Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
LEYLE-İ KADR
3
Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
Kur’an-ı Kerim Kadir Suresi 1-5. Ayetler: "Şüphesiz biz o Kur'an'ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi nedir bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. O gece melekler ve ruh Rabbinin emriyle herbir iş için veya herbir kişi için inerler de inerler. O gece tan yeri ağarıncaya kadar selam ve esenliktir.“ Kur’an-ı Kerim Duhan Suresi 3. Ayetler: "Biz o Kur'an'ı mübarek bir gecede indirdik, zaten biz insanlığı her zaman uyarmaktayız.“ Ebû Hüreyre (R.A.) rivayet edildiğine göre Nebî (S.A.V.) şöyle buyurdu: "Faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır.“[Buhârî, Îmân 25, 27, 28, 35, Savm 6, Terâvih 1, Leyletü'l–kadr 1; Müslim, Müsâfirîn 173–176. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1; Tirmizî, Savm 1; Nesâî, Kıyâmü'l–leyl 3, Savm 39–40; İbni Mâce, İkâmet 173, Sıyâm 2, 39.
4
Beyt-i Mamur'a, ki bu dünya semasıdır, bir defada indirilmiş..
Kur'an-ı Kerim, Ramazan ayının kadir gecesi denen mübarek bir gecesinde.. Beyt-i Mamur'a, ki bu dünya semasıdır, bir defada indirilmiş.. Sonra onun arkasından olayların çeşitlerine göre, yirmi üç senede tedricen, parça parça yeryüzüne indirilmiştir.
5
BAZI ANLAR VARDIR Kİ O VAKİTLERDE ALLAH LİYAKATE BAKMAZ.
Binaenaleyh, ahirette olduğu gibi dünyada da Allah'ın rahmetinin nâmütenâhi olduğu bir kısım dakikalar, saatler, günler ve haftalar vardır ki, o vakitlerde Allah liyakatlere bakmaz. İşte o zaman yapılan bir haseneye milyon sevap birden verebilir. "Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır" (Kadir Sûresi, 97/3) denirken, işte onun böyle bir ulûfe günü olduğu anlatılmaktadır. (Rabbim bizleri onu idrak etmeye ve ondan tam istifadeye muvaffak eylesin!) Zaman, 11 Ağustos 2006
6
Resul-i Ekrem ((S.A.V.)Efendimiz buyuruyor:
Peygamber'imiz (S.A.V.) buyuruyor ki: "Kim iki rekat namaz kılıp istiğfar ederek Kadir Gecesini ibadet ile geçirirse; Allah tarafından bütün günahları bağışlanır. Allah‘ın rahmetine gömülür. Cebrail (A.S), kendisini kanadı ile okşar. Cebrail'in (A.S.) kanadı ile okşadığı kimse cennete girer.» İmam-ı Gazali “Kalplerin Keşfi” Kitabından Alınma. Resul-i Ekrem ((S.A.V.)Efendimiz buyuruyor: "Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, ondan nasibini almıştır."
7
MELEKLERİN KUTLADIĞI GECE
Kadir Gecesi, semavî tâkların kurulduğu, sultanların gelip geçtiği ve meleklerin kutladığı gecedir. Bu gecede melekler ceste ceste inerler. Kadir sûresinde bu iniş anlatılırken, zorluk ifade eden bir fiil sigası (kip) kullanılır: "Tenezzelü" yani o kadar çok melek, o kadar ciddi bir arzu ile iner ki, hep birlikte bir turnikeden geçiyorlarmış gibi bir sıkışıklık ve zorluk yaşanır. Ve bu iniş şafak atıncaya kadar devam eder. FasıldanFasıla3
8
Ayrıca Kadir; değer, kıymet ve ölçü manalarına da gelir.
Bu kelimenin kudretle de münasebeti vardır. Allah, nasıl ahirette hikmetinden daha çok kudretiyle muamele eder; öyle de Kadir Gecesi'nde de hikmetten daha çok kudret hakimdir. O gecenin kadrini bilenlere İlâhî varidat dolu dolu gelir; hem de ahirette müminlere mükâfat verilmesi ölçüsünde gelir. Bunları elde etmek için, Kadr'in kıymetini bilmek, semâvî vericilerden yağan vâridâtı alabilmek için Kadir Gecesi'ni bir alıcı gibi kullanabilmeye bağlıdır. Bu gecede, insan melekî yanının inkişafıyla, meleklerle şu veya bu şekilde temasa da geçebilir. FasıldanFasıla3
9
BİN AYDAN HAYIRLI BİR GECE: Bu gecede kaderin bir çeşit istinsahı (kopya edilip yazılma) yapıldığı anlaşılıyor. Yani İmam-ı Mübîn'den, Kitâb-ı Mübîn'e istinsahı. Nazarı oraya ulaşanlar, kaderin bu kısmına da muttali olabilirler. Efendimiz'in (S.A.V.) Mi'raç'ta seslerini duyduğu kalemler de bunlar olsa gerek... Meselenin diğer bir yüzü de, Kadir Gecesi "kadr"den gelir. Yani o gece bir kadirşinaslık rûh ve manası nümayandır. Öyle ise o gecenin kadrini bilin ki, kadriniz bilinsin. Ayrıca Allah'ın (cc) fevkalâdeden atâsının verildiği şeyler de olabilir bu gecede. Tıpkı ulûfe gibi... Bu gece, bin aydan hayırlı olmasına gelince bu kesretten kinayedir ve herkes için de söz konusu değildir. Belki her geceyi Kadir bilenler içindir. Evet sanki o, her geceyi ihyâ etmiş de, bu gecede bardağı taşıran rahmet damlayıvermiş... Derken kul, damla ile deryaya ermiş... Gizli olmasında da ayrı bir sır vardır. Efendimiz (S.A.V.) onu önce biliyordu, sonra unutturuldu. Ta ki, ihyâ edilsin. Sadece bu geceyi ihyâ eden de belki hissemend olabilir ama her geceyi Kadir bilip ihyâ edenin nasipdar olacağından şüphe yoktur. Fasıldan Fasıla-1
10
Resülullah (A. S. V. )'a Kadir gecesi, Ramazan'ın neresinde
Resülullah (A.S.V.)'a Kadir gecesi, Ramazan'ın neresinde? diye sorulmuştu. "O, Ramazan'ın tamamında!" diye cevap verdi. Ebu Davud, Salat, 324, (1387 Ancak, Resûlullah (A.S.V.) vefat edinceye kadar Ramazan'ın son on gününde itikafa girer ve derdi ki: "Kadir gecesini Ramazan'ın son on gününde arayın". Kadir gecesinin sabahında güneşin beyaz ve ışınsız olarak doğduğunu, İbnu Mes'ud (R.A.) bildirilmiştir.
11
Kendisi ile beraber itikâf edenler de dönerlerdi.
Ebu Saîd Hudrî (r.a.) şöyle anlatır: “Resulüllah (a.s.v.) Mescitte Ramazan ayının ortasındaki on günde itikâf ediyordu. Yirminci gece dolup Peygamber yirmi birinci geceyi karşılayacağı zaman eve dönerdi. Kendisi ile beraber itikâf edenler de dönerlerdi. Sonra kendisi bir ayda ikamet etti de, bu ayda iken, içinde evine dönmekte olduğu o gecede de itikâf etti. Müteakiben halka bir hutbe irat ederek Allah'ın dilediği bazı şeyleri onlara şöyle emretti: "Ben şu on günde itikâf ediyordum. Sonra bana şu son on günde itikâf etmem zahir oldu. Benimle beraber itikâf etmiş olan, kendi itikâf yerinde gecelesin. Ben, bu geceyi muhakkak görmüştüm, fakat o bana unutturuldu. Siz onu (Kadir gecesi) son ondaki her tek gecede arayın. Ben kendimi bir su ve bir çamur içinde secde ederken gördüm." Ebu Saîd Hudrî sözlerine devamla: Biz yirmi birinci gecede yağmura tutulduk. Hatta Mescidin çatısı Resulüllah'ın namaz kıldığı yere aktı. Ben, sabah namazından dönerken Resulüllah'a baktığımda, yüzü yağmur çamur içerisinde idi.”Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1993
12
Hz. Âişe (R. Anh. ) şöyle dedi: “Ey Allah'ın Resulü
Hz. Âişe (R.Anh.) şöyle dedi: “Ey Allah'ın Resulü! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim? diye sordum. - Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü annî. "Allah’ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla! diye dua et" buyurdu. Tirmizî, Daavât 84. Ayrıca bk. İbni Mâce, Dua 5. Ramazanın son üçte birlik bölümünü Kadir gecesini olabilir diye değerledirirken, sadece gecelerine değil, gündüzlerini de değerlendirmek gerekecektir. Çünkü yeryüzünün bir kısmı gece iken diğer yarı kürenin gündüz olması dolayısıyla icabında bu gecenin gündüz de olabileceğine ihtimal verilmelidir. Ramazanı ve bilhassa son on gününü geceli gündüzlü değerlendirmek için Müslüman’ın tam bir gayret içinde olması da gerekmektedir. Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi
13
İbni Abbas (R.A.) buyurur ki: «Peygamberimize İsrailoğullanndan bir adamın bin yıl boyunca Allah Yolunda omzunda silâh ile savaştığı anlatıldı. Bu hal Peygamberimizin hoşuna giderek ayni mazhariyeti kendi ümmeti için de diledi ve ; «Yâ Rabbi, ümmetimi, ömrü en kısa ve ameli en az ümmet olarak yarattın» diye Allah'a yakarınca Allah O'na ve Kıyamete kadar gelecek olan bütün Ümmetine İsrailoğulunun Allah Yolunda silâh taşıdığı bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini bağışladı. Bu gece, bu ümmetin imtiyazlarından birisidir.» İmam-ı Gazali “Kalplerin Keşfi” Kitabından Alınma. Peygamberimiz (S.A.S.) buyuruyor ki Peygamberimiz (S.A.V.) Buyurdular: «— Kadir Gecesi olunca Cebrail, bir gurup melek arasında yere iner. Yere inen melekler gerek ayakta ve gerekse oturarak Allah'i zikreden her kulu selâmlarlar, onun için istiğfar ederler.» İmam-ı Gazali “Kalplerin Keşfi” Kitabından Alınma.
14
Kadir Gecesinin fazileti yalnız ibadetten dolayı değildir
Kadir Gecesinin fazileti yalnız ibadetten dolayı değildir Zira ibadet her zaman ve her yerde olabilir Kul, Allah rızası için nerede ibadet ederse makbuldür Bu yüzden Kadir gecesinin fazileti daha çok, bir araya toplanarak o gecede dini ve dünyevi meseleleri istişare etmekte yatmaktadır Nitekim Hacc, Cuma ve diğer iki bayramda aynı şeylerin yapılması, müminlerin bir araya gelip meselelerini görüşmeleri büyük önem arz etmektedir (Keşfu’l Hakayık)
15
Zira o gece inen meleklere yer dar gelir denilmiştir.
Kadir, tazyik, sıkıştırmak, daraltmak manasına da gelir ki, tazyik gecesi demek olur. Zira o gece inen meleklere yer dar gelir denilmiştir. Bu bize şunu ifade eder ki büyük, şerefli olayların ortaya çıkmasının esnasında.. Hayır ve selametin büyüklüğü oranında büyük bir şiddet ve tazyik belirir. Nitekim Kur'an'ın inişi de meleğin şiddetli baskını ile başlamıştı. Kadir Gecesinde, namaz ve diğer ibadet şekilleri ile gayret ederek çalışmak sünnettir. Süfyan-ı Sevri demiştir ki, o gece dua etmek, namaz kılmaktan daha sevaptır. Kur'an okuyup da dua ederse güzel olur. Resul-i Ekrem (s.a.v.) hazretleri Ramazan geceleri gayretle çalışır ve yavaş yavaş, manalarını düşünerek Kur'an okurdu. Rahmet ayeti geçtikçe ister, azap ayeti geçtikçe Allah'a sığınırdı.
16
Kadir gecesini görene, saklaması sünnettir
Kadir gecesini görene, saklaması sünnettir Onun kemaliyle faziletine ancak Allah Teala'nın bildirdiği kimseler nail olur. Kadir gecesini görmek ne demek olduğu hakkında da alimler hayli bahisler yapmışlardır Alusi'nin açıkladığı üzere açık olan budur ki: Onu görmek demek, ona mahsus olan nurlar ile meleklerin inmesi gibi özelliklere, ilmi ifade eden alametleri görmek yahut öyle bir ilmi ifade eden ve hakikati ancak ehlince bilinen bir keşfe ermektir.
17
Resulüllah (a.s.v.) onlara:
Hz. Âişe (R.Anh.) den rivayet edildiğine göre : Resûlullah (S.A.V.), ramazanda diğer aylardan daha fazla (kulluk yapmaya) çalışırdı. Ramazanın son on gününde de ramazanın öteki günlerinden daha fazla ibadet ederdi.” Müslim, İ'tikâf 8. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 72; İbni Mâce, Sıyâm 57. Buharî ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis’i Şerif’i İbn Ömer (r.a.) şöyle nakletmiştir: “Sahabelerden bazı kimselere, rüyalarında, Kadir gecesinin, (Ramazan'ın) son yedi günü içinde olduğu gösterildi. Resulüllah (a.s.v.) onlara: "Görüyorum ki rüyalarınız Ramazanın son yedi günü hakkında birbirine uygun düşmüştür. Artık kim Kadir gecesini aramaya kalkışırsa, onu Ramazan'ın son yedisinde arasın" buyurmuştur. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1985
18
Hz. Ebû Hureyre (R.A.) buyurur ki;
«Kadir Gecesi, yeryüzüne çakıl sayısından çok melek iner. Peygamber'imiz (S.A.V.) buyuruyor ki: "Kim Ramazanın yirmi yedinci gecesini sabaha kadar ibadet ile geçirirse, bu benim nezdimde bütün Ramazan geceleri yapılan gece ibadetinin hepsinden daha sevimlidir." Hz. Fâtimâ (R.Anh.) «Babacığıma geceyi ibadet ile geçirecek gücü olmayan kadın ve erkekler ne yapsın» diye sordum. Peygamber'imiz ona şu cevabı buyurdu; "Onların yastıklarını dikip üzerine yaslanarak bu gecenin herhangi bir saatinde oturup Allah'a dua etmeleri, benim için bütün ümmetimin bütün Ramazan Gecelerinin hepsinde yaptıkları ibadetten daha sevimlidir.» İmam-ı Gazali “Kalplerin Keşfi” Kitabından Alınma.
19
KADİR GECESİ'NDE -DÖRT ZÜMREDEN BAŞKA-
HERKES AFFEDİLİR. Kadir Gecesi geldiği zaman, Allah-ü Teâlâ Cebrail'e (a.s.)şu emri verir: “Yeryüzüne in.” Bunun üzerine Cebrail (as); elinde yeşil sancak, meleklerden büyük bir kafile ile yeryüzüne iner. Elindeki yeşil sancağı Kâbe'nin damına diker. Cebrail'in (as) altı yüz kanadı vardır. Bunları ancak Kadir Gecesi açar. Bunları açtığı zaman, doğuyu batıyı aşar. Daha sonra, Cebrail (as)meleklere şu emri verir: “Muhammed ümmetinin arasına girin.” Ve melekler Muhammed ümmetinin arasına girerler. Melekler, Muhammed ümmetinin arasına girdikleri zaman, her ayakta durana, namaz kılana, Allah'ın zikrini edene selâm verir el sıkışırlar. Bu arada, dua edenlerin dualarına dahi: “Âmin!” derler. Ta, tanyeri ağarıncaya kadar bu durum böyle devam edip gider.%
20
Tanyeri ağardıktan sonra, Cebrail (as)meleklere şöyle seslenir: “Ey Allah dostları! Yolculuk var.” Bunun üzerine, yeryüzüne inen melekler şöyle derler: “Ey Cibril! Allah-ü Teâlâ, Muhammed ümmetinin ihtiyaçları için neler eyledi? Onların bu sorularına karşılık Cebrail (as) şu cevabı verir: “Allah-ü Teâlâ onlara rahmet nazarı ile baktı; kendilerini affetti. Ancak şu dört zümre hariç.” Resulullah Efendimiz’e (a.s.v.) bu dört zümrenin kimler olduğu sorulduğu zaman şöyle buyurdu: “O dört zümre şunlardır: Devamlı şarap (alkollü içki) içen, ana babasına âsi gelen, akrabalara gidişi gelişi kesen ve akrabalık bağlarını koparan, bid'at ehli olup İslâm cemaatini ve ümmetini terk edip onlardan ayrılan." (İmam-ı Gazali “Kalplerin Keşfi” Kitabından Alınma. Gunye)
21
SEKSEN SENE YAŞAMIŞ GİBİ SEVAP KAZANILAN GECE
Bilindiği gibi bazı mübarek ay, gün ve gecelere ait bir kısım faziletlerden bahsedilmiştir. Meselâ Kur'an'ın ifadesiyle, Kadir Gecesini ihyâ eden bir insan, bin ayı ihyâ etmiş gibi sevap alır. Yine Efendimiz'in (S.A.V.) ifadesiyle, vatanı korumak gayesiyle bir saat nöbet tutan insan, bir sene ibadet yapmış gibi sevap kazanır; Keza bir saat tefekkür eden insan, bir sene ibadet yapmış gibi olur. Demek bu türlü az ve dar bir zaman dilimi içinde, yine hayatî önem taşıyan bir mekânda bir insanın yapacağı bazı hususî, cüz'î, zıllî şeyler, cüz'iyetten çıkıp külliyet kesbediyor, zılliyetten çıkıp asliyete inkılâp ediyor ve Cenâb-ı Hakk'ın katında aslı eda edilmiş gibi kabul ediliyor. Kendi İklimimiz (Prizma5)
22
Diyelim ki Ramazan-ı şerifte Kadir Gecesi'ni yakaladınız.
Bu, bin ay hesabına göre seksen sene yapar. Buna göre, o insan sanki seksen sene yaşamış gibi sevap kazanır; başka bir ifadeyle, bin ay namaz kılmış, bin ay oruç tutmuş gibi olur. Bu ise, bir insanın ömrünü aşkın bir şeydir. Bu öyle bin ay ve öyle seksen sene ki, içinde riya yok, süm'a yok.. Meselâ siz secdeye gider, ama aklınızın köşesinden, "Nasıl secde edilirmiş insanlar bir görsün." diye geçirseniz, sizin bu düşünceniz o secdeyi de, rükuu da ve onların önündeki şeyleri de alır götürür. Sadece yatıp kalkmanız ve bir de yorgunluğunuz yanınıza kâr kalır. Ama Kadir Gecesi'nde kazandığınız şey, öyle bir netice verir ki, gecenin bir anında ve kimsenin olmadığı bir ortamda yaptığınız ibadet ü taati riya, süm'a fırtınaları alıp götürmez. Yine onun içinde başka günahlar da yoktur; meselâ harama bakmamış, yalan söylememişsiniz. Kendi İklimimiz (Prizma5)
23
Siz, meselâ birinin malını yemişsiniz, birine sövmüşsünüz ya da birinin gıybetini etmiş, çekiştirmişsiniz. Bütün bunların karşılığını ötede sizin sevabınızdan alır, ona verirler. Ancak bu verilecek şeyler, sizin yaptığınız şeylerden verilir; fazlî olan, yani Allah'ın (celle celâluhu) size fazlından verdiği şeylerden verilmez. O hâlde, eğer Cenâb-ı Hak bir gecede size seksen senelik bir ecir vermişse, seksen bin adama borcunuz da olsa, eğer sizin sadece o geceniz varsa, o geceniz alınıp onlara taksim edilir ama Allah'ın fazlî surette size verdiği şey, seksen seneye muâdil olarak bitevî size kalır... İşte Ramazan ayı, böylesine hayırlara, hasenata açık ve aynı zamanda önemli hayırlar doğuran bir aydır. Kendi İklimimiz Prizma5)
24
Ancak hususiyle Kur'ân hizmetkârlarının Ramazan'ı da, başka zamanları da ayrı bir önem arz etmektedir. Çünkü günümüzde hiç kimsenin yapamayacağı her mevsime ait işleri, Allah (celle celâluhu) bu hizmet insanlarına yaptırıyor. Böylece onlar sadece Ramazan ayını değil, âdeta bütün ömürlerini mücahede ruhu ile bir dantelâ gibi örüyorlar. İşte bu durum, İmam Rabbanî Hazretleri'nin dediği, münhasıran bir Ramazan'ı ihyâ etmeyi, onu değerlendirmeyi ve Ramazan'ın değerlendirilmesiyle çok engin, çok geniş hayırlara açılma işini çok çok aşar. Çünkü bu insanlar, göz doldurucu ve çok çalımlı işler yapıyor ve belki şu anda gerçek değeriyle değerlendiremeyeceğimiz şekilde bir tarih yazıyorlar. Bu açıdan da eğer bir Ramazan ayı ihlâslı bir insana seksen senelik ömür kazandırıyorsa, her hâlde onlarınkini hesap etmek mümkün olmayacaktır. Kendi İklimimiz Prizma5)
25
F. Gülen Hoca Efendi diyor ki; Ucuzcuların bir şey elde edeceklerine hiç bir zaman inanmadım/inanmıyorum. Mesela, ucuzcuların Kadir gecesinden tam olarak istifade edeceğine inanmıyorum. Onlar, bütün bir sene beklesinler; sadece Ramazan-ı Şerif'in yirmiyedinci gecesini ihya etsinler ve böylece Cenâb-ı Hakk'ın Kadir gecesini layık-ı vechiyle değerlendiren insanlara lutfettiği eltâfı İlâhiyeye mazhar olsunlar. Olacak şey değildir bu. Onun için Ebu Hanîfe, -ki kanaat-i acizâneme göre, Hakîkat-ı Ahmediye'yi en iyi temsil eden insan odur- diyor ki, "Kadir gecesi sadece belli gecelerde değil, senenin üçyüz altmış küsur günü içindeki her bir gecede aranmalıdır. Siz üçyüz altmış küsur geceyi kemâl-i hassasiyetle ihya ederseniz, Allah Teâlâ da o samimi yüreğinize iltifatlarda bulunur.“ Kırık Testi-1
26
Kur'an-ı Kerim'de "Kim bir hasene işlerse, Allah ona on tane lütfeder, kim bir kötülük yaparsa, ona da sadece o kötülük kadarı yazılır." (En'am Sûresi, 6/160) Başka bir yerde ise, insana Allah yolunda yaptığı hayır ve iyiliğin karşılığında ahirette yedi yüz mislinin verileceği ifade edilmektedir. (Bkz. Bakara Sûresi, 2/261) Binaenaleyh bazı kıymetli günler ve dakikalar içinde yapılan ibadete, on veya yedi yüz ya da yedi bin, hatta yedi milyon katı sevap yazılabileceği gibi nâmütenâhi ihsanlar söz konusudur. Öyle ki bazen mübarek bir günde okunan Yasin-i Şerif, insana Kur'an'ı bir kaç defa hatmetme sevabı kazandırabilir. Böyle gün ve gecelerde Allah, insanların kâmetlerine, kıymetlerine ve hatta kalblerinin katılıklarına bakmaz. Belki "sultana sultanlık yaraşır" der ve kendine yaraşan rahmetle muamelede bulunur. Allah'ın insanların durumlarına bakmadan, engin rahmetinin tezahürü olacak böyle bir muamelesinin, bir defa da mahşerde veya herkes Cehennem'e girdikten sonra cereyan edeceğini, enbiya, sıddîkîn, ulemâ-i salihin ve âmilînin şefaat edeceğini de rivayetlerde görmekteyiz. Zaman, 11 Ağustos 2006
27
Evet, şefaat edenler şefaat edecek, yüzlerce veya binlerce insanın Cehennem'den çıkmasına ve kurtulmalarına vesile olacaklar. Hatta hesabın acele görülmesi mevzuunda Rahmet Peygamberi (A.S.V.)'ın şefaati imdada yetişip o ağır havayı birdenbire Allah'ın rahmetiyle yumuşatıverecektir. Ve en sonunda herkesten kat kat daha merhametli olan Cenab-ı Hak, âdeta "Herkes yaptı yapacağını. Aslında ben, kendi iznimle onlara bunları yaptırdım ve onlara şefaat imkânı verdim, şimdi sıra bende; ben de bağışlayacağımı (istediğimi) bağışlayacağım" diyecek, -lâ teşbih velâ temsil- elini ateşe daldırıverecek ve (dest-i) kudretle ateşteki topluluktan milyonları veya milyarları çıkaracaktır. Rabbim evvel ve âhir, inâyet-i sübhâniyesini bizimle beraber eylesin!. Zaman, 11 Ağustos 2006
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.