LİMİTED ŞİRKETLER Prof. Dr. Şaban KAYIHAN 11.05.2015
I. KAVRAM Limited şirket azami ortak sayısı açısından diğer ticaret şirketlerine nazaran farklı şekilde düzenlenmiştir. Zira limited şirketlerin dışındaki ticaret şirketlerinde azami ortak sayısı kanunen belirlenmemiş iken limited şirketlerde ortak sayısının elliyi aşamayacağı açıkça düzenlenmiştir (TTK m.574 f.1). Bununla birlikte tıpkı anonim şirketlerde olduğu gibi limited şirketlerde de bir ortaklı yapıya kanun koyucu 6102 sayılı TTK ile izin vermiştir. II. TANIMI VE UNSURLARI A. Tanımı Limited şirket; bir veya daha fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilen, esas sermayesi belirli olan ve bu belirli esas sermayesi esas sermaye paylarının toplamından oluşan, ortaklarının şirket borçlarından sorumlu olmadığı, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlü oldukları bir sermaye şirketidir.
B. Unsurları 1. Ticaret Unvanı Unsuru Limited şirketlerde ticaret unvanının çekirdek kısmında işletme konusu ve limited şirket olduğunu gösteren ibare yer almaktadır (TTK m.43). TTK m.43’e uygun şekilde seçilmiş bir ticaret unvanı limited şirketin kuruluşu için son derece önemlidir, zira TTK m.576 f.1 (a) bendine göre limited şirket sözleşmesinin zorunlu unsurlarından biri de şirketin ticaret unvanıdır. 2. Esas Sermaye Unsuru Limited şirketin sermaye şirketi karakterini gösteren ve bu sebeple anonim şirketlerle yakın ilişki içerisinde olmasına sebep olan özelliklerinden biri olarak sermaye yapısını gösterebiliriz. Zira limited şirketlerin sermaye yapısı da anonim şirketlerde olduğu gibi esas sermaye şeklindedir. Dolayısıyla, sermayenin kuruluş sırasında esas sözleşmede gösterilmesi, asgari bir esas sermaye bedelinin bulunması ve esas sermayenin artırılması ya da azaltılması için şirket sözleşmesinin değiştirilmesi gerekir (TTK m.589 vd.). TTK m.580’de limited şirketin asgari sermaye tutarı onbin TL olarak belirlenmiştir. Kanun koyucu Bakanlar Kurulunu Kanunda yazılı tutarı on katına kadar artırmaya da yetkili kılmıştır. Limited şirkete ayni sermaye olarak getirilebilecek malvarlığı unsurları, ticaret şirketlerine ilişkin genel hüküm olan TTK m.127’deki sayım saklı kalmak kaydıyla, TTK m.581’de emredici bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz veya tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dâhil olmak üzere tüm malvarlığı unsurları limited şirkete ayni sermaye olarak getirilebilir (TTK m.581).
Limited şirkete sermaye olarak getirilemeyecek unsurlar ise kollektif şirketin aksine hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar olarak tespit edilmiştir (TTK m.581 f.1). Limited şirket sözleşmesinde esas sermaye paylarının itibari değerleri belirlenecektir. Kanun koyucu TTK m.583 f.1’de şirket sözleşmesinde esas sermaye paylarının itibari değerlerinin en az yirmibeş TL olarak belirlenebileceğini, bu değerin altına inilebilmesinin ise ancak şirketin durumunun iyileştirilmesi amacıyla mümkün olduğunu düzenlemiştir. Esas sermaye paylarının itibari değerleri birbirleriyle aynı olmak zorunda değildir. Bununla birlikte sermaye paylarının değerlerinin yirmibeş TL veya bunun katları olması gerekir. Esas sermaye payının vereceği oyun itibari değere göre hesaplanması esas sermaye payının bölünmesi anlamına gelmez (TTK m.583 f.2). Bir ortağın birden fazla esas sermaye payına sahip olması mümkündür. Bu sayede 6762 sayılı Kanun’daki “bir ortak bir pay” prensibi 6102 sayılı TTK m.583 f.3 ile terk edilmiş olmaktadır. Esas sermaye paylarının bedelleri limited şirket tarafından ortaklara geri verilemez, aynı şekilde henüz bu borç yerine getirilmemiş ise ortakların bu borçtan dolayı ibra edilmeleri de yasaktır. Tüm bu ihtimallerin gerçekleşebilmesine hukuken izin verilebilen durum olarak esas sermayenin azaltılması TTK m.601’de açıkça düzenlenmiştir.
3. Kişi (Ortak) Unsuru Limited şirketlerde ortak ya da ortaklar gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişilerden de oluşabilir (TTK m.573 f.1). Limited şirketlerde ortak sayısı elliyi aşamaz (TTK m.574). Ortak sayısının elliyi aşmış olması halinde akla gelebilecek çözüm yolları ortak sayısının elliye düşürülmesi veya şirketin türünün anonim şirkete dönüştürülmesidir. Tıpkı anonim şirketlerde olduğu gibi limited şirketlerde de tek ortaklı yapıya 6102 sayılı TTK ile izin verilmiştir. Ortak sayısı birden fazla iken daha sonra bire düştüğü takdirde bu durum ortak sayısını bire düşüren işlemin gerçekleşmesinden itibaren yedi gün içerisinde müdürlere yazıyla bildirilmek zorundadır. Bunun üzerine müdürler bildirimin alınması tarihinden başlayarak yedinci günün sonuna kadar, şirketin tek ortaklı olduğunu ve bu tek ortakla ilgili bilgileri tescil ve ilan ettirirler. Tescil ve ilan yükümlülüğünü yerine getirmeyen şirket müdürü bu sebeple doğacak zararlardan sorumlu olur. Tescil ve ilan yükümlülüğü şirketin baştan tek ortakla kurulduğu hallerde de geçerlidir (TTK m.574 f.2). Şirketin bizzat kendisinin esas sermaye payını iktisap etmesi, şayet bu iktisap sayesinde şirket bizzat kendisi tek ortak sıfatını kazanacaksa, kanun koyucu tarafından yasaklanmıştır (TTK m.574 f.3). Tek ortaklı limited şirketlerde ortak ile şirket arasında yapılan sözleşme için geçerlik şekil şartı söz konusudur. Aranan geçerlik şekil şartı yazılı şekil şartıdır (TTK m.629 f.2).
4. Ortaklarının Sorumluluğu Unsuru a. Kural Limited şirketlerde ortaklar kural olarak, şirketin üçüncü kişilere olan borçlarından dolayı sorumlu değildir. Ortağın şirkete sermaye olarak taahhüt ettiği sermaye payını ödemesi ve şayet şirket sözleşmesinde öngörülmüşse ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmesi ile şirkete karşı sorumluluğu da sona ermiş olur (TTK m.573 f.2). Ortağın sorumluluğu kural olarak sadece limited şirket tüzel kişiliğine karşıdır. Bu kuralın istisnası kamu borçlarında devletin limited şirketten alacaklı olduğu ihtimalde karşımıza çıkar. Genel kural gereği, üçüncü kişi şirketten alacaklı dahi olsa şirkete karşı alacağını ortaktan tahsil edemez. Ortak şirkete karşı yükümlülüklerini yerine henüz getirmemiş olsa dahi bu yükümlülükleri yerine getirmesi için ortak üçüncü kişi tarafından hukuken zorlanamaz. TTK m.602’de açıkça limited şirketin üstlendiği borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sadece kendi malvarlığı ile sorumlu olacağı bir başka deyişle, alacaklı üçüncü kişinin şirketin malvarlığı dışında başka bir malvarlığı unsuru üzerinde alacağını tahsil edebilmesi için hukuki takibe başlayamayacağı düzenlemiştir. TTK m.573 f.2’de limited şirket ortakları için 6762 sayılı Kanun’da yer almayan bir takım yeni yükümlülükler düzenlenmiştir. Bu yükümlülükler TTK m.603 ila 607’de düzenlenen ek ödeme yükümlülüğü ile yan edim yükümlülüğüdür. Ortaklar, söz konusu hükümlerde yer alan şartlar dâhilinde şirket sözleşmesinde açık bir hükme yer verilerek, esas sermaye payı bedeli dışında ek ödeme ile yükümlü tutulabilecekleri gibi şirketin işletme konusunun gerçekleşmesine hizmet edebilecek yan edim yükümlülüğüne tabi kılınabilirler.
b. İstisna Limited şirketlerde ortakların tabi oldukları sınırlı sorumluluk ilkesinin istisnası olarak, Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun (AATUHK) 35. maddesinde düzenlenen limited şirketin ortaklarının şirketin kamu borçlarından dolayı sorumluluğu gösterilebilir. Nitekim AATUHK m.35 ve mükerrer m.35 birlikte değerlendirildiğinde limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar. Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan kişiler devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden dolayı müteselsilen sorumlu tutulurlar. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı kişiler olmaları halinde bu kişiler, amme alacağının ödenmemesinden dolayı yine müteselsilen sorumludurlar. AATUHK mükerrer m.35’e göre, amme alacağı bir tüzel kişi olan limited şirketin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilememiş ise limited şirketin ortaklarından önce limited şirketin kanuni temsilcileri olan müdürler, 2. dereceden müteselsilen ve alacağın tamamından sorumludurlar. Limited şirket ortaklarının amme borçlarından dolayı sorumlulukları ise limited şirketin kanuni temsilcilerinin sorumluluklarından sonra yani 3. derecede ortaya çıkmaktadır. Bu sorumluluk ortaklar açısından sınırsız yani borcun tamamı için değil, amme borcunun sermaye payı oranı için söz konusu olmaktadır. Amme alacaklarının (borçlarının) kapsamı AATUHK m.1-3 birlikte değerlendirildiğinde, devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile bunların takip masrafları, muhtelif kanunlarda Tahsili Emval Kanununa göre tahsil edileceği bildirilen her çeşit alacaklar olarak belirlenebilir.
5. Amaç ve Konu Unsuru TTK m.573 f.3’te limited şirketlerin kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabileceği düzenlenmiştir. 6762 sayılı Kanun’da limited şirketlerin sigortacılıkla iştigal edemeyecekleri açıkça belirtilmişse de (6762 sayılı Kanun m.503 f.3) esasen bu tespitin gereksiz olduğu kabul edilmekteydi. Zira bankacılık, faktoring işlemleri, sigorta işlemleri, aracı kurum, döviz alım-satımı, genel finans ortaklıkları, bağımsız dış denetleme vs. yapabilmek için zaten anonim şirket olma zorunluluğu öngörülmüştü. Şu hâlde 6762 sayılı Kanun m.503 f.3’teki hüküm olmasaydı bile limited şirketler zaten sigortacılık faaliyetinde bulunamazlardı. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununda sigorta ve reasürans şirketlerinin anonim şirket veya kooperatif şeklinde kurulmasının bir mecburiyet olarak düzenlenmesi karşısında limited şirketlerin sigortacılıkla iştigal edemeyeceklerine dair yasak 6102 TTK’ya alınmamış olsa bile bugün hala geçerliğini muhafaza etmektedir. 6. Tüzel Kişilik Unsuru Limited şirket diğer ticaret şirketlerinde olduğu gibi ortaklarından bağımsız bir kişiliğe sahiptir. Tüzel kişi tacirler arasında yer almaktadır. Kuruluşunu tamamlayarak tüzel kişiliği kazanabilmesi için ise ticaret siciline tescil edilmesi kurucu bir etkiyi haizdir. Ticaret siciline tescil limited şirketin ticaret şirketi vasfını ve tüzel kişiliği kazandığı an için önem arz etmektedir (TTK m.124, 125).
III. KURULUŞU A. Şirket Sözleşmesi Limited şirket sözleşmesi için aranan şekil şartı diğer ticaret şirketlerinde olduğu gibi resmi yazılı şekil şartıdır. TTK m.575’e göre, şirket sözleşmesi yazılı şekilde yapılmalıdır ve kurucuların imzalarının noterce onaylanması gerekir. Şirket sözleşmesinin içeriğini oluşturan kayıtlar TTK m.576–578’de ayrıntılı bir şekilde tespit edilmiştir. Kanun koyucu önce, limited şirketin sözleşmesinde mutlaka bulunması gereken kayıtları beş kalemde göstermiştir. Buna göre, --Şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunduğu yer, --Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde şirketin işletme konusu, --Esas sermayenin itibari tutarı, esas sermaye paylarının sayısı, itibari değerleri, varsa imtiyazlar, esas sermaye paylarının grupları, --Müdürlerin adları, soyadları, unvanları, vatandaşlıkları, --Şirket tarafından yapılacak ilanların şekli limited şirket sözleşmesinde bulunması gereken kayıtlardır.
Buna ilaveten 6102 sayılı TTK m Buna ilaveten 6102 sayılı TTK m.577’de 6762 sayılı Kanun’dan farklı olarak şirket sözleşmesinde öngörüldüğü takdirde geçerli olacak kayıtlar da gösterilmiştir. Buna göre, --Esas sermaye paylarının devrinin sınırlandırılmasına ilişkin kanuni hükümlerden ayrılan düzenlemeler, --Ortaklara veya şirkete, esas sermaye payları ile ilgili olarak önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları tanınması, --Ek ödeme yükümlülüklerinin öngörülmesi, bunların şekli ve kapsamı, --Yan edim yükümlülüklerinin öngörülmesi, bunların şekli ve kapsamı, --Belirli veya belirlenebilir ortaklara veto hakkı veya bir genel kurul kararının oylanması sonucunda oyların eşit çıkması hâlinde bazı ortaklara üstün oy hakkı tanıyan hükümler, --Kanunda ya da şirket sözleşmesinde öngörülmüş bulunan yükümlülüklerin hiç ya da zamanında yerine getirilmemeleri hâlinde uygulanabilecek sözleşme cezası hükümleri,
--Kanuni düzenlemeden ayrılan rekabet yasağına ilişkin hükümler, --Genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin özel hak tanıyan hükümler, --Genel kurulda karar almaya, oy hakkına ve oy hakkının hesaplanmasına ilişkin kanuni düzenlemeden ayrılan hükümler, --Şirket yönetiminin üçüncü bir kişiye bırakılmasına ilişkin yetki hükümleri, --Bilanço kârının kullanılması hakkında kanundan ayrılan hükümler, --Çıkma hakkının tanınması ile bunun kullanılmasının şartları, bu hâllerde ödenecek olan ayrılma akçesinin türü ve tutarı, --Ortağın şirketten çıkarılmasına ilişkin özel sebepleri gösteren hükümler, --Kanunda belirtilenler dışında öngörülen sona erme sebeplerine dair hükümler limited şirket sözleşmesinde öngörüldüğü takdirde bağlayıcı olacaktır. TTK m.579, anonim şirketlere benzer şekilde limited şirketlerin sözleşmesinde ancak Kanunda buna açıkça izin verilmişse sapılabileceğini, TTK haricindeki kanunların öngördükleri tamamlayıcı nitelikteki hükümlerin ise TTK açısından değil söz konusu özel kanunlara özgü şekilde hukuki sonuç doğuracağını düzenlenmiştir.
B. Kuruluş Anı TTK m.585’e göre limited şirketlerin kuruluş anı, kurucuların, kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan, sermayenin tamamını ödemeyi şartsız olarak taahhüt ettikleri, imzalarının noterce onaylandığı şirket sözleşmesinde limited şirket kurma iradelerini açıklamaları anıdır. Esas sermaye pay bedellerinin ödenmesi, ödeme yeri, ifa borcu, ifa etmemenin sonuçları, bedelleri tamamen ödenmemiş payların devri hususlarında anonim şirketlere ilişkin hükümler kıyasen uygulanır. Bu sebeple tıpkı anonim şirketlerde olduğu gibi limited şirketlerde de taahhüt edilen sermayenin nakit kısmının en az yüzde yirmibeşinin tescilden önce peşin ödenmesi gerekir. Geri kalan kısım ise tescilden itibaren yirmi dört ay içerisinde ödenmesi şarttır. TTK m.585’e göre gerçekleşen kuruluşa rağmen limited şirketin tüzel kişilik kazanabilmesi için ticaret siciline tescil edilmesi şarttır. Nitekim bu husus limited şirketin kuruluş anını düzenleyen TTK m.585’te de açıkça gösterilmiştir. Bu düzenleme şekli ile anonim şirketlerdeki ön anonim şirkete ilişkin düzenleme şekli arasında yakın bir benzerlik bulunmaktadır.
C. Tescil Limited şirkete tüzel kişilik kazandıran bir işlem olarak tescil diğer ticaret şirketlerde de olduğu gibi kanun koyucu tarafından açıkça düzenlenmiştir (TTK m.588 f.1). Limited şirket sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra ve kurucuların imzalarının da onaylanması ile birlikte şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline tescili için başvurulması gerekir. Başvuru üzerine tescil, kurucuların imzalarının noter tarafından onaylanmasını izleyen otuz gün içerisinde gerçekleştirilecektir ve devamında da TTSG’de ilan edilmesi gerekir. Limited şirketin tüzel kişiliği kazanımı için tescil gereklidir ve yeterlidir. İlan, limited şirketin tüzel kişiliği kazanımı noktasında herhangi bir etkiyi haiz değildir. Ancak şirket sözleşmesinin tarihi, şirketin ticaret unvanı ve merkezi, şirketin işletme konusu, şirketin süresi ve TTK m.587 f.2’de sınırlı sayıda gösterilen diğer hususlar için üçüncü kişiler açısından hüküm doğurma anı tescilin aynı zamanda TTSG’de ilan edildiği an olarak tespit edilmiştir. Başvuruda sözleşmede müdür olarak tayin edilmiş kişi ya da kişilerin tamamının imzası yer almalıdır. Başvuru dilekçesinde yer alacak kayıtlar ile başvuru dilekçesine eklenmesi gereken belgeler TTK m.586’da ayrıca düzenlenmiştir.
Tescil işleminin gerçekleştirilmesinin tek sonucu limited şirketin tüzel kişilik kazanması değildir. Kurucular tarafından tescilden önce yapılmış olan kuruluş giderleri, tüzel kişilik kazanıldıktan sonra şayet şirket tarafından kabul edilmez ise, kurucuların bizzat kendileri tarafından karşılanması gerekir. Kurucuların yaptıkları bu giderler için pay sahiplerine rücu hakkı bulunmamaktadır (TTK m.588 f.2). Tescil henüz gerçekleşmeden önce şirket adına işlem yapanların bu işlemlerden dolayı şahsen ve müteselsilen sorumlulukları bulunmaktadır. Ancak tescilden önce yapılmış olan işlemlerde ileride kurulacak şirket adına açıkça üstlenilmiş taahhütler söz konusu ise ve şirket ticaret siciline tescil edildikten sonraki üç ay içerisinde söz konusu taahhütler şirket tarafından kabul edilmiş ise bu taahhütlerden dolayı sorumlu olan sadece limited şirket tüzel kişiliğidir.
IV. LİMİTED ŞİRKET SÖZLEŞMESİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ A. Genel Olarak Şirket Sözleşmesinin Değiştirilmesi Limited şirket sözleşmesinin değiştirilmesinde aranan oy nisabına ilişkin genel kural TTK m.589’da yer almaktadır. Buna göre, şirket sözleşmesinde değişiklik için daha farklı bir nisap aranmamış ise şirket sözleşmesi ağırlaştırılmış şekilde esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla değiştirilebilir. Bununla birlikte TTK m.621’de esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların dahi yeterli olmayacağı, daha da ağırlaştırılmış nisapların arandığı şirket işletme konusunun değiştirilmesi ve esas sermayenin artırılmasında olduğu gibi özel haller düzenlenmiştir. Limited şirket sözleşmesinin her türlü değişikliğinin ticaret siciline tescil ve TTSG’de ilan edilmesi gerekmektedir (TTK m.589 f.2).
B. Şirket Esas Sermayesinin Artırılması Sermayenin artırılması hakkında geçerli olan kural, şirketin kuruluşu hakkındaki hükümler ile sermayenin ayın olarak konulması ve bir işletme ile ayınların devralınmasına ilişkin hükümlerin esas sermayenin artırılması için de uygulanacak olmasıdır (TTK m.590). Bu sebeple kural olarak genel kurul kararıyla sermaye artırmaya ilişkin kararı içeren şirket sözleşmesinin değiştirilmiş şekli imzalanır ve daha sonra noter tarafından bu imzalar tasdik edilir. Aynı şekilde tescil ve ilan yükümlülüklerinin de limited şirket tarafından yerine getirilmesi gerekir. Esas sermayenin artırılmasında her ortağın sahip olduğu rüçhan hakkı özel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, şirket sözleşmesinde veya artırmaya ilişkin olarak alınan kararda aksi yönde bir hüküm yer almamış ise her ortağın esas sermaye payı oranında sermaye artırımına öncelikle katılmaya hakkı bulunmaktadır. Bu hak, rüçhan hakkı olarak nitelendirilmektedir (TTK m.591 f.1). Rüçhan hakkının kullanılabilmesi için ortaklara en az onbeş gün süre verilmesi gerekir. Bu süre uzatılabilir, ancak kısaltılamaz (TTK m.591 f.3). Rüçhan hakkının sınırlandırılması veya tamamı ile kaldırılması kural olarak yasaktır. Ancak işletmelerin işletme kısımlarının, iştiraklerin devralınması ve işçilerin şirkete katılmaları gibi haklı bir sebep varsa ve TTK m.621’deki özel ağırlaştırılmış nisaplar da sağlanmışsa rüçhan hakkının sınırlandırılması veya tamamen kaldırılması, genel kurulun sermaye artırımına ilişkin kararıyla mümkün olabilir.
C. Şirket Esas Sermayesinin Azaltılması Kural olarak anonim şirket esas sermayesinin azaltılması için öngörülen kurallar, kıyasen limited şirketler hakkında da uygulanır. Buna ilaveten, esas sermaye borca batık bilançonun iyileştirilmesi amacıyla azaltılacaksa, şirket sözleşmesindeki ek ödeme yükümlülüklerinin tamamen ödenmiş olması gerekir (TTK m.592).
V. LİMİTED ŞİRKETLERDE ESAS SERMAYE PAYININ HUKUKİ İŞLEMLERE KONU OLMASI A. Kural Esas sermaye payının şirket tarafından iktisabına ilişkin TTK m.612 f.2’deki istisnai hal saklı kalmak kaydıyla, esas sermaye payının devredilebilmesi ve miras yoluyla geçebilmesi için TTK m.593 vd. düzenlenen şartlara riayet edilmesi gerekir. Esas sermayeye ilişkin pay senetleri iki amaçla düzenlenebilir. Bunlardan bir tanesi ispat aracı şeklinde çıkarılan pay senetleridir ki, bu senetler aslında 6762 sayılı Kanun’dan farklı bir düzenleme getirmemektedir. Bir diğeri ise nama yazılı olarak çıkarılan pay senetleridir. Limited şirketler için çıkarılabilen nama yazılı pay senetlerinin 6102 sayılı TTK m.593 f.2 gereğince kıymetli evrak niteliğine sahip olup olmadığı yönünde öğretide ciddi soru işaretleri bulunmaktadır.
1. Pay Senetleri İster ispat aracı isterse nama yazılı olarak düzenlenmiş olsunlar, pay senetlerinde ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerinin, ağırlaştırılmış veya bütün ortakları kapsayacak biçimde düzenlenmiş olan rekabet yasağının ve şirket sözleşmesinde öngörülmüş önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım haklarının açıkça belirtilmesi gerekir (TTK m.593 f.2). 2. Pay Defteri Şirket esas sermaye paylarının devirleri ve geçişlerinin limited şirket pay defterine kaydedilmesi gerekir. Bu sebeple limited şirkette esas sermaye paylarını içeren bir pay defterinin tutulması şarttır. Bu pay defterinde ortakların adları, adresleri, her ortağın sahibi olduğu esas sermaye payının sayısı, esas sermaye paylarının devirleri ve geçişleri ve itibari değerleri, grupları ve esas sermaye payları üzerindeki intifa ve rehin hakları ile sahiplerinin adları ve adreslerinin yazılması gerekir. Pay defteri ortakların incelenmesine açıktır (TTK m.594).
B. Esas Sermaye Payının Geçişi 1. Devir Esas sermaye payının devrinin tabi olduğu hükümler TTK m.595’te düzenlenmiştir. Buna göre, öncelikle yerine getirilmesi gereken şart, resmi yazılı şekil şartıdır. Nitekim devir ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noter tarafından onaylanması gerekir. Esas sermaye payının devrine ilişkin sözleşmede ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak şekilde genişletilmiş ise bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları, sözleşme cezasına ilişkin koşulların da varsa yer alması gerekir (TTK m.595 f.1). Devir sözleşmesinin geçerlilik şekil şartına riayet edilerek yapılmış olması devrin gerçekleşmesi için tek başına yeterli değildir. Bununla birlikte ayrıca şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği müddetçe ortaklar genel kurulunun da devre onay vermesi gerekir (TTK m.595 f.2). Şirketin ortaklar genel kurulu devir için onay vermekten herhangi bir gerekçe göstermeksizin kaçınabilir (TTK m.595 f.3). Şirket esas sözleşmesinde esas sermaye payının devri yasaklanmamış olmalıdır. Aksi takdirde devir mümkün değildir. Esas sermaye payının devrinin yasaklanması veya yasaklanmamasına rağmen devir için onayın ortaklar genel kurulu tarafından reddedilmesi ihtimalleri, payını devretmek isteyen ortak açısından limited şirket ortaklığından çıkabilmesi için haklı bir sebep oluşturmaktadır (TTK m.595 f.4, 5). Esas sermaye payının devri hususu genel kurulun onayına sunulduğunda, genel kurul bu işleme onay vermek istemiyorsa sessiz kalmaması gerekir. Zira onay için kendisine başvurulan genel kurul üç ay içerisinde başvuruyu reddetmez ise, bir başka deyişle sessiz kalmış ise devir işlemine zımnen onay vermiş sayılır (TTK m.595 f.7).
2. Esas Sermaye Payının Diğer Yollarla Geçişi TTK m.596’da esas sermaye payının diğer geçiş yolları olarak miras, eşler arasındaki mal rejimi ve icra ihtimalleri gösterilmiştir. Tüm bu ihtimallerde esas sermaye payının geçişinin tamam olabilmesi için devirden farklı olarak şirket genel kurulunun onayı aranmaz. Ancak şirketin geçişin öğrenilmesinden itibaren üç ay içerisinde geçişi onaylamayı reddedebilmesi mümkündür. Üç ay içerisinde geçiş açıkça ve yazılı bir şekilde reddedilmez ise şirket devre zımnen onay vermiş kabul edilir. Buna karşın, red gerçekleşirse red kararı devrin tamam olduğu andan itibaren geçerli olacak şekilde geriye yürür. Ancak bunun tek istisnası yine Kanunda gösterilmiştir. O da red kararının verildiği tarihe kadar alınan genel kurul kararlarının geçerliliğini muhafaza edecek olmasıdır.
3. Devir ve Geçişin Tescili Esas sermaye paylarının devir de dâhil olmak üzere tüm geçiş hallerinin ticaret siciline tescil edilmesi gerekir (TTK m.598 f.1). Zira tescil, üçüncü kişiler açısından devrin ve geçişin hüküm ifade edebilmesi için önemlidir. Nitekim TTK m.598 f.3’te ticaret sicilindeki kayda güvenen iyiniyetli kişinin güveninin korunacağı genel kuralın aksine açıkça düzenlenmiştir. Tescil için talep, şirket müdürleri tarafından ve devir veya geçişin tamam olduğu andan itibaren otuz gün içerisinde yapılmalıdır (TTK m.598 f.1). Müdürler tescil için talepte bulunmazlar ise limited şirketten ayrılan her ortağın terkin işleminin yapılması için talepte bulunma hakkı saklıdır. Ticaret sicil müdürü bu talep üzerine şirkete, ayrılan ortağın adının bildirilmesi için süre verir.
VI. LİMİTED ŞİRKETLERDE KÂR PAYI A. Kâr Payı Ve Yedek Akçeler Limited şirketlerde kâr payının dağıtılması sıkı koşullara ve emredici hükümlere bağlanmıştır. Buna göre, kâr payı ancak net dönem kârından ve bunun için ayrılmış yedek akçelerden dağıtılabilir. Kâr payının dağıtımına karar verilebilmesi için kanun ve şirket sözleşmesi uyarınca ayrılması gereken kanuni yedek akçelerin ve şirket sözleşmesinde ayrıca öngörülmüşse ek yedek akçelerin ayrılmış olması gerekir (TTK m.608 f.1). Kâr payının hesabında esas sermaye payının itibarî değeri dikkate alınır. Ancak bunun aksi sözleşme ile öngörülebilir (TTK m.608 f.2). Kâr payının dağıtımına karar verilmesini zorlaştıracak şekilde şirket genel kurulu kanun ya da şirket sözleşmesinde öngörülmeyen veya öngörüleni aşan tutarlarda yedek akçelerin ayrılmasına karar veremez. Ancak zararların karşılanması söz konusu ise, ayrıca şirketin gelişimi için yatırım yapılması ihtiyacı varsa, bütün ortakların menfaati böyle bir yedek akçe ayrılmasını haklı kılıyorsa ve tüm bu hususlar sözleşmede gösterilmiş ise öngörülmeyen bir yedek akçe ayrılabilir veya öngörülen bir yedek akçe tutarı aşılabilir (TTK m.608 f.3).
B. Faiz Yasağı Ve Hazırlık Dönemi Faizi Ortaklara getirdikleri esas sermaye payları için ve ek ödemeleri için faiz şartı öngörülemez, faiz ödemesi yapılamaz. Öngörülebilecek yegâne faiz, hazırlık dönemi faizidir ve bu ihtimalde anonim şirketlere ilişkin hükümler (TTK m.510) uygulanır (TTK m.609). C. Haksız Alınan Kâr Paylarının Geri Verilmesi Ortak veya müdür haksız olarak kâr almış ise, şirkete bu kârı geri vermekle yükümlüdürler (TTK m.611 f.1). Ortak veya müdür haksız olarak ödenen kârlar hakkında iyiniyetli ise, bir başka deyişle yapılan ödemenin haksız yere yapıldığını bilmiyor ve bilmesi de gerekmiyor ise haksız alınan kârı geri verme borcu, şirket alacaklılarının alacaklarını ödemek için gerekli olan tutarı aşamaz. Aksi takdirde, yani kötüniyetli iseler haksız olarak aldıkları tüm kârı geri vermekle yükümlüdürler (TTK m.611 f.2). Haksız ödenen kârın geri alınması şirket açısından zamanaşımı süresine tabi bir taleptir. Nitekim TTK m.611 f.3’e göre, paranın alınmasından itibaren beş yıl ve iyiniyet söz konusu ise iki yıl sonra şirketin haksız alınan kârı geri alma hakkı zamanaşımına uğrar.
VII. LİMİTED ŞİRKETİN KENDİ ESAS SERMAYE PAYLARINI İKTİSAP ETMESİ Kural olarak limited şirketin kendi esas sermaye paylarını iktisap etmesi yasaktır. Ancak, şirket kendi esas sermaye paylarını iktisap edebilmesi için gerekli tutarda serbestçe kullanabileceği öz kaynaklara sahipse ve alacağı payların itibari değerlerinin toplamı esas sermaye payının yüzde onunu aşmıyor ise iktisap gerçekleşebilir (TTK m.612 f.1).
VIII. LİMİTED ŞİRKETLERDE SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ VE REKABET YASAĞI Limited şirketlerde ortaklar sadakat yükümlülüğünün bir sonucu olarak şirket sırlarını korumakla yükümlüdürler. Bu yükümlülük şirket sözleşmesi ile veya genel kurul kararı ile kaldırılabilir (TTK m.613 f.1). Ortaklar limited şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda da bulunamazlar. Son derece geniş bir kapsam olarak kabul edilebilen bu yükümlülüğün özel bir görünümü olarak ortakların kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemleri yapamayacak olmaları gösterilmiştir (TTK m.613 f.2). Rekabet yasağı kural olarak limited şirket müdürleri için geçerli olan bir yasaktır. Bununla birlikte rekabet yasağının kapsamı genişletilebilir, ortaklar da bu yasak kapsamına dâhil edilebilir. Şirket sözleşmesi ile ortakların da rekabet yasağına tabi oldukları düzenlenebilir ve bu durumda ortaklar, şirketle rekabete yol açan işlem ve davranışlardan kaçınmak zorundadırlar (TTK m.613 f.2). Kendiliğinden var olan sadakat yükümlülüğü ile ancak sözleşmede kararlaştırılırsa geçerlik kazanan rekabet yasağı, aykırı davranan ortak dışında kalan ortakların tamamı tarafından yazılı olarak onay verildiği takdirde kaldırılabilir. Esas sözleşme ile yazılı onay şartı kaldırılabilir ve genel kurulun yine tamamının onayı yeterli görülebilir (TTK m.613 f.4).
IX. BİLGİ ALMA VE İNCELEME HAKKI Müdürlerden şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi verilmesini talep etmek ve belirli konularda inceleme yapabilmek de ortaklar açısından bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır (TTK m.614 f.1). Müdürler bu taleplere olumlu cevap vermek zorundadırlar. Ancak, ortağın elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçülerde engelleyebilirler. Bu durumda ortak, nihai kararın verilmesini genel kuruldan talep edebilir (TTK m.614 f.2). Genel kurul ortağın talebini kabul veya reddeder. Red kararı verilmişse ortak, inceleme ve bilgi alma hakkının haksız yere engellendiği iddiası ile mahkemeye başvurabilir. Mahkemenin kararı ise kesindir (TTK m.614 f.3).
X. LİMİTED ŞİRKETİN ORGANLARI Limited şirketlerde kanuni zorunlu organlar TTK m.616 vd. genel kurul ve müdür(ler) olarak belirlenmiştir. TTK m.636 f.2’ye göre, şirketin kanunen gerekli organlarından birinin eksikliği halinde bu durum limited şirket açısından bir sona erme sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ortaklarca uygun görüldüğü takdirde zorunlu organların dışında, şirket sözleşmesi ile şirketin gereksinimlerine uygun isteğe bağlı organların oluşturulması da (danışma kurulu vb.) imkân dâhilindedir. 6762 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde ortak sayısının yirmiyi aşması halinde limited şirketlerin organları arasında denetçi veya denetçilerin bulunması da gerekmekteydi. 6102 sayılı TTK ise, anonim şirketler için öngörülen bağımsız ve dışarıdan profesyonel denetim ilkesini kural olarak limited şirketler için de geçerli kılmış ve bu sebeple ortak sayısı ne olursa olsun denetimi gerçekleştirecek kişi ya da kişileri limited şirketin organları arasına almamıştır. Nitekim anonim şirketlerin denetçiye, denetimine ve özel denetimine ilişkin hükümlerin TTK m.397 f.5 ve 6 haricinde limited şirketlere de uygulanabileceği açıkça gösterilmiştir (TTK m.395).
A. Genel Kurul Limited şirketlerde genel kurula ilişkin hükümler 6102 sayılı TTK ile anonim şirketlere daha da yakınlaştırılmış, 6762 sayılı Kanun’da genel kurul toplantıları hakkında geçerli kılınan ve ortak sayısının yirmiyi aşıp aşmamasına göre farklılık gösteren yaklaşıma son verilmiştir. 1. Yetkileri TTK m.616, limited şirketlerde genel kurulun yetkilerini vazgeçilemeyen, devredilemeyen yetkiler ve şirket sözleşmesinde öngörüldüğü takdirde sahip olunan yetkiler şeklinde ikiye ayırarak düzenlemiştir. Buna göre TTK m.616 f.1 gereği genel kurul, a. Şirket sözleşmesinin değiştirilmesi, b. Müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları, c. Topluluk denetçisi ile denetçilerin atanmaları ve görevden alınmaları, d. Topluluk yılsonu finansal tabloları ile yıllık faaliyet raporunun onaylanması, e. Yılsonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun onaylanması, kâr payı hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi, f. Müdürlerin ücretlerinin belirlenmesi ve ibraları, g. Esas sermaye paylarının devirlerinin onaylanması,
h. Bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması, ı. Müdürün, şirketin kendi paylarını iktisabı konusunda yetkilendirilmesi veya böyle bir iktisabın onaylanması, i. Şirketin feshi ve j. Genel kurulun kanun veya şirket sözleşmesi ile yetkilendirildiği ya da müdürlerin genel kurula sunduğu konularda karar verilmesi konularındaki yetkilerini devredemez, bu yetkilerinden vazgeçemez. TTK m.616 f.2’de ise ancak şirket sözleşmesinde açıkça öngörüldüğü takdirde genel kurulun devredilemeyecek yetkileri arasında yer bulacak olan konular gösterilmiştir. Bunlar; a. Şirket sözleşmesi uyarınca genel kurulun onayının arandığı hâller ile müdürlerin faaliyetlerinin onaylanması, b. Önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım haklarının kullanılması hakkında karar verilmesi, c. Esas sermaye payları üzerinde rehin hakkı kurulmasına ilişkin onayın verilmesi, d. Yan edim yükümlülükleri hakkında iç yönerge çıkarılması, e. Şirket sözleşmesinin 613 üncü maddenin dördüncü fıkrası uyarınca ortakların onayını yeterli görmemesi hâlinde, müdürlerin ve ortakların şirkete karşı bağlılık yükümü veya rekabet yasağı ile bağdaşmayan faaliyetlerde bulunabilmelerinin onayı için gereken iznin verilmesi olarak sıralanabilir. Tıpkı anonim şirketlerde olduğu gibi limited şirketlerde de tek ortaklı yapı mümkün olduğu için, limited şirketin tek ortağı genel kurulun tüm yetkilerine sahiptir, yeter ki tek ortak genel kurul sıfatıyla alacağı kararlarda yazılı geçerlilik şekil şartına riayet etsin (TTK m.616 f.3).
2. Toplantıları 6102 sayılı TTK’da limited şirketlerde genel kurul kararlarının ortak sayısına bağlı olarak toplantı yapılmaksızın yazılı karar ile alınması ihtimali sona erdirilmiştir. TTK m.617 vd. yer alan hükümler incelendiğinde limited şirketlerde genel kurul toplantılarının istisnalar saklı kalmak kaydıyla anonim şirketlere ilişkin düzenlemelere yakınlaştırıldığı görülmektedir. a. Çağrı ve Toplantı Usulü Limited şirketlerde genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkili organ şirket müdürleridir. Bu kural hem olağan hem de olağanüstü genel kurul toplantıları için geçerlidir. Olağan genel kurul toplantıları her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içerisinde, bir başka deyişle Mart ayı sona ermeden yapılması gerekmektedir. Olağanüstü genel kurul toplantıları ise TTK m.577 gereği şirket sözleşmesinde gösterildiği hallerde veya ihtiyaç üzerine gerekli görüldüğünde gerçekleştirilir. Olağanüstü genel kurulu toplantıya çağırmakla yetkili ve aynı zamanda görevli organ yine limited şirket müdürleridir (TTK m.617 f.1).
Genel kurul toplantısına çağrı toplantı gününden en az onbeş gün önce gerçekleştirilir. Bu süre şirket sözleşmesi ile uzatılabileceği gibi, on günden az olmamak üzere kısaltılabilir de (TTK m.617 f.2). Genel kurul toplantısına çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konuları hakkında anonim şirketlere ilişkin TTK’da yer alan hükümler, limited şirketler hakkında da kıyasen uygulanır. Ancak limited şirketlerin genel kurul toplantılarına Bakanlık temsilcisinin katılımı söz konusu değildir (TTK m.617 f.3). Limited şirketlerde ortak, genel kurul toplantılarına bizzat kendisi katılabileceği gibi üçüncü bir kişiyi dahi temsilci olarak atayabilir. Temsilcinin limited şirketin ortağı olması ya da olmaması bu anlamda bir fark meydana getirmemektedir (TTK m.617 f.3). TTK m.617 f.4’te limited şirketlere özgü bir düzenleme yer almaktadır. Buna göre genel kurul kararları, ortaklardan birinin gündem maddesine ilişkin önerisine diğer ortakların yazılı onayları alınmak suretiyle de verilebilir, yeter ki herhangi bir ortağın sözlü görüşme istemi bulunmasın. Bu ihtimal, limited şirkette genel kurul kararlarının toplantıya gerek kalmaksızın alınabileceği istisnai bir hal olarak karşımıza çıkmaktadır.
b. Oy Hakkı, Hesaplanması ve Yoksunluk Halleri Limited şirketlerde genel kurul toplantılarındaki oy hakkı ve esas sermaye paylarının itibari değerleri arasında yakın bir ilişki söz konusudur. Nitekim ortakların oy hakları sahip oldukları esas sermaye paylarının itibari değerine göre hesaplanır (TTK m.618 f.1). Esas sermaye paylarının her biri, yirmibeş TL ve katları olarak değere sahip olmalıdır ve her yirmibeş TL bir oy hakkı verir. Ancak şirket sözleşmesinde daha yüksek bir itibari değerin belirlenebilmesi de mümkündür (TTK m.618 f.1). Ortak TTK m.618 ile getirilen sistem gereği birden fazla oy hakkına sahip olabilir. Ancak bu kurala şirket sözleşmesi ile sınırlama getirilebilirse de (TTK m.618 f.1) bir ortak hiçbir şekilde oydan yoksun hale getirilemez. Her ortak en az bir oy hakkını haizdir. Bu emredici bir hükümdür. Aksi yönde alınan bir karar veya şirket sözleşmesinde yer alan bir hüküm geçersizdir. Bu emredici hükme rağmen TTK m.619’da istisnai olarak oy hakkından yoksun olunan haller üç fıkra halinde düzenlenmiştir. Buna göre, Herhangi bir şekilde limited şirketin yönetimine katılmış bulunanlar, müdürlerin ibralarına ilişkin kararlarda oy hakkından yoksundurlar.
Esas sermaye payını devreden ortak(lar), şirketin kendi esas sermaye payını iktisabına ilişkin kararlarda oy kullanamazlar. Ortağın bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı faaliyetlerde bulunmasını onaylayan kararlarda ilgili ortak oy kullanamaz. Oyların yazılı şekilde de verilmesi mümkündür yeter ki bu husus şirket sözleşmesinde açıkça gösterilmiş olsun (TTK m.618 f.1). Oy hakkı itibari değerden hariç tutularak esas sermaye payına da özgülenebilir. Bunun için şirket sözleşmesinde açık hükmün olması gerekir. Ancak şirket sözleşmesinde bu yönde açık hüküm olsa da bağlayıcı olabilmesi için, en küçük esas sermaye payının itibari değeri diğer esas sermaye paylarının itibari değerleri toplamının onda birinden az olamaz (TTK m.618 f.2). Oy hakkının itibari değere bakılmaksızın bir pay: bir oy şeklinde belirlenemeyeceği, şirket sözleşmesine bu yönde bir hükmün hiçbir şekilde konulamayacağı istisnai haller, TTK m.618 f.3’te açıkça gösterilmiştir. Bu haller; Denetçinin seçimi, Şirket yönetimi ya da onun bazı bölümlerinin denetimi için özel revizör seçimi, Sorumluluk davası açılması hakkında karar verilmesi olarak sıralanabilir.
c. Kararların Alınması, Geçersizliği Kural, seçim kararları da dâhil olmak üzere, tüm genel kurul kararlarının toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınmasıdır. Ancak bu kuralın kanunda gösterilen ve ağırlaştırılmış nisapları öngören istisnaları bulunabileceği gibi, şirket sözleşmesinde de genel kural olan (toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu) nisaptan daha farklı bir nisap öngörülebilir. Nitekim bizzat Kanunda düzenlenen istisnai hallere TTK m.621’de yer alan düzenlemeler örnek olarak gösterilebilir. TTK m.621 f.1’de gösterilen söz konusu istisnai konular hakkında genel kurul kararlarının alınabilmesi için hem temsil edilen oyların en az üçte ikisinin hem de oy hakkı bulunan sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması gerekir. Bizzat TTK m.621 ile ağırlaştırılmış nisaplara tabi bu haller, a. Şirket işletme konusunun değiştirilmesi, b. Oyda imtiyazlı esas sermaye paylarının öngörülmesi, c. Esas sermaye paylarının devrinin sınırlandırılması, yasaklanması ya da kolaylaştırılması, d. Esas sermayenin artırılması, e. Rüçhan hakkının sınırlandırılması ya da kaldırılması,
f. Şirket merkezinin değiştirilmesi, g. Müdürlerin ve ortakların, bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı faaliyette bulunmalarına genel kurul tarafından onay verilmesi, h. Bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması, ı. Şirketin feshi olarak sınırlı sayıda tespit edilmiştir. Anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümler (TTK m.445 vd., 447 vd.) limited şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline de kıyas yoluyla uygulanır (TTK m.622).
B. Müdürler 1. Atanması, Yetkileri, Karar Almaları Müdürler, limited şirketlerdeki idare ve temsil yetkisini kullanacak olan organlardır. Limited şirketlerde idare ve temsil esas itibariyle şirket sözleşmesinde açıkça düzenlenir (TTK m.576). Müdür sıfatını haiz, idare ve temsil yetkisini sahip olan kişi ya da kişiler şirket sözleşmesinde gösterilir. Şirket sözleşmesinde bu yönde bir hükme yer verilmemesi şirket sözleşmesinde eksikliğe ve dolayısıyla şirketin ticaret siciline tescili talebinin reddedilmesine yol açar. Bu sebeple 6762 sayılı Kanun döneminde geçerli olan özden yönetim ilkesi artık 6102 sayılı TTK ile terk edilmiş ve limited şirketin idaresi ve temsilinin şirket sözleşmesinde düzenlenmemesi sebebiyle ortaklar tarafından birlikte üstlenilmesi ihtimal dışı bırakılmıştır. Bu kişiler ortaklar arasından seçilebileceği gibi, ortakların dışında da üçüncü kişilere müdür sıfatının tanınması mümkündür. Hatta tüm ortakların dahi şirket sözleşmesinde gösterilerek müdür sıfatını elde edebilmeleri imkân dâhilindedir (TTK m.623 f.1).
Müdür tayininde hangi yol tercih edilirse edilsin her durumda en az bir ortağın şirketin idaresinde ve temsilinde yetkili olması gerekir (TTK m.623 f.1). Tüzel kişilerin de şirketin müdürü ya da müdürlerinden biri olarak tayin edilmesi mümkündür. Bu durumda tüzel kişi kendi adına bu görevi yerine getirecek, yetkiyi kullanacak bir gerçek kişiyi belirler. (TTK m.623 f.2) Limited şirketin idaresi ve temsili konusunda yetkili olan müdürlerin bu yetkilerinin kapsamı TTK m.623 f.3 ile genel hatları ile belirlenmiştir. Buna göre, müdürler, kanunla veya şirket sözleşmesi ile genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve alınan kararları yürütmeye yetkilidirler. Müdürlerin ve müdür dışındaki yöneticilerin (ticari temsilci ve ticari vekil) şirketin yönetimi ve temsiline dair görevlerini yerine getirirken işledikleri haksız fiillerden dolayı şirket sorumludur (TTK m.632).
Bununla birlikte TTK m.625’te, müdürlerin vazgeçemeyecekleri görevler sıralanmıştır. Buna göre müdürler, kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkilidir. Müdürler, aşağıdaki görevlerini ve yetkilerini devredemez ve bunlardan vazgeçemezler; a. Şirketin üst düzeyde yönetilmesi ve yönetimi ve gerekli talimatların verilmesi, b. Kanun ve şirket sözleşmesi çerçevesinde şirket yönetim örgütünün belirlenmesi, c. Şirketin yönetimi için gerekli olduğu takdirde, muhasebenin, finansal denetimin ve finansal planlamanın oluşturulması, d. Şirket yönetiminin bazı bölümleri kendilerine devredilmiş bulunan kişilerin, kanunlara, şirket sözleşmesine, iç tüzüklere ve talimatlara uygun hareket edip etmediklerinin gözetimi, e. Küçük limited şirketler hariç, risklerin erken teşhisi ve yönetimi komitesinin kurulması, f. Şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu takdirde topluluk finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi, g. Genel kurul toplantısının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi, h. Şirketin borca batık olması hâlinde durumun mahkemeye bildirilmesi. Müdürlerin birden fazla atanması halinde müdürler kurulu teşekkül eder. Aksi şirket sözleşmesinde öngörülmediği müddetçe, müdürler kurulu kararlarını çoğunlukla alır, eşitlik halinde ise kurul müdürünün oyu üstün sayılır. Bu durumda kuruldaki müdürlerden biri şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın müdürler kurulu başkanı olarak atanır. Atamayı gerçekleştirecek olan organ, şirketin genel kuruludur (TTK m.624, f.1, 3).
2. Müdürlerin Tabi Oldukları Yükümlülükler ve Sorumluluklar a. Özen ve Bağlılık Yükümü, Rekabet Yasağı TTK m.626’ya göre, müdürler görevlerini yerine getirirken gerekli tüm özeni göstermekle, şirketin menfaatlerini TMK m.2 çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler. Özen göstermek ve şirketin menfaatlerini gözetmek şeklindeki yükümlülük müdürlerin dışında yönetimle görevli diğer kişilere de teşmil edilmektedir (TTK m.626 f.1). Özen ve menfaatlerin gözetilmesi yükümlülüğünün yanında ortaklar için öngörülmüş olan bağlılık yükümlülüğü de şirket müdürleri için geçerli olmaktadır (TTK m.626 f.3). TTK m.626 f.2’ye göre müdürler kendiliğinden rekabet yasağına tabidirler. Bu yasağın kapsamına şirketle rekabet oluşturan herhangi bir faaliyet girebilmektedir. Rekabet yasağı şirket sözleşmesiyle veya diğer tüm ortakların yazılı olarak onay vermeleri ile kısmen veya tamamen kaldırılabilir. Şirket sözleşmesi, diğer tüm ortakların yazılı onayları yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını dahi yeterli görebilir. b. Eşit İşlem Yapma Yükümlülüğü TTK m.627, müdürler için ortaklara eşit şartlar altında eşit işlem yapmak şeklinde bir yükümlülük öngörmüştür (TTK m.627).
3. Görevden Alınma, Yönetim ve Temsil Yetkisinin Kaldırılması ve Sınırlandırılması Müdür veya müdürleri görevden alma, yönetim ve temsil yetkilerini tamamen veya kısmen geri alma yetkisi genel kurulundur. Genel kurulun bu işlemleri yapabilmesi için haklı bir nedenin varlığına gerek yoktur (TTK m.630 f.1). Bununla birlikte her ortağın, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülükleri ağır bir şekilde ihmal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi gibi haklı bir sebeple, yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden talep etme hakkı bulunmaktadır (TTK m.630 f.2, 3). Her iki durumda da görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır (TTK m.630 f.4).
4. Limited Şirkete Ticari Temsilci ve Ticari Vekil Atanması Limited şirketlere de anonim şirketlerde olduğu gibi ticari temsilcilerin ve ticari vekillerin atanması mümkündür (TTK m.368, 631). Ancak anonim şirketlerden farklı olarak limited şirketlerde ticari temsilciler ve ticari vekiller şirket sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamış ise ancak genel kurul kararı ile atanabilirler ve yetkilerinin kapsamı da genel kurul tarafından belirlenebilir. Şirket sözleşmesinde genel kuruldan ticari temsilci ve ticari vekil atama yetkisi alınmış ve bu atama yetkisi şirketin müdür ve müdürlerine bırakılmış ise, müdür veya müdürlerin çoğunluğu alacakları karar ile ticari temsilciyi ve ticari vekili her zaman görevden uzaklaştırabilirler. Bunun için haklı bir sebebin ileri sürülmesine gerek yoktur. Atama genel kurul tarafından gerçekleştirilmiş ise müdür veya müdürler, genel kurulun görevden alma veya yetkilerin sınırlandırılmasına ilişkin bir karar alması için genel kurulu olağanüstü toplanmaya davet ederler (TTK m.631 f.2).
XI. LİMİTED ŞİRKETLERDE ŞİRKETTEN AYRILMA A. Çıkma Limited şirketten çıkma hakkı şirket sözleşmesinde öngörülebilir veya bu hakkın kullanılması belirli şartlara bağlanabilir. Bu hüküm ve şartlar dâhilinde her ortak çıkma hakkını kullanabilir (TTK m.638 f.1). Şirket sözleşmesinde çıkma hakkı düzenlenmemiş olsa dahi her ortak yine de haklı sebeplerin varlığını ileri sürerek şirketten çıkmasına karar verilmesini mahkemeden isteyebilir (TTK m.638 f.2). Çıkma hakkının kullanılmasında diğer ortakların çıkmaya katılması mümkündür (TTK m.639). B. Çıkarılma Limited şirkette bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabilme sebepleri şirket sözleşmesinde öngörülebilir. Bu ihtimalde çıkarılabilme sebepleri gerçekleştiğinde genel kurul kararı çıkarmak için yeterli olabilecektir. Sebebin haklı bir sebep olarak kabul edilip edilmeyeceği bu noktada önem arz etmez (TTK m.640 f.1). Çıkarma kararına karşı ortağın üç ay içerisinde kararın iptali için dava açma hakkı bulunmaktadır. Üç aylık süre bir hak düşümü süresidir ve kararın ortağın kendisine noter aracılığı ile bildirilmesi anından itibaren işlemeye başlar (TTK m.640 f.2). Ortağın limited şirketten çıkarılabileceği bir diğer ihtimal de haklı sebebin varlığı hâlinde şirketin talebi üzerine mahkemenin çıkarmaya karar vermesidir (TTK m.640 f.3). Limited şirkette ortak, ister çıksın isterse çıkarılsın her durumda şirketten ayrılmasının karşılığı olarak TTK m.641 ve 642’de detaylı şekilde düzenlenmiş olan ayrılma akçesi kendisine ödenir.
XII. LİMİTED ŞİRKETLERDE SONA ERME TTK m.636 detaylı bir şekilde limited şirketlerde sona erme sebeplerini düzenlemiştir. Bu sona erme sebeplerini, kendiliğinden sona erme sebepleri ve mahkeme kararı ile sona erme sebepleri olarak iki başlık altında toplayabiliriz. Buna göre, a. Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle, b. Genel kurul kararı ile, c. İflasın açılması ile ve d. Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde limited şirket için kendiliğinden sona erme sebebi gerçekleşmiş olur. Bununla birlikte, a. Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse şirketin feshine karar verilir (TTK m.636 f.2). b. Mahkeme kararı ile şirketin feshine karar verilebileceği bir diğer ihtimal, haklı sebeplerin varlığıdır. Mahkeme bu ihtimalde şirketin feshi yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. Sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi, limited şirketin sona ermiş olduğu anlamına gelmez. İflas ve mahkeme kararı dışındaki bir nedenle sona erme sebebi gerçekleşmişse, bundan sonra artık, tasfiyenin tamamlanması, tescil ve ilan işlemlerinden oluşan prosedürün yerine getirilmesi gerekir (TTK m.637). Limited şirket bu konuda anonim şirkete ilişkin hükümlere tabidir. Nitekim TTK m.636 f.5 ve 643’te, limited şirketler için hem sona ermenin sonuçları hem de tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı açıkça gösterilmiştir.
XIII. ANONİM ŞİRKETLERE DAİR HÜKÜMLERİN LİMİTED ŞİRKETLERE UYGULANMASI TTK m.644’te limited şirketlere de uygulanacak olan anonim şirkete dair hükümler gösterilmiştir. Buna göre, a. Belgelerin ve beyanların kanuna aykırılığına ilişkin 549 uncu; sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi hakkında 550 nci; değer biçilmesinde yolsuzluğa dair 551 inci; kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen 553 üncü; denetçilerin sorumluluğuna ilişkin 554 ilâ 561 inci maddeler, b. Feshe ilişkin 353 üncü madde, şirkete karşı borçlanma yasağına ilişkin 358 inci madde, müdürlerin yakınlarının şirkete borçlanmasına ilişkin 395 inci maddenin ikinci fıkrasının birinci ve ikinci cümlesi hükümleri, kâr payı avansına ilişkin 509 uncu maddenin üçüncü fıkrası, c. Yönetim kurulu kararlarının butlanı hakkındaki 391 inci ve müdürlerin bilgi alma haklarına kıyas yolu ile uygulanmak üzere 392’nci madde limited şirketler hakkında da geçerlidir. TTK m.644 f.4 gereğince limited şirketlere de uygulanan TTK m.549 ilâ 551’e aykırı hareket edenler, TTK m.562 f.8 ila 10’da öngörülen cezalarla cezalandırılırlar.