Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanFidan Tunç Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
Misyonerlik kelimesi Latince “missio” kökünden türemiştir. Bu kelime yetki, vekâlet ve tamamlaması için birine verilen görevi ifade eder. Misyon, bir dinin propagandasını yapmakla görevli insanlar teşkilatı anlamına gelmektedir. Bu işi yapan kişiye misyoner, yapılan bu faaliyete ise misyonerlik adı verilir. Misyonerlik her ne kadar dinlerin yayılma faaliyeti için kullanılsa da daha çok Hristiyan yayılmacılığını ifade etmektedir. Bu kelime ilk defa Hristiyanlar tarafından bu anlamda kullanılmıştır.7 Zira misyonerlik faaliyetlerini dünya genelinde sistemli bir şekilde ve kurumsal düzeyde yürüten din, Hristiyanlıktır. Bu amaçla ilk misyonerlik teşkilatı 1646 yılında İngiltere’de kurulmuştur. Bununla birlikte Yahova Şahitleri, Bahai, Budist ve Hindular gibi dinî gruplar da misyonerlik faaliyetlerinde bulunmuşlardır.
2
Her din, mesajlarının diğer insanlara iletilmesini hedefler. Bu anlamda Müslüman, Hristiyan, Budist ve Hinduların kendi dinlerini başkalarına duyurmaları temel insan haklarındandır. Ancak misyonerlik, dini duyurma faaliyetlerinden farklıdır. Misyonerler hileli yollarla insanların sosyal ve ekonomik zaaflarını suistimal ederek muhataplarını din değiştirmeye zorlar. Aynı şekilde karşı tarafın inancını çarpıtarak onları kötü göstermek gibi davranışlar dini yayma hakkını kötüye kullanmaktır.
3
Misyonerlik hakkındaki genel bilgilerden sonra dünde bugün de niçin Türkiye bunun üstünde durmak istiyorum. Amerikalı misyonerlerin 1880 raporlarının ilk başladığı cümleyle başlamak istiyorum.’’Misyoner faaliyetleri açısından Türkiye,Asya’nın anahtarıdır.’’Niçin Anadolu?
4
Türkiye konumu itibarıyla Asya, Avrupa ve Afrika’yı birbirine bağlayan yolların kesiştiği bir noktada yer almaktadır. Tarihî olarak da ilk çağlardan beri pek çok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bugün dünyanın en hareketli bölgeleri olan Orta Doğu, Kafkaslar ve Balkanlara açılan kapı özelliği taşıyan Türkiye, pek çok dinî grubun hedefidir. Bugün dünyanın büyük dinlerinden biri olan Hristiyanlığın Türkiye’ye özel bir ilgisi bulunmaktadır. Hristiyan misyonerlerine göre Türkiye, Hristiyanlığın beşiğidir. Çünkü bugünkü Hristiyanlı- ğın kurucusu olan Pavlus, Tarsusludur. Ayrıca Pavlus’un dinini yaymak için gezdiği pek çok yer Anadolu’dadır. Bu nedenle misyonerler, Türkiye’yi Hristiyanlaştırmak için 19. yüzyıldan bu yana misyonerlik faaliyetlerini sürdürmektedirler. Hristiyanların dışında Yahova Şahitleri, Bahailer gibi gruplar da ülkemizde misyonerlik faaliyeti sürdürmektedirler.
5
İslam’daki tebliğ çalışmalarının temel amacı İslami öğretilerin diğer insanlara duyurulmasıdır. Tebliğ, tüm Müslümanların yapabileceği ferdî bir görevdir. Gâşiye suresinin 21 ve 22. ayetlerindeki “O hâlde (Resulüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değil- sin.”
6
Hristiyanlıkta misyonerlik anlayışı İncil’de şöyle ifade edilmekte- dir: “Yahudileri kazan- mak için Yahudilere Yahudi gibi davrandım. Kendim kutsal yasanın denetimi altında olma- dığım hâlde, yasa al- tında olanları kazanmak için onlara yasa altın- daymışım gibi davrandım. Tanrı’nın yasasına sahip olmayan biri değilim, Mesih’in yasası altındayım. Buna karşın, yasaya sahip olma- yanları kazanmak için yasaya sahip değilmi- şim gibi davrandım. Güçsüzleri kazanmak için onlarla güçsüz oldum. Ne yapıp yapıp bazıla- rını kurtarmak için herkesle her şey oldum. Bunların hepsini, müjdede payım olsun diye müjdenin uğruna yapıyorum.”
7
Hristiyanlık, misyon özelliği olan bir dindir. Hristiyanlığa göre İsa, Tanrı’nın kutsal mesajını in- sanlara duyurmak misyonuyla yeryüzüne inmiş ve havarilerini bu misyonu yaymak için dünyaya gön- dermiştir. Bu husus İncillerde şöyle geçer: “İmdi, siz gidip bütün milletleri şahit edin, onları baba ve oğul, ruhulkudüs ismi ile vaftiz eyleyin, size emrettiğim her şeyi tutmalarını onlara öğretin ve işte ben bütün günler, dünyanın sonuna kadar sizinle beraberim.”8 Hristiyanlıktaki misyonerlik faaliyetlerinin temeli bu misyon anlayışına dayanır.
8
Bütün dünyaya yayılma amacında olan Hristiyanlık, dünyanın birçok bölgesinde misyonerlik fa- aliyeti yürütmektedir. Ülkemize yönelik ilk misyonerlik faaliyetleri Osmanlı Devleti’nin son zaman- larında Ermeniler arasında başlamıştır. Katolik ve Ortodoks Hristiyanlar, Ermenileri kendi saflarına çekebilmek için bu grup arasında misyonerlik faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Bu faaliyetler sonucun- da bir kısım Ermeni, Katolikliğe geçmiş ve ayrı bir Katolik Ermeni Kilisesi oluşturmuştur. Fransa’nın gayretleriyle de bu kilise Osmanlı Devleti tarafından 1830 yılında ayrı bir cemaat olarak tanınmıştır. Sonraki yıllarda ise Amerikalı Protestanların misyonerlik faaliyetleri sonucunda bir de Protestan Er- meni Kilisesi oluşmuş ve bu kilise de 1847 yılında İngiltere’nin isteği üzerine Osmanlı Devleti tara- fından tanınmıştır.
9
Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonraki yıllarda Tevhiditedrisat Kanunu’na uymayan ve öğren- cilere İncil okutan, onları ayinlere götüren birçok okul kapatılmıştır.10 Bu okullardan biri olan Bursa Amerikan Kız Koleji, sistemli şekilde misyonerlik yaptığı için Atatürk Döneminde (1928) kapatıldı.11 Bununla birlikte ülkemizde Protestan grupların misyonerlik faaliyetlerini devam ettirmeye çalışmış- lardır. Bunlar içinde Babtistler, Adventistler ve Mesih İnanlıları gibi Protestan gruplar misyonerlik faaliyetleri ile dikkat çekmektedirler.
10
17. asırda Hollanda da doğan Hristiyan bir gruptur. Diğer Hristiyan mezheplerinden farklı olarak vaftizi sadece yetişkinlere uygularlar. Onlara göre vaftiz, kişinin kendi iradesiyle İsa Mesih’e iman etmesinin kesin bir sembolüdür. Henüz anlamını kavrayama- dıkları gerekçesiyle bebeklere vaftiz uygulamayan Baptistler, vaftizi vücudu suya tamamen batırarak yaparlar. İlk Protestan misyonerliğini başlatan Baptistler, dünya ge- nelinde misyonerlik yapmaktadırlar. Ülkemizde Hristiyanlaştırma faaliyeti yürüten bu grubun İstanbul’da da kilisesi bulunmaktadır. Baptist anlayışına göre her Baptist bir misyonerdir. Bu ilke onları misyonerlik faaliyetlerinde etkin kılmıştır. Onlara göre İsa Mesih’in yeryüzüne gelişiyle tanrısal krallık kurulacak ve tüm Hristiyanlar kurtuluşa ereceklerdir.
11
1831 yılında Amerika’da kurulan Protestan ve Mesihçi bir harekettir. Adventistler, ruhun ölümsüzlüğüne inanırlar, öldükten sonra sadece doğruların dirileceğini kabul ederler. Et yemez, kahve, çay, sigara ve içki içmezler. Bu mezhep İsa Mesih’in tekrar dünyaya geleceği inancı üzerine kurulmuştur. Diğer Hristiyanların aksine pazar değil cumartesi gününü kutsal dinlenme günü olarak kabul ederler. Adventistlerden pek çok grup doğmuştur. Bunlardan Yedinci Gün Adventistleri misyonerlik faaliyetleri açısından önemlidir. Bu grup Kitab-ı Mukaddes’e sıkı sıkıya bağlıdırlar. Yedi Gün Adventistlerine göre Türkler, Hristiyanlığın yayılması önünde bir engeldir. Türkler, İsa Mesih’in ikinci gelişini geciktirmişlerdir. Bu nedenle bu engeli ortadan kaldırmak için çalışırlar. Türkiye’de bir kiliseleri vardır.
12
Evanjelik Hristiyanlar olarak bilinen bu grup Türkiye’de kendisini Mesih İnanlıları veya Müjdeciler (İncilciler) olarak tanıtır. 18. yüzyılda İngiltere’de kurulan Evanjelik Hristiyan- lık, Kitab-ı Mukaddes’i dinde tek otorite olarak kabul eder. 1846’da kurulan Evangelical Alliance (Evanjelikal Alayns) adlı uluslararası örgütün şemsiyesi altında pek çok Mesihçi Protestan grup misyonerlik faaliyeti yürütmektedir. Evanjelik Hristiyanlara göre herkes kutsal kitabı okuyup anlayabilir, üç şahıstan meydana gelen Tanrı tektir, İsa Mesih’e iman günahlardan arınmak için yeterlidir. Yeni Ahit’te olmayan hiçbir inanç ve uygulamayı kabul etmezler. Türkiye’de yaygın bir misyonerlik faaliyeti yürütmekte olup illerde çeşitli misyoner gruplar oluşturmaktadırlar.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.