Fenomenolojik Yaklaşımlar

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Bilişsel Alan Kuramları ve Eğitim Programları S.37-47
Advertisements

Psikolojinin Konuları
YAŞAM ALANI Lewin ve Gestalt Selma Çelik
YARINA KALMAK ADINA SORUMLULUK EĞİTİMİ
GENÇLERDE ÖZGÜVEN GELİŞİMİ.
Hazırlayan: Öğr.Gör. Funda YORULMAZ
KİMLİK GELİŞİMİ VE KENDİNİ KABUL
OKUL-AİLE İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ
REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA HİZMETLERİ
HÜMANİSTİK ÖĞRENME Hümanistik yaklaşımlar bireyin öznel algıları üzerinde yoğunlaşırlar. Buna göre bireyin kendine dünyayı ve olayları yorumlama biçimi.
PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK HİZMET ÇEŞİTLERİ
2 SINIF YÖNETİMİ Prof.Dr. Mustafa Ergün
Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
REHBERLİK.
PSİKOLOJİK DANIŞMA KURAMLARI
İLETİŞİM BECERİLERİ MODÜLÜ Anlaşılır Dile Çevirme ve Temel Gereksinimler.
Hazırlayan Psk.Dan.Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan. Sinem TARHAN
UYUMSUZ ÇOCUKLARIN TANINMASI VE TEŞHİSİ
Dr M SÖZBİLİR Motivasyon
Maslow’un Teorisi Dr. Alper Engeler
Kişilik Gelişimi.
OKUL BAŞARISIZLIĞI.
Beş Aşamalı Mesleki Rehberlik ve
Güce Çok Programlı Anadolu Lisesi
Kişilerarası iletişim çatışmaları
REHBERLİK SERVİSİNİN TANIMI VE İLKELERİ
Mentör Öğretmenlik.
YARINA KALMAK ADINA SORUMLULUK EĞİTİMİ
BİR YAŞAM TARZI OLARAK SPOR Doç.Dr.Sebahattin DEVECİOĞLU
MOTİVASYON.
KENDİNİ TANIMA Ses tonumuzun ve davranışlarımızın, yani iletişimde mesajlarımızın % 90'ının kontrolünü elimizde tutabilmemiz ancak kendimizi tanımamızla.
STRUKTURCULAR Psikolojinin bir bilim olarak ortaya çıkışına eşlik eden ve doğa bilimlerinden esinlenen bir yaklaşımdır. 1879’da Alman psikolog WILHELM.
Hümanist (İnsancıl) Yaklaşım çağdaş bir psikoloji akımıdır
Bireysel Farklılıklar ve Engellilere Yönelik Tutumlar
PERSONELİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE MOTİVASYONU
DİĞER TUTUMLAR.
PSİKOLOJİDE EKOLLER.
BÖLÜM 7 AHLAKİ GELİŞİM, DEĞERLER ve DİN. BÖLÜM 7 AHLAKİ GELİŞİM, DEĞERLER ve DİN.
Kendini Gerçekleştirme
GİRİŞ.
MOTİVASYON.
Öğrenciyi Tanıma Yrd. Doç. Dr. İhsan Sarı.
Sosyal Öğrenme Kuramı (Bandura)
BÖLÜM 6 Kültür, Çeşitlilik ve Değerler. BÖLÜM 6 Kültür, Çeşitlilik ve Değerler.
BİREY MERKEZLİ TERAPİ.
ÖZEL EĞİTİME GEREKSİNİM DUYAN ÇOCUKLAR VE ÖZEL EĞİTİM
BİLİŞSEL GELİŞİM: İYİ SEYİRLER .
TANIMLAR PSİKOLOJİ: İnsan ve hayvan
Psikolojik Danışma Basamakları ve Becerileri
Motivasyon Dürtüler Güdüler
KENDİNİ GEÇEKLEŞTİRME
Dr. Aysel BADIR ERİŞKİN SAĞLIĞI II
Din Psikolojisinde Kullanılan Yaklaşımlar
İNSANCIL Psikloji Ayşe Tuğçe ŞENGÜL.
YÖNETİMİN FONKSİYONLARI YÖNELTME: MOTİVASYON
Hümanistik Yaklaşım Maslow.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
KİŞİLİK GELİŞİMİ PSİKOANALİTİK KURAM.
Güdülenme ve Bireysel Farklılıklar
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
AİLEDE İLETİŞİM.
EĞİTİME GİRİŞ Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
MOTİVASYON ve FARKINDALIK
EMPATİK İLETİŞİM.
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
İNSANCIL (HÜMANİST,DUYUSAL) ÖĞRENME KURAMLARI. İNSANCIL (HÜMANİST) KURAMIN TEMEL İLKELERİ İnsanda doğal bir öğrenme isteği vardır. Öğrenilen konu; ancak.
1 EĞİTİMDE YARATICI DRAMA EĞİTİMDE YARATICI DRAMA.
Sunum transkripti:

Fenomenolojik Yaklaşımlar Arş. Gör.Gümrah Duygu ATMACA

FENOMENOLOJİ Kişinin kendisini ve çevresini kendine özgü bir şekilde algılama ve anlama biçimidir. Fenomenolojik bakış açısında önemli olan bir olayın, durumun, nesnenin ya da herhangi bir şeyin genel olarak taşıdığı anlam değil, o kişinin o an ve mekanda taşıdığı öznel anlamdır.

Devam….. Fenomenolojik yaklaşımın en önemli alt bileşeni hümanistik psikolojidir. Hümanistik psikoloji 1962 yılında Association of Humanistic Psychology ( hümnistik psikoloji derneği) nin kurulmasıyla psikolojide üçüncü güç olarak da adlandırılan bir akım başlamıştır.

….devamı Hümanistik psikolojinin amacı, psikolojideki iki temel güç olan davranışçılık ve psikanalizin yerine geçmekti. Hümanistik psikoloji insan doğası çalışmaları için davranışçılığı dar, yapay ve yalıtılmış bir yaklaşım olarak görmüştür. Hümanistik psikologlar insanların hayvan ve robotlardan daha üstün olduğunu, bu nedenle nesnelleştirilemeyeceğini, ölçülemeyeceğini ve uyarıcı- tepki birimlerine indirgenemeyeceğini iddia etmişlerdir.

Hümanistik psikolojinin ana temaları şunlardır: 1- Bilinç deneyimleri üzerinde durmak, 2- İnsan doğasının bütünlüğüne inanmak, 3- Özgür irade, spontanlık ve bireyin yaratıcı gücü üzerinde odaklanmak, 4- İnsan koşullarına ilişkin tüm faktörlerin araştırılması.

MASLOW (1908-1970) HAYATI: Abraham Maslow 1908’de Brooklyn’de doğmuştur. Mutsuz bir çocukluk geçirmiştir. Maslow ilk olarak Cornell Üniversitesi’ne kayıt olmuştur daha sonra Winconsin Üniversite’sine transfer olarak 1934 yılında doktorasını bitirmiştir. İlk önce davranışçılığı benimsemiş ancak hayatta yaşadığı bir çok kişisel deneyim sonrası, davranışçılığı insanlarla ilgili meseleleri ele alışının çok sınırlı olduğunu düşünmüştür. 1951’den 1969’a kadar Brandeis Üniversitesi’nde teorisini geliştirmiştir. 1967’ de APA’nın başkanı seçilmiştir.

Maslow’un ihtiyaçlar hiyeralşisi teorisi: Bireyin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla harekete geçtiğini belirterek, ihtiyaçları önem sırasına göre sınıflamış ve bir ihtiyaçlar hiyerarşisi oluşturmuştur. Maslow’a göre ihtiyaçlar temel ve üst düzey ihtiyaçlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bireyler öncelikle ihtiyaçlar hiyerarşisinin alt sıralarındaki temel ihtiyaçları karşılamaya güdülenirler. Birey, bir kategorideki ihtiyaçları tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla kişilik gelişme düzeyine geçemez.

….. devamı 1. Fizyolojik ihtiyaçlar: Yeme, içme, barınma, oksijen, cinsellik vs. 2. Güvenlik ihtiyaçları: Fizyolojik ihtiyaçları karşılanan kişinin bundan sonra ihtiyaç hissedeceği şey güvenlik olacaktır. Emniyet, güven, düzen ve değişmezlik bu kategoride değerlendirilmektedir. Bu aşamada insanın kendine fiziki, ekonomik, sosyal ve belki de siyasal olarak güvenli bir ortam oluşturma ihtiyacı ortaya çıkacaktır.

….. devamı 3. Ait olma ve sevgi ihtiyaçları: Sevme, sevilme, bir gruba mensup olma, yardımseverlik türündeki ihtiyaçlar bu gruba örnek gösterilebilir. Başkaları ile ilişki kurmak, kabul edilmek ve bir yere ait olmak.

…. devam 4. Saygı ve değer ihtiyaçları: İnsanlar sevmek, sevilmek dışında kendilerine saygı duyulmasını da isterler. Tanınma, sosyal statü sahibi olma, başarı elde etme, takdir edilme gibi ihtiyaçlara yönelirler. Prestij, başarı, yeterli olmak ve başkalarınca benimsenip tanınmak…

….devam 5. Kendini gerçekleştirme ihtiyaçları: Alt kategorilerdeki ihtiyaçlarını karşılamış olan birey son aşamada ideallerini ve yeteneklerini gerçekleştirme ihtiyacı duyar. Kişinin amacını gerçekleştirmesi ve potansiyelini ortaya çıkarması, kişisel tatmin, kişisel başarı, bilimsel buluşlar.

Örnek: Robinson Crusoe adaya ilk düştüğünde parçalanan gemiden sahile savrulmuş birkaç yiyecek paketini topladı, daha sonra da birkaç parça eşyadan açıktan ve yağmurdan kurtulmak için korunacak kapalı bir yer yaptı. (fizyolojik ihtiyaç, güvenlik ihtiyacı).

…..devamı Daha sonra, Cuma ile ilişkilerinde öğretmen rolü üstlenerek (dil öğreterek, araç kullanmayı öğreterek) saygınlık ihtiyacını giderdi. Crusoe, sonra düştüğü adayı keşfe çıktı ve bütün adayı tanıdı. Bir harita yaptı. Rahatladığı anda şarkı söylemeye başladı. Bir kutudan çıkan kitapları okumaya başladı. En son aşamada da kendisini adadan kurtarmaya yarayacak bir araç yapıp kendini gerçekleştirmeye çalıştı.

Belirli bir kategorideki gereksinimler tam olarak karşılanmadan kişi bir üst düzeydeki kategorinin gereksinimlerini algılamaz, böyle gereksinimleri yoktur. Örnek olarak günlük olarak karnını doyurabilen fakat güvenlik içinde bulunmayan, kendini sürekli olarak olası bir tehdit altında algılayan bir insanın, dünya görüşünü geliştirmek için kitap okumak gibi bir gereksinimi yoktur.

Kültürel değerler ve aile ortamı da hangi basamaktaki ihtiyaçların nasıl ve ne şekilde doyurulacağını belirleyen faktörlerdendir. Örnek; kişi kitaba önem veren ve sürekli kitap okuyan bir ailede yetişmişse, parasını çok sevdiği bir tatlıyı almak yerine kitap almaya harcayabilir.

Maslow’a göre kişinin gelebileceği en son basamak kendini gerçekleştirme basamağıdır. Kişilerin % 10’u bunu gerçekleştirebilir. Çoğu kişi kendini gerçekleştirme basamağına erişemediği halde kısa süreli doruk yaşantılarına sahip olmuştur. Verilen ödevi tam anlamıyla yaptığımız, bir başkasına onun zor bir durumunda hiç karşılık beklemeden yardım ettiğimiz, hiç karşılık beklemeden ve kıskanmadan birini sevebildiğimiz, bir sanat eseri karşısında hayranlık duyduğumuz zaman ya da anne-baba olduğumuzda hissettiğimiz koşulsuz mutluluk, birer doruk yaşantı örneğidir.

Kendini gerçekleştirenlerin özellikleri: Gerçekliği verimli bir şekilde algılarlar ve belirsizliğe tahammül edebilirler. Kendilerini ve başkalarını oldukları gibi kabul ederler. Düşünce ve davranış içtendir. Kendi üzerinde yoğunlaşmaktan çok sorun üzerinde yoğunlaşırlar. İyi bir mizah anlayışları vardır.

….devamı Çok yaratıcıdırlar. Maksatlı olarak gelenek dışı olmamalarına karşın öz kültürlerinin içselleştirilmesine dirençlidirler. İnsanlığın refahı ile ilgilenirler. Yaşamın temel deneyimlerini değerlendirebilirler. Çok değil az insanla derin, tatmin edici kişilerarası ilişkiler kurarlar. Hayata nesnel bir açıdan bakabilirler.

Kendini gerçekleştirmeye götüren davranışlar: Hayatı bir çocuğun yaptığı gibi tam bir konsantrasyonla ve her şeyi özümseyerek yaşamak, Emin ve güvenli yollara takılıp kalmaktansa yeni şeyler denemek, Yaşantıları değerlendirirken geleneğin ya da çoğunluğun sesini değil, kendi sesini dinlemek,

….devamı Dürüst olmak ve sorumluluk almak, Görüşlerin, çoğu insanın görüşleriyle uyuşmuyorsa gözden düşmeye hazırlıklı olmak, Yapmayı kararlaştırdığın ne ise o konuda çok çalışmak, Savunmalarını saptamak ve bunlardan vazgeçme cesaretine sahip olmaktır.

CARL ROGERS(1902-1987) HAYATI: Carl Rogers Chicagoda dünyaya geldi. 22 yaşında Çin’de bir konferansına katılmıştır. Bu konferanstan sonra insanların kendi hayatlarını başkalarının inançlarından ziyade, kendilerine göre yönlendirmeleri gerektiğini savunmuştur. Rogers 1931 yılında Columbia Üniversitesinin Öğretmenler Fakültesinden klinik ve eğitim psikolojisi alanlarında doktora derecesi almıştır.1940 yılında Ohio State, Chicago ve Wisconsin Üniversitelerinde öğretmenlik göreviyle akademik kariyerine başlamıştır.

Kişilik kuramı: Rogers’ın kişilik kuramının ana kavramı benliktir. Benlik ‘ben’i tanımlayan bütün fikir, algı ve değerlerden ibarettir ve ‘ben kimim’ ya da ‘ne yapabilirimin’ farkında olmayı kapsar. Benlik kavramı kişinin hem dünyayı hem de kendi davranışını algılamasını etkiler.

....devamı Gerçek benlik kişinin sahip olduğu zihinsel ve fiziksel özelliklerinin farkında olmasıdır. Kişiler kendileriyle ya da kendi benlik duygularıyla ne kadar tutarsız iseler o kadar çok deneyim alanını reddederler ve benlik ile gerçeklik arasındaki kopukluk genişledikçe uyumsuzluk potansiyeli de o kadar artar. Tutarsızlık artarsa anksiyete ya da başka bir duygusal bozukluk biçiminde sonuçlanır.

….devamı İdeal benlik kişinin olmak istediği benliktir. İdeal benlik ile gerçek benlik arasındaki kopukluk arttıkça mutsuzluk artar ve doyumsuz bir kişilik ortaya çıkar.

Gerçek ve ideal benlik uyumunun ölçülmesi: Gerçek ve ideal benlik uyumunun ölçülmesi Q tekniği denilen bir değerlendirme yöntemi ile ölçülmektedir. Rogers’a göre kişiler önce kendilerini gerçek durumlarına göre (gerçek benlikleri) ve daha sonra olmak istedikleri gibi (ideal benlik) sınıflandırırlar. İki sınıf arasındaki korelasyon ideal benlik farklılığını indeksler. Düşük ya da negatif korelasyon, düşük özdeğer duygularını ve kişisel değer eksikliğini gösterir.

Koşullu- koşulsuz sevgi: Benlik kavramında anne- çocuk ilişkisinin önemi üzerinde durmuştur. Anne çocuğunun sevgi ihtiyacını karşılarsa buna ki buna koşulsuz sevgi denir, bebek sağlıklı bir ilişki geliştirecektir. Psikolojide sağlık halinin oluşması için gereken ilk şey çocukta koşulsuz sevginin alınmış olmasıdır.

….devamı Anne çocuğuna, sevgisini yapacağı uygun davranışlarla karşılık verirse buna koşullu sevgi denir. Çocuk annesinin bu tutumunu içselleştirir ve buna uygun değer koşulları geliştirir. Sonuç olarak çocuğun benliği bir bütün olarak gelişmez, çocuk red edileceği korkusuyla benliğinin tüm yönlerini açığa vurmaz. Rogers, anne baba için en iyi yaklaşımın, çocuğun duygularını geçerli olarak kabul etmek, ancak kötü bir davranışın neden benimsenmeyeceğini açıklamak olduğunu öne sürmüştür.

Danışan merkezli terapi: Carl Rogers danışan merkezli terapi olarak bilinen bir psikoterapi yaklaşımıyla ün yapmıştır. Bu psikoterapi yönteminde, insan kendi düşünce ve davranışlarını istenmeyenden istenene doğru bilinçli ve makul bir şekilde yine kişinin kendisinin değiştirebileceğini varsayar.

Diğer kuramlar ile karşılaştırılması: Psikoanalitik terapiden farklıdır. Psikoanalitik terapide terapist, problemi saptamak için kişinin geçmişini çözümler ve eylem çizgisi tasarlar. Danışan merkezli terapide ise terapist çözümleme yapmaz kişinin kendi problemini keşfedip çözümlemesine yardımcı olur.

KAYNAKLAR: 1- Atkinson R, L, Atkinson F, C, Smith E, E, Bem D, J. Psikolojiye Giriş (Hilgard’s İntroduction to Psychology 12th Edition) 1999 2. baskı 2- Schultz D, Schultz S. Modern Psikoloji Tarihi 2001 Kaknüs Psikoloji 3- Kapıkıran N. İdeal ve gerçek benlik kavramı ölçeğinin geçerlilik ve güvenirliği PÜ Eğitim fakültesi dergisi http://pauegitimdergi.pau.edu.tr/Makaleler 4- Ercoşkun H, Nalçacı A. Öğretimde psikolojik ihtiyaçların yeri ve önemi 2005 Kazım Karabekir eğitim fakültesi dergisi sayı:11 5- Karagöz B. İnsancıl yaklaşımda bireyin fenomenolojisi Başkent Üniversitesi İkdisadi ve İdari Bilimler Fakültesi PİVOLKA 2007 6-20 6- Topses G. Davranışçı ve Varoluşçu Hümanistik Psikolojik Danışma Kuramlarının Ayırtedici ve Örtüşen Nitelikleri 2012 International Journal of New Trends in Arts, Sports & Science Education 1-3 7- Abbasoğlu E, Öncü E. Beden Eğitimi Öğretmeni Adaylarının Benlik Saygıları ve Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutumları (2013) Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi (KEFAD) 2- 14;407-425