“Okul Çocuğunun Gelişim Dönemleri, Beslenmesi ve Okul Korkusu”
0 ve 7 yaş arasındaki yıllar çocuğun yaşamında gelişim hızının yüksek olduğu ve çocuğun kişiliğinin biçimlendiği en önemli yıllardır. Bu yılların önemi tartışılmaz bir gerçektir. Çocuğun kişiliğinin temel yapısı bu dönemde oluşmaktadır.
Bu dönemde çocuğunuzun en önemli biyolojik gereksinimi, kasların geliştirilmesidir. Çocuğunuz enerjisini tüketme isteğindedir. Bu nedenle, koşar, atlar, tırmanır, sürekli hareket halinde, sürekli kıpır kıpırdır.
Çocuğun biyolojik ihtiyacını karşılamak için ona gerek ev içinde, gerek evin dışında büyük oyun alanları ve oyun araçları sağlamamız gerekir. Böylece çocuğunuz enerjisini boşaltma olanağını elde edecek, büyük ve küçük kaslarını kullanma ve kontrol etme yetisini geliştirecektir.
Çocuk enerjisini tüketmek için yapıcı yollar bulamadığı zaman, bu enerjiyi yıkıcı bir yoldan boşaltmaya yönelecektir. Okul öncesi dönemde sessiz ve uslu durmaya zorlanmış bir çocuk, okula başladığı zaman arkadaşlarıyla olumlu ilişkiler kuramayacaktır. Çünkü okul oyunları ve sporları için gerekli kas kontrolü ve koordinasyonuna sahip olmayacaktır.
1-2 YAŞ Çevreyi keşfeder, dolapları, çekmeceleri açar kapar, eşyaları taşır. Günde 1 kez uzun bir öğle uykusuna yatar. Kısa bir süre oyuncaklarıyla bırakılırsa kendi kendine oynar. Tüm bedenini keşfetmeye çalışır
2-3 YAŞ Koşar, tırmanır, iter, çeker, zıplar çok aktiftir. Elleriyle ve kaşıkla yiyebilir, bardaktan içebilir. Herşeyi kendi kendine yapmak ister. İnatçı ve kararsızdır. Sık sık fikir değiştirir. Ani duygu değişimleri ve öfke nöbetleri gösterir Yetişkinleri taklit eder Yaşıtlarıyla birlikte oynayamaz Tek sözcükler ve kısa cümleler kullanır
3-4 YAŞ Koşar, zıplar ve tırmanır Kendi kendine yemek yiyebilir, fincandan içebilir Bazı şeyleri dökmeden taşıyabilir Kendinin soyunup giydirilmesine yardımcı olabilir “Ben de” dönemidir. Her şeyin içinde yer almak ister Her şeyi merak eder Hayal gücü kuvvetlidir. Karanlıktan ve hayvanlardan korkabilir. Hayali arkadaşları olabilir
Konuşkandır. Genellikle kısa cümleler kurar. Oyuncakları sepete toplama gibi küçük sorumluluklar alabilir Kendi kendine gayet iyi oynar fakat grup oyunlarında problemlerle karşılaşılır Kıskançtır. Özellikle yeni bir bebeğe tahammül edemez Sürekli sızlanarak, ağlayarak ve sevgiyi garanti etmeye çalışarak duygusal açıdan güvensiz olduğunu gösterebilir Kendini ifade etmeye çok açıktır
Kilo almaya ve boyu uzamaya devam eder Hareketlerindeki koordinasyon artar Çok hareketlidir Hikayeler anlatır ve abartır Söylendiğinde elini yüzünü yıkar Nasıl ve Niçin soruları sorar Etkin bir hayal gücü vardır Akranlarına bağımlılık gösterir
Okulöncesi Çocuğunun Tipik Korkuları
Felaketlerden korkma: Hayal gücü çok iyi çalışan okulöncesi çocuğu, pek çok olası olmayan korku yaşar. Örneğin, kaybolacağı, evin yanacağı, anne babasının öleceği ya da evi terkedeceği gibi konulardaki kaygı ve korku bazen çok yoğun yaşanabilir.
Yaralanmaktan korkma: Kendine ait bir bedeni ve kendiliği olduğunun farkına varan çocuk kendine olabilecekler hakkında kaygı duymaya başlar.
Farklı görünüşünüzden endişe duyma: Çocuk sizinle birlikte olduğunda kendini güvende hisseder. Sizin bedenen ve ruhen kendisi için hazır olduğunuzu bilme onu rahatlatır. Fakat özellikle anne babayı depresyonda veya incitilmiş görme onda yalnızlık hissi uyandırır. Aranızda bir engel olduğunu hissettikçe, size daha fazla asılır ve daha talepkar olur.
Yeni yerlerden korkma: Genellikle çocuklarla ilişkiler aynı mekanlarda aynı işleri yaparak yaşanır. Bu nedenle çocuk sizinle birlikte olsa bile mekan değiştiği için çocuk mutlu olmayabilir ve eve dönmek isteyebilir. Tatile çıkma ve taşınma bu tür endişelere örnektir.
Çocuğunuzun korkularıyla alay etmeyin ve alay edilmesine izin vermeyin Çocuğunuzun korkularıyla alay etmeyin ve alay edilmesine izin vermeyin. Siz alay ettikçe o korkusunu gizleyecek ya da maskeleyerek korkusuz görünmeye çalışacaktır. Kendinde olan bitenle başetmeyi öğrendikçe korkuları azalacaktır. Ayrıca yaşantılarıyla, düştüğünde ölmediğini, anne babasının kaçmadığını, evi hırsızların basmadığını ve güvende olduğunu farkedecektir.
0-7 Yaş Döneminde Sosyalleşme ve Disiplin Sorunu
Okul çocuğunun bebeklik döneminden farklı olarak 2 ayrı sosyal dünyası vardır. Bunlardan biri akranlarla, diğeri de yetişkinlerle ilişki içinde olunan dünyalardır
Yetişkin, çocuğun davranışlarına rehber olur, onu yönlendirir ve ona öğretir. Çocuk bu işbirliğini çoğunlukla arar fakat bazen de bu tür bir birlikteliğe direnir.
Akranlarla etkileşimde ise paylaşma, yardım etme ve sempati gösterme gibi olumlu davranışlar daha az; saldırgan ve bencilce etkileşimler daha fazladır. Fakat akranlarla paylaşma ve diğer olumlu davranışlar 4-12 yaşları arasında hızla gelişir.
Okulöncesindeki yıllar çocukların hızla sosyalleştikleri yıllardır Okulöncesindeki yıllar çocukların hızla sosyalleştikleri yıllardır. Çocuklar çevrelerini araştırmak, yeni beceriler geliştirmek ve bağımsızlıklarını ortaya koymak üzere programlanmışlardır. Ana baba olarak bunu unutmamalı ve çocuğun patronu olmak yerine onunla işbirliği içinde olmaya çalışmalısınız.
Çocuğa nasıl davranacağını öğretme işi tam bir sabır işidir Çocuğa nasıl davranacağını öğretme işi tam bir sabır işidir. Bu konuda size yardımcı olabilecek bazı altın kurallar şöyle sıralanabilir: Siz de onun davranmasını istediğiniz gibi davranın: Meşgul olduğunuzu söyleyerek oyununa yardım etmezseniz o da size masa hazırlarken yardım etmeyecektir.
İyi davranışı ödüllendirin, kötülerini değil: Markette şeker için ağlayan çocuğu susturmak amacıyla şeker almayın, fakat şeker için ağlamadığında ödüllendirin.
Genelde olumlu bir dil kullanın: Yap sözcüğü yapma sözcüğünden daha etkilidir. Çocuğunuza neyi yapmaması gerektiğini değil, neyi yapması gerektiğini söylemeye çalışın. Örneğin bisikletini koridorun ortasında bırakma yerine bisikletini şu duvarın kenarına bırak böylece takılıp düşmezsin deyin.
İletişiminizde açık ve anlaşılır olun: Çocuğu yönlendirici ifadeleriniz olumlu olsa bile açık değilse işe yaramaz. Örneğin, “terbiyeli davran” olumlu bir ifadedir. Ancak kastettiği şey, “sevmediğim şeyleri yapma” dır.
Açıklama yapın: Yapmasını istediğiniz bir davranışın nedeni için çocuğa “çünkü ben öyle istiyorum” derseniz, çocuk bu açıklamadan hiç bir şey öğrenmeyecektir. Oysa “Makası yerine koymalısın. Eğer koymazsan sivri olduğu için batabilir.” Açıklaması o yaşlardaki çocuklara nasıl davranması gerektiğini anlatan bir açıklamadır.
“Hayır” demeden önce düşünün: Bir davranışa gerçekten engel olmak ya da bir hareketi yasaklamak istediğinizde bir kez daha düşünerek bu sözcüğü kullanın ve hayır dedikten sonra geri dönmeyin. Çünkü bu sözcük çocuk ile aranızda en fazla çatışma yaratan sözcüktür. Sadece çocuğun güvenliği ile ilgili konularda katı olmakta yarar vardır.
Beklentileriniz çocuğa uygun olsun ve ona güvenin: Çocuktan yapabileceğinden daha fazlasını beklemeyin ve yapabilecekleri için de ona güvenin. Örneğin kendi kendine bakabileceğinden eminseniz bir arkadaşının evine gitmesine izin verin. Değil ise göndermeyin. Gönderirken yapacağınız uyarılarla onun işini zorlaştırmayın.
Tutarlı olun: Aile içi yaşamı düzenleyici temel kurallar getirin ve bunlara tüm ev halkı olarak uyun. Örneğin, sizlerle yatması yasaklanmışsa bu, örneğin babaannesi geldiğinde onunla da yatamayacağı anlamına gelmemelidir.
Hatalı olduğunuzda hatanızı kabul edin: Siz çocuğa model olduğunuz için hatanız olduğunda özür dilemeniz, ona da hatalı olduğunda özür dilemeyi öğretecektir. Çocuk, herkesin hata yapabileceğini anlarsa ne siz, ne kendisi ne de arkadaşları için yüksek standartlar geliştirmeyecek ve her hangi bir hatanızda hayal kırıklığı yaşamayacaktır.
Bu davranışların asıl amacı, çocuğun davranışını kontrol etme ve davranışları için sorumluluk almasını sağlamaktır.
ÇOCUĞA CEZA VERİRKEN
Cezayı davranışın hemen üstüne verin Cezayı davranışın hemen üstüne verin. Eğer aradan zaman geçerse çocuk, hangi davranışının cezalandırıldığını hatırlamayacaktır. Fiziksel ceza vermeyin. Dayağın kendisi bir saldırganlık gösterisidir ve üstelik dayak yiyen çocuklar niçin dövüldüklerini hatırlamamaktadırlar. Dayak, çocuk ile olan işbirliğinizi elinizden almaktadır.
Sizin davranışını onaylamadığınızı belirten bir hareket veya ifade en iyi cezadır. Ceza olarak bir şeyi yasaklıyorsanız, bunu bağırarak değil, yavaşça ve kibar bir dille söyleyin.
Çocuğa verilecek en iyi cezalardan biri, çocuğu çok kısa bir süre için aile içi etkileşimden ya da yaptığı etkinlikten men etmedir. Bu cezada çocuk, bağırıp çağırmadan uyarıcısız bir ortama (kendi odası veya evin belirli bir köşesi) gönderilir ve kaç yaşında ise o kadar dakika bekletilir. Çocuktan bu sırada, yaptıkları hakkında düşünmesi istenir.
Okul Çocuğunun Fiziksel Özellikleri
3-7 yaş çocuğu dönem başlangıcında bedenine hakim olabilecek düzeye gelmiş, tuvalet alışkanlığını kazanmış, yemeğini kendi başına yiyebilecek ve elbiselerini kendi giyip çıkarabilir duruma gelmiştir. Her an aktiviteye hazır olmaları nedeniyle bu çağın çocuğu fazla yorulmakta ve sık sık dinlenme ihtiyacı içinde bulunmaktadır.
Okul Çocuğunun Zihinsel Özellikleri
3-7 yaş çocuğu dil becerileri yönünden oldukça gelişmiştir 3-7 yaş çocuğu dil becerileri yönünden oldukça gelişmiştir. Bu yaş çocuğu konuşmaktan ve soru sormaktan çok hoşlanır. Bu çağda merak ve hayal gücü zirvede olup çocuk niteliğini onların oyunlarında, hikayelerinde ve resimlerinde kullandırmaya önem verilmelidir.
Okul Çocuğunun Sosyal Özellikleri
3-7 yaş çocuğunun ebeveynden ayrılmayı kabul edişi okulun ilk günlerinde kolay olmamaktır. Ama en kısa zamanda evden ayrı bir ortamda yaşamayı öğrenmek zorundadır. Genellikle oyunlar ve arkadaşlıklar geçici olmakta, çabuk unutulan sık kavgalar sonucu küçük olan bu oyun grupları çabuk dağılmaktadır. Bir oyundan bir oyuna, bir gruptan diğer gruba sık atlamalar olmaktadır.
Bu dönemin sonuna doğru çocuğun eskiye kıyasla sosyal kurallara daha kolay uyduğu görülmektedir. Yasakların sayısı çok olduğu sürece çocuğun yasaklara uyması güçleşeceğinden az ve önemli yasaklara çocuğun mutlaka uyması sağlanmalı ve bu yasakların nedenleri kendine açıklanmaya çalışılmalıdır.
Okul Çocuğunun Duygusal özellikleri
3-7 yaş çocuğu duygularını serbest ve açık bir biçimde ifade edebilmektedir. Sık öfke ve inat nöbetleri gözlenmektedir. Çocuğun öfkesini bastırma yerine ifade etmesine olanak tanımalı ve neden öyle yaptığı sorulmalıdır. Bu dönemin başlangıcında inatçılık ta öfke kadar yaygındır. Çocuğun inadını yenmeye çalışmanın zararlı sonuçları olabilir.
Çocuğun saldırgan davranışlarını denetlemeyi öğrenebilmesi için yasak olan şeylerin gerisindeki nedenler ona aklının erebileceği bir biçimde açıklanmalı, ikna edilmeye çalışılmalıdır. Saldırganlıkla ilgili durumlara ceza verirken daha dikkatli davranmak ama atılgan davranışları mutlaka ödüllendirmek gerekmektedir.
Okul çocuğunun içinde bulunduğu yaş döneminde, mantık dışı korkular da çok yaygın bulunmaktadır. Bunun nedenleri, yeni ve yabancı yaşantıların yarattığı bilinmezliğin onun renkli hayal gücünde kolaylıkla mantık dışı korkulara dönüşmesidir. Çocuğun korkularına ilgisiz kalmak ya da sen erkeksin korkmamalısın demek ya da onu korktuğu konu üzerine yürümeye zorlamak, çocuğun korkuları üzerinde şaka yapmak yetişkinlik yıllarında önemli sorunlar yaratmaktadır.
Okulun Çocuğun Kişilik Gelişimine Etkisi
Aileden sonra okul, çocuğun toplumsallaşma kurumu niteliğini taşır Aileden sonra okul, çocuğun toplumsallaşma kurumu niteliğini taşır. Çocuk okula başladığında çevresinde uyulması gereken kurallarla, özümlenmesi beklenen bilgileri bulur. Eğer birlikte yaşamaya yatkın ve okul olgunluğundaysa uyumda zorluk çekmez. Sınıf içi ve sınıf dışı etkinliklere katılır. Kendisini kolaylıkla ifade eder.
Tam tersine kişilik özelliği ya da ailenin yanlış tutumu sonucu, toplu yaşama, çalışma ve oynamaya yatkın değilse, okula uyumda zorlanır. Çocuğun okul içindeki sıkıntısı, çoğunlukla çeşitli davranış bozuklukları ya da okul başarısızlığı şeklinde kendini gösterir.
OKUL KORKUSU VE NEDENLERİ
Çocuklar okula başladıkları ilk günlerde anne babadan ayrılmaya ağlayarak, onların kucaklarından inmeyerek, onların gitmelerine engel olmaya çalışarak, arkalarından ağlayarak, üstünü değiştirmeyi reddederek dolaysız tepkiler verir. Arkadaş gruplarına girmeme, içe kapanma ve depresif bir duruma girme veya mide bulantısı, altını ıslatma gibi kaygının vücutta görüldüğü dolaylı tepkiler gösterebilirler.
Okul korkusu ne şekilde ortaya çıkmış olursa olsun, kaynağı genellikle anneden ya da anne yerine geçen kişiden ayrılma korkusudur. Okul korkusu olan çocukların bulunduğu ailelerde genellikle aile bireyleri birbirine çok bağlı ya da bağımlıdırlar. Sürekli biri öbürüne bir şey olacağı korkusunu yaşar.
En sık görülen nedenler olarak şunlar söylenebilir: 1 En sık görülen nedenler olarak şunlar söylenebilir: 1. Anne ya da baba sürekli rahatsızlıklarından yakınmakta ve kendilerine bir şey olacağından korkmaktadırlar. 2. Anne-baba çocuğa okulda, yolda bir şey olacağından korkmaktadırlar. 3. Çocuk kendi yokluğunda anne ya da babasına bir şey olmasından korkmakta ya da kendisini terk edip gideceklerinden korkmaktadır.
Çocuk anne ve babasının yokluğunda kendisine bir şey olacağından korkmaktadır. Okul korkusu geliştiren çocuklar genellikle başarı kaygısı olan, uslu, uyumlu, aşırı onay bekleyen çocuklardır.
Evde başgösteren herhangi bir problemde okul fobisini başlatabilir. Ailede hastalık, ailede sosyoekonomik bir kriz, kardeş doğuşu, göç, bir kayıp, okul veya öğretmen değişikliği vb.
Okul Korkusunu Yenmesi İçin Çocuğunuza Nasıl Yardımcı Olabilirsiniz ?
1. Çocuğunuzun okula dönmesi konusunda ısrar edin: Okul korkusunda yapılacak en iyi şey, çocuğunuzu mümkün olduğunca çabuk okula geri götürmenizdir. Okula devam çocuğunuzun okul korkusunda yaşadığı fizyolojik belirtilerin azalmasına yardımcı olur
2. Okula Gitme Zamanlarında Eskisinden Daha Kararlı Olun: Önceleri okul sabahları güç olabilir. Çocuğunuza kendisini nasıl hissettiğini sormayın bu durum çocuğunuza şikayet etmek için fırsat ve cesaret verecektir. Çocuğunuzu gözleyin, eğer ev içinde dolaşabiliyor ve çok rahatsız görünmüyorsa okula da gidebilecektir.
3-Çocuğunuzla Okul Korkusu Hakkında Konuşun: Okula gitme vakti dışında bir zamanda çocuğunuzla okul korkusu hakkında konuşun. Okul korkusu hakkında çocuğunuzu suçlamayın ya da küçümsemeyin. Bu durumun bir çok çocuk tarafından yaşanabildiğini ve zaman için kendisini mutlaka daha iyi hissedeceğini anlatın. Çocuğunuzu tam olarak neyin mutsuz ettiğini öğrenmeye çalışın.
4. Çocuğunuzun Akranları İle Zaman Geçirmesine Yardımcı olun: Böyle durumlarda çocuğunuzu akranları ile vakit geçirmesi için teşvik edin. Çocuğunuzu çeşitli aktivitelere göndermek, arkadaşlarını evinizde geceleri kalmaları için davet etmek, çocuğunuza yardımcı olacaktır.
OKUL ÇOCUĞU NASIL BESLENMELİ?
Ülkemizde 0–7 yaş grubu çocuklarda, okul çağı çocuk ve gençlerde vitamin yetersizlikleri sık görülmektedir. Okul öncesi çocukların genelinde % 16’sının beslenmesi bozuktur Bu çocukların % 25’i yaşıtlarına göre zayıf ve kısadır. Okul çağı çocuklarının % 17-35’den fazlasında anemi (kansızlık) bulunmaktadır. Okul çağı çocuklarda yapılan çalışmada % 43 C vitamininden yetersiz beslendikleri bulunmuştur.
Okul çağı çocukları eğer düzenli beslenme programı ile beslenemezlerse abur cubur ile ara öğünlerinde açlıklarını bastıracak, yemek zamanı aç olmadıkları için istenilen oranda yemek yiyemeyeceklerdir. Bu yüzden 3 ana 3 ara öğün çocuklar için öğretilmesi gereken ideal beslenme düzenidir.
Yemek zamanını beraber geçirin Yemek zamanını beraber geçirin. Çocuklara besleyici besinleri söylemek ile onu göstermek aynı etkiye sahip olamamaktadır. Ailenin aynı yemeği yediğini gören çocuk farklı bir alternatif geliştirme şansına da sahip olamaz.
Öğrenmek için iyi beslenmek gerektiğini çocuğunuza anlatın Öğrenmek için iyi beslenmek gerektiğini çocuğunuza anlatın. Biliyoruz ki iyi beslenmiş çocuk okul yaşamında gerekli olan eğitim ve öğrenim için hazır demektir
Kahvaltı yapmayan çocukların dikkat, öğrenme, aritmetik becerilerinde kayıp olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Onlara, peynirli tost, meyve parçaları ile buğday gevreği süt karışımı, taze meyve peynir yumurta ekmek, sebzeli gözleme vb… verilebilir.
Sıvı almalarına özen gösterin. Ayran, süt, taze sıkılmış meyve suyu tercih edilmesi gereken sıvılardır. Gazlı, şekerli içecekler, hazır yoğunlaştırılmış şekerli meyve suları, gazozlar mümkün olduğunca az sıklıkta tüketilmelidir. Bol bol su içmeleri sağlanmalıdır.
Çocuklara bütün besinlerin sağlığımızı korumada bir yer tuttuğunu, her besinden farklı maddeleri aldığımızı, iyi-kötü besinin olmadığını bu küçük yaşlarda öğretmeliyiz.
Yemek zamanlarının düzenli ve uygun saatlerde olmasını sağlayınız. Çocuklarınızın yemek tabaklarının ayrı olmasını sağlayınız ve ne kadar yediğini kontrol ediniz. Öğün içerisinde doyarak sofradan kalmasını sağlayınız.
Ana ve ara öğünler iyi ayarlanmalı öğünler arası en az 2 saat bırakılmalı. Çocuklar susuz bırakılmamalı ancak yemek öncesinde çok su içmesi önlenmeli. Yemek porsiyonları annenin kendi ölçüsüne göre değil, çocuğun mide kapasitesine göre ayarlanmalı.
6-10 yaş grubu çocuklar için sağlıklı beslenme örneği Bu beslenme planı 1900 kalori enerji, 40 gram protein, Toplam enerjinin % 57’si karbonhidrat, % 13’ü protein, % 30’u yağlardan gelmektedir. Beslenme planı yeterli kalsiyum, potasyum, çinko, demir sağlamaktadır.
Kahvaltı: 1 su bardağı süt+1 adet yumurta+1 dilim peynir+1 tatlı kaşığı marmelat+6 adet zeytin+2 dilim ekmek+domates+salatalık Ara: 1 adet meyve Öğle: 6-7 yemek kaşığı kuru baklagil yemeği+3 yemek kaşığı sebze yemeği+1 kase yoğurt+1 dilim ekmek+ az yağlı salata Ara: 1 ince dilim sebzeli börek veya 1 adet az şekerli sıvı yağla yapılmış kurabiye Akşam: 1 tabak sebzeli tavuk veya yağsız etten yapılmış yemek+1/2 kase yoğurt+ 1 dilim ekmek+havuç salatası Ara: ¼ kase fındık-ceviz karışımı+1 orta boy meyve