FİZYOLOJİK PSİKOLOJİ Doç. Dr. Şenol Beşoluk
İnsanları duyusal uyaranlara nasıl tepki verdiği, algı, öğrenme, hatırlama-unutma, güdüler gibi birçok konuyu deneysel psikoloji çalışmaktadır. Deneysel psikoloji; duyum, algı, bellek, öğrenme, güdü ve duygu ile davranışın fizyolojik temelleri üzerinde durur. Deneysel psikologlar çeşitli psikolojik problemleri çözmek yerine, davranışların temellerini bulma ve anlama gibi konularla ilgilenirler. Fizyolojik psikoloji ise hem deneysel psikoloji, hem de biyoloji ile ilişkili bir araştırma alanıdır. Fizyolojik psikologlar (nöro psikologlar), davranış ile biyolojik süreçler arasındaki ilişkiyi araştırırlar.
Zihin ve bedenin biraraya getirilmesi çeşitli aşamalar sonucunda gerçekleşmiştir. İlk aşamayı Descartes’in felsefi ve gözlemsel olarak ulaştığı şu sonuç oluşturmuştur: Beden, doğa felsefesi kapsamında ele alınabilir. İkinci aşamayı fizyolog ve tıp mensuplarının bazen düşünerek ve daha fazla fizyolojik bulgular yoluyla ulaştığı sonuçlar oluşturmuştur: Bedensel olaylar doğa olaylarının tabi olduğu yasa ve kuramlar yoluyla, mekanistik olarak açıklanabilir. Yeni araştırma teknikleri de kullanılarak yapılan çalışmalar, zihinsel olayların sinir sistemi ve beynin ürünü olduğunu göstermiştir. Yapılan bilimsel ve deneysel çalışmaların bulguları son aşamayı oluşturan şu sonuca varılmasını sağlamıştır: Zihin, bedensel olaylar ve beynin bir ürünüyse, beden ve beyin doğa olaylarından olduğuna göre, zihinsel olaylar da doğa olaylarının tabi olduğu yasa ve kuramlar yoluyla açıklanabilir.
Helmholtz ve Fechner tarafından “fizyolojinin fiziği” kavramı zihinsel süreçlere uygulanmıştır. Bu gelişim çizgisinin en üst noktasını Wundt tarafından fizyolojik psikoloji bilim dalının kurulması oluşturmuştur
Çağdaş bilimde, zihin (bilişsel süreçler ve davranış) ile beden (sinir sistemi ve özellikle beyin) ilişkisinin iki şekilde incelenebileceği kabul edilmektedir: multidisipliner yaklaşımın kullanımı veya disiplinler-arası dallarda çalışılması.