4.BÖLÜM GAZETECİ KİMDİR? DUYGUNAZ ULUSU GZT3
Gazetecilik: Gerekli mi Değil mi? Toplumbilimciler bu mesleğin “Yaşamsal gereksinimleri karşılamaya yönelik” olması gerektiğini savunur. Toplum için olmazsa olmaz olduğunu ileri sürerler. Liberal çoğulcular gazetecisiz bir hayat düşünemezler. Çünkü olmazsa halkın karar alması olanaksızlaşır.
Olmazsa olmaz diyenler; Teknolojik gelişmelerle ülkeler arası sınırların ortadan kalkması ve bireylerin kararlarını kendisi alabilmesi ancak doğru bilgi ile olur. Diğerleri ise; Gazeteciler ne kadar doğruyu çıkartsa da hala yolsuzluk yapan kişiler koltuklarını koruyorlarsa gazeteciliğin gerekli olmadığını düşünüyorlar.
Gazetecilerin, pozisyonlarını insanlara saldırı için kullandıkları, partilere ve başka güçlere bağımlı oldukları, kalemlerini patronlarının çıkarlarını korumak için kullanmaları ise bu meslek ile ilgili en sık duyulan yakınmalardır. Sol eğilimli gazeteciler bu mesleğin eleştirel olması gerektiğini söylüyor, sağ eğilimli gazeteciler ve yunan meslektaşlarda bunu destekliyor.”İyi haber değil sen eleştirilebilecek kötü haber bulmalısın” görüşünü ön görüyorlar. Liberal eğilimli televizyona göre ise durum tam tersi, gazeteci sadece gördüğünü rapor etmelidir.
Türk ve Yunan gazeteci görüşlerine göre, bu meslek gittikçe “para kazanmak” için kullanılmaya başlanıyor. Toplumun değişik kesimlerinde gazetecilerin güçlü olduğu ve istediği zaman 4.güç değil 1.güç olduğu, iktidarı istediği zaman devirebileceğine inanılıyor. Fakat ne yazarlarsa yazsınlar hiçbir şeyin değişmediğini görüyorlar.
Gazeteciler değişik medya organlarında birbirlerine karşı nefer konumundadır. Onlara göre tarafsızlık kavramı aldatmaca ve ikiyüzlü brujuva basınının uydurduğu düşüncelerdir. Ülke tarihinin en kitlesel eylemleri yapılıyor fakat gazeteler üstü kapalı söz edip geçiyor. Hani nerede tarafsızlık?
“Devrimci Gazetecilik” anlayışı Türkiye’de Yunanistan’a oranla daha çok öne çıkıyor. Medyanın gerisinde her zaman birileri oluyor. Medyayı kendi siyasi çıkarları için çalışan gazetecileriyle birlikte kullanıyor. Medyanın ticarileşmeye başlamasıyla idealizmde yok olmaya başlamış, gazetecilik mesleği de önemini yitirmeye başlamış. 3 grup gazeteci var. İlk grup kurnaz ve televizyon pazarına çalışıyor. Sürekli pazarlık halinde kanallara program satıyor. 2.grup tamamen tüccar.
Ticaret yanında ek iş olarak medyada çalışıyorlar. 3.grup ise ciddi anlamda dürüstçe gazetecilik yapmak istiyor. 1980’lerin başında Yunanistan’da da Türkiye’de olduğu gibi geleneksel medyadan modern bir medyaya geçiş oldu. Onlarda önemli olan şey deneyim olmasıydı. Birden fazla medya kuruluşunda çalışabiliyorlardı. Bu durumu ise “Aşırı Profesyonelleşme” olarak tanımlıyorlardı. Bir gazetecinin artık hem sol hem sağ gazetede çalıştığını görmek artık hiç de şaşırtıcı değil.
Gazetecilerin Eğitimi Yunanistan’da 1991’e kadar gazetecilik okulu yoktu. 1990’lardan itibaren özel radyo ve televizyonun yayın hayatına girmesiyle birçok okul açıldı. Fakat okulların sahipleri radyo ve televizyon, gazetelerden ünlü gazeteciler olduğu için kendi anlayışları var. Bu yüzden doğru okulu seçmek çok önemliydi. Gazetecilik eğitimli insanlar tarafından yapılmalıdır.
Yunanistan’da Türkiye’den farklı olarak komünist parti aracılığıyla Sovyetler Birliği’ne gidip eğitim almış bir grup var. Eğitimleri tamamen farklı, “Az haber, az aksiyon, çok analiz” diye özetliyorlar. Yunanistan’da asıl eğitimi okullar değil köklü gazeteler yapıyor.
Türkiye’de gazetecilik okulları yıllardır var. Üniversite düzeyinde veriliyor. Son yıllarda hemen hemen her okulda açıldı. Sonuç olarak her iki ülkede de öğretilebilecek bir konu değil. Okullarda program değişmeli(Arşivcilik, dudak okuma, fotoğrafçılık)gibi eğitimler ve özel alanda (Savaş muhabirliği, ekonomi, hukuk) gibi eğitimlerle avantaj yakalanabilir. Her iki ülkede de nasıl eğitim verilmeli sorusunun cevabı aynı.
Güçlü analiz yeteneği, açık ve dışa dönük olması ve meraklı olması en önemli özelliklerdendir. Sabır ve merak yoksa ondan gazeteci olmaz. Bu işe istek duyması, insanlarla güçlü iletişim kurması, iyi bir eğitim alması, pratikte öğrenmesi ve donanımlı olması gerekir.
Gazetecilerin Ekonomik Durumları Christian eski ve yeni dönem gazeteciliğin genel sınıf durumunu karşılaştırırken eskiden emek satımı ve emek alımı ile birlikteydi. Çünkü işletmeler küçüktü ve hem çalışıp hem sahibi olunabiliniyordu. Yeni dönemde, çalışan durumda ki gazetecinin, işveren konumuna atlaması olanaksız. Artık medya şirketleri dev şirketler haline gelmiştir.
İlk dönemde çalışan ve işveren arası gelir düzeyleri farkları o kadar azken artık arada birer uçurum vardır. Yunanistan’da da, Türkiye’de de benzer bir yapı görülüyor. Baştaki kişiler genelde eğitimsiz, yabancı dil bakımından yetersiz kişilerdir. Bu kişiler siyasi çevrelerine yakın duruyorlar, iktidarın parçası oluyorlar. Aslında parçası değil, aracı olmuş oluyorlar. Güzel yüzlü bir kız iki kere hava durumu okuyunca medya starı olabiliyor ve onca para kazanıyor.