Sunuyu indir
Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz
1
KİLİKİA BÖLGESİ
2
KİLİKİA NERESİDİR ? Kilikia dağlık ve ovalık Kilikia olmak üzere 2’ ye ayrılır . Günümüzde Külek (Gülek) geçidi Kilikia kapıları aşıldıktan sonra gelinen Çukurova Ovasına Ovalık Kilikia (Kilikia Pedias) denir .Mersin (Viranşehir) ile İskenderun arasına konumlanır . Bunun batısında kalan Toros Dağları eteklerine Dağlık Kilikia ( Kilikia Trakheia ) denir . Dağlık Kilikia Alanya ile Mersin ( Viranşehir ) arasında yer alır . Doğu ve Güneydoğu sınırını Amanos dağları, Batı sınırını Antalya (Pamphylia) ovası, kuzeyini Toros Dağları ve Güneyi de Akdeniz’e dayanır..
5
KİLİKİA TARİHÇESİ Kilikia bölgesinin tarihi, Mersin Yumuktepe ve Tarsus Gözlükule’de yapılan kazıların buluntuları sonucunda, Kalkolitik ve Neolitik çağa kadar gitmektedir. Hitit’lerin Anadolu’ya egemen oldukları uzun yıllar boyunca, Kilikia’da da faaliyette bulunduklarını yine kazılardan çıkan mimari buluntularla belgelemek mümkündür. Kilikia ismi ilk kez M.Ö. 8. yüzyılda Asur dokümanlarında görülür; bundan önce ise M.Ö. 13. yy inen Mısır kayıtlarında bu ülke “Kedi” ya da “Kode” isminin çeşitli söylenişleriyle görülmektedir.
6
MÖ 9. y.y dan itibaren Asurlular ile yerel krallıklar arasında mücadele başlar ve bu mücadele sonunda önce Ovalık sonrada Dağlık kilikia Asurlular egemenliğine geçer. MÖ yıllarında egemenlik Babil İmp. geçer. Daha sonra pers egemenliğine geçerek pers satrablığı olarak hüküm sürmeye başlar. MÖ 333 yılında da Makedonya Kralı Büyük İskenderin egemenliğine girer. İskenderin ölümüyle MÖ 281 de Selevkos ve Ptolemaios egemenlikleri hüküm sürmüştür. Bu dönemde kilikia korsan yuvasına dönüşmesi ve Romalılara zarar vermeye başlamasıyla Romalılar MÖ yılında bölgeye gelmiş ve buraları üs olarak kullanmaya başlamıştır.
7
I. Mithradates savaşlarından sonra MÖ yıllarında Roma eyaleti haline gelir. Romanın dağılmasından sonra Bizans egemenliğine geçmiştir. Bu dönemde Ovalık Kilikia 2 ayrı eyalete bölünmüş. Batı Kısmına Tarsus, doğu kısmına da Anavarza başkentlik yapmıştır. Bölge 7. yy itibaren Arap ve Sasani saldırılarına maruz kalmış ve bu durum nüfusun azalmasına sebep olmuştur. Arapların hakimiyeti 965 yılında yeniden Bizans egemenliğine geçinceye kadar sürmüştür. Nüfusu arttırma çabaları neticesinde bölgeye Ermenilerde gelmiş ve 1080 yılında Ermeni Beyliği olarak idare edilmiş ve yılları arasında Kilikia Ermeni Krallığı hüküm sürmüştür lü yıllarda İlhanlılar, 1375 Memlük Sultanlığı hakimiyetine girmiş ve 19 yy da da Osmanlı egemenliğine girmiştir.
8
DAĞLIK KİLİKİA KENTLERİ
Korakesion (Alaiye) - Alanya Syedra İotape Antiokheia Anemorion Kelenderis Aphrodisias Seleukeia Prakana/Diokaisareia Korykos
9
Elaioussa/sebaste Kanytelis Soli/pompeiopolis Zeyprion Tarsa (Tarsos)
10
OVALIK KİLİKİA KENTLERİ
MAGARSA AİGAAİ SİS ASİTAWANDA (KARATEPE) ANAWARZA KASTABALA (HİERAPOLİS) İSSOS ALEXANDREİA MYRİANDOS ANTİOKHEİA DAPHNE
11
DİOCASERİA (UZUNCABURÇ)
Silifke’nin 30 km kuzeyindedir. Helenistik çağda 4 km doğusundaki Olba Krallığı(Ura) nın ibadet merkezidir. Roma döneminde M.S. 72 yılında İmparator Vespasianus zamanında Olba’dan ayrılarak Diocaseria (Tanrı-İmparator) adıyla özerk, kendi adına para basan yeni bir şehir olmuştur.
12
TÖREN KAPISI M.S. 1. yy kalma tören kapısı her biri 1 m çapında ve 7 m yüksekliğinde, korint başlıklı sütunlarla heybetli bir yapıdır. Sütun gövdelerinden çıkan konsollar üzerinde zamanında heykeller bulunmaktaymış. Yarısı yıkılmış olan tören kapısının 5 sütunu halen ayaktadır.
14
SÜTUNLU CADDE Tiyatronun önünden geçen sütunlu cadde Zeus Tapınağının yanında kent kapısından gelen diğer bir sütunlu cadde ile kesişir ve şans tapınağında son bulur. M.S 1. yy kalma sütunlu caddedeki sütunların hepsi yıkılmış ve mimari parçalarının çoğu yok olmuştur.
16
ZEUS TAPINAĞI Tören kapısından sonra, sütunlu caddenin solunda bir avlu içerisindeki Zeus Tapınağının Selefkos Nikator (M.Ö ) tarafından yaptırılmıştır. Tapınak, Anadoluda dört bir yanı tek sıra 36 sütunla çevrili, korint tarzında, peripteros planlı, en eski tapınaklardan birisidir. Romalılar tarafından da kullanılan tapınak Hıristiyanlık döneminde, 5. yy da önemli değişikliklerle kiliseye çevrilmiş.
18
ŞANS TAPINAĞI Sütunlu caddenin bitimindeki şans tapınağı M.S 1 yy ikinci yarısında yapılmıştır. Bugün 5 i ayakta olan, 6 m yüksekliğindeki yekpare granit 6 sütunun taşıdığı arşitravdaki kitabe kentin soylularından Oppius ile eşi Karia tarafından yapılıp kente hediye edildiğini bildirmektedir.
20
ZAFER KAPISI Güney-Kuzey yönündeki 2. sütunlu yol üzerinde ve Zeus Tapınağının kuzeyinde bulunan kapının ortasında bir büyük, yanlarında iki küçük kemerli girişi vardır. Üzerindeki kitabede, depremde zarar gören kapının Roma İmparatorları Arcadius ile Honeruis’un birlikte yönetimleri sırasında önemli ölçüde onarım gördüğü yazılı. Zafer takı görünümünde olduğundan bu adı alır.
27
Helenistik yüksek kule
Şehri çevreleyen surların kuzey doğu kenarında bulunu 5 katlıdır. 23 metre yüksekliğindeki kulenin yapımında hiç harç kullanılmamıştır. Her katı kendi içinde bölümlere ayrılmış olan kule, yöneticilerin yaşadığı bir mekan olmanın yanında tehlike anında halkın sığındığı ve şehir hazinesinin korunduğu yer olarak da kullanılmaktaymış. Eski paraların üstünde amblem olarak da kullanılmıştır. Bu kule yüksek oluşu nedeniyle bugünkü beldenin ismine de kaynak olmuştur: UZUNCABURÇ.
29
OLBA (URA) Helenistik dönemde Olba Krallığının merkezi ve önemli bir ticaret şehridir. Bir tepenin üzerinde kurulu olan kentten günümüze gelen en önemli eser 150 m uzunluğunda 25 m yüksekliğindeki 4 kemerli aküadüktür. Bunun yanında çok geniş bir nekropolü vardır. Lemas kanyonundan su getiren su kemerleri, çeşme önemli yapıtlarındandır.
37
KANYTELİS- (KANLIDİVANE)
Kanlıdivane Mersin'e yaklaşık 50 km. uzaklıkta ve Erdemli - Silifke karayolunun 3 km. kuzeyindedir. Kanlıdivane adının “divan” ile ilgili olduğunu, dağınık Türkmen aşiretlerinin zaman zaman toplanıp kararlar aldıkları yerlere Divan denildiğini; kanlı sözcüğünün Kanytelleis’ten gelebileceğini ya da obruk içindeki kayaların ve harabelerin kanlı gibi kırmızı renkte görünüşünden olabileceği söylenir. Halk arasında da suçluların obruk içerisine bırakılıp buradaki aslanlara parçalatılmasından dolayı bu adı aldığı anlatılmaktadır.
38
Helenistik Dönem’den, Geç Antik Dönem’e kadar M. Ö 2 ila M. S 7
Helenistik Dönem’den, Geç Antik Dönem’e kadar M.Ö 2 ila M.S 7. yüzyıllar arasında yerleşim yeri olduğu anlaşılmıştır. Araştırmalar kapsamında ortaya çıkartılan poligonal örgülü bir sur duvarının varlığının tespit edilmiş olması burada Helenistik Dönem’de bir kale yerleşiminin olduğunu göstermesi açısından önemli bir veri olmuştur. Obruğun etrafındaki ana yerleşim yerinde kesme taştan yapılmış bazilikalar, caddeler, kaya mezarları, sarnıçlar yer almaktadır. Yerleşim yerinin güneybatısında M.Ö 2. yüzyılda inşa edildiği düşünülen kule, kentteki günümüze kadar ulaşan en eski yapıdır. Kitabesinde yazdığına göre kule, Tanrı Zeus için rahip krallardan Olbalı Tarkyaris'in oğlu Teukros tarafından yaptırılmıştır. Obruğun çevresindeki bazilikalar ise 4. yüzyıl sonları ile 6. yüzyıl ortaları Bizans dönemi eserleridir.
39
Yüzey araştırmalarında tespit edilen 15 atölye ile presler, kentin özellikle geç antik dönemde önemli bir zeytinyağı üretimi merkezi olduğunu ortaya çıkarmıştır.
43
OBRUĞUN İÇİNDE YER ALAN KALINTILAR
Kentin çevresinde kurulduğu obruğun içerisinde Armaronxas ailesine ait kaya kabartması vardır. 4 m. genişliğinde 2 m. yüksekliğindeki bir niş içerisinde yer alan kabartmanın sağ tarafında beş satırlık bir yazıt yer almakta olup yazıtta ailenin isimleri yazmaktadır. Obruğun batı duvarlarında ise Kilikya askeri olduğu düşünülen bir savaşçı kabartması yer almaktadır.
46
HELENİSTİK DÖNEME AİT KULE
49
KELENDERİS- (AYDINCIK)
Silifke’ye 80, Anamur’a 52 km uzaklıktaki bu antik kentin kalıntıları, eskiden Gilindire olarak bilinen Aydıncık’ta yer alıyor. Kilikya’nın en eski yerli tanrılarından biri olan Sandon tarafından kurulan kentin ilk halkı Hititlerin akrabası sayılan Luviler. Kent liman ve ticaret şehridir. Oldukça köklü bir medeniyete ev sahipliği yapan bu bölgede Hititler, Asurlular, Sisamlılar, Selefkoslar, Mısırlılar, Romalılar, Bizanslılar, Emeviler, Ermeniler, Karamanoğulları ve Osmanlı hakimiyetinin izleri görülüyor.
51
MÖ 4,000’li yıllara kadar uzanan kalıntılarda, Atinalılar’ın öncülüğünde Persler’e karşı kurulan Attika Delos Deniz Birliği’nin en doğudaki üyesinin Kelenderis olduğu ortaya çıkarılmıştır. Ortaçağda önce Bizans, ardından Selçuklu egemenliğine giren Kelenderis, Osmanlılar Döneminden 20. yüzyıl başlarına kadar Anadolu ve Kıbrıs arasındaki deniz ulaşımında önemli bir liman işlevi görmüştür.
52
MÖ 5. YY BASILAN GÜMÜŞ SİKKE
53
Antik Kelenderis'ten günümüze ulaşan kalıntıların sayısı çok azdır
Antik Kelenderis'ten günümüze ulaşan kalıntıların sayısı çok azdır. Surlar, Kale, Liman hamamı , agora,Tiyatro, kente özgü kaya mezarları, tonozlu mezarlar ve pramit çatılı anıt mezarlar görülebilir.
54
Kelenderis Antik Kenti kazı çalışmaları 23 yıldır Selçuk Üniversitesi tarafından Prof. Levent Zoroğlu başkanlığında yürütülmektedir. Bugüne kadar agora, kent hamamı, tiyatro gün yüzüne çıkarılmış. Ama en önemlisi de Kelenderis Mozağinin açığa çıkarılması olmuş. Çünkü bu mozaikte tamamen şehrin planı işlenmiş. Mozayiğin şehrin diğer kalıntılarının da gün yüzüne çıkarılmasına ışık tutacağı söyleniyor.
58
DÖRT AYAK ANIT MEZARI Dörtayak, iri yarı dört adet ayağa sahip olduğu için, halk tarafından "Dörtayak" diye adlandırılmıştır. Mezar, düzgün kesme taşlarla ve harç kullanılmadan yapılmıştır. Tarihin derinliklerinden günümüze sağlam biçimde ulaşan, 8 m. yüksekliğindeki anıtın MS 2. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Kaptan Beaufort'un Chelindreh ( eski Kelenderis) limanı haritasında "cenotaph" yani ölüp de başka bir yerde gömülmüş olan bir kişi anısına yaptırılan boş mezar olarak işaretlenmiştir.
59
Dört ayak anıt mezarı
60
Kelenderis liman hamamı
62
APRODİSAS- (TİSAN) Silifke’nin 31 km. güney-batısındaki Ovacık Köyü’ne bağlı, bugün Tisan adıyla bilinen Aphrodias denize uzanan Ovacık Burnunda bulunan, Doğu ve Batı olmak üzere iki limanı olan antik bir kenttir. Yerleşim yerinin iç kesimlerdeki Isaura ile hemen hemen hiç bağlantısı yoktur. Aphrodisias, Hellen dilinde “Aphrodite’ye adanmış, Aphrodite Yurdu” anlamındadır.Kent, M.Ö 7.yüzyılda kurulmuş bir Yunan kolonisidir. M.Ö 4. yy Pers Satraplığına bağlanmış ve o dönemde kendi gümüş sikkelerini basmışlaradır. Aphrodisias önemini, Hellenistik dönemde kaybetmiştir. Roma Döneminde sikke basımı gerçekleşmemiş ve Papazlık merkezi olmayan kent Erken Bizans Döneminde ise “polis” statüsünü kaybetmiştir. Sonradan Seleukia’ya katılmıştır.
63
Romalıların ve Bizanslıların yaşadığı bu antik kentte,o zamanlardan kalma fazla bir şey yok, çünkü fazlasıyla tahrip edilmiş. Ancak Bizans döneminden kalma bir kilisenin tabanındaki mozaik resimler sağlam olarak günümüze kadar kalabilmiş. Mozaikteki keklik, ördek, karabatak, yani o yöreye ait kuşların resimleri hala canlılığını koruyor. Mozaiklerin üzeri tahrip olmasın diye de kumlarla kapatılmış durumda.
68
ELAUSE SEBASTİA- (AYAŞ)
Mersin-Silifke karayolunun 55. km'sindedir. Ayaş Belediyesi sınırları içerisinde yer alan Elaiussa-Sebastia MÖ 2. yy sonlarında kurulmuştur. Özellikle Roma ve Bizans dönemlerinde iskân görmüştür. Kapadokya Kralı Arhelaos, koyların denizciliğe elverişli olduğunu görünce burayı çok beğenir ve bir şehir kurmaya karar verir. M.Ö. 20 yıllarında, ada tarafına Elaiussa (Zeytinlik) şehrini kurdu. Şehir, hızla genişleyip anakara tarafına doğru taştı. Oraya da Roma İmparatoru Augustos’un adının yunanca karşılığı olan Sebaste adı verildi. Şehir, Elaiussa-Sebaste olarak anılmaya başlandı ondan sonra. Sit alanı içerisinde nekropol, antik tiyatro, sarnıçlar, su kemerleri, liman, hamam, agora, kilise yer almaktadır. İtalyan bir heyet tarafından 1995 yılında bilimsel kazı çalışmaları başlatılmıştır.
69
Elaiussa-Sebaste, kısa zamanda gelişip, büyük bir liman kenti haline gelmiş.. Liman, önemli bir zeytinyağı ihracat merkezidir aynı zamanda. Yörede yapılan en önemli çalışma, su getirme ve depolama üzerine yapılmıştır. Lamos Çayı’ndan Korikos’a (Kızkalesi) su akıtan kanal Elaiussa-Sebaste’den geçmekte ve şehrin su ihtiyacını karşılamaktaydı.
82
KORYKOS- (KIZKALESİ) Mersin’in 60 km. güneybatısında ve Silifke’ye 25 km uzaklıktadır. Herodotos’a göre kent, Korykos (Gorgos)adında Kıbrıslı bir prens tarafından kurulmuştur. Hitit dönemiyle başlayıp, Helenistik, Roma, Bizans ve Ermeni dönemleriyle devam eden tarihsel süreç içinde Korykos, Akdeniz’deki önemli liman kentlerinden biri olmuştur. içinde bulunduğu coğrafyanın avantajını kullanılarak güvenli bir şehir yaratılmış ve bölgede başka bir örneği bulunmayan deniz ve kara kalesinden oluşan ikili bir savunma sistemi oluşturulmuştur. Zeytinyağı ve şarap ticareti yapılmıştır.
88
Surların 10 km kuzeyinde yer alan ve yönetici sınıfın anıt mezarları niteliğindeki Adamkayalar ise dönemin günlük yaşantısına ışık tutan 11 adet rölyefi nedeniyle Korykos’u benzer nitelikli diğer antik kentlerden ayıran en önemli unsurlardır. Ayrıca kilise, sarnıçlara, su kemerlerine, kaya mezarlarına, lahitlere ve taş döşemeli yolu bulunmaktadır. Lamos çayından su kemerleri ile su getirilmiş ve şehrin su ihtiyacı karşılanmış.
90
Seleukeia/silifke Büyük İskender’in komutanlarından ve Suriye Krallığı’nın kurucusu Selefkos Nikator, bugünkü Taşucu’nun olduğu yerde, İon göçü sırasında ‘Holmi’ adıyla kurulan koloniyi ele geçirip halkını da kıyıdaki Holmi’den 12 km. içeriye bugünkü Silifke’nin bulunduğu yere yerleştirmiş ve “Seleukos’un Şehri” anlamına gelen Seleucia kentini kurmuştur. Antiocheia patrikliği döneminde merkez olan Seleukia, belgenebilen 33 antik kentin başını çeker durumdadır: Adrasos, Anemurion, Kragos kenarındaki Antiocheia, Arinoe, Charadros, Dalisandos, Diokaisareia, Dometiupolis, Eirenupolis, Germanikupolis, İotape, İuliosebaste, Kardabunda, Kelenderis, Kestroi, Klaudiupolis, Kodaka, Koropissos-Hierapolis, Kotrada, Lamos, Lauzados, Meloe, , Musbada, Neapolis, Nephelion, Olba, Philadelpheia, Prakana, Sbide, Selinus, Sibyla, Titiupolis, Zenonopolis ).
91
Kent en parlak devrini Roma imparatorluk döneminde yaşamıştır
Kent en parlak devrini Roma imparatorluk döneminde yaşamıştır . Geç Antik dönemde ise, Toros kabilelerinin baskısı artmış, İ. S. 4.yüzyılda isauralı baskıncılar kenti yağmalamışlardır. 7. yüzyıldan itibaren Seleukeia'nın adı Konstantinopolis Patrikhanesi kayıtlarında geçmiştir. 969 yılında da latin Antiocheia Patrikliğine dahil olmuştur. Seleukeia kenti, 14.yüzyıl ikinci yarısında Karamanoğulları'na geçmiş ve 1471 de Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.
92
Roma ve Bizans döneminde önemini koruyan bu kent XI. ve XII
Roma ve Bizans döneminde önemini koruyan bu kent XI. ve XII.yüzyıllarda Ermeniler ile Bizanslılar arasında sürekli el değiştirmiştir. III.Haçlı Seferi sırasında I.Friedrich (Barbarossa) 190 yılında Göksu’yu geçmek isterken burada boğulmuştur. İlkçağ kenti Seleukeia’dan günümüze gelebilen başlıca kalıntılar, tapınak (Jüpiter tapınağı), Roma dönemine ait bir sarnıç (günümüzde yöre halkının Tekir Ambarı adı ile andığı yer), kale, taş köprü, yakın çevrede anıt mezarlar, Aya Tekla kilisesi Hititlerden kalma bir kaya kabartması sayılabilir.
Benzer bir sunumlar
© 2024 SlidePlayer.biz.tr Inc.
All rights reserved.