araştırma Bürosu 1955 yılında kurulmuştur. Bu büro rehberlikte bazı ölçme araçları üzerinde çeşitli çalışmalar yapmış, ancak sonraki yıllarda çeşitli örgütsel düzenlemeler sırasında kapatılmıştır. tarihinde 2429 sayılı onayla Özel Eğitim Genel Müdürlüğü kurulmuş, gün ve 179 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Özel Eğitim ve Rehberlik Dairesi Başkanlığına dönüştürülmüştür. 1983’de çıkarılan 2916 sayılı "Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu"nda, özel eğitime muhtaç çocukların yetiştirilmelerine dair esaslar belirlenmiştir. Ülke genelinde özel eğitim ve rehberlik alanında ihtiyaçların artması sonucu, hizmeti daha etkin ve yaygın olarak yürütebilmek amacıyla gün ve 3797 sayılı Kanunla Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü kurulmuştur. 1997 de 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile engellilere ilişkin özel eğitim esasları belirlenmiştir. Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

20 Özel eğitimde yasal düzenlemeler
Özel eğitim gerektiren çocuklar için yasal düzenlemeler yapılmasının önemi Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması Her çocuğun eğitim ihtiyacının karşılanması Daha etkili özel eğitim hizmetlerinin sağlanması için gerekli finansal desteğin sağlanması Özel eğitim hizmetlerinin yaygınlaştırılması 2916 sayılı Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu (1983) Daha önceki düzenlemelerde genellikle diğer yasaların içerisinde birkaç madde ile yer verilen özel eğitim uygulamaları, bu yasanın ardından ilk kez bağımsız bir mevzuata kavuşmuş İlk kez kaynaştırmadan bahsedilmiş 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (1997) Özel eğitimin esasları belirlenmiş Bu yasa ile 2916 sayılı yasa yürürlükten kaldırılmış Özel eğitimle ilgili hizmetlerin planlanması ve yürütülmesi konularını açıklığa kavuşturmuş Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (2000, 2006) Yol haritası belirlenmiş 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (2005) Özel gereksinimi olan bireylerin sadece bir alanda değil toplumsal yaşama katılımlarıyla ilgili tüm alanlardaki gereksinimlerine yanıt vermek amaçlamış Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

21 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de yer alan özel eğitim ilkeleri
Özel eğitim gerektiren tüm bireyler; ilgi, istek, yeterlilik ve yetenekleri doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetinden yararlandırılır. Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitimine erken yaşta başlanır. Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireyleri sosyal ve fiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayırmadan planlanır ve yürütülür. Özel eğitim gerektiren bireylerin, eğitsel performansları dikkate alınarak, amaç, içerik ve öğretim süreçlerinde uyarlamalar yapılarak yetersizliği olmayan akranları ile eğitimlerine öncelik verilir. Özel eğitim gerektiren bireylerin her tür ve kademedeki eğitimlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi için her türlü rehabilitasyonlarını sağlayacak kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılır. Özel eğitim gerektiren bireyler için bireyselleştirilmiş eğitim planı geliştirilir ve eğitim programları bireyselleştirilerek uygulanır. Ailelerin özel eğitim sürecinin her boyutuna aktif katılmalarının sağlanması esastır. Özel eğitim politikalarının geliştirilmesinde, özel eğitim gerektiren bireylere yönelik etkinlik gösteren sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde çalışılır. Özel eğitim hizmetleri, özel eğitim gerektiren bireylerin toplumla etkileşim ve karşılıklı uyum sağlama sürecini kapsayacak şekilde planlanır. Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU

22 Gelecekteki eğilimler
Fırsat Eşitliği: Yetersizliği olan bireyler, yetersizliği olmayan bireylerle eşit şans ve fırsatlara sahip olacaktır. Tam Katılım: Yetersizliği olan bireyler yaşadıkları çevredeki ortamlarda bütünleşme fırsatlarına sahip olacaklardır ve insanların sadece onların yetersizliklerini temel alarak ayrıştırılmalarıyla ilgili her türlü girişimden korunacaklardır. Bağımsız Yaşam: Yetersizliği olan bireyler yaşamlarını nasıl sürdürecekleri konusunda seçim yapmada özgür iradesini kullanma, yaşantısına ve kendisi ile ilgili verilecek kararlarda tam katılımcı olma fırsatlarına sahip olacaklardır. Ekonomik Olarak Kendi Kendine Yetebilme: Yetersizliği olan bireylere tam gelir getirici iş ortamlarında, toplumda ya da aile bireyleri içerisindeki herhangi bir gelir elde edilmeyen işler gibi işlerde çalışma fırsatları sağlanacaktır. Doç. Dr. Hatice BAKKALOĞLU


"DOÇ. DR. HATİCE BAKKALOĞLU" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları