İLETİŞİM İletişim; İki birim arasında birbiriyle ilişkili mesaj alışverişidir.. İletişim her zaman her yerdedir; insan istese de, istemese de bir iletişim ağı içinde yaşamaktadır ve iletişim kurmaması olanaksızdır.
Sözlü İletişim Sözsüz İletişim
Sözsüz İletişim İyi bir dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız söylediklerini değil, yüzü, eli, kolu ve bedeniyle yaptıklarını da “duyar”…
Mahrem mesafe: Cilt temasıyla, 30-35 cm.’ lik mesafeyi kapsar. Kişisel-samimi mesafe: 40cm.-80 cm. arasında değişen mesafe. Sosyal mesafe: 80cm. ile 2m. arasında değişir. Genel topluma açık mesafe: 2m.’den başlayarak uzayan mesafe.
Daha önce birbirini hiç görmemiş insanlar ilk defa birbirlerini gördüklerinde, kısa sürede birbirleri hakkında bir izlenime varırlar… % 55’ini gözden gelen mesajlar % 38’ini kulaktan gelen mesajlar % 7’sini ise kişinin ne söylediğini belirten içerik oluşturuyor.
BEDEN DİLİMİZ Yüz İfadeleri Jestler: El ve Kol Hareketleri Tokalaşma İnsan vücudunun en dikkat çeken yeri yüzdür.. . Jestler: El ve Kol Hareketleri El ve kol hareketleri, duygularımızın en güzel belirtileridir.. Tokalaşma Tokalaşma şekliniz sizin karşınızdaki insana göre statünüzü belli eden hareketlerdir Giysilerimiz Giydiğimiz elbiseler, hakkımızda bilgi verir.. Söyleyiş Tarzı Kelimeleri söylerken kullanılan sesler, konuşan hakkında bilgi verir. Göz ilişkisi: İnsanların yüzüne bakanlar, bakmayanlardan daha çok hoşa gider. İnsanlarla, onları rahatsız etmeyecek ölçüde, ancak mümkün olduğu kadar çok göz ilişkisi kurun.
ÇEVREDE OLUMLU İZLENİM YARATACAK BEDEN DİLİ ÖZELLİKLERİ: Göz ilişkisi: İnsanların yüzüne bakanlar, bakmayanlardan daha çok hoşa gider. İnsanlarla, onları rahatsız etmeyecek ölçüde, ancak mümkün olduğu kadar çok göz ilişkisi kurun. Yüz İfadesi: Canlı olun. Mümkün olduğu kadar sıcak ve dostça tebessüm edin ve gülün. Yüzünüz, çevrenize olan ilginizi yansıtsın. Donuk ve ifadesiz gözükmekten kaçının. Beden Duruşu: Ayaktaysanız, dik durun. Oturuyorsanız sandalye ve koltuğunuzu tam olarak doldurun ve arkanıza yaslanın. Birisiyle konuşurken öne eğilin ve ilginizi gösterin.
Yakınlık: İnsanlara daima, onları rahatsız etmeyecek, mümkün olan en yakın mesafede durmaya gayret edin. Yöneliş: Daima konuştuğunuz veya sizinle konuşan insana dönük durun. İkiden fazla insanla bir grup oluşturuyorsanız, sizin için önemli olanların dışındakilere merkezinizi kapatmayın. Mümkün olduğu kadar çok kişiye merkezinizi açık tutun.
Konuşmanın sözel özellikleri: Dış Görünüş: Grup normlarına, toplumsal rol ve statünüze uygun giyinin. Saç ve el bakımınıza özen gösterin. Kendinize gösterdiğiniz özen, kendinize verdiğiniz değerin ifadesidir. Konuşmanın sözel özellikleri: Çok fazla ve çok hızlı konuşmaktan kaçının. Bir topluluk içinde dinlediğinize yaklaşık olarak eşit miktarda konuşmaya gayret edin. Sesinizin yüksekliğini ve tonunu, bulunduğunuz çevreye göre ayarlayın.
ÇEŞİTLİ ÖZELLİKLERE SAHİP HASTALARA YAKLAŞIM
ETKİLİ İLETİŞİM İÇİN Karşınızdaki kişi (hasta, hasta yakını, arkadaşınız ve herkes) ile göz teması kurun ve bunu sürdürün. Hastaya, ilgi alanınızdaki “tek şey olduğu” hissini verin. Hiç kimseyi hor görmeyin ve gereksiz övgülerden kaçının Çok yüksek ya da alçak sesle, hükmeder tavırla konuşmayın Yavaş, anlayabileceği düzeyde, açık ve net konuşun Sorularınızı yanıtlamaları için zaman tanıyın.
Her zaman doğruyu söyleyin Söylemeniz gereken şey hoş olmasa da doğruyu söyleyin. Doğru olmayan şeyler söylendiğinde: Hastanın size olan inancı sarsılır Sizin kendinize olan güveniniz azalır Hastaya her zaman doğruyu söylemeyebilirsiniz. Ancak hasta veya ailesi kendileriyle ilgili soru sorduklarında doğru cevap verin. Açık bir soru dürüst bir cevabı hak eder.
Sözsüz iletişim bazen çok önemlidir Vücut dilinizin farkında olun. Hastalar sizin hareketlerinizi yanlış yorumlayabilirler. Sözsüz iletişim bazen çok önemlidir Özellikle, korkutucu bir görünüm sergilemeyin Profesyonelce davranın: sakin olun. Hastaya ismi ile hitap edin; Ali bey, Ayşe hanım vs. Bu şekilde konuştuğunuzda hasta (ve kim olursa olsun herkes) kendisini önemsediğinizi, ona değer verdiğinizi düşünür. Bu ise, daha başlangıçta iletişimi kolaylaştırır. Hiçbir zaman “amca, teyze, ufaklık” gibi sözler kullanmayın İletişim kurmakta zorlandığınız kişiyle konuşurken, yüzüne bakın, sözleriniz basit ve anlaşılır olsun, birden fazla anlam(ima) içermesin Sorunuzu yanıtlaması için hastaya zaman tanıyın ve hastayı dinleyin, dinlediğinizi gösterin
YAŞLI (GERİYATRİK) HASTALARA YAKLAŞIM Yaşlı hastaların sağır olduğu veya sizi anlayamayacağı varsayımıyla yaklaşmayın Yaşlı hastaların çoğunda sanılanın aksine duyma ve düşünme sorunları yoktur, gençlere göre daha hassas ve kırılgandırlar, bu nedenle, yaşlı hastalara bağırmadan, sakin ve yavaş yaklaşılmalıdır Hiçbir zaman yaşlılarla çocukla konuşur gibi konuşmayın
ÇOCUK HASTALARA YAKLAŞIM Çocuklar hastalandıklarında ve yaralandıklarında çok fazla korkarlar Tanıdık yüzler ya da eşyalar korkularını azaltabilir. Bu nedenle; özellikle okul öncesi (hatta okul) çağındaki çocukların sevdiği ve istediği oyuncağı vb objeyi almasına izin verin. Çocuğun yanında ebeveynlerinden birinin olması işinizi her zaman kolaylaştırır – ancak yapılan işlemlerden etkilenen biri olmamasına özen gösterin
Yalanların ve aldatmaların farkına çabuk vardıkları için, çocuğa her zaman doğruyu söyleyin Çocuğa, yapılan işlemlerin ne olduğu, niçin yapıldığı sürekli anlatılırsa işbirliği yapabilir, bu ise tedavinizi kolaylaştırır Eğer, tedavi ağrıya neden olacaksa çocuk önceden bilmelidir ki, sorun yaşamayın Ağrının uzun sürmeyeceği, yapılan işlemle kendisini daha sonra daha iyi hissedeceği, açıklanmalıdır.
SAĞIR VE DİLSİZ HASTALARA YAKLAŞIM Sağır ve dilsiz olmanın zeka düzeyi ile ilgisi olmadığını unutmayın. Bazıları okuyup-yazabilir, dudak okuyabilirler, hatta anlaşılması zor bile olsa konuşabilirler. Bu nedenle, okur-yazar olanla, yazışarak anlaşabilirsiniz.
Dudak okuyabilenin yüzüne bakarak (dudak hareketlerinizi görebilecek şekilde), konuşursanız sizi anlayabilir Basit cümlelerle, yavaş, anlaşılır ve net konuşun Boşuna bağırmayın, sizi duyamaz
GÖRME ÖZÜRLÜ HASTALARA YAKLAŞIM Sağırlarda olduğu gibi bu kişiler de normal zekaya sahiptir. Ancak olanı biteni göremedikleri için endişeli olurlar. Yapacağınız her işlemi ayrıntısıyla açıklayın (…kolunuzdaki kirlenmiş yarayı yıkayıp kapatacağım ve kolunuzun hareketini önlemek üzere atel dediğimiz malzeme ile destekleyeceğim… gibi) Uygun olduğunda hasta ile fiziksel teması sürdürmek amacıyla elinizi hastanın eline ya da omzuna koyun
TÜRKÇE BİLMEYEN HASTALARA YAKLAŞIM Yurtdışından gelen yabancılar ile yurt içinde bazı bölgelerde yöresel dilin konuşulması nedeniyle Türkçe bilmeyen ve Türkçe’yi hiç anlamayan kişilerle her zaman karşılaşmak mümkündür. Bu durumda Hayati tehlike oluşturan durum varsa,düzeltilir. Çevreden edinilen bilgiye göre tedavi yönlendirilir (ilk değerlendirme aşaması) İkinci değerlendirme yapmak üzere öykü almak için tercüme yapabilecek birini bulmaya çalışın
ZEKA ÖZÜRLÜ HASTALARA YAKLAŞIM Genellikle ürkek, korkmuş hastalardır İletişim kurmak çok zor olabilir, ailesinden destek alabilirsiniz Yavaş konuşun ve cevap verebilmesi için zaman tanıyın
Saldırgan veya uyumsuz hastalara yaklaşım Saldırganlığa veya uyumsuzluğa neden olabilen sorunlar: Dil bilmeme Zeka geriliği Eğitimsizlik Duygusal tepkiler Nörolojik hastalıklara bağlı bilişsel işlev bozuklukları Madde (alkol, uyuşturucu, ilaç) etkisi Psikiyatrik hastalıklar (paranoya, depresyon, intihara eğilim, manik atak, panik atak vs) Kişilik bozuklukları
Saldırgan hasta: Çevresindekiler için tehlike oluşturan hastalar Uyumsuz hasta: ele avuca sığmayan, iletişim kurulamayan hastalar
Her iki hasta grubu da tedavide gecikmeye yol açar Her iki hasta grubu da tedavide gecikmeye yol açar. Anlatılan iletişim kurma yöntemleri uyumsuz davranışı değiştirmede etkisizdir. Bu tip hastalarla sanıldığından sık karşılaşılmaktadır. Bazı insanların, stres karşısında normal reaksiyon olarak uyumsuz davranışlar sergileyebileceklerini unutmayın
İletişimsiz hastalarla işbirliği kurmak için genel ilkeler : Hastanın anlattıklarını dinlemek, gerekirse basit bir muayene yapmak Zaman ayırmak, sabırlı olmak Yargılayıcı olmamak Tanı, tedavi ve bekleme nedenleri hakkında açıklamalar yapmak Durumun daha kötüleşmesine neden oluyorsa yakınlarını uzaklaştırmak Hastanın güvenini sağlamak için doğruyu söylemek
Doğruyu söylemek, yalan söylememek Sakin olup, acele etmemek Sınır ve kural koymak Kararlı ve kesin mesajlar vermek Yargılamamak, tartışmamak, etiketlememek Ona dışardan nasıl göründüğünü söylemek
SALDIRGANLIĞIN İPUÇLARI Duruş : koltuk kenarında gergin oturuş Konuşma : yüksek sesle, eleştirel ve tehdit edici Hareketler : yerinde duramama, kolay uyarılma Diğer : sıvalı kollar, göz temasından kaçınma, kendisine hitap edildiğinde arkasını dönme, çevrede bulunan kırılmış eşyalar
1111
Öfkeli hastaya yaklaşım
İkili ilişkilerdeki iletişimdeki temel eksikliklerden dolayı öfke sorunu ortaya çıkabilir. Sözlü Sözsüz (bakış- el hareketleri, duruş)
Öfkenin fizyolojik boyutu Kas geriliminde artma, kaşların çatılması, dişlerin gıcırdatılması, yumrukları sıkma, yüzün kızarması, el ve ayaklarda titreme hissi, uyuşma, dispne, vücudun çeşitli bölgelerinde seyirmeler olması, terleme, kontrol kaybı, sıcaklık hissi, dudakları ısırma, baş ağrısı ve hareketlerde artma.
Öfkeli Bireye Nasıl Yaklaşmalı Öfkeli birey karşısında kendi öfkemizi kontrol etmeliyiz, sakin olmalıyız!!!!!!! Emredici, küçümseyen bir tavır takınılmamalıdır. Mümkünse sakinleşmesi için yalnız bırakılmalı ve bunun için yalnız bırakıldığı belirtilmeli
Sakinleştikten sonra, bireyin duygularını ifade etmesini sağlamalıdır. Bireye öfkeyle baş etme yolları öğretilmelidir. Hasta zarar verici davranıyorsa beden mesafesini koruyarak, güvenlik alanına girmeyerek engellemeye çalışmalıdır.
Klinikte yatmakta olan hastadan her gün 5 kez kan alınmaktadır Klinikte yatmakta olan hastadan her gün 5 kez kan alınmaktadır. Hemşire yine kan almaya gelir. Hasta: sürekli kan alıp duruyorsunuz bu ne kanı böyle? Hemşire: sağlığınız ve sizin iyiliğiniz için bu kanı aldırmak zorundasınız, ne kanı olduğunu bilmiyorum Hasta kan vermek istemez Hemşire: o zaman doktoruna söyle ben mi yazıyorum bu kanları, onlar yazdıysa bende alırım der ve hastanın kolunu açıp kanı almaya başlar. Hemşire odadan çıkarken Hasta: sen daha ne kanı aldığını bilmiyorsun, gelip bana burada hava atıyorsun diye bağırır. Hemşire bu sözler üzerine kapıdan geri döner ve Hemşire: çok konuşuyorsun, hastaysan hastalığını bil. Daha da sinirlenen hasta asıl hasta sizsiniz, kan emiciler. Diye bağırır ve serum şişesini hemşireye fırlatır. Sağlığınız ve sizin iyiliğiniz için bu kanı almak zorundayım, hem bu sefer emin olun hissetmeyeceksiniz bile. Öfkeli birisinin üzerine gitmek öfkeyi arttırır.
Sabah: 06.30 Yer: Acil Servis Geceden çok hasta bakılmış, çalışan sabaha kadar pert olmuş. Resüsitasyon odasında müdahale edilen bir hasta mevcut. Hastamız omuz-karın-yan ağrısı Hastayı karşılayan sağlık çalışanı boş bir yatağa geçmesini ilk fırsatta kendisiyle ilgileneceğini ifade ediyor. Saat 06.45 – vitallerin ölçümü için yanına bir çalışan gider Hastanın yakını: 1 saattir burdayız niye bizimle kimse ilgilenmiyor Sağlık çalışanı: Amca-teyze ne bir saati daha geleli 15 dakika oldu Hastanın yakını: siz burada yatmak için mi para alıyorsunuz benim vergimle maaş alıyorsunuz Sağlık çalışanı: ?!?!?!?!
Hasta yakını veya hasta: Gelmeden önceki gün çok sevdiği bir yakınını kaybetmişti! Evine yeteri kadar bakım sağlayacak maddi güce sahip değildi! Eşi bir gün önce evi terk etmişti! Çocuğunun ağır bir hastalığa yakalandığını öğrenmişti! Kusura bakmayın, çok ağır olan bir hastaya müdahale edilmekte, en kısa zamanda sizinle ayrıntılı olarak ilgileneceğiz.
Gerçek bir örnek Bir gün trafikte ilerlerken dörtlüleri yakan bir aracın makas atarak hocamı sıkıştırması üzerine kendisi de anlık öfkeyle aynı hareketi yaparak karşıdaki kişiyi sıkıştırıyor. Kırmızı ışıkta dururken adam araçtan inip hocama doğru yürüyor ve camı açmasını istiyor, Hocam aldık başımıza belayı! deyip camı açıyor, ve adam soruyor beni niye sıkıştırdın, hocamda siz bizim hayatımızı tehlikeye soktunuz aynısını görmenizi istedim diye yanıt verince adam: Benim oğlum ölmüş sizin de mi öldü? diye yanıt veriyor.
Zor hastayı anlamak, küçümsememek, en önemlisi öfkemizi bu hastalara karşı dindirmek gerekir. SAKİN OLMAK ‘’ Birisine öfkelendiğiniz zaman asıl olarak kendinize öfkelenmişsinizdir’’