Karışımlar ve Kimyasal Bağlar
Karışımlar Karışım: Birden çok element veya bileşiğin kimyasal özelliklerini kaybetmeden bir araya getirilmesiyle oluşan madde topluluğuna karışım denir. Solduğumuz hava; içtiğimiz gazoz, süt, çorba, şerbet, karışık meyve suları, çay; yeraltındaki petrol; deniz suyu; kireçli su, zeytinyağlı su, böcek ilaçları, deodorant, lehim, sel suyu, kolonya, çelik? günlük hayatta karşılaştığımız birkaç karışımdır.
Karışımların Özellikleri 1) Karışımı oluşturan maddeler kendi özelliklerini kaybetmezler. Tuzlu suda su ve tuz tadı algılanır 2) Karışımı oluşturan maddelerin miktarları arasında belirli bir oran yoktur. İstenildiği oranda karıştırılabilirler. Az şekerli veya çok şekerli çay olur 3) Karışımların erime ve kaynama noktaları sabit değildir. Tuzlu su bazen 103 bazen 110 derecede kaynar,donma noktası ise -5 veya -10 derece olabilir
4) Karışımların belirli bir kimyasal formülleri yoktur. Oksijen elementi: O ile su bileşiği H2O ile gösterilir fakat karışımlarda madde isimleri hepsi birden söylenir 5)Karışımlar fiziksel yollarla oluşur ve bileşenlerine fiziksel yollarla ayrılırlar
Karışımlar görünümlerine göre iki çeşittir 1.Heterojen (Adi) karışım: Karışımı oluşturan Maddeler karışımın her yerine eşit olarak dağılmadıysa Heterojen (Adi) karışım denir Her yerinde aynı özellikleri göstermeyen karışımlardır Katı katı karışımı; toprak katı-sıvı karışımı; su-kum,su-tebeşir tozu sıvı-sıvı karışımı: su-zeytin yağı,su-benzin karışımı,süt içindeki yağ damlacıkları örnek verilir
Homojen karışımlar: Her tarafında aynı özelliği gösteren,tek bir madde gibi olan karışımlara denir.Homojen karışımlara genel olarak çözeltiler de denir. Tuzlu su,hava,kolonya,24 ayar altın örnektir.Metallerin eritilip karıştırılmasıyla oluşan homojen karışımlara ise alaşım denir. Pirinç, lehim, tunç, bilezik, çelik
1-Heterojen Karışımlar (Adi Karışımlar): Karışımı oluşturan maddeler karışımın her tarafına eşit miktarlarda dağılmaz. Örnek: (tebeşir tozu+ su), (zeytinyağı+su) Süt, ayran, toprak, beton, sis?.
A- Süspansiyon (katı- sıvı) Bir katının sıvı içerisinde çözünmeyip, parçacıklar (asılı)halinde kalmasıyla oluşan karışımlardır. Ör-nek : ayran, pişmiş türk kahvesi, çamurlu su, te-beşirli su, hoşaf, taze sıkılmış meyve suyu, kan. B- Emülsiyon (sıvı- sıvı) Bir sıvının başka bir sıvı içerisinde çözünmeden kalmasıyla oluşan karışımlardır. Örnek: zeytinyağ-su, benzin-su, süt?
C- Aerosol (sıvı- gaz) Bir sıvının gaz ile oluşturduğu heterojen karışım-lardır. Örnek: deodorantlar, sis, spreyler?
Heterojen Karışımların Özellikleri: 1- Heterojen özellik gösterirler Heterojen Karışımların Özellikleri: 1- Heterojen özellik gösterirler. 2- Bulanık görünürler. 3- Dipte çökelti oluştururlar. 4- Genellikle tanecikleri gözle görülür. 5- Fiziksel yolla (süzme) ayrılırlar.
2-Homojen Karışımlar (Çözeltiler): Karışımı oluşturan maddeler, karışımın her tarafına eşit olarak dağılmışlardır. Örnek: bronz, çelik, sirke, hava, tuzlusu Çözeltiler fiziksel hallerine bağlı olarak katı, sıvı veya gaz halde bulunabilirler.
A- Katı-Katı çözeltiler: Alaşımlar =metal+metal B- Sıvı çözeltiler: Sıvı- Katı: burun damlası, şerbet Sıvı- Sıvı: kolonya, sirke Sıvı- Gaz: gazoz, deniz suyu C- Gaz çözeltiler: Gaz- gaz çözeltiler= hava, doğalgaz…
Homojen Karışımların Özellikleri 1- Homojendirler 2- Dipte çökelti oluşturmazlar. 3- Berrak görünüşlüdürler. 4- Tanecikleri gözle görülmez. 5- Süzme ile ayrılmazlar. 6- Belirli erime, kaynama noktaları yoktur. Çözünen madde miktarı arttıkça kaynama nok. yükselir, donma nok. azalır.
ÇÖZELTİLER (HOMOJEN KARIŞIMLAR) Çözeltiler iki kısımdan oluşur: Çözücü madde Çözünen madde (katı,sıvı,gaz (sıvıdır: su, alkol, eter, olabilir.) tiner, benzin vb.) Su + Tuz???..Tuzlusu
Çözen ve çözünen madde miktarına göre çözeltiler : 1- Seyreltik Çözelti: Bir başka çözeltiye göre; Çözünen madde miktarı az, çözen madde miktarı ( çözücü) fazla olan çözeltilerdir. (Ör: 100gr su+ 1 gr şeker çözeltisi, 100gr su+ 10 gr şeker çözeltisine göre seyreltiktir.) 2-Derişik Çözelti: Bir başka çözeltiye göre; Çözünen madde miktarı fazla, çözücüsü az olan çözeltilerdir. (Ör: 100gr su+ 15 gr şeker çözeltisi, 100gr su+ 5 gr şeker çözeltisine göre derişiktir.)
Seyreltik çözeltiler derişik hale getirilebilir Seyreltik çözeltiler derişik hale getirilebilir. Bunun için: Çözücü (sıvı) buharlaştırılır Çözünen eklenir Çözelti soğutulur Derişik çözeltileri seyreltik hale getirmek için; Çözücü eklenir.
Çözünebilen madde miktarına göre çözeltiler: 1- Doymuş Çözelti: Belli bir sıcaklıkta çözebileceği kadar çözüneni içeren çözeltilerdir. 2- Doymamış Çözelti: Belli bir sıcaklıkta, çözebileceğinden daha az çözünen içeren çözeltilerdir. 3- Aşırı Doymuş Çözelti: Çözebileceğinden da-ha fazla madde bulunduran çözeltilerdir.(heterojen görünürler.)
Elektrik akımını iletmelerine göre çözeltiler: 1-İletken (elektrolit) Çözeltiler: İçerisinde + ve — yüklü iyon bulunduran çözeltiler elektrik akımını iletir. Ör: sirkeli, asitli, tuzlu, limonlu su 2- İletken olmayan ( Elektrolit olmayan) Çözelti: İçerisinde moleküller bulunur. İyon yoktur. Bu yüzden iletken değildir. Ör: alkollü su, şekerli su, üre, kolonyalı su, safsu.)
Kimyasal Bağlar Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir. Üç çeşit temel bağ vardır. 1-İyonik bağlar, elektronlar bir atomdan diğerine aktarıldığı zaman meydana gelir. Tepkimeye giren elementlerden birinin atomları,elektron kaybedip pozitif yüklü iyonlara dönüşürken,diğer elementin atomları elektron kazanıp negatif yüklü iyon oluştururlar. Böylece zıt(artı-eksi) bir şekilde yüklenmiş iyonlar arasındaki elektrostatik çekim kuvveti,söz konusu iyonları bir kristal içinde tutar.
2- Kovalent bağlarda elektronlar, bir atomdan diğerine aktarılmaksızın ortaklaşa kullanılır. Tek kovalent bağ,iki atom tarafından bölünmüş yani ortaklaşa kullanılan bir elektron çiftinden ibarettir. Moleküller birbirlerine kovalent bağlarla bağlanmış atomlardan meydana gelir. 3-Metalik bağlar, metal ve alaşımlarda bulunur. Metal atomları üç boyutlu bir yapı içinde düzenlenirler. Bu atomların en dış elektronları, yapının her tarafında serbestçe dolaşır ve atomların birbirlerine bağlanmasını sağlarlar.
1 – İYONİK BAĞ Bir metal bir ametalle etkileştiği zaman elektronlar metal atomundan ametal atomuna aktarılır ve bunun sonucunda bir iyonik(veya elektrovalent) bileşik meydana gelir. Atomlardan elektron kaybıyla oluşan pozitif iyonlara katyon denir. Atomların elektron kazanarak oluşturdukları negatif iyonlar da anyon olarak isimlendirilir. Bu iyonlar bir araya getirildiklerinde bir kristal oluşturmak üzere birbirlerini çekerler.
2 – KOVALENT BAĞ Elektronları bağlamak için girilen yarışma, iyon bağında olduğu kadar şiddetli değilse atomların var olan dış elektronlar paylaşılır ve bir ortaklaşma bağı ya da Kovalent Bağ oluşur. Ametal atomları etkileştiği zaman kovalent bağlarda bir arada tutulan moleküller oluşur. Bu atomlar elektron çekimi bakımından birbirlerine benzediklerinden, kovalent bağların oluşması sırasında herhangi bir elektron aktarımı olmaz.
Kovalent bağlar yapısına göre ikiye ayrılır:
2.a -Apolar Kovalent Bağ: Aynı cins iki ametal atomunun birleşmesiyle oluşur. Apolar kovalent bağa en iyi örneklerden biri, iki oksijen atomunun elektronlarını ortaklaşa kullanarak oluşturdukları bağıdır. (Şekil 2) Bu bağlarda ortaklaşa kullanılan elektronlar eşit paylaşıldığından dolayı molekülün pozitif veya negatif kutbu yoktur. (hidrojen), (oksijen), (klor)…
2.b -Polar Kovalent Bağlar: İki farklı cins atomun bir araya gelmesiyle oluşur. Bu bağlarda ametallerden biri ortaklaşa kullanıldığından dolayı molekülün bir ucu pozitif (+), diğer ucu negatif (-) yüklenir
İki hidrojen atomu bir kovalent bağ oluşturduğu zaman atomik orbitaller öyle bir şekilde üst üste binerler ki çekirdekler arasındaki bölgede elektron bulutları birbirlerini destekleyip bu bölgedeki elektronun bulunma olasılığını arttırırlar. Pauli dışlama ilkesine göre bağı oluşturan iki elektron mutlaka ters spinli olmalıdır. Bir kovalent bağın kuvveti,pozitif yüklü çekirdek ile bağa ilişkin negatif elektron bulutu arasındaki çekimden gelir.
3 – METALİK BAĞLAR Metallerin iyonlaşma enerjileri ile elektronegatiflikleri oldukça düşüktür. Bunun sonucu olarak metal atomlarının en dış elektronları nispeten gevşek tutulur. Metalik bir kristalde, en dış elektronları çıkarılmış atomlardan ibaret olan pozitif iyonlar kristal örgüde ilgili yerlerde bulunur ve en dış elektronların örgünün her tarafında serbestçe hareket etmesiyle de kristaldeki atomlar bir arada tutulur. Diğer bir deyişle örgü içersinde dağılan ve kristalin bütününe ait olan elektron bulutu ile pozitif iyonlar arasındaki elektrostatik çekim metalik bağı oluşturmaktadır.
4 – VAN DER WAALS BAĞLARI Kapalı kabuklu iki kararlı molekülde ‘Van Der Waals’ güçleri ve ‘London’ güçleri adı verilen zayıf güçler aracılığıyla etkileşmeye girebilir. İki molekülün elktron bulutları etkileştiğinde zayıf bir itme ortaya çıkar; ‘Van Der Waals gücü’ adı verilen bu dengesizleştirici etkileşme sonucunda,elektron dağılımı kısa süre bozulabilir ve anlık(kalıcı olmayan) bir çift kutup momenti oluşabilir.
5 – HİDROJEN BAĞLARI Bazı hidrojen içeren bileşiklerde moleküller arası çekim kuvvetleri olağan üstü yüksektir. Bu çekim kuvvetleri, hidrojenin atom çapı küçük ve çok elektronegatif olan elementlere kovalent bağlı olduğu bileşiklerde görülür. Bu bileşiklerde elektronegatif element bağı elektronlarını öyle kuvvetlice çeker ki hidrojen önemli miktarda kısmi + yük kazanır. Aslında,hidrojen elementinin perdeleyici elektronları olmadığından burada hidrojen hemen hemen çıplak bir protondur.