SU: YAPISI VE ÖZELLİKLERİ Dr. Güvenç Görgülü
Biyolojik Öneme Sahip Fonksiyonel gruplar Bileşik Sınıfı Formül Örnek
Amino Asidin Genel Yapısı Yan Zincir Amino Grubu Karboksil Grubu
Suyun Özellikleri 1- Yapısı: Su molekülü oksijenin orbital yapısından kaynaklı tetrahedron şeklindedir
suyun kovalent bağının bir parçası değildir Paylaşılmayan elektronlar suyun kovalent bağının bir parçası değildir Su molekülü polar kovalent bağlara sahiptir Suyun bağ yapan elektronları Eşit şekilde dağılmaz. Oksijen etrafındaki elektron yoğunluğu daha fazladır.
İki Su Molekülü Arasındaki Hidrojen Bağı Polar Kovalent Bağ
Suyun; Katı, Sıvı ve Gaz Formları Buz: Katı su Su: Sıvı formu Buhar: Suyun gaz formu Buzdaki her bir su molekülü 4 diğer su molekülü ile hidrojen bağı yaparak kristal yapıyı oluşturur ve bu bağlar sayesinde buz katı bir formda kalır. Sudaki moleküller hareket ettikçe hidrojen bağları oluşur ve kırılır. Su buharındaki moleküller hidrojen bağı oluşturmaz. Buzun yoğunluğu suyun sıvı formuna göre daha azdır. Bu sayede buz, suyun üzerinde kalır.
Buz diğer katılar gibi sudan daha yoğun olsaydı göller dipten donmaya başlayacak ve içinde canlılık barındıramayacaktı. Oysa üstte oluşan buz tabakası suyun dış ortamla bağlantısını keserek su içindeki canlıları çok soğuk ortamlardan korumaktadır.
Bazı biyolojik öneme sahip elementlerin kovalent bağ yapabilme kapasiteleri
Bazı atomları elektronegatiflik (elektron alma kapasitesi) değerleri
Atomlar böylelikle yüklü hale gelir ve her ikiside kararlı Klor sodyumdan elektron “çalar” Atomlar böylelikle yüklü hale gelir ve her ikiside kararlı yapıya kavuşur Klor ve sodyum arasında iyonik bağ oluşumu
Tuz Su Sodyum ve klor iyonu arasındaki iyonik bağlar tuzun kristal şeklinde kalmasını sağlar. Tuz Su Tuz suda çözündüğünde klor anyonu (-) suyun (+) kutuplarını, sodyum Katyonuda (+) suyun (-) kutuplarını çeker
Suyun bir başka özelliği: Yüzey Gerilimi Suda yürüyenler: Bu canlılar suyun yüzey gerilimi tarafından desteklenir ve adeta “paten” yaparlar.
SU MOLEKÜLLERİ ARASINDAKİ ÇEKİM GÜCÜ Su molekülleri sıvı formda serbestçe hareket edebilir. Su molekülleri arasındaki hidrojen bağları sürekli olarak oluşur ve kırılır. Başka bir deyişle su dinamik bir yapıdır. Kohezyon (moleküller arası çekim gücü) sayesinde Kaliforniya Kızıl Çamı 100 m’yi gecen Yüksekliklere kadar su ve diğer besin maddelerini topraktan yapraklara kadar taşıyabilir.
SU MOLEKÜLLERİ ARASINDAKİ ÇEKİM GÜCÜ
SUYUN SICAKLIĞI MUHAFAZA ETME ÖZELLİĞİ Deniz kıyısı olan bölgelerde sıcaklık değişimlerine suyun büyük bir etkisi vardır. Bunun ötesinde Dünyamızdaki atmosferik sıcaklık değişimleri büyük su kütleleri sayesinde minimize edilmiştir. Bir maddenin özgül ısısı; o maddenin 1 gramını, 10C yükseltmek için gerekli olan ısı enerjisidir. Suyun sıcaklığını artırmak için yüksek bir ısı enerjisi gerekir. Çünkü enerjinin büyük kısmı sudaki hidrojen bağlarını kırmak için harcanır. Su, diğer küçük moleküllü sıvılarla karşılaştırıldığında daha yüksek özgül ısıya sahiptir.
BUHARLAŞMA VE SOĞUMA Suyun sıvı fazdan gaz fazına geçmesi (buharlaşma) için yüksek ısı enerjisi gerekmektedir. Gerekli olan enerji, suyun etrafındaki kütlelerden absorbe edilir. Sonuçta çevre yapılarda önemli bir soğutucu etki gözlenir. Bir yapraktan suyun buharlaşması yapraktaki yüksek miktarda ısı enerjisini kullanarak soğumasını sağlar. Bu durum ormanlar ve büyük kara parçaları içinde geçerlidir. Terlemenin insan vücudundaki soğutucu etkisi bununla ilgilidir. Oluşan terin deriden buharlaşması için vücut yüksek miktarlarda ısı enerjisini kullanır. Terleme ile vücudun ısı dengesi korunur.