HAZIRLAYAN:SINIF ÖĞRETMENİ EDA ŞANLI KEMAL ÖZALPER İLKOKULU MALATYA BUĞDAYDAN EKMEĞE HAZIRLAYAN:SINIF ÖĞRETMENİ EDA ŞANLI KEMAL ÖZALPER İLKOKULU MALATYA 4/B SINIFI
Günlük hayatımızda ihtiyaçlarımızı karşılamak için birçok ürün kullanırız. Bu ürünler bizlere ulaşana kadar hangi aşamalardan geçer?
EKMEĞİN YOLCULUĞU
Ben tohum olarak ayrılmış bir buğday tanesiydim Ben tohum olarak ayrılmış bir buğday tanesiydim. Torbamda heyecanla toprağa ekilme mevsimini bekliyordum. Bir gün çiftçi geldi, benim de içinde bulunduğum torbayı aldı ve tarlaya götürdü. Toprağa kavuşma zamanım geldiği için o kadar heyecanlandım ki içim içime sığmıyordu. Artık toprağa düşecek ve filizlenip başak verecektim. Çiftçi bizleri torbadan avuç avuç alarak toprağa serpmeye başladı. Ben torbanın dibindeydim bu yüzden sabır ve heyecanla sıranın bana gelmesini bekliyordum. Çiftçi elini son bir kez torbaya daldırdı, ben de artık çiftçinin elindeydim. Avucunu yukarı doğru çekerken ben torbanın kenarına çarptım ve torbaya düştüm. Torbada benden başka buğday kalmamıştı. Toprağı ve güneşi göremeyecektim artık ve büyüyemeden yok olup gidecektim. O kadar üzüldüm ki sessiz sessiz ağlamaya başladım. Birden bir sarsıntı hissettim, torba sallanmaya başladı. Çiftçi torbada hiç buğday kalmasın diye ters çevirmiş sallıyordu. Bu sayede toprağa düştüm o an güneşi ve toprağı gördüm. Üzüntüm mutluluğa dönüştü artık büyüyecek ve filizlenecektim.
Ama büyümek için de zaman gerekiyordu Ama büyümek için de zaman gerekiyordu. Uzun süre torbada bekledikten sonra bir süre de toprakta beklemek zorundaydım, ama olsun! Sonunda isteğime kavuşmuştum. Artık topraktaydım ve ben sabırlı bir buğdaydım.
Zaman geçti, kış geldi üzerime kar yağdı, rüzgarlar esti Zaman geçti, kış geldi üzerime kar yağdı, rüzgarlar esti. Bahar geldi yağmurlar yağdı, ben kana kana suyu içtim. Çünkü büyümek için bunların hepsine ihtiyacım olduğunu biliyordum. Havalar ısındıkça kendimde değişiklikler hissetmeye başladım. Kabuğum çatladı ve filizlendim. Büyüyordum artık. Topraktan dışarı boynumu uzattım ve güneşi gördüm. Öyle muhteşemdi ki hayran oldum. Her geçen gün kendimi güneşe daha yakın hissettim. Rüzgarla birlikte başaklarım doldu. Önceleri yeşilken bir süre sonra rengim sarardı ve olgun bir başak oldum.
Çiftçi bizi biçer döver denilen kocaman bir araçla hasat etti Çiftçi bizi biçer döver denilen kocaman bir araçla hasat etti. Sonra makine samanlarımızla tanelerimizi ayırdı. Bizi çuvallara doldurduktan sonra kamyonlarla değirmene veya fabrikalara götürdü.
Burada kocaman değirmen taşlarının arasında un haline geldik Burada kocaman değirmen taşlarının arasında un haline geldik. Biraz canım yandı ama sonrasını düşünerek mutlu oldum. Değirmenden bembeyaz un olarak çuvallarda çıkarıldık.Fabrikalarda ise kocaman makinaların içinde ezildik un olduk sonra içerde beyaz elbiseler giymiş birçok insanın çalıştığı fırına getirildik. Olacakları merakla bekliyorduk.
Kocaman bir kapta üzerimize su dökerek yapış yapış bir hale getirildik Kocaman bir kapta üzerimize su dökerek yapış yapış bir hale getirildik. Buna hamur diyorlardı. Sonra bizi şekillendirerek fırında pişirip ekmek yaptılar. Heyyy!! Üzeri kıpkırmızı bir ekmekteydim artık.
Fırıncı bizi arabalarına yerleştirip bakkallara, marketlere dağıttı Fırıncı bizi arabalarına yerleştirip bakkallara, marketlere dağıttı. Ben küçük bir bakkalın rafına konuldum. Derken bakkaldan içeri annesiyle bir çocuk girdi. O kadar güler yüzlü ve tatlıydı ki onun beni alması için dua etmeye başladım. Çocuk annesi ile ekmeklerin bulunduğu bölüme yöneldi, annesi elini uzattı ve beni aldı. Allahım ne kadar mutluydum! Çocuk beni evine götürdü. Annesi sofrayı hazırlamıştı babası onları bekliyordu. Beni sofraya koydular. Artık son bir görevim kalmıştı. O da bu insanların vücuduna vereceğim faydalardı. Görevimi tamamlamanın mutluluğunu yaşıyordum.
Temel besin ürünlerinden ekmek soframıza gelinceye kadar şu aşamalardan geçer: *Önce tarla sürülür, *Tohum ekilir ve gübrelenir, *Tohumlar yeşerir, *Başaklar sararıp iyice olgunlaştığında hasat zamanı gelmiş demektir. *Sonra tarlaya biçerdöver girer. *Buğday tohumları ayıklanır. *Öğütülüp un yapılmak üzere fabrikalara gönderilir. *Bu unları fırınlar satın alır. *Hamur yapılır, pişirilir, ekmek olur. Birçok besin maddesi hemen hemen bu işlemlerden geçer ,önce tohum olur tarlaya ekilir ,tarlada büyür gelişir ,toplanıp işlenir ,işlendikten sonra soframıza hazır hale getirilir ve birçok insanın bu işlemlerde emeği vardır. Besin maddelerimizi israf etmeyelim ve Dünyada bir dilim ekmeğe ihtiyacı olan milyonlarca insan vardır. Ekmeği tüketirken bütün bunları düşünmemiz gerekir
EKMEĞİN MACERASI Tarladan sofranıza gelene kadar Heyecanlı bir maceram var benim. Önce minicik bir tohumdum Beni savurarak attılar Karanlık bir toprağa. Aylarca bekledim sabırla burda Hava soğudukça soğudu çok üşüdüm Kar yağdı sonra lapa lapa İnce bir yorgan gibi örttü üstümü İnanamadım artık arkadaşımdı kar Sonra güneş çıktı ortaya Karlar eridikçe ısındı içim Güneş sevgiyle gülümsedi toprağıma İçimi öyle ısıttı ki güneş Can geldi köküme yaprağıma Kocaman bir başaktım artık Sapsarı güneşle yıkanmış gibiydi saçlarım Ama başım hep yerdeydi Sanmayın utangaçlığımdan Bunun sırrı tombul tanelerimdeydi Kocaman makineler ayırdı toprakla dostluğumu Binlerce arkadaşım ve ben fabrikaya yollandık Makineler içinde güle oynaya öğütüldük Bembeyaz toz bulutu gibi un olduk Suyla buluştuk sonra ekmek olmak için İçimizde bir sevinç coşuyordu için için Fırında piştik nar gibi kızardık Sofraya konmak için hazırdık artık Artık kimine umut kimine karın tokluğu olduk Kiminin sofrasında hayalimiz vardı sadece Kimileri bilmedi değerimizi attı bizi yere Ekmekle katık olduk fakirin sofrasında İsrafı sevenler çöpe attı bizi Siz siz olun değerimizi bilin Ekmek nimettir,bilin kıymetini.