İZMİR SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ Narlıdere Sağlık Grup Başkanlığı-İZMİR

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ)
Advertisements

•Göz bebeğiniz çocuklarınızı ne kadar seviyorsunuz? •Onların sağlığı ve gelişimi her şeyden önemli değil mi? •Peki ya ebeveynleriniz? •Onların sağlığını,
YAŞLILIK ve BESLENME.
Nüfusun Yaşlanması Çalışma Grubu
Prof. Dr. A. Ayşe Karaduman 08. Nisan Kazan - Ankara
GELİŞİME ETKİ EDEN FAKTÖRLER
BÜYÜME: Vucüdun uzunluk ve ağırlık yönünden artışı anlamına gelen bir terimdir. GELİŞME: Büyüyen organizmanın dokularının yapısındaki olgunlaşmayı.
SİGARA VE ALT SOLUNUM YOLU HASTALIKLARI
YAŞLILARDA ALZHEİMER HASTALIĞI
Hazırlayan:Yunus Başaran
KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ
GEBELERDE DEMİR DESTEK PROGRAMI UYGULAMASI
Osteoporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri
Iyot yetersizliği hastalıkları.
MİTOKONDRİ VE YAŞLANMA
GIDALARIN SAĞLIK ÜZERİNE ETKİSİ
MENOPOZ VE BESLENME.
Yrd. Doç. Dr. Yasemİn ÇAYIR
SAĞLIK Sağlık; insanın fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olmasıdır.
ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK
Sağlıklı Yaşlanma Yrd.Doç.Dr.Ümit Dündar Afyon Kocatepe Üniversitesi
FİZİKSEL AKTİVİTE VE SAĞLIĞIMIZ KASTAMONU TSM. Sağlık: Sağlık, yalnızca hasta veya sakat olmak değil bedenen, ruhen ve sosyal yönlerden tam bir iyilik.
VİTAMİNLER VE GÖREVLERİ.
KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ
Dinlenme veya Bazal Metabolik Hız
0-1 YAŞ DÖNEMİNDE BESLENME
OBEZİTE İLE MÜCADELE.
DENETLEYİCİ SİSTEMLER
İLAÇLARIN MEKANİZMALARI
YaşlılıkPsikiyatrisi
Feyza KOÇ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Vücudumuz Bilmecesini Çözelim
Prof. Dr. Tanju BESLER Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü.
NÜFUS.
BALIK ETİNİN İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMİ
E N D O K R İ N S İ S T E M İ ( HORMONLAR ) A.Ç.
Farmakodinami.
Dr. Sema Yıldız Türk Diabet e Obezite Vakfı Özel Diabet Hastanesi
OKUL DÖNEMİNDE OBEZİTE SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ OBEZİTE,DİYABET VE METABOLİK HASTALIKLAR BİRİMİ Dyt.Özlem ÇİÇEK.
DİABET (ŞEKER HASTALIĞI)
GERİATRİ.
KRONİK HASTALIKLAR *Genellikle tam iyileştirilmeleri söz konusu olmayan, *Sürekli, *Yavaş ilerleyen, *Çoğu kez kalıcı sakatlıklar bırakan, *Oluşmasında.
BÖLÜM 3 DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM. BÖLÜM 3 DOĞUM ÖNCESİ GELİŞİM.
BÖLÜM 11 ORTA ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE FİZİKSEL GELİŞİM.
VİTAMİNLER.
Serum sT4 düzeyleri obez kadınlarda kilo verme tedavisinin etkinliği ile ilişkilidir Dr. Ceyhun YURTSEVER KTÜ Aile Hekimliği ABD Aralık 2015.
SUYUN İNSAN YAŞAMINDAKİ YERİ
Çocuk ve Spor Bahadır Özdilek.
Şişmanlık (Obezite) HALİL KARADERE.
PULMONER REHABİLİTASYON
BÖLÜM- 3: STRES ve EKLEMLERİMİZ Doç. Dr. Gülten HERGÜNER.
Sağlıklı Beslenme / 32.
BESLENME VİTAMİNLER.
Acil Serviste Geriatrik Hastaya Yaklaşım
YAŞLILARDA SERUM B12 VİTAMİNİ, FOLAT VE PLAZMA HOMOSİSTEİN DÜZEYLERİ
Yrd. Doç. DR. Tülay KUZLU AYYILDIZ ERGENLİK DÖNEMİ SAĞLIK SORUNLARI
YETİŞKİNLİK DÖNEMİ yaş arasındaki hayat dilimi yetişkinlik dönemi olarak adlandırılır.
BESLENMEDE SÜTÜN ÖNEMİ
GELİŞİMİN TEMEL KAVRAMLARI
PROTEİNLER 2.
KLİMAKTERİK DÖNEM Kadınların üreme çağından over fonksiyonlarının kaybolduğu çağa geçtiği bir yaşam dönemidir yaşta başlar-ihtiyarlığın başlangıcı.
A.Ç. Vücudumuzun kontrol ve bütünlüğünü sağlayan yani,canlı vücudundaki yapılar arasında koordinasyonu sağlayan sistemler vardır. BU SİSTEMLER; 1. SİNİR.
Süt nedir? Memeli canlıların doğumdan hemen sonra meme bezlerinden salgılanan, kendisine has tadı, kokusu ve kıvamı bulunan beyazımsı bir sıvıdır.
Yaşam Boyu Spor ve Aerobik Egzersiz
GIDALARIN SAĞLIK ÜZERİNE ETKİSİ
YAŞAM BOYU SPOR 2. hafta Öğr. Gör. Elif Öz
ÜREME SAĞLIĞI VE AİLE PLANLAMASI HAZIRLAYANLAR: CEM ASLAN FATİH EMÜL UMUT DALKIÇ.
Sunum transkripti:

İZMİR SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ Narlıdere Sağlık Grup Başkanlığı-İZMİR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İZMİR SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ İL EĞİTİM EKİBİ YAŞLILIK NEDİR? Dr. Özlen TURGUL PhD. Dr. Aygül CERAN ÇİFTÇİ Narlıdere Sağlık Grup Başkanlığı-İZMİR

Yaşlılık, insanın doğumu ile başlayan yaşam süresince, ölümden önce yaşanan kronolojik bir kavramdır

Yaşlılık bir ayrıcalık, sosyal bir başarı ve bir meydan okumadır Yaşlılık bir ayrıcalık, sosyal bir başarı ve bir meydan okumadır.Yaşlanma, anne karnından başlayarak yaşamın sonlanmasına kadar devam eden bir süreçtir. Zamana bağlı olarak, hastalık söz konusu olmaksızın ortaya çıkan anatomik yapı ve fizyolojik işlev değişiklikleridir.

Yaşlanma Tipleri: Normal Yaşlanma Biyolojik Yaşlanma Fizyolojik Yaşlanma Duygusal Yaşlanma Fonksiyonel Yaşlanma

Normal Yaşlanma: Zamanın geçişine bağlı olarak , hastalık söz konusu olmaksızın ortaya çıkan anatomik ve fiziksel işlev değişiklikleridir.

Biyolojik Yaşlanma: Yaşlanmaya bağlı olarak insan vücudunun yapı ve fonksiyonlarında meydana gelen değişikliklerdir.

Fizyolojik Yaşlanma: Biyolojik değişikliklere bağlı olarak organlarda ortaya çıkan değişikliklerdir.

Duygusal Yaşlanma: Kişinin kendini yaşlı hissetmesine bağlı olarak yaşam görüşü ve yaşam şeklinin değişmesidir.

Fonksiyonel Yaşlanma: Aynı yaşta olan bireylerle karşılaştırıldığında toplum içinde fonksiyonlarının devam ettirilememesidir.

YAŞLANMA VE DEMOGRAFİK DEĞİŞİM Beklenen yaşam süresinin uzaması ve doğum hızının azalmasıyla dünya nüfusu bir önceki 50 yıla göre daha hızlı yaşlanıyor. 65 yaş üstü kişi sayısı 1998………….580 milyon 2050………….1.97 milyar

DSÖ 65 yaş ve üzeri bireyleri yaşlı olarak tanımlamaktadır. YAŞLILARIN YAŞA GÖRE SINIFLANDIRILMASI DSÖ 65 yaş ve üzeri bireyleri yaşlı olarak tanımlamaktadır. Yaşlılığın seyrine ve vücut fonksiyonlarında oluşan değişikliklere göre yaşlılar: 65-74 yaş  genç yaşlılar 75-84 yaş  yaşlılar 85 yaş ve üzeri  yaşlı yaşlılar

Çocuk oranı:%18.8 Yaşlı oranı:%19.1 DÜNYADA NÜFUS PİRAMİTLERİ ŞEKİL DEĞİŞTİRİYOR 1998 yılında ilk defa yaşlı bireylerin oranı çocukların oranını geçti: Çocuk oranı:%18.8 Yaşlı oranı:%19.1

1998-2020 yılları arasında gelişmekte olan ülkelerin tüm nüfusunun %95 oranında, yaşlı populasyonun ise yaklaşık %240 oranında artacağı düşünülüyor.

Bilim ve teknolojideki gelişmelerin etkisi ile 1950-2000 yılları arasında dünya genelinde yaşam süresi 20 yıl artmıştır. Gelecek 50 yıl içerisinde yaşam süresinde 10 yıllık uzama daha beklenmektedir.

Ülkemizde halen 8 milyon dolayında yaşlı vardır . Bu sayı nüfusun yaklaşık %10 unu oluşturmaktadır. Bu sayının gelecek 20 yılda 2 katına ulaşması öngörülmektedir.

Yaşlı nüfusun çocuk nüfusa oranının giderek artış göstermesi toplumdaki öncelikli sağlık sorunlarının çocukluk çağı hastalıklarından yaşlı nüfusta görülen kronik hastalıklara kaymasına neden olmuştur.

OECD’ye göre Türkiye’de yaşam beklentisi: YIL erkek kadın 1960 51yıl 54yıl 2000 65.8yıl 70.4yıl 2030 74yıl 79yıl

Ülkemizde yaşayan insanların yaşam beklentilerinin artacağı ama kadınlarla erkekler arasındaki farkın yaş ilerledikçe daha da açılacağı ortadadır. 2000 nüfus sayımına göre kadınların bütün yaşlı nüfus içinde oranı %82.9 olarak belirlenmiştir.

65yaş üstü kişilerin %90’nda genellikle kronik bir hastalık olduğu, %35’inde 2 %23’ünde 3 %14’ünde 4 veya daha fazla hastalık bir arada bulunduğu görülmektedir.

Türkiye’de 65 yaş üstü gerçekleşen ölüm nedenleri: %43.2-------Kalp hastalıkları %10.3-------Kanserler %8.4---------Serebrovasküler Hastalık

Yaşlıların Fizyolojik Özellikleri

Yaşlanma Üzerine Teoriler: 1-Somatik Mutasyon Teorisi 2-Serbest Radikal Teorisi 3-Hücre Yaşlanması Teorisi 4-Bağışıklık Teorisi 5-Endokrin Teorisi 6-Nöroendokrin Teorisi 7-Kullanılmaya Bağlı Eskime teorisi

Gerçek biyolojik yaşlanma değişik bireylerde farklı hızlarda olmaktadır. Çünkü genetik özellikler, yaşam tarzı, hastalıklar ve kişilerin fizyolojik başa çıkma yolları çok değişiklikler göstermektedir.

Vücut Ağırlığı -yağsız vücut ağırlığı -serum albumini Genellikle 60 yaştan sonra vücut ağırlığı azalmaya başlar.Yaşlanmayla birlikte; -vücuttaki toplam su miktarı -yağsız vücut ağırlığı -serum albumini -karaciğer kütlesi -böbrek kütlesi -deri kalınlığı -beyin kütlesi azalır.

Yaşlanmayla birlikte -vücut yağ oranı (75 yaş üzerinde azalır) -alfa-1 asit glikoprotein -prostat kütlesi -akciğer kütlesi -kalp kütlesi artar

Yağsız doku miktarında azalma ve yağ miktarında artış olur. Yağsız doku kütlesindeki azalma, kas miktarı ve kuvvetinde de azalmaya neden olarak yürüyüş ve dengeyi etkiler, düşme ve kırık riskini artırır.

Yaşlılıkta kemiklerdeki kalsiyum miktarında azalma olur. Yaşlılıkta iki ayrı osteoporoz formu ayırt edilmektedir: Postmenopozal osteoporoz, sıklıkla 51-65 yaşları arasında gelişir. Senil osteoporoz, 65 yaşından sonra ortaya çıkar ve kadın/erkek oranı eşittir.

Postmenopozal osteoporoz genellikle trabeküler kemiği etkilerken, senil osteoporoz da hem trabeküler hem de kortikal kemik eşit olarak etkilenmektedir. Kadınlar, yaşlılık döneminde, yarısı menopozdan sonraki ilk 5 yılda olmak üzere toplam iskelet kalsiyumunun %40’ını kaybederler.

Gastrointestinal sistemde yaşlanmayla birlikte emilim düzeyi, motilite ve sfinkter aktivitesi, kan akımı, bazal ve uyarılmış mide asiti salınımı ve aktif transport azalmaktadır. Yaşla birlikte derideki keratinize hücreler artmakta ve deri hidrasyonunda azalma meydana gelmektedir.

GİS Fonksiyonlarındaki Değişiklikler: Tat ve koku duyusunda azalma Tükrük salgısında azalma(kuru ağız yakınması besin alımını etkiler, yiyeceklerin yutulmasını güçleştirir. Ağız-diş problemleri, diş sayısında azalma Yutma güçlüğü (Özefağusun kasılma yeteneği azalır) Mide fonksiyonlarında azalma(midedeki yiyeceklerin boşalma hızının azalması, uzun süreli tokluk hissi yaratır.Bu da daha az besin tüketilmesine neden olarak yetersiz beslenme riski taratabilir.)

GİS Fonksiyonlarındaki Değişiklikler: Tüketilen besinlerin emilimini sağlıyan enzimlerin aktivitesinde ve miktarında azalma sonucu kalsiyum, demir, B12 vitamini, ve folik asit vb. gibi öğelerin emilimi azalır.(anemi) Safra enzimlerinin azalması sonucu özellikle yağda eriyen vitaminlerin vücuttaki etkinliğinde düşme olur. Karaciğerden geçen kan akım hızı azalır. İncebağırsak mukozasındaki atrofi sonucu alınan besin öğelerinin vücutta kullanımı azalır.

GÖZLER 40 yaş gözler için bir dönüm noktasıdır. 40 yaştan sonra, özellikle ışık azlığında ve yakından ince detayları seçebilme yeteneği azalmaya başlar. Bu durum 70’li yaşlarda çok belirgin hale gelir.

Yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıkan işitme bozukluklarına presbiakuzi denir. Bu tür işitme bozukluğu sensorinöral tipte olup, yani hem sensör(kokleanın) hem de nöral bölgenin(n. Statoakustikus’un akustik dalı) dejenerasyonundan kaynaklanmaktadır. Presbiakuzi, özellikle yüksek frekanslı seslerin duyulmasını engelleyen bir durumdur. Bu yaşlılarda sosyal izolasyona neden olur ki, bu da depresyona zemin hazırlayan bir durumdur.

Seniliteye bağlı olarak ‘fonemik regresyon’ olarak adlandırdığımız konuşmanın kavramsallaştırılmasındaki güçlük hali de ortaya çıkmaktadır. Presbiakuzili kimselerin en çok yakınmaları gelen sesi duydukları ancak anlayamadıkları şeklindedir.

65 yaşın üstünde her 3 yaşlıdan birinde belirgin işitme kaybı vardır. 85 yaşın üstünde ise her 2 yaşlıdan birinin işitme problemi olmaktadır.

Yaşlanmayla birlikte kalbimiz kısmen büyüme gösterir. Egzersiz esnasında maksimum oksijen tüketimi her 10 yıl yaşlandıkça erkekte %10, kadında %7,5 azalmaktadır. Bununla birlikte kalbin pompaladığı kan miktarında artış olmamaktadır.

Kardiak muayenede en sık karşılaşılan bulgu sistolik üfürümlerdir ve 65 yaş ve üzeri kişilerde %30 ile %80 arasında görülmektedir. Sağlıklı yaşlılarda sık görülen diğer bir bulgu da S4 sesidir ve ventriküler kompliansın azalmasına bağlı olarak görülür. Diastolik üfürümler ise hiçbir zaman normal olarak kabul edilmemelidir.

70 yaşına geldiğimizde akciğerlerimizin maksimum soluma kapasitesinin %40’ı yitirilmektedir.

Yaşlanmayla birlikte bazı beyin hücreleri hasar görmekte, bir kısmı da kaybedilmektedir. Kaybedilen sinir hücresinin yerine yenisi konmaz.Ama bu kayıplar beyinde iletiyi sağlayan hücreler arası bağlantılar ve hücre uzantılarının artırılması yoluyla organizma tarafından telafi edilmeye çalışılır. Pratik düşünce ve hatırda tutma yetileri azalmaya başlar.

Yaşlanmayla birlikte vücuttaki su yüzdesi %60’dan %50’ye düşer. Susama hissinin azalmasına bağlı olarak su alımı azalır. Buna karşılık vücuttan su kaybı fazladır. Böbreğin adaptasyon mekanizmalarında ortaya çıkan bozulmalar, yaşlı bireylerde hipernatremi riskini artırmaktadır.

Menapozla birlikte overler fonksiyon göremez ve östrojen hormonu azalır. Kadında iç cinsel organlarda atrofi meydana gelir. Vagen duvarının kalınlığı ve elastisitesi azalır. Aynı zamanda cinsel uyarı ile vajen içinde oluşan kayganlık eskisi kadar sağlanamaz.

Erkekte de buna benzer şekilde testesteron hormon düzeyinde azalma olur. Erkekte testis boyut ve sertliklerinde azalma olurken, sperm sayısı ve hacminde de azalma gözlenir.

Timus %75 oranında küçülür Yaşlıda bağışıklık hücrelerinin çoğalması yavaşlar,infeksiyonlara karşı direnci düşer. Bazal metabolizma hızı yavaşlar. Toplam enerji harcaması ve buna bağlı olarak da kalori gereksinmesi azalır.

Yaşlılık dönemi, tıpkı çocukluk dönemi gibi kendine has özellikleri olan bir dönemdir. Yaşlı hasta tıbbi, sosyal, psikolojik ve etik öğeleri içeren, bütüncül ve multidisipliner bir yaklaşımı gerektirir.

Yaşlılık döneminin sağlık sorunları günümüzde gittikçe artan bir halk sağlığı sorunudur. Birinci Basamakta yaşlı sağlığı hizmetlerinin planlanması ve sunulması acil bir gereksinimdir. Amacımız; yaşlanma sürecinin doğal sonuçlarını saygıyla karşılayıp kabullenirken, yaşlıların yaşam kalitesini ve ömrünü uzatmak için AKTİF YAŞLANMA stratejilerinin oluşturulmasıdır.

Yaşlılık ta sevgi gibidir, saklanamaz.

Niceleri geldi, neler istediler Sonunda dünyayı bırakıp gittiler Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi? O gidenler de hep senin gibiydiler Ömer Hayyam.