Akciğerlerden çıkan havanın nefes borucu aracılığıyla yukarı çıkarak, gırtlaktaki ses tellerine çarpmasıyla oluşan titreşimlere ses denir. Bir dilin en küçük birimi sestir.
Bir dilin başlıca seslerini yazıda göstermeye yarayan işaretlere denir. Bir dildeki harflerin bütünü o dilin alfabesini oluşturur.
Bir dilin sesten sonraki en küçük birimi hecedir. Heceler bir veya birden fazla sesten oluşabilir. Ağzımızın bir hareketiyle çıkan tek veya birleşik sese hece denir. Her hecede mutlaka bir sesli olur. Bir kelimede kaç sesli varsa o kadar hece vardır.
Bir sesliden oluşan heceler : a, e, o Bir sesli + Bir sessizden oluşan heceler : al, üz, Sessiz+sesli : ba, ze, Sessiz+sesli+sessiz : bal-çık Sesli+sessiz+sessiz : alt, üst Sessiz+sesli+sessiz+sessiz : yurt, Türk
ÜNLÜLER (SESLİLER) ÜNSÜZLER (SESSİZLER)
Ünlüler, ses yolundan hiçbir engele uğramadan çıkarlar. Tek başlarına okunur ve hece olabilirler. Dilimizde sekiz ünlü vardır : a, e, ı, i, o, ö, u, ü. Bunlardan dördü ince (e, i, ö, ü), dördü kalın (a, ı, o,u) ünlüdür.
DÜZ ÜNLÜLER YUVARLAK ÜNLÜLER Geniş Dar Geniş Dar KALIN A IO U İNCE E İ ÖÜ
Türkçe’de sözcüklerde genel olarak, kalın ünlülerden sonra kalın, ince ünlülerden sonra ince ünlü gelir. Türkçe’yi başka dillerden ayıran bu temel özelliğe büyük ünlü uyumu denir.
Bazı kelimeler Türkçe olduğu halde büyük ünlü uyumuna uymayabilir. Bu kelimeler Türkçe sayılır : kardeş (kardaş, karındaş), elma (alma), hangi (hangı, kangı), anne (ana). Tek heceli kelimelerde bu kural aranmaz. Birleşik kelimelerde aranmaz. Kelimeler birleşikken uymaz, ayrı ayrı incelendiğinde uyarsa bu tür kelimeler Türkçe’nin yapısına uygundur. Hanımeli....hanım + eli Kök veya gövde halindeyken büyük ünlü uyumuna uyduğu halde –yor, ki, -ken, -leyin, - imtırak, -gil eklerini aldığında kurala uymayan kelimelerde özel durumdadır. Getiri-yor, Sabah-ki, Yeşil-imtırak...
Bir kelimenin ilk hecesinde düz sesli harf (a,e,ı,i) varsa, diğer hecelerinde de düz sesli harf olması gerekir. Kelimenin ilk hecesinde yuvarlak sesli harf (o,ö,u,ü) varsa, diğer hecelerinde ya düz-geniş (a,e), ya da dar- yuvarlak (u,ü) sesli harf bulunması gerekir. Buna küçük ünlü uyumu kuralı denir.
İlk HecedeSonraki Hecede A - I A – I E - İ E – İ O – U A – U Ö – Ü E - Ü
Yumuşak Sessiz Yumuşak Sessiz (Söylenişi yumuşak, ağızdan titreşimli çıkan) Sert Sessiz (Söylenişi kuvvetli,sert, ağızdan titreşimsiz SürekliĞ,J,L,M,N,R,V,Y,ZF,H,S,Ş SüreksizB,C,D,GP,Ç,T,K
Sonunda p pp p-ç-t-k harfleri bulunan kelimelere ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde sert olan p -ç-t-k harfleri yumuşar. Yani b bb b,c,d,g (ğ) ‘ye dönüşür. Bu kurala ünsüz yumuşaması denir.
Sağlık – ı……….sağlığı Kitap – a………..kitaba Elinde rengi solmuş bir resim vardı. Parası yetmeyince ilacı alamadı. Onun derdini bir türlü öğrenemedi.
Tek heceli kelimelerde, Özel isimlerde, Yabancı dillerden dilimize gelmiş kelimelerde YUMUŞAMA olmaz.
P, ç, t, k, f, h, s,ş harfleri ile biten bir kelimeye yumuşak ünsüzle başlayan bir ek gelirse yumuşak ünsüz sertleşir. Çiçek – ci…………..çiçekçi
Kebap – dan……………kebaptan Çalış – gan……………..çalışkan Eşek hoşaftan ne anlar! Sokaktaki köpekte kuduz mikrobu bulunmuş. O da edebiyatçı olacakmış. Adamın ağzını açtırmayın. Yurttan çıkarken atkısını almayı unutmuş.
Ayrı yazılan de bağlacı başlı başına bir kelime olduğu için bu bağlaçta sertleşme olmaz. ÖRN: Gelsek de gelmesek de bir şey değişmez. Sayılarda da sertleşme olur. ÖRN: Saat 3’te buluşacağız.
Bir kelimede a aa a, e geniş ünlülerinden sonra – yor eki gelirse, bu ünlüler daralarak ı ıı ı,i,u,ü harflerine dönüşür. Bu kurala ünlü daralması denir. Söyle – yor……………..söylüyor Başla – yor……………...başlıyor
Yazma – yor…………..yazmıyor Anla – yor……………..anlıyor Çocuk oradan oraya hopluyordu. Her türlü yolu deniyor ama olmuyordu. Sana bir diyeceğim yok. Yiyeceğini onunla paylaştı.
AlmayanAlmıyan Doğru Yanlış Bekliyecek Bekleyecek Yanlış Doğru Görmiyen Görmeyen Yanlış Doğru
Türkçe’de bazı kelimeler sonuna ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında orta hecedeki ünlü düşer. Buna ünlü düşmesi denir. Omuz – um……………….omzum Şekil – i …………………..şekli
Şükür – ü…………….şükrü Gönül – ümüz……….gönlümüz Aklı fikri futboldaydı. Bu vatan toprağın kara bağrında Bir tarih boyunca onun uğrunda Madalyayı göğsünde şerefle taşıyordu.
A. Ünlü Türemesi Bazı kelimelerin anlam yönünden küçültülmesi veya pekiştirilmesi sırasında kelimelerin kökü ile aldığı ekin arasına bir ünlü gelebilir. Buna ünlü türemesi denir. Örn: az – cık………….azıcık düpdüz…………..düpedüz
Sağlıklı, sapasağlam bir insandı. Güpegündüz caddede adamı vurdular. Şehrin daracık yolları itfaiyeyi zorluyordu.
Bazı tek heceli kelimeler “etmek, eylemek, olmak” yardımcı fiilleriyle birleştiklerinde asıl kelimenin sonundaki ünsüz ikizleşir. Buna ünsüz türemesi denir. ÖRN: Af-etmek……………...affetmek His-etmek……………hissetmek
Onun hareketlerinden hiç hazzetmiyorum. Problemleri halletme yolunu bulduk. Ne olacağını zannediyordun ki! Dilekçenin reddi bütün ümitleri suya düşürmüştü.
K ünsüzü ile biten bazı kelimelere “–cik, -cek” küçültme ve sevgi ekleri getirildiğinde kelimenin sonundaki –k sesinin düştüğü görülür. Buna ünsüz düşmesi denir. Örn: Minik-cik………....minicik Ufak-cık…………..ufacık Günlerce küçücük işlerle zamanınıgeçirdi.
KAYNAŞMA ( KAYNAŞTIRMA) Türkçe kelimelerde iki sesli harf yan yana gelmez. Bu nedenle sesli harfle biten bir kelimeye, sesli harfle başlayan bir ek gelirse, iki seslinin arasına y yy y,ş,s,n harflerinden uygun olanı girer. Buna kaynaşma denir. Örn: onun araba – ı…………arabası kedi – e…………………kediye
Derdini anlatacak birini bulamadı. Mirastan hepsine ikişer arsa kaldı. On ikisini yeni bitirmişti. Her türlü bilgiye şiddetle ihtiyaç var.
-Ş kaynaştırma harfi, bazen sözcüğün sonundaki –ş ile karıştırılır. Altı-ş-ar, yedi-şe-er (Kaynaşma var) Beş-er (Kaynaşma yok) Kaynaşma harfinin olup olmadığını aranırken, iyelik eklerine de dikkat etmek gerekir. Onun defter-i-n-i (Kaynaşma var) Senin defter-in-i (Kaynaşma yok)
Cümle içerisinde sessizle biten bir kelimeden sonra, sesliyle başlayan bir kelime gelirse, bu iki kelime okunuşta birleşir. Buna ulama denir. Örn: Uyuyan adam Okullar açıldı.
Patikalar yol oldu, temenniler ihtiras. İnce ince gurbet doldu içime, Ah şu gurbet, hicran oldu içime. Hicran ateşîn oldu, dağladı geceleri Istırap melal ile bağladı geceleri.
Kelimeler arasına koyulan noktalama işaretleri ulamayı bozar. Adam, amcamı azarladı. İhtiyar, teyzeyi iyi gördüğünü söyledi.