B) TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HUKUK Kanun gücü, her şeyin üzerinde tutulmaktaydı. Ayrıca doğru kanunlar yapmak ve onu adaletle uygulamak ve haksızlık yapan kim olursa olsun, eşit muameleyi terk etmeme anlayışı esastır.
B) TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HUKUK Türk-İslam devletlerinde adli teşkilat, şeri ve örfi yargı olmak üzere ikiye ayrılıyordu.
ŞER’İ HUKUK Aile, miras, ölüm ve ticaret konularıyla ilgilenirdi. Şeri davalara kadılar bakardı. Hayır işleri ve vakıfların idaresi gibi görevleri de bulunan kadıların verdikleri kararlara itiraz edilirse dava ikinci kez Divan-ı Mezalim'de görüşülürdü. Kadılar, aynı zamanda bulundukları yerlerde merkezî idarenin de temsilcisiydiler. Hükümdar tarafından ataması yapılan kadıların başı “Kadi'l-kudat", kadıların tayin ve denetimini yapardı.
Ordu mensuplarının davalarına ise «Kadıasker» bakmaktaydı Ordu mensuplarının davalarına ise «Kadıasker» bakmaktaydı. Türkiye Selçuklularında bu görevi «Kadıleşker» yürütmüştür. Kadılara, görevlerinde ve aldıkları kararlarda herhangi bir baskı yapılmazdı. Bu durum yargı bağımsızlığına önem verildiğini göstermektedir. Anadolu'da kurulan beyliklerin adli teşkilatlanması daha dar kapsamlı olmasına rağmen, Selçuklu adalet sistemine göre işlerdi.
DİVAN-I MEZALİM Türk-İslam devletlerinde adli teşkilatın temel organlarından biriydi. "Yasama, yürütme ve yargı" görevlerinin yanı sıra "idari, dinî ve mali" alandaki görevleri de yerine getirirdi. Divan-ı Mezalimde kadıların kararlarına yapılan itirazlar görüşülürdü. Siyasi suçlular ve devlet düzenini bozanlarla birlikte yüce divan sıfatıyla şikâyetçi olunan devlet memurları da burada yargılanırdı.
DİVAN-I MEZALİMİN GÖREVLERİ İdareciler ve memurlar hakkındaki şikâyetlerin incelenmesi, Divan kâtipleri ile vakıfların denetlenmesi, Kadı mahkemelerinde verilen kararların uygulanması, Muhtesibin yerine getiremediği kararların uygulanması.
ÖRFİ HUKUK Genel olarak; yönetim, askerî ve mali hukuku ilgilendiren konuları kapsardı. Başında Emir-i Dad'ın bulunduğu örfi mahkemelerin ağır siyasi suçlar için verdiği kararlar, sultanın başkanlığındaki özel mahkemede hükme bağlanırdı. Türkiye Selçuklularında örfi yargıya "darü'l-adl" (adalet evi) adı verilirdi.
KLASİK DÖNEMDE OSMANLI HUKUKU Osmanlı hukukunun oluşumunda; İslam hukuku Örfi hukuk Fethedilen yerlerin mevcut hukuku da etkili olmuştur.
Azınlıkların kendi aralarındaki davalara kendi inanç ve geleneklerine göre kiliselerinde bakılırdı. Osmanlı ülkesinde ticaret yapan ve kapitülasyon hakkı olan yabancıların kendi aralarındaki davalarını ise ilgili konsolosluklar yürütürdü. Farklı hukuk ilkelerinin uygulanmasına izin verildiğinden Osmanlı Devleti'nde hukuk birliği oluşmamıştır.