Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN VÜCUT SIVILARI Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN
Su Dengesi Vücudumuzun önemli bir bölümü sudan oluşur ve su dengesi vücudun en önemli sorunlarından birisidir. Günlük olarak alınan ve vücuttan atılan su miktarı biribirine eşit olmalıdır ve ortalama olarka yaklaşık 2500ml civarındadır. Alınan su esas olarak besinler ve içeceklerle, ayrıca metabolik tepkimelerle elde edilir. Atılan su ise en büyük oranda böbreklerle olmak üzere, akciğer ve deriden hissedilmeyen su kaybı şeklinde (0.9 litre) ve az miktarda da dışkıyla (100 ml veya 0.1 litre) atılır. Girdi ve çıktının dengeli olması yaşam açısından çok önemlidir.
Su Dengesi Yeme ve içme Böbreklerde su geri emilimi Kazanılan = atılan
Su Dengesi Metabolizma Besinlerle Sıvılarla Günde ortalama alınan çıkan Feçes %4 Terleme %8 Deri ve Akciğerden gizli kayıp %28 İdrar %60
Su dengesi-Böbrekler Böbreklerimiz vücut su dengesi için temel işlev görürler. Glomeürler Filtrasyon (GF) denen bir işlemle kandaki plazmayı sürekli süzen böbrekler, vücudun ihtiyacına göre ne kadar su tutulup ne kadarının atılacağına karar verirler. Böylece vücut suyu, iç ve dış ortamın gerekliliklerine göre ayarlanarak sabit tutulur. GFR, böbreklerin süzme hızıdır ve vücut suyu azaldığında bu süzme işi de kendiliğinden azalır; böylece vücutta su tutulur.
Su dengesi-Böbrekler
Vücut sıvıları toplam üç bölmeye ayrılır: Kanın sıvı kısmı olan plazma Hücreler ve kan dışında kalan “doku sıvısı” (ki bu ikisine “hücre dışı sıvı” da denir) Hücre içi sıvı.
Kapiller endoteli Hücre zarı Kan hücreleri Hücre zarı HDS HİS Kan damarı Plazma Dokus sıvısı Hücre içi sıvı Hücre zarı HDS HİS
Vücut sıvı bölmelerinin nisbi miktarları ve birbirleri ile ilişkileri Vücut su bileşimi
Vücut su bileşimi TOPLAM VÜCUT SUYU 42L İNTRASELLÜLER SIVI (hücre içi) 28L EKSTRASELLÜLER SIVI (hücre dışı) 14L PLAZMA (damar içi) 4L İNTERSTİSİYEL (doku arası) 10L
Transsellüler sıvılar Hücre dışı sıvının bulunduğu yerler Hücre dışı-doku sıvısı bölümü Yaklaşık 1-2 L Sinoviyal (eklem sıvısı) Perikardiyal (kalp zarı sıvısı) Göz içi Peritoneal (karın zarı sıvısı) Beyin-omurilik sıvısı …
Vücut suyu, yaşa cinsiyete ve bir çok faktöre göre değişiklik gösterir Vücut suyu, yaşa cinsiyete ve bir çok faktöre göre değişiklik gösterir. Ayrıca organların içerdikleri su oranları da çok farklı olabilir.
Çeşitli dokulara ve yaşa göre su oranı Kan 83,0 Böbrek 82,7 Kalp 79,2 Akciğer 79,0 Dalak 75,8 Kas 75,7 Beyin 74,8 Deri 72,0 Karaciğer 68,3 Kemik 31,0 Yağ 10,0 Tüm vücut 62,0 Yaş Su % 15 günlük embriyo 92 30 günlük embriyo 80 Yenidoğan 77 9 günlük 76 14 günlük 73 3 aylık 66 10-18 yaş 59 18-40 yaş 61 40-60 yaş 55 60 yaş üstü 52
Hücrenin içi ve dışı arasında iyon dağılımında bir dengesizlik vardır. Sodyum (Na) hücre dışında fazla iken, potasyum (K) hücre içinde fazladır. Bunlar vücudumuzun ana katyonlarıdır (artı yüklü iyonlar). Hücre dışında en fazla bulunan anyon (eksi yüklü iyon) ise Klor (Cl)dur. Hücre içinin esas anyonu ise fosfatlar ve proteinlerdir.
Çeşitli iyonların hücre içi (eritrosit) ve hücre dışı konsantrasyonları (mmol/l) Na 12±3 142±4 K 140±? 4,2±0,4 Mg 30±2 1,4±0,2 Ca <10-3 1,2±0,2 Cl 10±5 108±5
Vücut sıvılarının iyon bileşimi İyonların hücre içi ve dışındaki dağılımları Katyonlar Anyonlar Ca2+ Fosfat ve organik anyonlar Protein-- Na+ K+ Cl HCO3 Mg2+ H. Dışı Sıvı … H. içi Sıvı
Sıvı Hareketleri Sıvı bölmeleri arasında Starling güçleri ve osmos aracılığıyla madde ve su geçişi gerçekleşir Plazma İnterstisyel Sıvı Intrasellülar Starling Güçleri Osmoz . Osmoz
Suyun blmeler arası difüzyonu “osmoz” aracılığıla olur. Suyun seçici geçirgen membranlardan net geçişi. Hareket, suyun çok olduğu bölümden az olduğu bölüme doğru. Ozmoz için: Membranın iki tarafındaki solüt (çözünmüş madde) miktarı farklı olmalı. Membran solüte geçirgen olmamalı. Ozmotik aktif solüt: Zardan serbestçe geçemeyen maddeler...
Seyreltik Yoğun (derişik) Çözünen SU Suyun az yoğun olduğu ortamdan çok yoğun ortama kendiliğinden geçişine osmoz denir .
Osmol-Mol ilişkisi Ozmolarite, molariteden farklıdır. Ozmotik olarak aktfi paritkül sayısına bağlıdır. Örneğin glikoz, suda çözüldüğünde molekülleri parçalanmadığından mol sayısı kadar aktif partikül oluşturur. Bu yüzden osmolaritesi molaritesine eşittir (1 mol glikoz çözündüğünde 1 osmol çözelti oluşur). Fakat NaCl (sofra tuzu) çözündüğü zaman Na ve Cl olarka ayrıldığından molaritesinin iki katı osmolariteye sahip olru (1 mol NaCl çözündüğünde 2 osmollük bir çözelti oluşturur).
Osmol-Mol ilişkisi Sıvının içerisindeki su yoğunluğu, çözeltideki madde partiküllerinin sayısına bağlıdır. Çözeltideki partiküllerin toplam sayısı = OSMOL 1 osmol (Osm) = 1 mol katı partikül OSMOL= osmotik aktif partikül sayısı OSMOLALİTE: osmol/Kg su OSMOLARİTE: osmol/litre
Osmozun etkisi Osmoz sonucunda net su hareketinin olduğu kısımda bir basınç veya seviye artışı olur .
Osmotik Basınç Bu hacim artışını durduracak zıt kuvvete osmotik basınç denir. Seçici geçirgenliğe sahip bir zardan osmozu engelleyen zıt kuvvet. Madde yoğunluğuna bağlıdır. Osmotik aktif partikül sayısı ile doğru orantılı
Osmoz ve Osmotik denge Osmotik basıncın şematik gösterimi
Vücut sıvılarının osmolaritesi Kriyosopi, çözünmüş madde miktarına göre donma noktasının değişmesi prensibiyle osmolarite hesaplanmasına denir Osmolaritenin ölçümü : Kriyosopi 1 mol çözünen madde, suyun donma noktasını –1.86oC ye düşürür. Plazma–0.56oC de donar 0.3 Osm veya 300 mOsm. .
Tonisite İzotonik: Plazma ile eş ozmotik basınçta. Hücrelerle ile sıvı arasında net su hareketi yok. Hipotonik: Osmotik aktif partikül sayısı dolayısıyla osmotik basıncı plazmadan daha az. Hücrelere net su girişihemoliz. Hipertonik: Osmotik aktif partikül sayısı dolayısıyla osmotik basıncı plazmadan daha fazla. Hücrelerde büzüşme (krenasyon).
Kırmızı kan hücrelerinin (eritrosit) farklı derişimdeki çözeltilerdeki durumları. Hipertonik ortamda su kaybeden eritrositler büzülürken (krenasyon); hipotonik ortamdakiler şişer ve hatta parçalanır (hemoliz). İzotonik ortamda Hipotonik ortamda Hipertonik ortamda
Klinikte kullanılan izotonik çözeltiler % 0.9 luk NaCl (SF) % 5 Dekstroz % 1.4 lük sodyum bikarbonat
Vücut sıvı kompartmanları-özet
Anyon ve katyonların hücre içi ve dışı dağılımları-özet
Plazmanın non-elektrolitleri-özet
Lenf damarları ve Ödem Dokularda bulunan lenf damarları, damarlarda sızan küçük protein moleküllerini ve sıvı fazlasını emerek tekrar dolaşıma veren yapılardır. Bu sayede dokularda sıvı birikimi önlenir. Eğer lenf sistemi doğru çalışmazsa dokularda sıvı birikimi meydana gelir ki buna “ödem” adı verilir.
Lenf damarları ve Ödem
Bitti...