Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ZILLULLAH FRANSIZ İHTİLALİ(1789) TAKVİM-İ VEKAİ(1831) TANZİMAT FERMANI(1839) TERCÜMAN-I AHVAL(1860) 1. MEŞRUTİYET (1876)

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ZILLULLAH FRANSIZ İHTİLALİ(1789) TAKVİM-İ VEKAİ(1831) TANZİMAT FERMANI(1839) TERCÜMAN-I AHVAL(1860) 1. MEŞRUTİYET (1876)"— Sunum transkripti:

1

2 ZILLULLAH FRANSIZ İHTİLALİ(1789) TAKVİM-İ VEKAİ(1831) TANZİMAT FERMANI(1839) TERCÜMAN-I AHVAL(1860) 1. MEŞRUTİYET (1876)

3 TERCÜMAN-I AHVAL(1860) 1. MEŞRUTİYET(1876) 93 HARBİ(1878) SERVET-İ FÜNUN DERGİSİ(1896) EDEBİYAT VE HUKUK MAKALESİ(1901) 2. MEŞRUTİYET(1908)

4  Bu dönemde sadaret (başbakanlık) makamı da tam yirmi altı kez değişikliğe uğradı. Yine bu devirde, değişik anlamlara geliyor düşüncesiyle sansür, tertip, vatan, millet, hürriyet, grev, suikast, ihtilâl, anarşi, monarşi, sosyalizm, dinamit ve barut gibi sözcüklerle Makedonya, Trakya ve Girit gibi yerlerden söz edilmesi, yazılması yasaklandı. Bu yasaklara, Ziya Paşa, Namık Kemal ve Abdülhak Hâmit gibi yazarların yapıtlarının okunması da eklendi. Avrupa'ya eğitim için öğrenci gönderilmesi, Türk ve Müslüman çocukların İstanbul'daki yabancılara ait okullarda öğrenim görmeleri, Shakespeare, Racine ve Lamartin gibi batılı yazarların yapıtlarının okunması ve meslekî derneklerin kurulmaları yasaklandı. 

5

6 Servet-i Fünun Oluşumu  Servet-i Fünun edebiyatını hazırlayan nedenlerin başında Tanzimat edebiyatıyla başlayan “eski- yeni” tartışmalarında R.Mahmut Ekrem’in yeniyi savunanları bir araya getirme düşüncesi yatmaktadır.  Batılı kültür ve yaşayışı benimseyen sanatçılar Recaizadenin bu yönlendirmesine bağlı olarak Servet-i Fünun dergisi etrafında bir araya gelmişlerdir.  Tanzimat dönemi sanatçılarının edebi bir grup oluşturmaları ve bu şekilde adlandırılmaları kendilerine değil, edebiyat tarihçilerine aittir.  Servet-i Fünun sanatçıları ise bilinçli olarak bir araya gelmiş ve edebi bir topluluk oluşturmuşlardır.  Tanzimat döneminde yenileşme süreci devlet eliyle başlamış ve bu dönem sanatçıları Tanzimatın son dönemi hariç genelde büyük bir baskı görmemişlerdir.Servet-i Fünun edebiyatının doğmasında ise sanatçıların yaşama bakış ve sanat anlayışlarının oluşmasında etkisi olmuştur.

7 SERVET- İ FÜNUN’UN EN ETK İ N SES İ TEVF İ K F İ KRET GENEL ÖZELLİKLERİ 1) ‘Sanat için sanat’ ilkesine beğlıdırlar. 2) Cümlenin dize ya da beyitte tamamlanması kuralını yıkmışlar ve cümleyi özgürlüğüne kavuşturmuşlardır. Beyitin cümle üzerindeki egemenliğine son verirler. Cümle istediği yerde bitebilir. 3) Servet-i Fünuncular aruz ölçüsünü kullanırlar. Ancak aruzun dizeler üzerindeki egemenliğini de yıkarak bir şiirde birden çok kalıba yer vermişlerdir. 4) Onlar ‘her şey şiirin konusu olabilir’ görüşünü benimsemişler; fakat dönemin siayasal baskıları nedeniyle aşk doğa aile hayatı ve gündelik yaşamın basit konularına eğilmişlerdir. 5) Şiirde ilk defa bu dönemde konu bütünlüğü sağlanmıştır.

8 SERVET- İ FÜNUN’UN MÜKEMMEL ROMANCISI HAL İ T Z İ YA U Ş AKLIG İ L  6) ‘Sanatkârâne üslup’ ve yeni bir ‘vokabüler’ (sözvarlığı) yaratma kaygısıyla oldukça ağır bir dil kullanmışlardır. 7) ‘Kafiye kulak içindir’ görüşünü benimserler. 8) Şiirde üç değişik biçim kullanmışlardır. a) Batı’dan aldıkları ‘sone’ ve ‘terza- rima’ b) Divan edebiyatından alıp türlü değişikliklerle kullandıkları müstezat (serbest müstezat) c) Bütünüyle kendi yarattıkları biçimler 9) Şiirde olduğu gibi romanda da (devrin siyasal baskıları nedeniyle) sosyal konulardan uzak dururlar. 10) Romanda romantizmin kimi izleri bulunmakla birlikte genel olarak realizme bağlıdırlar

9 ELHAN-I Şİ TA Ş A İ R İ CENAP Ş AHABETT İ N  11) Romanda da dil ağır üslup sanatkârânedir. 12) Roman tekniği sağlamdır. 13) Yazarlar daha çok yaşadıkları ortamı anlatma yoluna gittikleri için konular İstanbul’un çeşitli kesimlerinden alınmalıdır. 14) Betimlemeler gözleme dayalıdır ve nesneldir. 15) Bu dönem sanatçıları devrin siyasal baskıları nedeniyle gazetecilik tiyatro gibi alanlara pek fazla eğilmemişlerdir.

10 EYLÜL’ÜN ROMANCISI MEHMET RAUF 16) Her bakımdan Avrupalılaşmak gerektiğine inanmışlar ve Batının ilim sanat ve edebiyatından yararlanmaya çalışmışlardır. 17) Dîvan edebiyatı büyük ölçüde zaafa uğratılmış en ufak bir hamle yapamayacak hale getirilmiştir. 18) “Sanat sanat içindir” anlayışı hakimdir. Bu yüzden sanatçılar halk yerine aydın zümreye seslenmişlerdir. 19) Ortaya koyulan edebî ürünlerin ağırlık noktasını aşk tabiat merhamet sanatkârın kendi günlük yaşayışı ve yakın çevresi gibi ferdî konular ve psikolojik tahliller teşkil eder. 20) Şiir hikaye roman edebi tenkit makale ve mensur şiire çok önem verilerek bu türlerde Batılı örneklere ulaşılmış; tiyatro mizah ve edebiyat tarihi gibi türler sönük kalmıştır.

11 21) Bu dönem şairleri Dîvan edebiyatı nazım şekillerinin pek çoğuna yer vermediler. Verdiklerinde ise çok büyük değişiklik yaptılar. Ayrıca Fransız şiirinden aldıkları sone-terza- rimo gibi Batı edebiyatını klasik nazım şekillerini kullandılar. 22) Hece vezni önemsenmemiş bu vezinle sadece çocuk şiirleri yazılmıştır. Aruza önem verilmiştir. Nazım nesre yaklaştırılmıştır. Göze göre kafiye değil kulağa göre kafiye anlayışı benimsenmiştir. 23) En kusurlu yönleri dil ve üsluptur. “Sanat sanat içindir” anlayışı ile hareket ettikleri için konuşma dilinden uzaklaşarak anlaşılamayan bir dil ile süslü yapmacık bir söyleyişe yöneldiler.


"ZILLULLAH FRANSIZ İHTİLALİ(1789) TAKVİM-İ VEKAİ(1831) TANZİMAT FERMANI(1839) TERCÜMAN-I AHVAL(1860) 1. MEŞRUTİYET (1876)" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları