AİLE NEDİR?
AİLE:Anne,baba ve çocuktan oluşan en küçük sosyal birimdir. AİLE: Karşılıksız sevginin olduğu, içindeki kişilerin kendisini huzurlu ve mutlu hissettiği,bireylerin birbirlerinden emin olduğu, ne olursa olsun aile bireylerinin sığınabileceği yuvaya biz aile diyoruz .
Aile toplumun en küçük birimi dedik Aile toplumun en küçük birimi dedik.Bir toplumda genel olarak aileler nasılsa toplumda öyle olur.
Nasıl Sağlıklı Bir Aile Oluruz? Sağlıklı aile olabilmek için gerçekleşmesi gereken gereksinimler vardır. Bu gereksinimler ailedeki bütün bireylerle ilgilidir. SİZCE BU GEREKSİNİMLER NELERDİR?
SAĞLIKLI BİR AİLE İÇİN ; AİLENİN TEMEL GEREKSİNİNLERİ
AİLENİN TEMEL GEREKSİNİMLERİ Değerli olma duygusu Güven ortamı Yakınlık ve dayanışma ,duygu paylaşımı Sorumluluk duygusu Zorluklarla mücadele ederek üstesinden gelmeyi öğrenme Takdir ifadeleri Sağlıklı manevi yaşam Mutluluk ve kendini gerçekleştirme.
Değerli Olma Duygusu: Aile içindeki etkileşim çocukları ya “ben değerliyim” ya da “değersizim” duygusuna götürür.Bu gereksinim aile içinde karşılanmazsa çocuk her türlü davranışla bu duyguyu elde etmeye çalışır. Peki ne yapmalısınız? Çocuğunuzun varlığından mutlu olduğunuzu,onun sizin için değerli olduğunu sözlerinizle ve davranışlarınızla gösterin.
Güven Ortamı: Çocuk aile içinde kendini güvende hissetmelidir.Dışarıdaki tehlikeli olayların aile içine girmeyeceğinden emin olmalıdır.Eğer çocuk aile içinde kendini güvende hissetmezse , dışarıdaki güçlere yönelir. Çocuğunuza dışarıda ne yaşanırsa yaşansın evde emniyette olduğunu hissettirin.
Yakınlık–Dayanışma ve Duygu Paylaşımı: Aile içinde yakınlık, dayanışma ve duygu paylaşımı varsa aile dışında bireyin karşılaştığı stres getirici olumsuz olaylar yıkıcı etkisini pek gösteremez.Birey yaşadığı olumsuz bir durum karşısında dayanışma ve duygu paylaşımına gider ve problemini çözebilir. Bazen seni üzen durumlarla karşılaşabilirsin. Bana her şeyi anlatabilirsin.Kim ne derse desin ben sana inanacağım.Senin beni aldatmayacağına inanıyorum.
Sorumluluk Duygusu: Aile içinde sadece anne baba değil herkes sorumluluk almalı ve bu duyguyu yaşamalıdır.Tüm sorumluluğu üzerine alan, çocuğunu sorumluluktan kurtaran anne ve babalar kendi yaşamlarını biçimlendirmekten aciz, sürekli başkalarının yönetiminde olmaya muhtaç bireyler yetiştirirler.Bu tür bir ailede yetişen kişiler yaşamlarında olan olaylardan sürekli başkalarını sorumlu tutarlar. Her yaşta çocuğun yerine getirebileceği sorumluluğu olmalıdır.Sorumluluk kazandırma küçük yaşlarda başlar.2 yaşında oyuncaklarını toplamayan çocuk 17 yaşında da odasını toplamaz.
Zorluklarla Mücadele Ederek Onların Üstesinden Gelmeyi Öğrenme: Çocuğa her şey hazır verilmemelidir.Çocuğun içinde bulunduğu gelişimsel dönem göz önünde bulundurularak çocuk kendi sorunları ile baş başa bırakılmalıdır. Bırakın çocuğunuz hayatın her yönünü görsün.Başarısızlığı,acıyı,hüznü tatsın.
Takdir İfadeleri: İnsanların yaptıkları herhangi bir güzel iş için olumlu sözler duymaya ihtiyacı vardır.Yaptıklarının fark edilmesini isterler.Bu istek çocuklarda daha fazladır.Duydukları olumlu bir ifade onların aynı tür güzel davranışları tekrar yapmalarını ve daha güzel şeyler yapmaya çalışmalarını sağlar.
Sağlıklı Manevi Yaşam: Sağlıklı manevi yaşam, ailenin çocuğuna verebileceği en önemli kazançtır.Bilerek, anlayarak, hissederek ve yaşayarak inanma.Sağlıklı manevi yaşamı olan bireyler çevreleriyle barışık, olumlu ve psikolojik açıdan güçlü insanlar olurlar. Mutluluk ve Kendini Gerçekleştirme: Aile bir mutluluk ortamı olmalıdır.Mutlu olan kişi yaptığı şeylerden zevk alır.Kendini gerçekleştirme olanağı bulur.Yeteneklerini kullanma cesaretini gösterir.Kendini ispatlar.
AİLE İÇİNDE KORUNMASI GEREKEN TEMEL ÖZGÜRLÜKLER Şimdi ve burada olanı görme ve duyma özgürlüğü Kendi duygularını ve düşüncelerini olduğu gibi ifade edebilme özgürlüğü Kendi arzularına göre bir şeyi isteme ya da reddetme özgürlüğü Olmak istediği yönde gelişerek kendi özünü gerçekleştirme özgürlüğü
AİLENİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ 1.ÇEKİRDEK AİLE 2.GENİŞ AİLE 3.ATAERKİL AİLE 4.ANAERKİL AİLE 5.EŞİTLİKÇİ AİLE
EŞLERİN BİRBİRLERİYLE İLETİŞİMİ Aile kurumunun temel görevlerinden biri de, herkesin en verimli biçimde gelişimini sağlamaktır. Bunun için; aile içindeki bireylerin aralarında iletişim kopukluğunun olmaması, herkesin çekinmeden, korkmadan iletişime geçebilmesidir. Birinci şart, önce anne ve babanın arasındaki iletişimin sağlıklı olmasıdır. Aile sorunları gizli saklı kalmayıp, ortaklaşa çözüm yolları aranıyorsa sağlıklı bir aile iletişiminden söz edebiliriz. Eşler birbirleriyle konuşurken, çocuklarına da konuşma fırsatı vermelidir. Böylece çocuk; bu ailenin bir bireyi olduğunu algılar, fikirlerini rahatça ifade edebilir.
Ses tonumuzu konuya göre ayarlamayı bilmeliyiz Ses tonumuzu konuya göre ayarlamayı bilmeliyiz. Ses tonumuzda sevgimiz hissedilmelidir. Ses tonumuzdaki vurgu, çocuğumuza ne yapması ya da ne yapmaması gerektiğini bir parça anlatabilmelidir. Aile fertlerimizi dikkatle dinlemeliyiz. Yüzümüzü onlara yöneltmeli, onlar konuşurken müdahale etmemeliyiz. Bir ailede ne kadar olumlu iletişim varsa aile birbirine o kadar bağlıdır. Bu pozitif olgu, insanlarla olan münasebetlerde ve iş hayatında da etkisini gösterir.
Çocuklar neden şikayetçiler -emir almaktan -dayaktan -kıyaslanmaktan -haksız yere suçlanmaktan -aşağılanmaktan -yemek probleminden -eleştirilmekten -tutarsızlıklardan -kardeşler arası ilişkilerden -çocuğun yerine konuşulmasından
-çocuğun yanında kavga edilmesinden -kötü söz ve hakaretlerden -başkalarının yanında küçük düşürülmekten -anlaşılmamaktan -ilgisizlikten -anne babanın hata yaptığında özür dilememesinden
Nasıl Yaklaşmalıyız -yargılamayın -emir vermeyin -açık olun -örnek olun -çocuğunuzla konuşun -çocuğunuzu dinleyin -kendinizi çocuğunuzun yerine koyarak onun duygularını kabul edin
İstediğiniz davranışları nasıl arttırabilirsiniz a) Överek, b) Gülümseyerek, sarılarak, öperek, c) Sevdiği bir işi yaparak ( Tv' de sevdiği bir programı izlemesine izin vererek, ), d) Küçük bir hediye vererek ,
Olumsuz Davranışları Yapmaması İçin -kendi davranışlarınızla örnek olun -olumlu ve olumsuz davranışları ve sonuçlarını uygun zamanlarda anlatın -iyi alışkanlıklar kazanmasına yardımcı olun
Çocuğunuzla Sorun Yaşadığınızda -sorunun neden kaynaklandığını düşünün -çocuğunuzun duygularını anlamaya çalışın -alternatif davranışlar önerin -kendi duygularınızı ifade edin -yaptığı davranışın sonuçlarını gösterin -yaptığı davranışın sonuçlarını yaşamasına ve sorumluluğunu almasına izin verin
CEZALANDIRMAK YERİNE NELER YAPILABİLİR 1. O andaki duygunuzu çocuğun kişiliğine saldırmadan net şekilde anlatın: “ Notlarının düşük olmasına çok üzüldüm.” 2. Kendi beklentinizi ifade edin: “ İkinci dönem notlarının daha yükseleceğini umarım.” 3. Çocuğa kendini affettirme yolu gösterin: “ Derslerine daha fazla zaman ayırarak bunu halledebilirsin.” 4. Çocuğunuza seçme şansı verin: “ Kendin çalışabilirsin ya da sana derslerinde yardımcı olacak birisi olabilir, nasıl istersin?” 5. Problemi çözmek için birlikte çalışın
DAYAK DIŞI YOLLARLA DİSİPLİNİ SAĞLAMAK Çocukla yaşına uygun bir dille konuşarak iyi iletişim kurun.Olaylara çocuğun gözüyle bakıp, kendinizi onun yerine koyabilmeye çalışın. Size çok kabul edilemez görünen bir durum çocuğun gözünde tamamen farklı olabilir.
Çocuğa yaşına uygun, kabul edilebilir, kesin ve tutarlı sınırlar çizin, belli kurallar koyun. Bunların aşılmasını istemediğinizi kesin bir dille ifade edin. Çocuk sınırları aştığında ya da kurallara uymadığında sonuçları ile yüzleştirin. Örneğin, yeri kirleten çocuktan orayı temizlemesini, birini inciten çocuktan özür dilemesini isteyin.
Çocuğa konuşma ve davranışlarınızla örnek olun Çocuğa konuşma ve davranışlarınızla örnek olun. “Lütfen, teşekkür ederim” gibi kelimelerin kullanılmasını özendirin. Sabır, nezaket, saygı gibi kavramları anlatarak değil davranışlarınızla öğretin. Çocuğun birden fazla istenmeyen davranışı varsa hepsini bir anda ele almayın, birer birer ilgilenin. Bu davranışın neden sorun yarattığını açıkça anlatın, değiştirdiğinde onu iyi davranışından dolayı kutlayın. Çocuğun olumlu davranışlarını onayladığınızı beden dilinizle de gösterin. Bazen bir küçük gülümseme, sırt sıvazlama ya da bir baş hareketi bir çok söze bedeldir.
Fiziksel cezalandırmayla terbiye edildiği düşünülen çocuklar, kaba gücün sorunları çözmek için etkin bir yöntem olduğuna inanarak büyürler ve erişkin yaşlarda kendileri de başka çocukları istismar eden erişkinlere dönüşebilirler, böylece istismar olayları kuşaktan kuşağa sürüp gider.
Çocuklara sorunlara çözümler üretme, sorunlarla başa çıkma konusunda destek olun, ancak onların yerine kararlar vermeyin. Bırakın kendi kararlarını verip, davranışlarını kendileri belirlesinler; bu özgüvenleri için çok yararlıdır. Yaşamak, sağlıklı büyümek ve gelişmek, eğitim olanaklarına sahip olmak gibi hakların yanı sıra bu haklarını kullanırken huzurlu ve mutlu olmak, şiddete maruz kalmamakta çocukların en doğal hakkıdır. Bu hakka sahip olmak için onların en büyük yardımcıları ise öğretmenler olacaktır.
ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ Anne, baba veya çocuğun bakımı, sağlığı ve korunmasından sorumlu kişilerin giriştiği veya girişmeyi ihmal ettiği eylemler sonucunda çocuğun her türlü fiziksel, ruhsal, cinsel veya sosyal açıdan zarar görmesi, sağlık ve güvenliğinin tehlikeye girmesi olarak tanımlanabilir.
İstismar ve ihmal evde veya kurumlarda (kreş, okul, yetiştirme yurtları, iş yerleri, cezaevi, hastane) olabilir.
İHMAL Çocuğun bakım ve beslenme gereksinimlerinin yeterince karşılanmaması, gerekli tıbbi müdahalelerin yapılmaması, anne baba olarak çocuğa karşı danışmanlık görevinin yeterince yerine getirilmemesi ve çocuğun tek başına bırakılması ihmal davranışına örnek olarak verilebilir.
İSTİSMAR Aktif bir olgu olarak nitelendirilen istismar ise anne, baba ya da bakıcının çocuğa zarar vermesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Çocuk istismarı istem dahilinde fiziksel zarar verme, çocuğun kötü beslenmesine yol açma, cinsel istismar, çıkar için kullanma, bundan da öte çocuğun normal fiziksel ve zihinsel gelişimini kısıtlayıcı her türlü faaliyette bulunmayı içermektedir.
İhmal ve istismarı birbirinden ayıran en temel nokta istismarın aktif, ihmalin ise pasif bir olgu olmasıdır. Çocuk ihmal ve istismarı, çocuğun normal fiziksel ve zihinsel gelişimini kısıtlayıcı olan fiziksel, duygusal ve cinsel ihmal ve istismarı içermektedir. Ancak bunları birbirinden ayırmak oldukça zordur.