Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SOĞUK SAVAŞ VE İDEOLOJİK BÖLÜNME.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SOĞUK SAVAŞ VE İDEOLOJİK BÖLÜNME."— Sunum transkripti:

1 SOĞUK SAVAŞ VE İDEOLOJİK BÖLÜNME

2 SAVAŞ SONRASI AVRUPA’DA DURUM
İkinci Dünya Savaşı Avrupa ülkelerinin milli gelirlerini %25 oranında azalttı. Galip devletlerde bile savaş sırasında tarım üretiminin azalması, sürekli yükselen enflasyon, daralan istihdam, dış ticaret açığı ve gıda sıkıntısı gibi nedenlerden ötürü ekonomi iflas etti. Fransa’da Vichy Hükümeti’nin yerine yeni hükümet kuran Charles de Gaulle ABD’deki gibi başkanlık sistemi istedi. Yeterli desteği bulamayınca istifa etti. 4. Fransa Cumhuriyeti sırasıyla sağcı ve solcu koalisyonlarla yönetildi. Hindiçin ve Cezayir sorunları yüzünden başarısız oldular. İngiltere’de ise kutuplaştırıcı siyaset yapan sağ sol hükümetleri yoktu. Sırasıyla Muhafazakar Parti ve İşçi Partisi iktidara geldi. İngilizler sırasıyla Filistin, Hindistan ve Pakistan’dan çekildi. İtalya sanayi tesislerinin %80’ini savaşta kaybetmişti. Komünizmin yükselmesinden endişe eden ABD İtalya’yı Marshall Planı’na dahil ederek Hristiyan demokratları destekledi. Libya’dan ve Etiyopya’dan çekildi ve 12 adayı Yunanistan’a vermek zorunda kaldı. Diğer devletlerin aksine Stalin’in tüm muhalifleri ortadan kaldırması yüzünden ideolojik bölünme yaşamayan SSCB Doğu Avrupa’yı ideolojik ve ekonomik olarak sömürerek savaşın olumsuz etkilerini azaltmaya çalıştı. 4 milyondan fazla insanını kaybeden Almanya’nın kaderi ise ABD ve SSCB’nin elindeydi. Farklı ideoloji partilerinin bir araya gelmesiyle kurulan koalisyonlar iktidar muhalefet çatışmasını önledi. Yunanistan’da ise Komünist ELAS ile Batı yanlısı Kralcılar arasında iç savaş çıktı. Sonunda ABD’nin desteğiyle Batı yanlısı bir iktidar kuruldu.

3 ABD VE JAPONYA’DA DURUM
İkinci Dünya Savaşı süresince sürekli büyüyen ABD’de savaş sonrası en büyük müşterisi olan Avrupa devletlerinin ekonomik sıkıntıları yüzünden ihracat azaldı. Sanayi geriledi ve işsizlik arttı. Roosevelt’in yerine başkan olan Truman bu krizi Marshall Planı ile çözmeye çalıştı. Japonya’da ABD’nin denetimi altında imparatorun varlığı korunmakla birlikte demokratik bir rejim kuruldu. Japon anayasası ile devletin uluslararası sorunlarda savaşa başvurması yasaklandı ’de ABD ile kesin barış yaparak müttefik haline geldi. Bu ittifak günümüze kadar kesintisiz olarak devam etmekte.

4

5 Uzakdoğu’da durum İngiltere ve Fransa’nın Uzakdoğu sömürgelerinden çekilmesi bu bölgelerde yeni siyasal oluşumların ortaya çıkmasına ortam hazırladı. Japonların Çin’den çekilmesiyle ABD’nin desteklediği milliyetçi lider Çang ile SSCB’nin desteklediği komünist lider Mao Zedung arasında siyasi mücadele başladı. ABD iki taraf arasında bir koalisyon hükümeti kurdurmaya çalıştı ancak başarılı olamadı. Mao’nun silahlı güçleri 1949’da Pekin’i ele geçirerek Çin Halk Cumhuriyeti’ni kurdu. Çang ve milliyetçiler Tayvan adasında başka bir Çin Cumhuriyeti kurdular. Fransa’nın Birinci Hindiçin Savaşı’nda yenilmesiyle bu bölgede sırasıyla Vietnam, Laos ve Kamboçya bağımsız devletler kurdular. Burma ve Malezya İngiltere’den, Endonezya Hollanda’dan, Filipinler de ABD’den bağımsızlıklarını elde ettiler.

6

7 Ortadoğu’da durum İngiltere ve Fransa savaş sonrasında Ortadoğu’daki siyasi egemenliklerini de kaybettiler. Suriye ve Lübnan 1944’te Fransız mandasından kurtulup bağımsızlıklarını kazandılar. Mısır’a 1922’de, Irak’a 1932’de bağımsızlık veren İngiltere bu ülkelerdeki denetimini 1945’te tamamen yitirdi. Bu tarihten sonra her iki ülkede Batı yanlısı ve Batı karşıtı hareketler arasında sert mücadeleler yaşandı. İngiltere diğer mandalarından Ürdün’e 1946’da bağımsızlık verirken Araplarla Yahudiler arasında kanlı çatışmalar yaşanan Filistin konusunu 1947’de BM Genel Kurulu’na taşıdı. BM Filistin’i ikiye bölme kararı verdi. 1948’de İsrail kuruldu. Araplar bu kararı tanımayarak İsrail’e savaş açtılar. İran’da ise 1923’ten itibaren ülkeye hakim olan Batı yanlısı Pehlevî rejimi İngiltere’nin desteğiyle komünist muhalefeti bastırarak iktidarını sürdürdü. Ancak petrol kaynaklarını işletme hakkını İngiltere’ye devretti.

8 AFRİKA ve HİNDİSTAN Afrika’da Etiyopya ve Liberya dışındaki tüm devletler bağımsızlıklarını İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kazandılar. Siyaseten bağımsız olsalar da çoğunun ekonomik kaynakları halen Emperyalist devletlerin kontrolündedir. Hindistan’da birbirinden ayrı örgütlenmiş olmakla birlikte Hindular ve Müslümanlar 20. yüzyılın başından itibaren İngiltere’ye karşı bağımsızlık mücadelesini birlikte yürüttüler. Müslümanlar Muhammed Ali Cinnah önderliğinde Pakistan’ı, Hindular da Gandi rehberliğinde Hindistan’ı kurdular.

9

10 BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DÜZENİ
İkinci Dünya Savaşı devam ettiği sırada bu savaşın çıkışını engelleyemeyen Milletler Cemiyeti yerine yeni bir uluslararası örgüt kurulması fikri ortaya çıktı. İlk olarak 1941’de ilan edilen Atlantik Bildirgesi ile belirlenen ilkeler Haziran 1945’te San Fransisco’da toplanan 50 devletin temsilcisinin katılımıyla Birleşmiş Milletler’i kuran BM Şartı’nda kabul edildi. (Bugün 193 üye) Temel amacını uluslararası barış ve güvenliği sağlamak olarak belirleyen BM, tüm devletlerin egemen eşitliğine saygı gösterilmesi, uluslararası ilişkilerde kuvvet kullanmanın engellenmesi, anlaşmazlıkların barışçı yollardan çözülmesi, devletlerin içişlerine karışılmaması gibi ilkeleri benimsedi. BM’nin yaptırım gücünü artırmak için her devletin üye olduğu Genel Kurul dışında 15 üyeden oluşan ve barışı ihlal eden devletlere karşı zorlama tedbirleri alma hakkına sahip Güvenlik Konseyi adlı organ da kuruldu. Fakat BM kendi eşit egemenlik ilkesiyle çelişerek 5 üye devlete (ABD, Çin, Fransa, İngiltere, SSCB) alınacak kararları veto etme hakkı tanıdı.

11 ABD-SSCB ANLAŞMAZLIĞI VE SOĞUK SAVAŞ
Savaş sırasında Nazi tehdidine karşı birleşen ABD ve SSCB savaştan sonra ilk kez Potsdam Konferansı’nda olmak üzere Avrupa’daki nüfuz alanı konusunda anlaşmazlığa düştüler. ABD, İngiltere ve SSCB liderleri Nazileri yenip Potsdam’da masaya oturduklarında Kızıl Ordu Baltık devletlerine, Bulgaristan, Çekoslovakya, Macaristan, Polonya ve Romanya’ya yerleşmişti. Almanya’nın silahsızlandırılması ve Nazilerden arındırılması konularında anlaşan taraflar Alman sanayisini paylaşmakta anlaşmazlığa düştüler. Savaştan sonra başlayıp 45 yıl süren ABD ve SSCB arasındaki ideolojik temelli gerilime Soğuk Savaş denir. Bu süreç içinde iki taraf arasında sıcak çatışma yaşanmasa da dünyanın farklı bölgelerinde bu gerilimin sebep olduğu savaşlar çıkmıştır.

12 DOĞU AVRUPA’DA SSCB DENETİMİ
Stalin savaş sonunda işgal ettiği Doğu Avrupa ülkelerinde savaş sonrasını düşünerek hemen kendine yakın Komünist partileri tek başlarına iktidara getirdi. Sırasıyla Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya, Macaristan ve Polonya’da komünistler iktidara geldi. 1947’de Kominform olarak bilinen ve başta bu ülkeler olmak üzere Avrupa’nın diğer ülkelerinin komünist partilerinin de yer aldığı bir oluşum kurdu . Tito, bağımsız bir Yugoslavya talebi yüzünden Stalin’le anlaşmazlığa düşünce bu oluşumdan çıkarıldı. 1949’da Comecon adlı üye ülkeler arasındaki ekonomik işbirliğini güçlendiren bir örgüt daha kurdu. Bu örgüte daha sonra Kominform üyeleri dışında Enver Hoca’nın Arnavutluk’u, Doğu Almanya, Moğolistan, Küba ve Vietnam da üye oldular.

13

14 BatI blokunun kurulmasI
ABD ile SSCB arasındaki çatışma temelde ideolojik bir çatışmadır. Bu Kapitalizm ile Komünizmin mücadelesidir. ABD, SSCB’yi ve komünizmin yayılmasını durdurmak için «çevreleme» adını verdiği bir taktik uyguladı. Bu doğrultuda dünyanın çeşitli bölgelerinde komünizmin yayılabileceği ülkelerle yakın ilişkiler kurarak güvenli bir alan oluşturmaya çalıştı. 1947’de ABD başkanı Harry Truman’ın geliştirdiği ve Truman Doktrini olarak bilinen planla Sovyet komünizminin yayılabileceği en kritik ülkeler olan Türkiye ve Yunanistan’a maddi yardım yapıldı. Bu yardım karşılığında Türkiye’den çok partili demokrasiye geçiş ve Köy Enstitüleri’nin kaldırılması istendi. Daha sonra bu yardımlar Marshall Planı adı altında diğer Avrupa ülkelerine de yayıldı. Marshall Planı ile ekonomik sıkıntı yaşayan Avrupa devletleri desteklenerek hem azalan ABD ihracatını artırmak hem de komünizmin yayılmasına imkan verecek kriz ortamını engellemek hedeflendi. Bu yardım eski düşmanlar olan Fransa ve Almanya’yı birbirine yaklaştırarak Avrupa Birliği’nin de temelini attı.

15 Nato’nun kuruluşu 1948’de Prag Darbesi ile Çekoslovakya’da Sovyet yanlısı komünist bir iktidarın kurulması Batılı devletlerin endişesini artırdı. Batı Avrupa devletleriyle ABD’nin yaptığı görüşmeler sonucunda 1949’da Washington’da imzalanan antlaşmayla BM Şartı’nın «kolektif meşru müdafaa» ilkesi temelinde Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) kuruldu. Başlangıçta 12 ülkenin katıldığı örgüte 1952’de Türkiye ve Yunanistan 1955’te de Federal Almanya katıldı. NATO’nun kurulmasıyla ABD, 1823’ten beri takip ettiği Monroe Doktrini’ni ve Yalnızcılık politikasını resmen terk etmiş oldu. Batı Bloku ile Doğu Bloku resmen ayrıldı ve bunun bir sembolü olarak da Almanya Batı yanlısı Federal Almanya ve Sovyet yanlısı Doğu Almanya (Demokratik Almanya) olarak ikiye ayrıldı.

16 Kore savaşı NATO’nun kurulması ve Almanya’nın bölünmesiyle somutlaşan Soğuk Savaş, Kore sorunu ile yeni bir aşamaya geçti. arasında Japon egemenliğinde olan Kore 1945’te 38. Paralel sınır kabul edilerek Kuzey ve Güney Kore olarak ikiye bölündü. Kuzey Kore SSCB etkisinde Komünizmi benimserken Güney Kore ABD desteğinde Liberalizmi benimsedi. Kuzey Kore Haziran 1950’de işgal altında olduğunu ileri sürdüğü Güney topraklarını ele geçirmek amacıyla 38. Paralel’in güneyine saldırdı. ABD’nin çağrısıyla toplanan BM Güvenlik Konseyi Kore’ye asker gönderme kararı aldı. 19 ülkenin asker gönderdiği Kore Savaşı’na Türkiye de 5000 asker göndererek destek verdi. Savaşta 900 üzerinde şehit veren Türkiye savaş sonunda NATO’ya alındı. 1953’te biten Kore Savaşı ABD’ye SSCB’yi NATO ile çevrelemenin yeterli olmayacağını gösterdi. Bunun üzerine SEATO ve Bağdat Paktı kurularak çevreleme politikası Uzakdoğu ve Ortadoğu’ya genişletildi.

17

18 VARŞOVA PAKTI’NIN KURULMASI
Stalin’in 1953’te ölümünün ardından SSCB’nin başına geçen Khruchev dış politikada ilk olarak ABD’nin çevreleme politikasına karşı tedbirler almaya karar verdi. Federal Almanya’nın NATO’ya üye yapılmasının ardından Mayıs 1955’de Varşova’da bir araya gelen Doğu Bloku (Demir Perde) ülkeleri NATO’ya tepki olarak savunma amaçlı bir örgüt kurdular. Kısaca Varşova Paktı olarak bilinen bu örgüte Sosyalizmle yönetilen SSCB, Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Demokratik Almanya, Macaristan, Polonya ve Romanya katıldı.

19 Arap-İsraİl çatIşmasI
BM Genel Kurulu 1947’de aldığı kararla Filistin’in bir Arap ve bir Yahudi devleti kurulacak şekilde bölünmesine karar vermişti. Kudüs’te ise uluslararası bir yönetim kurulacaktı. Siyonistler (Yahudi milliyetçileri) bu kararı memnuniyetle karşılarken Birinci Dünya Savaşı’nda kendilerine vaat edilen Büyük Arap Krallığı sözü tutulmayan Araplar hayal kırıklığına uğradı. 1948’de İngiltere Filistin’den çekildi ve Tel Aviv’de toplanan Siyonistler İsrail Devleti’ni kurduklarını ilan ettiler. Bunun üzerine 1949’a kadar devam eden ilk Arap-İsrail savaşlarında İsrail tek başına Irak, Lübnan, Mısır, Suriye ve Ürdün’den oluşan Arap ittifak güçlerini yendi. BM kararı ile Filistin topraklarının %56’sına sahip olan İsrail bu savaş sonunda sınırlarını %78 oranına çıkardı.

20

21 NÂSIRİZM VE BAĞDAT PAKTI’NIN KURULMASI
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Batılıların kendilerini aldattığını düşünen Araplar arasında Pan-İslamist ve Pan-Arabist fikirler ortaya çıktı. Hasan El-Benna önderliğinde kurulan Müslüman Kardeşler (İhvan) ve Cemal Abdül Nâsır komutasındaki Hür Subaylar hareketleri İsrail Devleti’nin kurulmasının ardından daha da güçlendi. Milliyetçi Hür Subaylar hareketi 1952’de darbe yapıp ardından monarşiyi kaldırarak cumhuriyeti ilan etti ’te Mısır devlet başkanı olan Nâsır, anti-Emperyalist, anti-İslamcı ve Arap birliğini savunan Sosyalizm eğilimli Nâsırizm ideolojisi temelinde bir diktatörlük kurdu. İhvan liderlerini idam ettirdi. Sovyet Rusya, Çin ve Çekoslovakya ile iyi ilişkiler kurarak ülkesini hızla silahlandırmaya başladı. Gerek Kore Savaşı gerekse Nâsır’ın yükselişi ABD’yi kaygılandırdı ve 1955’te Türkiye ile Pakistan önderliğinde Ortadoğu’da Komünizme karşı mücadele temelinde Bağdat Paktı’nı kurdurdu.

22

23 Süveyş bunalImI ve eIsenhower doktrİnİ
Mısır devlet başkanı Nâsır 1956’da İngiltere ve Fransa’nın hissedarı olduğu Süveyş Kanalı’nı millileştirdiğini açıkladı ve kanalı İsrail gemilerine kapadı. Bunun üzerine İsrail’le anlaşan İngiltere ve Fransa kanala asker gönderdiler. SSCB’nin bu ülkelere ültimatom vererek savaş tehdidi yapması üzerine ABD başkanı Eisenhower İngiltere ve Fransa’yı kanaldan çekilmeye zorladı. Süveyş Bunalımı sonucunda Nâsır’ın popülaritesinin artması ve bazı ülkelerde Komünizm yanlılarının ayaklanması üzerine ABD’de Eisenhower Doktrini olarak bilinen Ortadoğu ülkelerinde komünizmin önlenmesi için tehlike atındaki Arap devletlerine maddi yardım yapılması planı kabul edildi. Doktrin başarısız oldu ve aksine Mısır ve Suriye’de sosyalist rejim daha da güçlendi.


"SOĞUK SAVAŞ VE İDEOLOJİK BÖLÜNME." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları