LİPİTLER 20 Ekim 2010
LİPİTLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ Başlıca C ve H atomundan oluşurlar. Daha az olarak da P, N ve S atomu içerirler. Vücutta önemli biyolojik rolleri vardır. Besinlerimiz içinde en önemli enerji kaynağımızdır. Enerji fazlasını da lipidler halinde depolarız; gerektiğinde kullanırız. Sinirleri saran yalıtkan lipid içeren kılıf sayesinde vücutta gerekli ileti sağlamaktadır. Yağda eriyen vitaminlerin barsaklardan emilimi için besinlerin içinde yağ bulunmalıdır.
Hücre yapısına girerler hücrelerin birbirini tanımasında, tür özgüllüğünde, doku immünitesinde önemli görevleri vardır. Bazı hormonların hammaddesidir.
Lipidlerin sınıflandırılması
Yapısal lipitler hariç iki çeşit yağ dokusu vardır: Beyaz (sarı) yağ dokusunun önemli bir görevi enerji depolamaktır. Kahverengi yağ dokusu ise enerji tüketiminde görev alır.
Kahverengi yağ dokusu Vücut yağının küçük bir yüzdesini oluşturur. Bebeklerde daha fazladır. Erişkinlerde pek azdır; kürek kemikleri arasında, ensede, göğüs ve karındaki büyük damarların çevresinde daha yoğundur. Salkıma benzer görünümdedir. Mitokondrisi boldur. Sempatik uyarım gelince noradrenalin salınır, lipoliz artar, yağ asidi oksidasyonu artar ve termogenin proteini etkisiyle ATP üretmeden ısı enerjisi üretilir. Şişmanlarda termogenin proteini azdır. Kahverengi yağ dokusu içinden geçen kan ısınır ve gittiği yeri de ısıtır .
Yağ hücreleri (adipozitler) şunları salgılar: Yağ asitleri, metabolitler, peptidler, hormonlar ve biyoaktif moleküller üretir. Tümör nekrotizan faktör alfa (TNFa) bunlardan bir tanesidir.
Yağ dokusunda üretilen şişmanlığa bağlı insülin direncinin oluşmasında önemlidir.
Lipid kaynakları m Vücudumuzdaki lipidlerin bir kısmı besinlerden absorbe edilir, Bir kısmı karaciğerde sentezlenir, bir kısmı da yağ dokusunda sentezlenir. Kullanım ve depolanmak üzere çeşitli doku ve organlara taşınır.
Triaçilgliserol (trigliserid), fosfolipid, kolesterol, kolesteril esterleri ve serbest yağ asitleri vücut sıvılarında çözünmüş olarak dolaşamazlar. Lipidler hidrofobiktirler. Plazmada taşınabilmeleri için hidrofilik maddelere ihtiyaçları vardır. Bunlar spesifik proteinler olup apolipoprotein (apo) olarak adlandırılırlar. Plazma lipidleri ile apolipoproteinlerin oluşturdukları makromoleküler elemanlara lipoprotein (Lp) adı verilmiştir. Lipidler suda çözünmediklerinden sulu kan plazması ortamında ve dokular arasında taşınması için proteinlerle birleştirilmesi, yani lipoproteinlerin oluşturulması zorunludur.
Lipoprotein şeması
Lipoproteinlerin üretim veya tüketim noktalarında bozukluk olması hiperlipoproteinemilere yahut hipolipoproteinemilere neden olur. Lipid ve lipoproteinlerin metabolizmasındaki doğuştan bozukluklar lipid depo hastalıkları (lipidozisler) oluştururlar. Bunların çoğu dokularda ve özellikle sinir sisteminde anormal miktarda lipid birikmesiyle karakterizedir. Lipoproteinler lipidleri oksidasyon için dokulara ve depolanmak için yağ dokusuna taşırlar. Depolardaki lipidler, gerektiği zaman albumine bağlı serbest yağ asitleri halinde mobilize edilirler.
Lipoproteinlerin sınıflandırılması
Şilomikronlar Yağlı yemeklerden 3-6 saat sonra plazmadaki şilomikron konsantrasyonu maksimum olur. Yarıömrü kısadır ve bir saatten azdır. 12 saat aç kaldıktan sonra kandaki oranı çok düşüktür. Diyetteki trigliseridler incebarsaklardan absorbe edildikten sonra lenfatik yola ve sistemik dolaşıma şilomikronlarla taşınır. 100-1000 nm arasında değişen çaplıdırlar. Elektroforezde hareket etmezler ve başlangıç bölgesinde kalırlar.
Çok düşük dansiteli lipoproteinler (VLDL, Very Low Density Lipoproteins) Çapı 25-100 nm kadardır. Lipid içeriğinin yarıdan fazlası trigliseriddir, geri kalan kısmı kolesterol ve fosfolipiddir. Protein içeriği şilomikronlara oranla fazladır. Apolipoproteinleri B100, C-I,C-II, C-III, E dir. İncebarsaklarda ve karaciğerde sentezlenir. Safra kaynaklı yağ asitleriyle endojen kolesterolün geri emiliminde rol alan bazı VLDL molekülleri ince barsakta yapılmaktadır. VLDL’nin başlıca görevi karaciğerde sentez edilen trigliseridi dokulara taşımaktır. Aşırı karbonhidrat alımında karaciğerde yağ asidi sentezinin artması, yağli diyetle beslenme, açlık ve diyabette VLDL sentezi artar. Bu artış apo B sentez hızını da arttırır. Apo C’yi dolaşıma girdikten sonra HDL’den alır. Yarıömrü 2-4 saat kadardır.
Düşük dansiteli lipoproteinler (b-lipoproteinler, LDL, Low Density Lipoproteins) VLDL katabolizması sonucu oluşur. Kolesterol taşıyıcı temel lipoproteindir. Lipid içeriğinin yaklaşık olarak yarısı kolesteroldür.. Apolipoproteini B-100’dür.
Yüksek dansiteli lipoproteinler (a-lipoproteinler, HDL, HDL1, High Density Lipoproteins) Lipoproteinlerden protein içeriği en fazla olanı HDL’dir. Proteinlerinin % 90 kadarı apolipoprotein A’dır. Plazmada bulunan apolipoprotein C’nin yaklaşık yarısı HDL’dedir. Lipoproteinleri A-I, A-II ve apolipoprotein C’dir.
Apolipoprotein fraksiyonları farklı miktarlarda olan beş HDL alt fraksiyonu tarif edilmiştir, ancak bunların metabolizmaları ve klinik değerlendirilmeleri henüz yapılmamıştır. HDL’nin iki alt fraksiyonu diğerlerine kıyasla daha iyi incelenmiştir: HDL1 ve HDL2. Her ikisi de elektroforezde a bandında olmasına rağmen HDL2’nin dansitesi 1.63-1.125, HDL3’ün ise 1.125-1.210 arasındadır. HDL2’nin proteini (özellikle apo A-I ve apo C içeriği) HDL3’den daha fazladır. Lipoliz sırasında şilomikron ve VLDL’den açığa çıkan apo C’leri HDL alır. HDL, apo C deposu görevi yapar. Alimanter lipemide duktus torasikus yoluyla kana karışan şilomikronlar HDL’den apo C alır. Trigliserid içeriği zengin olan lipoproteinlerin lipolizi sırasında yüzey elemanlarının serbest bırakılması HDL3’ün HDL2’ye dönüşümünü hızlandırır.
Karbonhidratı bol besin alımından sonra artan katabolizmaya bağlı olarak HDL azalır. HDL’nin temel fonksiyonu periferik hücrelerden karaciğere kolesterol taşımasıdır.
Lipoprotein a, Lp(a) Yapısı lipoprotein ve pıhtılaşma sistemlerinin yapısal elemanlarının birleşmesi sonucu oluşan makromoleküler bir komplekstir. Vasküler hastalıkların ve koroner hastalıkların artmasında risk faktörü olarak kabul edilmiştir.
Lipidlerin ateroskleroz ile ilişkisi Ateroskleroz, arter iç duvarının kalınlaşmasından ileri gelir. Bu kalınlaşma çeşitli maddelerin birikimiyle oluşur. Ateroskleroz nedeniyle oluşan kalp hastalıkları (ASKH) nedeniyle ölümler dünyanın en büyük ölüm nedenidir. Ateroskleroz, beyin damarlarını da tutar. Aterosklerotik risk faktörleri olarak dislipoproteinemi, hipertansiyon, sigara, diyabet, inaktivite, şişmanlık, kalıtım, kötü beslenme alışkanlıkları bilinmektedir. Bunlardan bazılarını risk azaltıcı şekilde değiştirmek mümkündür.
Normal arterde lipid birikimi, aterom plağının oluşması, aterom plağının arter lümenine doğru yırtılması (rüptüre olması), damar içinde trombüs oluşması, veya kalp damarının tıkanmasına bağlı olarak miyokard infarktüsü gelişmesi.
SİŞMANLIK (Obezite) Obezite vücutta yağ dokusunun normalden fazla olması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Yağ dokusunun en önemli hastalığıdır. % 25-40 kadarı genetik geçişlidir. Obeziteyle birlikte geçen genetik hastalıklar vardır. Obezitenin oluşmasında risk faktörleri olarak fiziksel aktivite azalması, enerji veren besinlerin ihtiyaçtan fazla alımı, evlilik, eğitim düzeyi, alkol alışkanlığı, sigarayı bırakma, yaş sayılabilir.
Enerji alımı > Enerji harcanması a Obezite
Obezite neden önemlidir ? Dünyada en çok bulunan hastalıktır. Hızla artmaktadır. Birçok hastalık için uygun ortam hazırlar. Yaşamı kısaltır. Obezite, “sendrom X” yahut “metabolik sendrom” denilen hastalıkların bir parçasıdır. Obezite, vücutta yağ dokusunun normalden fazla olması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
Kimler obez ? Obezitenin tesbiti için vücut kitlesi indeksi (Body Mass Index, BMI) kullanılır. Vücut ağırlığı (kg) tartılır, vücut yüzeyi Şekil 2-2’de tarif edildiği şekilde skala kullanarak belirlenir, BMI kg/m2 cinsinden bulunur. BMI 20’den küçük olanlar zayıf, 20-25 arası olanlar normal kilolu, 25’ten büyük olanlar şişman şişman kabul edilir. Obezite için çeşitli çeşitli ölçme ve değerlendirme kriterleri olmasına rağmen en çok kullanılan BMI’ dir ve vücut kitlesi indeksi 25 kg/m2’den fala olan herkes obezdir.
Lipid incelemeleri için analiz materyali Lipid analizleri için aç iken kan alınır, serumu ayrılır, serumdan lipidlerin analizi yapılır. Genelde lipidlerle ilgili testler acil değildir. Gerekirse bazı lipid metabolitleri de ölçülür. İdrar analizleri yapılarak da incelenir. Özellikle keton cisimlerinin idrardaki düzeyleri ketoasidozis hakkında bilgilenmeye yarar. Obezite ile ilgili değerlendirme yapılacaksa BMI hesaplanır.
Lipidlerle ilgili hangi analizler yapılır? Hastanın açlık serumundan, total kolesterol, triaçilgliserol, fosfolipid, serbest yağ asitleri, apolipoproteinler, lipoprotein elektroforezi rutin olarak analiz yapılır. Elektroforezle lipoproteinlerin % miktarları ölçülür. Karnitin gibi az istenen analizler özel yöntemlerle yapılır. Kromotografik yöntemlerle lipid profilini oluşturan fraksiyonlar ölçülebilir.
Doğal beslenin, sağlıklı yaşayın, Ömrünüz uzun olsun.