Aile Eğitiminin Önemi
KONU BAŞLIKLARI Eğitimde Ailenin Önemi Aileler Eğitime Nasıl Destek Olabilir Aile Tutumları Ailede İletişim Çatışmaları ve Sağlıklı İletişim Anne Babaların Kendini Geliştirmesi Gereken Alanlar
Araba kullanmak mı daha zordur çocuk yetiştirmek mi? Soru Araba kullanmak mı daha zordur çocuk yetiştirmek mi?
Bazı durumlarda çocuk yetiştirmek de böyle bir hal almaz mı? Soru Hayatınızda hiç araba sürmeden, hatta arabayla ilgili olarak hiç bir şey bilmeden bir arabanın içinde trafikte olduğunuzu düşünün. Neler olurdu? Bazı durumlarda çocuk yetiştirmek de böyle bir hal almaz mı?
Eğitimde Ailenin Önemi Ülkemizde yapılan bir araştırma ders başarısı düşük 7-17 yaş grubu çocukların yarısının anne baba ilişkilerinin kötü olduğu, Yarısından fazlasının ise babalarının kendilerine vakit ayıramayacak kadar meşgul oldukları görülmüştür.
Eğitimde Ailenin Önemi Çocuklarımız tüm zamanlarında daha çok aileyle birlikte ( uyku dışındaki zamanlarının % 80’ini aileyle birlikte geçirmektedir. ) olmaktadır. Çocuğun eğitim ve gelişiminde en etkili ve en ekonomik sistem aile eğitimidir. Anne babalar çocuğun yeterli ve yetersiz olduğu yönleri en iyi bilen kişilerdir. Çocuğun gelişiminde etkili olacak ortamların hazırlanmasında ailenin rolü büyüktür. Her öğretim kademesinde çocukların başarıları sadece okulda aldıkları eğitime değil, evde aldıkları destek eğitime ve ailelerin eğitime katılmasına da bağlıdır. Çocuklar aileleri model almaktadır.
Aileler Eğitime Nasıl Destek Olabilir Öğretmenleri ile dialog halinde olun. Çocuğunuzun özel durumları varsa bunlar hakkında mutlaka öğretmeni bilgilendirin. Ders başarı durumunu Sağlıklı ve devamlı takip edin. (Çocuğu aşırı ders baskısı altında tutmak, çalışırken kendinize bağımlı kılmak, ya da tamamen serbest bırakarak aslında hiç ilgilenmemek gibi hatalardan sakının.)
Çocuğunuzu okula karşı negatif etkileyecek okulla,öğretmeniyle ve okumakla ilgili olumsuz eleştirileri onun yanında yapmayın. Çocuğunuza uygun bir çalışma ortamı hazırlayın. Çocuğunuzun evde rahat çalışabilmesi için bir oda yada bir köşeye ihtiyacı vardır. Çalışma ortamında dikkat dağıtıcı şeyler (Televizyon, yoğun ses, müzik gibi) olmamalıdır.
Okulu ve okumayı önemseyin ve derslerine destek olun. Çocuğunuza karşı olan istek ve beklentilerinizde tutarlı ve net olun. Çocuğunuzun düzenli kitap okumasını isteyip siz yatana kadar televizyondan ayrılmıyorsanız çocuğunuz da aynısını yapar.
Anne Baba Tutumları Olumsuz Tutumlar ; - Baskılı ve Otoriter Tutum - Gevşek Ana Baba Tutumu - İlgisiz Ana Baba Tutumu - Dengesiz/Kararsız Tutum - Aşırı Koruyucu Tutum - Mükemmeliyetçi Tutum
BASKILI VE OTORİTER TUTUM Çocuğunu, belirli kalıplar içinde, adeta küçük bir yetişkin yapma çabasıyla yetiştirmeye çalışan anne babalar bu gruba girmektedir. Bütün kontrol anne ve babanın elinde bulunmaktadır. Çocuğun hata ve yanlış yapma hakkı bulunmamaktadır. Çocuktan kurallara sorgulamadan uyması beklenmektedir, evde her şey kurallara ve saatlere bağlıdır. Baskıcı ve otoriter ailenin verdiği eğitimde ceza verici bir yaklaşım modeli vardır. Aile cezayı iyi bir ders olsun, bir daha hata yapmasın mantığı ile vermektedir.
BASKILI VE OTORİTER TUTUM Fiziksel ceza en iyi disiplin diye düşünülmemelidir. Sözel saldırganlığa başvurulmamalıdır. Çocuk sevgiyi kısarak cezalandırılmamalıdır. Azarlama, öğüt ve negatif eleştirilerin çocuğu daha iyiye götürdüğüne inanılmamalıdır.
GEVŞEK ANNE BABA TUTUMLARI Çocuğun başına buyruk yetişmesi, dilediğince davranması ve çocuğun üzerinde aile denetiminin olmaması vardır. Çocuğun aşırı hareket ve davranış serbestliği bulunmaktadır. Kendisine ve çevresine zarar verebilecek davranışlarda bile denetimden uzak kalmakta, aile müdahale etmemektedir. Aile doğruyu ve yanlışı çocuğunun yaparak yaşayarak öğrenmesini istemekte, çocuğa neyi yapması veya neyi yapmaması konusunda bilgi vermemektedir. Serbest anne baba tutumunda yetişen çocuklar bir müddet sonra anne babalarını denetim altına almaktadırlar. Her ortamda istediklerini elde ettikleri için doyumsuz olmaktadırlar. Tabii en büyük problem misafirliğe gidildiğinde veya başka çocuklarla karşı karşıya kalındığında ortaya çıkmaktadır.
İLGİSİZ VE KAYITSIZ ANNE BABA TUTUMLARI Çocuğun davranışları karşısında vurdumduymaz davranışlar sergileyen anne babalar bu gruba girmektedir. Bu tip aileler için çocuğun varlığı ile yokluğu belli değildir. Bu gruba giren anne babalar genellikle hoşgörü ile boş vermeyi birbirine karıştırmaktadırlar. Çocuk anne babayı rahatsız etmediği müddetçe, çocukla ilgili problem yoktur, eğer çocuk anne babayı rahatsız ederse o zaman çocuk ile ilgili gündem oluşmaktadır. Bu gündem daha çok şikayetlerle doludur. Bu tip ailelerde çocuk fiziksel ve duygusal yalnızlığa itilmektedir.
DENGESİZ VE KARARSIZ ANNE BABA TUTUMLARI Çocuğun belirli bir davranışı anne baba tarafından farklı yorumlanmaktadır. Anne babalar aynı davranışı kimi zaman normal karşılarken kimi zamanda cezalandırabilmektedir. Bu durum daha çok anne veya babanın o anki psikolojik durumu ile ilintili olmaktadır. Bu durumda çocuk neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamamaktadır. Anne babaların çocuklar hakkındaki tutarsız ve ayırımcı davranışlarından bir başkası ise kız erkek çocuk ayrımıdır. Genelde erkek çocuklar kız çocuklara oranla daha ayrıcalıklı olmaktadır. Erkek çocuklar el üstünde tutulurken kız çocuklar daha geri planda yer almaktadır. Bazı ailelerde ise bu durum tam tersi olabilmektedir. Büyük çocukların yetişme tarzı ile küçük çocukların yetiştirilme tarzları arasında da farklılıklar görülmektedir. İlk çocuğu yetiştirirken daha otoriter, kuralcı ve hatalı olurken, ortanca çocuklarda biraz daha esnek davranılmakta, küçük çocuklarda ise daha sevecen ve hoşgörülü olunmaktadır.
ÖRNEK VAKA Baba: Oğlum dersine çalıştın mı? Çocuk: Hayır baba şimdi oturacağım. Baba: Daha önce anlaşmıştık, hani ben gelmeden ödevlerini bitirecektin? Çocuk: Biliyorum. Baba: Cezanı biliyorsun değil mi? Çocuk: Yarın okuldan gelince dışarı çıkmam yasak Baba: Tamam, şimdi ödevinin başına otur ve yarın da dışarı çıkma. BİR HAFTA SONRA Babanın keyfi yerindedir. Baba: Oğlum gelsene yanıma, biraz oturalım. Çocuk: Şey baba, daha ödevlerimi yapamamıştım da…. Baba: Boş ver oğlum bu akşam maç var gel beraber maç seyredelim. İKİ HAFTA SONRA Baba işten çok yorgun gelir ve stresli bir gün geçirmiştir. Baba: Daha derse yeni mi oturuyorsun? Çocuk: Evet Çok sinirlenen baba çocuğu döver…
KORUYUCU ANNE BABA TUTUMLARI Bu tip ailelerde çocuğa gereğinden çok özen gösterilmektedir. Koruyucu tutum daha çok anne ve çocuk arasında gözlenmektedir. Her türlü kararı çocuk yerine aile almaktadır. Geç kavuşulan, aşırı istenilen, tek çocuk, tek erkek veya kız çocuk gibi çocuklar genellikle abartılmış sevginin odak noktası olmaktadır. Bu tip anne babalar çocuklarını el bebek gül bebek büyütmektedir. Genellikle bu tür çocuklar erken konuşup geç yürümektedir. Ağlamasın, üşümesin, terlemesin, hasta olmasın, diye aile üyeleri ellerinden gelen tüm gayreti göstermektedir. Çocuğa evde, seçim konusunda pek söz hakkı verilmemektedir.
MÜKEMMELİYETÇİ ANNE BABA TUTUMLARI Mükemmeliyetçi anne babalar çocuklarından her şeyin en iyisini beklemektedir. Kendi gerçekleştiremedikleri şeyleri çocuklarının gerçekleştirmesini beklerler. Çocuklarından yüksek başarı istemektedirler. Ayrıca çok iyi resim yapmalı, şarkı söylemeli, iyi konuşmalı lider olmalı, iyi yüzmeli koşmalı, herkesin parmakla göstereceği örnek davranışlar sergileyen bir çocuk olmalıdır. Bu tutumda olan anne babalar çocuklarını oldukları gibi kabul etmezler, her alanda çocuklarının kapasitelerini zorlamaktadırlar. Çocuklarının eksik olan kısımlarını özel derslerle telafi etmeye çalışmaktadırlar. Anne babaların kuralları ve kalıpları bulunmakta, çocuklar bu kurallara uymak zorundadır. Mükemmeliyetçi anne babalar çocuklarından aşırı şekilde toplum kurallarına uymasını beklemektedir. Çocuklar tıpkı bir büyük gibi yetiştirilmektedir. Çocuğun arkadaşlarını bile aile seçmektedir.
GÜVEN VERİCİ, DESTEKLEYİCİ AİLE TUTUMLARI Güven verici, aile tutumunda çocuklara karşı hoşgörü ve destekleme vardır. Anne baba çocuğunu olduğu gibi kabul edip desteklemektedir. Çocuklarına karşı sevgi doludurlar. Çocuğun ilgilerini, yeteneklerini göz önünde tutarak, yeteneklerini gerçekleştirebileceği ortamlar hazırlamaktadırlar. Problemlerle nasıl baş edebileceğini birlikte araştıran, huzurlu bir aile ortamı bulunmaktadır.
GÜVEN VERİCİ, DESTEKLEYİCİ AİLE TUTUMLARI Anne babalar çocuklarıyla ilgili kararlar alırken seçenekler sunmakta, çocuğun seçtiği davranıştan ders almasına izin vermektedirler. Çocuğun fikirleri ne kadar mantıksız ve basit olursa olsun çocuk mutlaka saygıyla dinlenmekte, çocuk susmaya değil konuşmaya teşvik edilmektedir. Güven verici, destekleyici ailelerde yetişen çocukların özellikleri; sosyalleşmiş, işbirliğine giren çocuklardır. Arkadaş canlısı ve duygusaldırlar. Sosyal açıdan dengeli ve mutlu bireylerdir. Özgüvenleri yüksektir, sorumluluk sahibidirler. Kendine ve başkalarına güvenebilmektedirler. Yaratıcı ve bağımsızdırlar. Kurallara ve otoriteye saygı duymaktadırlar.
Ailede İletişim Engelleri 1.Emir vermek, Yönlendirmek: Bu iletiler kişinin duygularının önemsiz olduğu mesajını verir. Kişi diğer kişinin istediğini yapma zorunluluğunu hisseder. 2.Uyarmak, Gözdağı vermek: Bu iletiler de emir verme ve yönlendirmeye benzer; ancak kişinin vereceği yanıtın karşılığı olacak tümceleri de içerir. Kişinin isteklerine saygı duyulmadığı mesajını verir. Bu durum kişide öfke ve düşmanlık yaratır. 3.Ahlak dersi vermek: Bu tür ilişkilerde otoritenin ve zorunlulukların gücü kişiye karşı kullanılır. “yapmalısın, etmelisin” mesajlarını iletir ve bireyi karşı koymaya zorlar. 4.Öğüt vermek ve çözüm önerileri getirmek: Kişinin sorunlarını kendi kendisine çözeceği yeteneğinin olmadığına inanıldığını gösterir.
Ailede İletişim Engelleri 5.Öğretme, nutuk çekme, mantıklı düşünceler önerme: Bu durum aile içinde o anda herhangi bir sorun yokken çocuklar tarafından kabul edilebiliyor; ancak, sorun anında bu durum kabul edilmiyor ve daha fazla çatışmalara neden oluyor. Mantıklı düşünceler önerme çocuğun mantıksız ve bilgisiz olduğuna dair mesaj iletir. 6.Yargılamak, eleştirmek, suçlamak,aynı düşüncede olmamak: Bu iletiler çocuk üzerinde diğerlerinden daha fazla olumsuz etki yapar. Bu değerlendirmeler çocuğun benlik saygısını düşürür. Çocuklar hakkında yapılan olumsuz değerlendirmeler çocuğun kendisini değersiz, yetersiz görmesine neden olur. 7.Övmek, aynı düşüncede olmak, olumlu değerlendirmeler yapmak: Genel inanç olarak bu durumun çocuğa zarar vereceği hiç düşünülmez. Çocuğun öz imgesine uymayan değerlendirmelerin yapılması çocukta kızgınlık yaratır. Çocuklar bu iletileri anne babanın kendilerini yönlendirme ve isteğini yaptırma girişimi için kurnazlık olarak yorumlarlar. “Siz böyle söyleyince sanki ben daha çok mu çalışacağım?” gibi düşünürler. Övgü ise başkalarının yanında yapılıyorsa çocuğu utandırır. Aşırı övgü sonucunda çocuk buna alışır ve övülmeye gereksinim duymaya başlar. 8.Ad takmak, alay etmek: Çocuğun kendine olan saygısı üzerinde olumsuz etki yapar.
Ailede İletişim Engelleri 9.Yorumlamak, analiz etmek, tanı koymak: Bu durum çocuğun konuşmasını, kendi duygularını ifade etmesini engeller. 10.Güven vermek, desteklemek, avutmak, duygularını paylaşmak: Anne babalar çocuklarının duygularını tam olarak anlamadıklarında ortaya çıkar. Böyle bir durumda sorun hiç yokmuş gibi algılanıp avutma eğilimine gidilir.” Üzülme yarın her şey düzelecek, kendini daha iyi hissedeceksin” gibi mesajların verilmesi çocuğun önemsenmediği hissini verir. 11.Soru sormak, sınamak, sorgulamak: Çocuk sorgulanıyor hissine kapıldığında bu durum onda güvensizlik, kuşku oluşturur. 12.Sözünden dönmek, oyalamak, alay etmek, şakacı davranmak, konuyu saptırmak: Böyle iletiler yüzünden çocuk anne babasının onunla ilgilenmediğini, duygularına saygı göstermediğini belki de onu dışladığını, dikkâte almadığını düşünür. Çocuklar sorunlarını dile getirdiklerinde çok ciddidir. Şaka ve espriyle karşılık vermek onları incitebilir ve itilmişlik kenara atılmışlık duygusunu verir.
İletişim Çatışmaları 1.Aktif çatışma (Kötü adam ne söylese kötüdür.) 2.Pasif çatışma (Küsler diyaloğu) 3.Varoluş çatışması (Ben sandım ki……) 4.Tümden reddetme (Hiç……) 5.Ön yargılı çatışma (Ben kararımı çoktan verdim) 6.Yoğunluk çatışması (Haklısın ama ….) 7.Kısmi algılama çatışması (Bunu da mı demiştin….) 8.Alıkoyma çatışması (Anlatamadım galiba)
Aktif Çatışma Karşı karşıya gelen insanların birbirinden hoşlanmaması birbirine kızmasıdır.Kişiler birbirlerini dinlemezler.Başlıca özellikleri: 1.Geçmişte yaşanmış olumsuzlukların intikamını almaya çalışmak. 2.Bazı aktif çatışmaların gözle görülür sebebi yoktur. 3.Kendimizde olan ancak bir türlü bırakamadığımız olumsuzlukları başkasında görünce hoş karşılamaya - biliriz. 4.Yansıtma mekanizmalarını kullanmak.Kaba insanların çevrelerindeki insanları kabalıkla suçlaması örnek olarak verilebilir.
Pasif Çatışma Pasif çatışma kavramında bizi hoşnutsuz bırakan bir olaya sessiz tepki gösteririz. Küsme söz konusu olduğunda bir iç hesaplaşma yaşarız .Bu iç hesaplaşmanın üstesinden gelebilirsek barışmamız da mümkün olacaktır. Bazı küsmeler “ilgi görme ihtiyacımızı “ gidermek amacıyla olabilir.
Varoluş Çatışması Bir insanın karşısındakinin sözlerini yanlış anlaması ya da onun sözleri ile ilgisi olmayan bir mesaj vermesi varoluş çatışmasıdır. Kişinin dikkati aslında karşısındakine değil kendinedir. Kimi zaman karşımızdakini anlamaya çalışmak yerine ,kendi duygu ve düşüncelerimizi ifade etmeye çalışırız. Çocuğumuz okulda sevdiği bir arkadaşıyla kavga ettiğini söylerken çocuğa ‘’Sabahtan akşama kadar bir sürü işle uğraştım sen hala üstünü başını batır’’ diye cevap verilmesi.
Tümden Reddetme Çatışması Kişilerin kendilerine yöneltilen mesajı tamamen reddetmesi, kabul etmemesidir. Toplumsal hayatta En büyük, Tek büyük kavramları ile ortaya koyulan bir anlayıştır. Rakiplerin ve eleştirilerin varlığı kabul edilmez. Çocuğa neden 95 de 100 değil demek örnektir.
Önyargılı Çatışma Kişilerin anlaşmaya çalıştıkları sorun üzerine önceden önyargıları vardır ve ikna edilmeleri zordur. Önyargısını test etmek istemeyen kişilerin uzlaşması zordur. Bazen önyargılı çatışma ve tümden reddetme birlikte benimsenebilir. Güçlü önyargıları olan kişilerin , karşılarındakilerin görüşlerini tümden reddederler.
Kısmi Algılama Çatışması Bir kişinin iletilen mesajı eksik algılamasından kaynaklanır. Mesajın bazı yönleri bilerek özellikle algılanmış bazı yönleri de özellikle algılanmamış olabilir. Anlamadan yorum yapmak genelde bu çatışmayı doğurur. Çocuğun neden zayıf aldığını dinlemeden öğüt vermeye başlamak buna örnektir.
Alıkoyma Çatışması Kişi karşısındakinden gelen mesajı anlar. Ancak üçüncü kişiye doğru anlatamaz. Öğretmenden alınan bilgileri çocuğa yanlış aktarmak örnek olabilir.
Anne Babaların Kendini Geliştirmesi Gereken Alanlar Ana-baba, çocuklarını eğitirken öncelikle gelişim evrelerini bilmeli ve çocuklarının içinde bulunduğu gelişim dönemini tanımalıdır. Başka bir deyişle, çocuklarını tanıyarak işe başlamalıdır. Ana-baba,çocuklarının kendi modelleri olmadığı gibi, kardeşlerinden ve arkadaşlarından farklı, bağımsız, kendine özgü zeka ve kişilik özellikleri olan bir birey olduğu gerçeğinden hareket etmelidirler.
Anne Babaların Kendini Geliştirmesi Gereken Alanlar Anne ve babanın çocuklarına , “uygun olan davranışı” ya da neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretebilmeleri için, gerek kendi aralarında gerekse çocuklarına yönelttikleri davranışlarında dengeli, tutarlı ve kararlı olmaları gerekmektedir. Anne-baba çocuğundan yaşı ve yeteneklerine uygun isteklerde bulunmalı, çocuğu hayal kırıklığına uğratacak, yaşının üstünde beklentiler içine girmemelidirler.
Anne Babaların Kendini Geliştirmesi Gereken Alanlar Anne-baba öncelikle çocuğunu bağımsız bir birey olarak kabul eden, ona sevgi ile yaklaşan ve olumlu ilişki kurmaya çalışan kişiler olmalıdırlar. Anne-baba, soyut düzeyde uyarı yerine, somut düzeyde eylemi temel almalıdır. Anne- baba, çocuğunun kişiliğine saygı duyan, öz saygısı üstün kişiler olmalıdır ki, çocuklarının öz saygısı da üstün olabilsin.
Anne Babaların Kendini Geliştirmesi Gereken Alanlar Anne-babalar kendi kendini yönetebilen bireyler yetiştirmek için gerekli ortamı hazırlamalıdırlar. Bunun için de aşırı koruyucu yaklaşımdan kaçınarakçocuğun kendi kendini yöneten bir birey olmasına fırsat verilmelidirler. Kısacası, anne-baba, çocuğa sevgi veren, girişim yeteneğini ve özgüvenini kazanabilmesi için onu destekleyen kişiler olmalıdırlar. Çocuğa yeterli düzeyde desteğin sağlandığı bu ortamda anne-babanın sağladığı disiplin ve eğitimin nitelikleri olumludur.Böyle bir esnek ortamda çocuk , cesaretli ve topluma uyumlu bir insan olarak yetişmektedir. Yaşamını yapıcı çabalar üstüne kurmayı öğrenmektedir.
ABRAHAM LİNCOLN’UN OĞLUNUN ÖĞRETMENİNE YAZDIĞI MEKTUP Öğrenmesi gerekli biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını.Fakat şunu da öğret ona:”Her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık kendini adamış bir lider vardır”.Her düşmana karşı bir dost olduğunu da öğret ona.Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen , kazanılan bir doların bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret.Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve kazanmaktan neşe duymayı.Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu.Eğer yapabilirsen sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını. Eğer yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret.Fakat ona; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği sessiz zamanlar da tanı.Okulda hata yapmanın , hilekarlıktan daha onurlu olduğunu öğret ona.Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi.
Nazik insanlara karşı nazik, sert insanlara karşı sert olmasını öğret ona.Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma.Tüm insanları dinlemesini öğret ona fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını öğret ona.Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret.Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini. Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret .Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret.Ona nazik davran ama kucaklama.Çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır.Bırak sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun.Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret.Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır. Bu, büyük bir taleptir.Ne kadarını yapabilirsin bir bakalım..O ne kadar iyi, küçük bir insan, Oğlum..