KİŞİLİK=PERSONALITY
Bireyin düşünce, duygu ve davranışlarının farklı koşullar altında da olsa dirençli olan yanları olarak tanımlanmaktadır. Kişinin kendine özgü bir farklılığının, belirgin özelliklerinin olması durumudur.
Kişilik, insanın, konuşma, düşünme, hissetme, olaylara ve insanlara bakış şekilleriyle doğuştan getirdiği ve sonradan kazandığı, onu diğer insanlardan ayıran özelliklerin tümünün oluşturduğu bir bütündür.
Kişilik ile ilgili dikkat çekici noktalar… Kısa sürede ve kolayca değişmeyen dirençli özellikler Bireyin duygu, düşünce ve davranışlarının toplamından oluşan kapsamlı ve tutarlı özellik Bir bireyi diğerlerinden ayıran belirleyici özellik Farklı koşullar altında olsa bile benzer davranmasını sağlayan psikolojik özellik Hem öğrenilmiş hem de doğuştan getirilen boyutları bulunmaktadır. Kişiliğin oturması bireyin uyumunda işlevseldir.
HİPOKRAT--- safra ve kan PLATAON, ARİSTOTALES Kişilik teorisyenlerinin iki temel amacı vardır Kişiliğin nasıl bir yapısının olduğunu ortaya koymak Bireyi diğerlerinden ayıran veya diğerleriyle benzer olan özellikleri neler
Huy( Mizaç ) ve Karakter Kişilik doğuştan etkin olan mizaç (huy) ile, sonradan çevrede şekillenen karakterin ahenkli bir bütünlüğü ile ortaya çıkar.
Mizaç Mizaç (huy); doğuştan getirilen, oldukça sınırlı,belirli duygusal tepki biçimleridir. Çabuk öfkelenmek, sıkılmak, neşelenmek, hareketli veya hareketsiz olmak …
Karakter Kişiliğin içinde yetişilen,yaşanan toplumsal çevrenin değer yargılarıyla oluşan yanıdır.
KİŞİLİK KAVRAMI İLE İLGİLİ YAKLAŞIMLAR Psikoanalitik Kuram Psikososyal Gelişim Kuramı Bilişsel-Sosyal Yaklaşımlar Hümanistik Yaklaşımlar
Psikoanalitik Kuram Temel Kavramlar Topografik model (bilinç, bilinçöncesi, bilinçdışı) Yapısal model (İd, Ego, Süperego) Psikoseksüel gelişim kuramı İçgüdü kuramı (yaşam-ölüm) Savunma mekanizmaları Kişilik gelişimi ile ilgilli kuramları
1. Topografik Model Davranışların temelinde bilinçdışı düşünceler ve materyaller bulunur. Bilinçlilik durumu üç bölümden oluşur. Bilinç (Farkında olduğumuz yaşantılar) Bilinç öncesi (Farkında olmadığımız ama biraz düşününce bilince çıkarabileceğimiz yaşantılar) Bilinçdışı; (ancak özel tekniklerle bilince çıkarılabilen alan)
Bilinçdışı nedir? (Freud’un kişiliğin yapısına ilişkin görüşlerinin temelini oluşturmuştur) Farkında olmadığımız ve tipik olarak davranışları yönlendiren duygu, düşünce ve güdülerden oluşur. Davranışların nedenlerinin geçmiş yaşantılara ilişkin duygu ve düşüncelerin izlerinin bilinçdışını oluşturduğu varsayılır. Bilinçöncesi nedir ? o an farkında olunmayan ancak kendiliğinden ya da bir uyaran ile bilince gelmesi mümkün olan yaşantıların ve bilgilerin bulunduğu katmandır. Bilinç nedir? Bilinç, kişilik sisteminde yapısal öğelerden egoya karşılık gelen kısmıdır. Yani gerçeklikle açıklanan ve farkında olunan zihinsel öğedir. Bilinç o anda kişinin farkında olduklarıdır ve son derece geçici bir durumdur.çünkü düşünceler hızla bilinçöncesi ve bilinç arasında gidip gelebilmektedir.
2. Yapısal Model İd:İnsanın biyolojik yanı Ego:İnsanın psikolojik yanı Süperego:insanın toplumsal yanı
Yapısal görüşe göre zihinsel yaşamın parçaları İd nedir?İd, insan zihninin biyolojik yapısı olup, daha sonra ego ve süperegonun üzerine geliştiği kişilik sisteminin en ilkel yapısıdır. İd, yaşam, ölüm, cinsellik ve saldırganlık gibi dürtülerden oluşur ve haz ilkesine göre çalışır. Mantıksız, bencil ve bireyseldir. Ego nedir? Arabulucudur. Egonun başlıca amacı ve işlevi, id’in aşırı isteklerine karşı onları gerçeklere uygun bir biçimde doyuma ulaştırmaktır. İkincil süreç denilen bu süreç gerçeklik ilkesine dayanır. Ego, mantıklı, gerçekçi ve hoşgörülüdür. Kişiliğin mantıklı düşünebilen ve gerçekçi değerlendirme yapabilen bölümüdür. Süperego nedir? Süperego toplumsal aktarımın ürünü olan ahlaki işlevlerin temsilcisidir. Ulaşılmak istenen idealleri, mükemmelleri kapsar. Başlıca işlevi, davranışları toplumun beklenti ve kuralları doğrultusunda kontrol etmektir) olarak tanımlar.
Yapısal Kişilik Kuramı Id – İnsan varlığının ham/ilkel tabiatıdır Haz ilkesi hakimdir. Ego - İdin isteklerini gerçeğe uygun biçimde karşılamak ister. Gerçeklik ilkesi hakimdir Ego Super Id Super Ego - Vicdanın sesi! Nasıl davranmak zorunda Olduğumuz… Kurallar!
https://www.youtube.com/watch?v=l30BfIj7bXI
3. Psikoseksüel Gelişim Kuramı 1.Oral Dönem (0-1 yaş) 2.Anal Dönem (1-3 yaş) 3.Fallik Dönem (3-6 yaş) 4.Latans(=Gizil) Dönem (6-12 yaş) 5.Genital Dönem (12-18 yaş) (18-35 yaş) (35-60 yaş) (60+)
1.ORAL DÖNEM( 0-1 YAŞ): - Bu dönem id’in egemenliği altındadır. - En önemli organ ağızdır. -Oral dönemde temel haz kaynağı emmedir.Bebek eline geçen her şeyi,dokunduğu her şeyi ağız yoluyla tanımaya çalışır. -Bu dönem de bebeğin beslenmesi ve emzirilmesi önemlidir. Bu dönemdeki gereksinimlerin karşılanmaması; başkalarına güvenmeme, başkalarının sevgisini reddetme, kişisel ilişkilerden korkma veya bu tür yakın ilişkiler kuramama gibi kişilik sorunlarına yol açabilir.
2. ANAL DÖNEM(1-3 YAŞ): -Anal bölge haz kaynağıdır. Bu dönem idrar ve dışkı çıkarma ile ilgilidir.Haz kaynağı içerde biriken dışkısını tutmak yada bırakmak. -Tuvalet kontrolü eğitimi önemlidir. Çocuğun kişilik gelişimi anne-babanın anal dönemde sahip olduğu disiplin kurallarından ve davranışlarından etkilenebilir. -Hoşgörüsüz, katı, baskıcı yolla tuvalet eğitimi veren anne-baba yada bakıcılar, çocuğun bu döneme bağımlı olmasını sağlarlar. Tuvalet eğitimi iyi olanlar yaratıcı, üretken, aktif olurlar. Kötü olanlar inatçı, cimri, aşırı düzenli veya aşırı düzensiz, saldırgan olurlar. Ayrıca bu dönemde çocuklar bağımsızlığın öğrenilmesi, kişisel gücün kabul edilmesi, öfke ve saldırganlık gibi olumsuz duyguların nasıl ifade edileceğinin öğrenilmesi gibi gelişimsel davranışları edinirler.
3.FALLİK DÖNEM (3-6 YAŞ): -Bu dönemin haz kaynağı cinsel organdır. -Çocuk karşı cinsteki ebeveyne açık olarak daha fazla sevgi gösterir.Erkek çocuk annesine karşı (Oedipus) bir yakınlık beslemesi,kız çocuğun da babaya karşı (Elektra) yakınlık istemesi normal karşılanmalıdır. Anne-babanın çocukta ortaya çıkan cinselliğe karşı verdiği sözlü ya da sözsüz tepki, çocuğun geliştirdiği cinsel davranışlar ve duygular (erkeklerde kendini beğenmişlik, böbürlenme vb.; kadınlarda kadınsal özellikleri vurgulama vb.) üzerinde etkili olabilir. Oedipus karmaşası: Bu karmaşada erkek çocuk annesine bir tür cinsel yakınlık duyar ve bu durumun babası tarafından cezalandırılacağı kaygısını yaşar. Elektra karmaşası: Bu karmaşa türünde de kız çocukları babaya karşı cinsel yaklaşım duyar ve annenin kızacağına ilişkin kaygı durumu yaşar.
4.LATANS [GİZİL] DÖNEM (6-12 YAŞ): -Çocuk cinsel konulardan hoşlanmaz ve kendini daha çok okula, oyuna ve spora verir. -Çocuklar sevgi gösterilerini ev dışında arkadaşlarına yöneltirler. Bu dönem çocuğun dışa açıldığı ve diğerleriyle ilişkiler kurduğu, aynı cinsten ebeveynlerle özdeşleşme ve edinilen cinsel kimlikle ilişkili toplumsal rolleri daha fazla pekiştirdiği sosyalleşme dönemidir. -Ergenlik fırtınası öncesindeki durgunluk dönemidir.
5.GENİTAL DÖNEM(12-18 yaş): -Hızlı fiziksel gelişme ve buluğa erme ile cinsel dürtüler artar. -Cinsel gelişim artar, üreme sistemi gelişir. -Ergen ebeveynle ilişkilerini düzenlemek,çatışmalarını çözümlemek ihtiyacındadır. -Karşı cinsle arkadaşlık kurulur. Bu dönem ergenlikle başlar ve yaşlılığa kadar sürer. 18-35 yaş 35-60 yaş 60+
4. İçgüdü Kuramı Kaynak (içgüdünün temsil ettiği bedensel gereksinim) Yaşam içgüdüleri: Zevk veren eylemler, acıları engelleyerek zevk almak, yemek-içmek-cinsellik Ölüm içgüdüsü: Saldırganlığa iten güdü, ölüm korkusunu yenmek için çeşitli nesnelere zarar verme eylemi Kaynak (içgüdünün temsil ettiği bedensel gereksinim) Amaç (gereksinimin doyurulması) Nesne (içgüdünün doyumunu sağlayabilecek her şey) İtici güç (içgüdüyü tatmin etmek için kullanılan enerjinin miktarı)
5. Savunma mekanizmaları Kaygı mekanizmaları Gerçeklik kaygısı: dış dünyadan gelebilecek gerçek tehlikelere karşı korku (birinci kat-hırsızlık) Nevrotik kaygı: kontrolünü kaybetmesi sonucunda kişinin içgüdülerinin denetimi altına gireceği ve bu nedenle cezalandırılacağı korkusu (dalga geçen birine karşı öfke kontrol edemeyeceği düşüncesi) Ahlaki kaygı: kendi vicdanından korkma, (okulun camını kırıp suçu başkasına atan çocuğun düşüncesi) Bastırma Yansıtma Karşıt tepki geliştirme Gerileme Yer değiştirme Akla uygunlaştırma Yüceltme Yadsıma (inkar) Özdeşleşme
Bastırma Uygun görülmeyen istek, duygu, düşünce ve anıların bilinçten uzaklaştırılması bastırmadır. Bastırılmış duygular, düşünceler ve geçmiş yaşantılar çoğu kez rüyalarda ve dil sürçmelerinde gün yüzüne çıkar. Kocası ölen kadının kocasının ölümünü hiç hatırlamaması. Freud babasının cenazesine yetişememiştir.
Yansıtma Birey kendi güdü, düşünce ve duygularını başkalarına yükleyerek rahatlamaya çalışır. Çok hırslı birey “işyerinde herkes çok hırslı kimseye güvenilmiyor” diyerek yansıtma yapabilir. Sadece benim değil bütün arkadaşlarımın evliliği kötü gidiyor. Hoca bana taktı.. Sürekli içki içen birinin eşine beni sen bu hale getirdin demesi
Karşıt tepki geliştirme Toplumun hoşuna gitmeyecek davranışlarının yerine toplumun hoşuna gidecek davranışları sergilemek. İçkiye çok düşkün olan birinin Yeşilay’a üye olması. Arkadaşını çekemeyip ona kötülük düşünen birisinin aksine iyi davranması. Öğretmeninden nefret eden bir çocuğun herkese onun çok iyi biri olduğunu ve çok sevdiğini söylemesi
Gerileme İnsanın erişmiş olduğu gelişim düzeyine göre daha ilkel olan davranış basamaklarına dönmesidir. Yeni kardeşi doğan çocuğun tuvalet eğitimi almışken tekrar altını ıslatmaya başlaması. Telefonda sevgiliyle çocukça konuşarak ilgi çekme
Yön (yer) Değiştirme Engellenmesine neden olan insana türlü nedenlerle karışamayan insan kendisinin egemenlik kuracağı birinden veya eşyadan hırsını çıkartması. Müdürüne kızıp eşine bağırması Sınavdan düşük alan öğrencinin öğretmenine kızıp arkadaşına çıkışması. Öğretmene kızan çocuğun gücü yettiği köpeğine kötü davranması Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla Pireye kızıp yorganı yakma
Akla uygunlaştırma Kabul edilmeyecek davranışı türlü bahaneler bularak haklı göstermeye çalışması. Maçta yenilen takım oyuncunun sahadan şikayetçi olması. Sınavda başarısız olan öğrencini sınav ortamının kötülüğünden bahsetmesi. Zaten yalnızlığı seviyorum ki… (dışlanma)
Yüceltme Bastırılmış güdü ve duyguların sosyal açıdan kabul edilebilir kanallara yöneltilmesidir. Şiddet eğilimi olan bir birey boksör olarak bu ihtiyacını toplum tarafından kabul edilir hale getirebilir.
İnkar (yadsıma) Bireye acı veren bir durumu kabul etmeyi reddetmesi. Eşini kaybeden kişinin onun öldüğünü kabullenememesi. Boşanmış bir ailenin çocuğunun sürekli ailesi ile yaptığı etkinliklerden bahsetmesi
Özdeşleşme Hayatta türlü başarısızlıklar engellenmeler ve yılgınlıklar nedeniyle bireyin herhangi bir alanda başarılı bir kişi ya da kişilerle kendini bir sayması, kendini onlara yakın hissederek doyum sağlaması. Başarısız bir öğrencinin sürekli babası ile övünmesi. Fakir bir kişinin zengin akrabasıyla övünmesi Çocuğun doktor babasının önlüğünü giyip evde dolaşması
SAVUNMA MEKANİZMALARI Her sağlıklı insan ara sıra savunma mekanizmalarını kullanır Eğer bu mekanizmalar çok kullanılırsa ve kişilik haline gelirse bireyde gerçeklik algısı kaybolur