19.yy.dan önce insanlar psikolojik olayları yalnız düşünme gücüne dayanarak, sırf mantıkla açıklamaya çalışmışlardır. Bu metoda spekülasyon denir. İnsanlar oturdukları yerde dikkatlerini çeken iç yaşantıları ve göze çarpan insan davranışları üzerinde fikir yürüterek, mantıklarını kullanıp, zihinsel çözümlemeler yaparak bir takım sonuçlara varmaya çalışmışlardır.
Yeni çağ’da doğa olaylarının objektif, bilimsel metotlar ile incelenmesi sonunda pozitif bilim alanlarında meydana gelen hızlı ilerleme ve teknik alanda günlük yaşamı kolaylaştıran keşif ve icatların çoğalması, bu metotlara karşı büyük bir ilgi uyandırmış ve bu araştırma metotlarının prestijini artırmıştır Bu metotlar, bilim adamları arasında o kadar büyük bir rağbet kazanmıştır ki, 19. yy.da sosyal bilimler alanında ve psikolojide de kullanılmaya başlanmıştır. Psikoloji, böylece bağımsız bir bilim haline gelmiştir.
1. Çabucak yetersiz verilerle sonuçlara varma eğiliminden kaçınmaya çalışmak başta gelen gereklerdendir. İnsanlar çabuk yargılara varma eğilimindedirler. Bu yüzden birçok yanılmalara düşerler.
2. Toplumca uygun görülen biçimde düşünüp davranan insanlar beğenilir ve onaylanır. 3. Değişik düşünenler ise, genel olarak hoş karşılanmaz, hatta cezalandırılır.
3. Bilimsel tutum, bir şeyin sağlam yollarla kanıtlanmadıkça kabul edilmemesini gerektirir. Şüphecilik bir bilim adamının belirgin özelliklerindendir. İyi bir bilim adamı, bir şey kesin bir şekilde ispatlanıncaya kadar onun doğruluğundan şüphe etmeye devam eder. 4. Objektif olarak yargılara varabilmek de önemli bir noktadır. Gözlenen olgulardan ve toplanan verilerden doğru, sağlam, akla uygun sonuçlar çıkarılabilmelidir. Bunun için de peşin yargıların, özel duyguların ve kişisel düşüncelerin etkisinden kurtulup tarafsız olabilmek gerekir.
Bilim, neden ve sonuç ilişkilerinin belirlenmesi ile meydana gelir. Her olayın ondan önce gelen birtakım ön koşulları bir sonucu olarak meydana gelmesine denir. Günlük dilde ön koşullara neden, bunlara izleyen olaylara da sonuç denir.
Bilimde olaylar, gerçekte olduğu gibi incelenir. Bunlara duygular ve kişisel düşünceler karıştırılmamaya çalışılır. Bunun gibi, bilimsel araştırmalarda değer yargıları da gerçek yargılarla karıştırılmamalıdır. Çünkü incelenen husus ahlak ve estetik değerler değil, gerçek durumdur. Bir pozitif bilim olmak amacını güden psikolojide, “insanlar nasıl olmalıdırlar?” değil,” insanlar nasıldırlar?” sorusunun cevabını bulmaya çalışırlar.
Hipotez incelenmekte olan olayların arasındaki ilişkileri ve bu olayların nedenlerini geçici olarak açıklayan fikirler, yargılar ve tahminlerdir. Bu hipotezlere ani kavrayış ve seziş yoluyla varılır. Hipotezler daha ileride yapılacak inceleme ve deneyimlerle ya doğrulanır ya da çürütülür. Kuram, birbiriyle ilişkili bir kaç hipotezin, anlamlı bir bütün olarak bir olayı açıklamasına denir. Kuram hipoteze nispetle gerçeğe daha çok yaklaşmış bir açıklama tarzıdır.
Bir bilimsel araştırmada genel olarak dört evre bulunduğu ileri sürülebilir. 1) İlk evrede gözlem veya deneyim yapılır. Doğal koşullar içinde yapılan incelemelere “ gözlem ” denir. Bir olayın koşulları araştırıcı tarafından belli bir düzene konarak yapılan incelemelere ise deneyim denir. Araştırıcı her seferinde incelediği olayı etkileyen koşullardan birini biraz değiştirerek gözlemde bulunur. Bu değiştirilen koşula bağımsız değişken denir. Üzerinde bağımsız değişkenin etkisi araştırılan olaya bağımlı değişken denir. Bağımsız değişkene günlük dilde “ neden ” diyebileceğimiz gibi, bağımlı değişkene de “ etki ”, “sonuç” denebilir.
2)Bilim pek çok sayıda gözlem ve deneyim sonuçlarının birikmesinden meydana gelir. Elde edilen bulgular, benzer ve ayrı tarafları ile birbirleriyle karşılaştırılır. Benzerliklerine göre gruplara, sınıflara ayrılır. Buna “ sınıflandırma ” denir. Gözlenmiş olguların sınıflandırılması, bir sıraya konması, birbirlerine olan ilişkilerinin orantılı değerinin saptanması da bilimin önemli görevlerindendir.
3) Üçüncü bir evre olarak da sağdamaya ( verifikasyon ) geçilir. Yapılan bütün araştırmalar, metotların açıklanması ile birlikte yazılı raporlar halinde ortaya konulur. Bu yazılı raporların başkaları tarafından yinelenmesi bulguların kanıtlanmasına ve doğruluk derecelerinin saptanmasını sağlar. Bilim tekrarlanabilir, kanıtlanabilir gözlemlerden oluşur. Bilimde biricik otorite tekrarlanabilir, sağdanabilir sistemli gözlemlerin sağladığı verilerdir. 4) Dördüncü bir evre olarak da genelleme, ( generalizasyon ) söz konusu olur. Tekrar tekrar gözlenmiş olaylar da değişmez ilişkiler kanunlar halinde formüle edilir.
Gayeli ve dikkatli bir gözlem bütün bilimsel araştırmaların temelini oluşturur. Gözlemler, genel olarak bir takım problemlerin çözülmesi veya bazı soruların cevaplanması için yapılır. Daha öncede denildiği gibi hipotez, gözlenen olgular arasındaki ilişkileri açıklayan yargılar veya tahminlerdir. Bunlar, yapılacak bilimsel incelemelerle ya doğrulanılır ya da çürütülür. Her hipotezin doğruluğunu araştırmak için eldeki verileri dikkatle gözden geçirmek, bir takım yeni gözlemlerle bilgi toplamak gerekir. Psikolojide gözlem metodu pek sık kullanılır. Evde, okulda, sokakta, iş yerlerinde insanların çalışma alışkanlıklarını, birbirleriyle olan ilişkilerini etkileyen koşullar incelenir.
Öteki pozitif bilimlerden ayrı olarak, psikolojide, gözlem metodunun 2 şekli vardır 1. Dışgözlem : psikolojide de gözle görülebilir dış davranışlar ve gelişmeler objektif olarak dıştan incelenebilir. 2. İçgözlem: psikolojide olayların önemli bir kısmı ( sevinmek, üzülmek vs.) zihinde meydana gelen birtakım iç yaşantılardır.bunlar doğrudan doğruya başkası tarafından gözlenemez. İçgözlem ve dışgözlem metotları sık sık birbirini tamamlamak üzere bir arada kullanılır.
Bazen gözlemler, incelenecek değişik olayın içinde geçtiği koşullar az çok değiştirilerek yapılır. Buna koşulların kontrol altına alınması denir. Psikolojide kullanılan bir diğer deneyim şeklide, birbiriyle eşleştirilmiş iki grup denek kullanılır. Bu gruplardan birine deneme grubu denir ve bağımsız değişken bu grupta değiştirilir. Ötekine kontrol grubu denir. Kontrol grubunun içinde bulunduğu koşullar üzerinde hiçbir değişiklik yapılmaz. Bunlar doğal koşullar içinde incelenir. Deneme grubu ile kontrol grubunda bulunanlar, bağımsız değişkenden başka bütün öteki koşullar bakımından eşleştirilmişlerse, davranışlarda meydana gelen değişikliğin, bağımsız değişkenin etkisinden meydana geldiği anlaşılır. Dikkatli ölçmelerle değişiklik derecesi saptanır.
Deneysel araştırmalar aletli ve aletsiz de yapılabilir. Bazen olayları daha iyi kontrol altına alabilmek, daha iyi gözlemek ve sonuçları daha iyi ölçmek için alet kullanmak, laboratuar ve gözlem odaları gibi özel araştırma yerlerinde çalışmak gerekir. Psikoloji laboratuarında görme deneyimleri hiç ışık sızmayan, tamamıyla karartılmış odalarda yapılır. Bunun gibi işitme ile ilgili araştırmalar da seslerden soyutlanmış bir laboratuarda yapılır. Psikolojide deneyim, fiziksel doğa bilimlerine oranla çok zor ve karmaşıktır. Çünkü psikolojik olaylarda rol oynayan etmenler çok çeşitlidir. Bazen bunların hepsini kontrol altına almak, tam olarak eleştirmek mümkün olmaz.
Psikolojide gözlem ve deneyimlerin daha iyi yapılabilmesi için birtakım araç ve tekniklerden yararlanılır. Soru listeleri ( anket ), zeka, özel yetenek ve bilgi testleri gibi envanterlerden yararlanılır.