Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
YayınlayanSerhat Tarhan Değiştirilmiş 8 yıl önce
1
PRESENT PERFECT SIMPLE www.ingilizcebankasi.com © 2016 ingilizcebankasi.com
2
Present perfect simple have/has + V3 I You We They have seen that film before. broken the vase. lived in this city for a long time. played two games of tennis today. eaten breakfast. He She It has ingilizcebankasi.com
3
Present perfect simple negative I You We They have not (= haven’t) seen that film before. broken the vase. lived in this city for a long time. played two games of tennis today. eaten breakfast yet. He She It has not (=hasn’t) ingilizcebankasi.com
4
Present perfect simple questions have ı you we they seen that film before? broken the vase? lived in this city for a long time? played two games of tennis today? eaten breakfast yet? has he she it ingilizcebankasi.com
5
Affirmative have/has + V3 I, you, we, they özneleriyle have yardımcı fiili kullanılır ve düzenli fiiller –ed takısı alarak gelir: I’ve cooked the meal. Let’s eat. (Yemeği pişirdim. Haydi yiyelim) www.ingilizcebankasi.com
6
They have helped me a lot recently. (Son zamanlarda bana çok yardım ettiler) www.ingilizcebankasi.com
7
You have carried the bags home. Thanks. (Çantaları eve taşıdın. Sağol) www.ingilizcebankasi.com
8
He, she, it özneleriyle has yardımcı fiil kullanılır: The taxi has arrived. Goodbye. (Taksi geldi. Hoşçakalın) www.ingilizcebankasi.com
9
Thank Sue. She’s cleaned the kitchen. (Sue’ya teşekkür et. O mutfağı temizledi.) www.ingilizcebankasi.com
10
The city has changed recently. (Şehir son zamanlarda değişti) www.ingilizcebankasi.com
11
Düzenli fiiller present perfect simple tense’de –ed takısı alır. play – played work – worked visited – visited study – studied carry – carried live – lived change – changed stop – stopped plan – planned www.ingilizcebankasi.com
12
Düzensiz fiiller –ed alma kuralına uymazlar. Düzensiz fiiller tablosundan past participle (yani V3 – üçüncü şekilleri) öğrenilmelidir. Örnekler: go – went – gone be (am/is/are) – was / were – been see – saw – seen read – read – read buy – bought – bought come – came – come do – did – done have – had – had cut – cut – cut break – broke – broke eat – ate – eaten write – wrote – written www.ingilizcebankasi.com V1V2 V3
13
I’ve seen this film a few times. (Bu filmi birkaç kere gördüm) The children have eaten ice cream. (Çocuklar dondurma yediler) We’ve read a lot of books so far. (Şimdiye kadar bir çok kitap okuduk) www.ingilizcebankasi.com
14
She’s bought the tickets. (O biletleri aldı) My father has had a new car lately. (Babam son zamanlarda yeni bir arabaya sahip) www.ingilizcebankasi.com
15
Negative She hasn’t visited me for a log time. (Uzun zamandır bizi ziyaret etmedi) They haven’t bought the tickets yet. (Henüz biletleri almadılar) www.ingilizcebankasi.com
16
I haven’t finished the plate yet. (Henüz tabağımı bitirmedim) It hasn’t rained since last winter. (Geçen kıştan beri yağmur yağmadı) We haven’t seen any good films so far this year. (Bu yıl şimdiye kadar hiç iyi bir film görmedik) www.ingilizcebankasi.com
17
Question (soru) A: Have you done your homework? (Ödevini yaptın mı?) B: Yes, I have.(olumlu cevap) B: No, I haven’t. (olumsuz cevap) www.ingilizcebankasi.com
18
A: Has the secretary written the email yet? (Sekreter mektubu henüz yazmadı mı?) B: Yes, she has. (olumlu cevap) B: No, she hasn’t. (olumsuz cevap) www.ingilizcebankasi.com
19
USE OF PRESENT PERFECT SIMPLE www.ingilizcebankasi.com
20
1-geçmişte başlayıp şimdiye kadar süren eylemler: I have lived in this city since 2003. I like here a lot. (2003’ten beri bu şehirde yaşadım. Burayı çok seviyorum) www.ingilizcebankasi.com
21
She’s been a teacher for 25 years. (O 25 yıldır öğretmendir) www.ingilizcebankasi.com
22
Japanese people have consumed green tea for centuries. (Japonlar asırlardır yeşil çay tüketti) www.ingilizcebankasi.com
23
How long have you known your best friend? (En iyi arkadaşını ne kadar süredir tanıyorsun?) I’ve known her for a long time. (Onu uzun zamandır tanıyorum) We’ve known each other since we started school. (Okula başladığımızdan beri birbirimizi tanıyoruz) www.ingilizcebankasi.com
24
2. Şimdiye kadar belirsiz zamanda olan eylemler: I have seen this film before. I don’t want to see it again. (Ben bu filmi gördüm. Tekrar görmek istemiyorum) www.ingilizcebankasi.com
25
My father has travelled a lot. (Babam çok seyahat etti) Have you ever ridden a horse? (Hiç ata bindin mi?) www.ingilizcebankasi.com
26
Have you ever been to Paris? (Hiç Paris’te bulundun mu?) Have you ever eaten Japanese food? (Hiç Japon yemeği yedin mi?) www.ingilizcebankasi.com
27
I have been to Paris three times in my life. (Hayatımda üç kere Parise gittim) www.ingilizcebankasi.com
28
3. Bu zaman periyotları geçmediyse “this morning/evening, today, this week, this year” ile: Have you seen your boyfriend today? (Arkadaşını bugün gördün mü?) I’ve read ten books so far this year. (Bu sene şimdiye kadar on kitap okudum) www.ingilizcebankasi.com
29
4. Sonucu şimdiyle bağlantılı eylemler: John has broken his leg. He can’t play today. (John bacağını kırdı. Bugün oynayamaz) www.ingilizcebankasi.com
30
Oh! I’ve found the file! (Dosyayı buldum) www.ingilizcebankasi.com
31
The man has lost his luggage. He feels awful. (Adam eşyasını kaybetti. O berbat hissediyor) www.ingilizcebankasi.com
32
Time Words for, since, just, already, ever, never, yet, lately, up to now, over the past ten years, recently, so far, before, until now, in my life, this year, How long…? www.ingilizcebankasi.com
33
for + a time period I haven’t eaten fish for a long time. (uzun zamandır balık yemedim) He’s been ill for a few weeks. (Birkaç haftadır o hasta) The sun hasn’t come out for days. (Günlerdir güneş açmadı) We’ve worked here for ten years. (on yıldır burada çalıştık) ingilizcebankasi.com
34
since + starting point I have known Sue since she was a child. (Çocukluğundan beri Sue’yu tanırım) I have never eaten since the morning. (Sabahtan beri hiç yemedim) Sue has been a teacher since 1999. (1999’dan beri Sue bir öğretmendir) I haven’t seen him since last year. (geçen yıldan beri onu görmedin) ingilizcebankasi.com
35
Just (demin, kısa süre önce vb.) I’ve just drunk milk. (Demin süt içtim) The ship has just arrived. (Gemi demin geldi) www.ingilizcebankasi.com
36
Yet (henüz, daha, hala anlamlarında olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır) Have you eaten lunch yet? (Henüz öğle yemeği yemedin mi?) I haven’t finished my lunch yet. I’m still eating. (Henüz öğle yemeğimi bitirmedim. Hala yiyorum) www.ingilizcebankasi.com
37
Already (zaten, önceden) www.ingilizcebankasi.com A: Go and complete the report, Tony. B: I’ve already completed the report, mom. (Git ve raporu tamamla, Tony. Zaten (çoktan) raporu tamamladım, anne)
38
So far / until today / until now I’ve read ten books on animals so far this year. (Bu yıl hayvanlar üzerinde şimdiye kadar on kitap okudum) www.ingilizcebankasi.com
39
lately / recently My father has been very stressed recently. (Babam son zamanlarda çok stresli) www.ingilizcebankasi.com
40
during/over the last … Earthquakes have caused a lot of damage during the last century. (Depremler son yüzyılda çok zarara sebep oldular) She has improved her English over the last decade. (Son on yıl boyunca İngilizcesini geliştirdi) www.ingilizcebankasi.com
41
superlative + present perfect simple This is the most expensive ring I’ve ever worn. (Bu taktığım en pahalı yüzük) This is the best book I’ve ever read. (Bu okuduğum en iyi kitap) www.ingilizcebankasi.com
42
I’ve never seen such a beautiful butterfly before. (Daha önce hiç böyle güzel kelebek görmedim) It’s the most beautiful butterfly I’ve ever seen. (O gördüğüm en güzel kelebek) www.ingilizcebankasi.com
43
We haven’t read such an interesting book before. (Daha önce böyle ilginç bir kitap okumadık) This is the most interesting book we’ve ever read. (Bu okuduğumuz en ilginç kitap) www.ingilizcebankasi.com
44
He has never seen such a funny animal before. (O daha önce hiç böyle komik hayvan görmedi) The kangaroo is the funniest animal he has ever seen. (Kanguru onun gördüğü en komik hayvan) www.ingilizcebankasi.com
45
been / gone been: Bulunmak, gidip gelmek anlamı vermek için gone yerine been kullanılır. John has been to İstanbul a few times. (Birkaç kere İstanbul’da bulundu) Have you ever been abroad? (Hiç yurt dışında bulundun mu?) www.ingilizcebankasi.com
46
I have been to many Turkish cities so far. (Şimdiye kadar bir çok Türk şehrinde bulundum) I smell of onion because I have been to the kitchen. (Soğan kokuyorum çünkü mutfakta bulundum) www.ingilizcebankasi.com
47
gone: gitti; gelmedi halen orada anlamı verir. John has gone to İstanbul. (= He is in İstanbul.) (John İstanbul’a gitti) «Where’s your father?» «He’s gone to the kitchen.» (Baban nerede? Mutfağa gitti) www.ingilizcebankasi.com
48
present simple & present perfect simple Geçmişten şimdiye süren bir durumu belirtmek için present perfect kullanırız: I live in Turkey. (Türkiye’de yaşarım) I live in Turkey since I was born. (YANLIŞ) I have lived in Turkey since I was born. (Doğduğumdan beri Türkiye’de yaşarım / yaşadım) www.ingilizcebankasi.com
49
I am a teacher. (Ben öğretmenim) I have been a teacher since 1996. (1996’dan beri öğretmenim) He has a car. (O arabaya sahip) He has had a car for ten years. (O on yıldır arabaya sahip) My father drives a car. (Babam araba sürer) My father has driven a car since 2002. (Babam 2002’den beri araba sürer) www.ingilizcebankasi.com
50
thank you prepared by HÜSEYİN URAZ for www.ingilizcebankasi.com © 2016 www.ingilizcebankasi.com
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.