DİNİ TASAVVUFİ (TEKKE) EDEBİYATI .
TEKKE EDEBİYATI Tasavvuf” dünya hayatının aşırılılıklarından uzak durarak Allah’a gönülden bağlanma,Allah’ın varlığına insanın kendi varlığından vazgeçmesi, benliğini (nefsini) yok edip gönlünü ilahi aşkla doldurması esasına dayanan, İslami bir düşünce akımıdır. Türkistanlı Hoca Ahmet Yesevi Türk tasavvufunun kurucularındandır. Anadolu’da tasavvufun, onun öğrencileri tarafından yayıldığı kabul edilir. Tasavvufçular (mutasavvıflar, sofiler) düşüncelerini halka yaymak için edebiyatı, özellikle Şiiri araç kabul ederler. Bunun sonucu olarak Anadolu’da 13. yy’dan itibaren güçlü bir tasavvuf (tekke) edebiyatı olmuştur.
NOT Anlattıklarımızın ve soruların daha iyi yorumlanabilmesi için şu terimlerin bilinmesi yararlı olacaktır:
TEKKE EDEBİYATI VAHDET-İ VÜCUT: (Varlığın birliği) Evrende sadece Allah’ın varlığı söz konusudur. Diğer varlık zannettiğimiz, bu “mutlak varlığın”, Allah’ın bir parçası ve görüntüsüdürler. Tekke: Tasavvuf ehli kişilerin, tarikat mensuplarının barındıkları, eğitim gördükleri yer, kuruluş. PİR: Tarikat kurucusu.
TEKKE EDEBİYATI ŞEYH: 1) Tarikat kurucusu. 2) Tarikatta en yüksek dereceye ermiş kişi. 3) Tarikat kollarından birinin başında bulunan kimse.
TEKKE EDEBİYATI DERVİŞ: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına uygun yaşayan kimse. ABDAL: Gezgin derviş. HALİFE: Tarikat kurucusunun ya da şeyhin kendisine vekil tayin ettiği, yetki verdiği kişi.
GENEL ÖZELLİKLERİ a) Gerek dini-tasavvufi görüşler, gerek bunların işlenişi yönünden Arap-İran tasavvuf edebi-yatlarının etkisi söz konusudur. Ancak etki-lenme, Divan Edebiyatı’ndaki boyutlarla değildir. b) Tasavvufa ait kavramları anlatan terimler dolayısıyla yabancı sözcük ve tamlamalar Aşık Tarzı Edebiyattan daha fazladır.
GENEL ÖZELLİKLERİ c) Eserlerin çoğu yazılı olarak oluşturulmuş ya da sonradan yazıya geçirilmiş. d) Manzum eserler düzyazıdan daha çoktur e) Ağılıklı olarak hece ölçüsü kullanılmıştır. Aruz u kullananlar da çoktur.
GENEL ÖZELLİKLERİ F ) Dörtlüklerle kurulan, koşma biçim özellikleri taşıyan şiirler çoğunluktadır. Beyit birimiyle gazel, kaside,mesnevi biçimli şiirler de yazmıştır. Divan tarzı tevhit, münacaat, naat türü şiirlere rastlanır. g) Tekkelerde ve halkın karşısında şiirlerin okunuşu sırasında ya da ayinlerde müzik eşliği oldukça yaygındır.
NOT Bu özelliklerin dışında kalan; eserlerini aruz ölçüsüyle ve Divan Edebiyatı diliyle, hatta tamamıyla Arapça-Farsça yazan tasavvufçular da vardır. Örneğin Mevlana Anadolu’da yetişen ilk ve en büyük Türk mutasavvıf olduğu halde eserlerini Farsça yazmıştır. Şeyh Galip, Divan tarzında eser verdiği için Tekke Edebiyatı çerçevesinde düşünülmez, Divan Edebiyatı mensubu sayılır.
TEKKE EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ ,
İLAHİ Dini-tasavvufi Türk şiiri nazım şeklidir. İlahi’nin kelime anlamı "Allah'a mahsus, Allah'a ait" demektir. Allah’ı övmek ve ona yalvarmak için yazılan şiirlerdir. Allah sevgisiyle, insan sevgisini bütünleştiren içten şiirlerdir.
İLAHİ Özel bir ezgiyle okunur. Hecenin 7’li, 8’li, 11’li kalıbıyla söylenir. Dörtlüklerden oluşur. Dörtlük sayısı 3 ila 7 arasında değişir. Genelde koşma gibi (abab cccb dddb) kafiyelenir.
İLAHİ Genelde koşma gibi (abab cccb dddb) kafiyelenir. Son dörtlükte şairin adı veya mahlası geçer. Bazı tekke şairlerinin aruz vezniyle de ilahiler kaleme aldıkları görülür. İlahi nazım şeklinin öncüsü Yunus Emre'dir.
İLAHİ ÖRNEĞİ Aşkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım dün ü günü Bana seni gerek seni Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum Bana seni gerek seni (Yunus Emre)
NEFES Bektaşi şairlerinin söyledikleri şiirlere denir. Bektaşi şairlerinin söyledikleri şiirlere denir. *Tasavvuftaki Vahdet-i Vücud düşüncesi anlatılır. *Alevi-Bektaşi ilkeleri, tarikat kuralları dile getirilir. *Hz. Muhammed ve Hz. Ali için övgüler de söylenebilir. NEFES Bektaşi şairlerinin söyledikleri şiirlere denir. Tasavvuftaki Vahdet-i Vücud düşüncesi anlatılır Alevi-Bektaşi ilkeleri, tarikat kuralları dile getirilir.
NEFES Hz. Muhammed ve Hz. Ali için övgüler de söylenebilir Dili sade bir Türkçe olan nefesler biçim olarak koşmaya benzer. Genelde koşma gibi (abab cccb dddb) kafiyelenir.
NEFES Nazım birimi dörtlüktür. Dörtlük sayısı 3 ila 8 arasında değişir. Daha fazla da olabilir. Genelde hece ölçüsüyle yazılır. (7, 8, 11′li kalıpları) Aruz ölçüsüyle yazılan nefesler de vardır. Nefeslerde, kalenderâne ve alaycı bir üslup dikkati çeker.
NEFES Duygu ve düşünceleri nükteli bir şekilde ve zarafet ölçüleri içinde söylemek nefesin en belirgin özelliğidir. Yunus Emre, Eşrefoğlu Rumi, Hatayi, Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal nefes türünde eserler vermiştir.
NEFES ÖRNEĞİ Eğer ekilir de bostan olursam Şu halkın diline destan olursam Kara toprak senden üstün olursam Bu yıl bu yayladan Şâh'a gidelim Bir bölük turnaya sökün dediler Yürekteki derdi dökün dediler Yayladan öteki yakın dediler Bu yıl bu yayladan Şâh'a gidelim (Pir Sultan Abdal)
NUTUK Pirlerin ve mürşitlerin, tarikata yeni giren dervişlere tarikat derecelerini ve tarikat adabını öğretmek için söyledikleri şiirlerdir. Daha çok Bektaşi tarikatında söylenir. Türün en önemli temsilcisi Kaygusuz Abdal'dır. Şekil yönüyle koşmaya benzer.
NUTUK ÖRNEĞİ Evvel tevhid sürer mürşid dilinden Erişir canına fazlı Huda'nın Kurtulursun emarenin elinden Erişir canına fazl-ı Huda'nın İkincide verir lafzatu'llâhı Anda keşf ederler sıfatu'llâhı Hasenat yeter der eder günahı Erişir canına fazl-ı Huda'nın
DEVRİYE Devir felsefesini ve insanın varoluşunu anlatan şiirlere denir. “Evrendeki canlı cansız her şey Allah'tan gelmiştir, yine Allah'a dönecektir.” Felsefesi vurgulanır. İlahiyle benzerlik gösterir
DEVRİYE ÖRNEĞİ Ak süt iken kızıl kana karışıp Emr-i Hak'la coşup cevlana geldim Mâ-i carî ile akıp yarışıp Katre-i na-çizden ummana geldim (Hüsni)
ŞATHİYE Tasavvuf edebiyatında bir şiir türüdür. İlk bakışta dine aykırı gibi görünen, aslında vahdet-i vücud felsefesi ile ilgili bir görüşü dile getiren tasavvufi manzumelere verilen addır. Şathiyede şair, şiirlerini alaylı bir ifade ile yazar. Hatta bazı sözleri ilk bakışta anlamsız gibi görünür. Ancak anlamsız gibi görünen bu sözlerin altında derin anlamlar gizlidir.
ŞATHİYE Tasavvufi konuları işleyenleri şathiyat-ı sûfiyâne adını alırlar. Genelde Bektaşi şairlerinde görülür. Yunus Emre, Kaygusuz Abdal gibi şairlerin şathiyeleri vardır.
ŞATHİYE ÖRNEĞİ Sekiz cennet yaptın sen Âdem için Adın büyük bağışla onun suçun Âdemi cennetten çıkardın niçin Buğday nene lâzı harmancımısın (Azmî)
DEME Alevilerin dini törenlerde söyledikleri tasavvufi görüşlere uygun şiirlere verilen isimdir. Kafiye düzeni koşmaya benzer. Saz eşliğinde belli bir makamla söylenir.
DEME ÖRNEĞİ San tanburadır adım Göklere ağar feryadım Pir Sultan’ımdır üstadım Ben anınçün inilerim (Pir Sultan Abdal)
. HAZIRLAYAN MUHARREM ESEN 1436 1436 .
TÜRK EDEDEBİYATI DERSİ ÖĞRETMEN . ADNAN ERSOY HAKTANIR TÜRK EDEDEBİYATI DERSİ ÖMER ÖZMİMAR A.İ.H.L .