Gölcük Rehberlik Araştırma Merkezi ÖĞRENME STİLLERİ Gölcük Rehberlik Araştırma Merkezi
“Geleceğin Cahili,okumayan kişi olmayacaktır “Geleceğin Cahili,okumayan kişi olmayacaktır. Nasıl öğreneceğini bilmeyen kişi olacaktır. Alvin Toffler
NEDİR BUNLARI BU KADAR BİRBİRİNDEN FARKLI YAPAN? NEDEN? Niçin bazı çocuklar, çıkmadık duvar, düşmedik çukur, dokunmadık eşya bırakmaz da bazılarının bu işlere hiç hevesi yoktur? Niçin bazı çocuklar fanilası sürekli dışarıda gezerken bazıları sık sık annesinin yanına gidip üzerini düzelttirir? Neden bazı çocuklar oyuncaklarıyla oynadıktan sonra hemen kutusuna kayarlar da bazılarının kutuları bile ortada yoktur? Neden bazı bebekler sürekli hareket etmek isterken bazıları da daha az hareketle huzurlu oluyor? NEDİR BUNLARI BU KADAR BİRBİRİNDEN FARKLI YAPAN?
Çünkü… Davranış şekilleri aynı zamanda farklı öğrenme özelliklerini de içerisine almaktadır. Öğrenme stilimiz, bizi biz yapan en önemli özelliğimizdir. Öğrenme stilimiz doğuştan var olan karakteristik özelliğimizdir.Yaşamımızın her anında ve her boyutunda davranışlarımızı etkiler. Yürürken,yatarken,otururken,konuşurken,oynarken, yazarken bizi etkiler ve bu özelliğimize göre bu eylemleri yaparız.
ÖĞRENME STİLLERİMİZ KALITSALDIR ÖĞRENME STİLLERİMİZ KALITSALDIR. ANCAK KÜÇÜK YAŞTA BELİRLEYECEĞİMİZ BU ÖZELLİKLERE GÖRE, AİLELER VE OKULLAR ÇOCUKLARA DAHA ANLAMLI, DAHA RAHAT BİR YAŞAM SUNABİLİRLER. H.Alp Boydak
Öğrenme Stilleri Görsel Öğreniciler, İşitsel Öğreniciler, Kinestetik-Dokunsal Öğreniciler olmak üzere 3 başlık altında toplanmaktadır. Bir insanda, her üç öğrenme stili eşit şekilde olabileceği gibi, biri daha baskın olup diğerleri düşük seviyede kalabilir.Bazı bireylerde yalnızca bir öğrenme şekli olup diğer öğrenme şekillerinin hiç gelişmemesi de söz konusu olabilir.
“ÖĞRENME STİLİNİZ YAŞAM BOYU DEĞİŞMEZ AMA YAŞAMINIZI DEĞİŞTİRİR…” KAN GRUBUNUZU BİLİYOR MUSUNUZ? BİLMİYORSANIZ BİLE, ÖĞRENMENİZ GEREKTİĞİNİ BİLİYORSUNUZ. ÇÜNKÜ KAN GRUBUNUZUN SİZİN İÇİN YAŞAMSAL BİR ÖNEMİ VAR. KAN GRUBUNUZ KADAR ÖNEMLİ OLAN ÖĞRENME STİLİNİZİ BİLMENİZ DE YAŞAMINIZI OLDUKÇA KOLAYLAŞTIRACAKTIR.ÇÜNKÜ ÖĞRENME STİLİNİZİ BİLMEK, SİZE ANLAMSIZ GELEN PEK ÇOK DAVRANIŞINIZA ANLAM KATACAKTIR. “ÖĞRENME STİLİNİZ YAŞAM BOYU DEĞİŞMEZ AMA YAŞAMINIZI DEĞİŞTİRİR…”
ETKİNLİK
GÖRSEL BEBEKLER Beşiklerinin üzerindeki renkli oyuncakları ilgi ile izlerler. Oyuncaklarla uzun zaman oyalanırlar. Usludurlar ve az hareket ederler. Kucakta uslu uslu etrafı seyretmek hoşlarına gider.
GÖRSEL ÇOCUK Resim yapmayı ya da resimli kitapları severler. Tertipli ve düzenlidirler. Renkli ve güzel paketleri,paketlere hiç zarar vermeyecek şekilde itina ile açarlar. Oyuncaklarını, oyundan sonra kutuya koyarlar. Genellikle sessizdirler.Gürültüden çok rahatsız olmamakla beraber sessiz ortamı tercih ederler. Olayları görüntüyle birlikte algılarlar. Renkleri küçük yaşta ayırt edebilirler. Kılık-kıyafete çok önem verirler.
GÖRSEL ÇOCUK Defterlerinin ve kitaplarının uçları asla kırışık değildir.Olursa da ataçla düzeltirler. Yazmayı pek sevmezler. Düz anlatım yönteminden yeterince yararlanamazlar.Mutlaka görsel bir malzemeye ihtiyaç duyarlar. Öğretmenin dış görünüşüne çok önem verirler. Öğrendikleri konuları, gözlerinin önüne getirerek hatırlarlar. Uzun süre çalışabilirler. Eğlenmek ve dinlenmek için okurlar. Öğretmenleri ve çevresindekiler tarafından taktir edilirler hatta, pek fark edilmese bile diğer öğrencilere göre daha fazla el üstünde tutulurlar. Şu an ki eğitim-öğretim sistemimizde en az sıkıntı yaşayan öğrenciler, görsel çocuklardır.
56 YAŞINDAKİ M. BİR SEMİNERDE ŞUNLARI SÖYLÜYOR: Keşke bunları oğlum küçükken bilseydim. Oğluma çok haksızlık yapmışım. Ben küçükken ailem çok yoksuldu. Bizi okuturlarken de çok zorlanırlardı. Benim tek şartım vardı. Bana harçlık vermeyin ama kitaplarım yeni olsun ve renkli kitap kaplarım olsun. Kitaplarımı yalnızca, tipik bir görsel olduğunu şimdi anladığım, dayıma kaplatırdım. Çünkü bu işi büyük bir ustalıkla yapardı.Etiketler benim istediğim yerde ve hep mükemmel bir şekilde köşelerine gelecek şekilde olurdu. Bir defasında babam bu işi yapmıştı. Babamdan korkuma bir şey diyemedim. Ama bir gün boyunca ağlamıştım ve bir yıl boyunca kitaplara bakarak üzülmüştüm. Çünkü kitaplarım istediğim şekilde kaplanmamıştı ve yeni kaplama kağıdı alacak paramız yoktu.
NELER YAPILABİLİR? Ders anlatımı mutlaka görsel malzemeyle desteklenmelidir. Gördüklerini yapacaklarından, mutlaka önceden gösterilmelidir. Öğretmenin kılık - kıyafetiyle ilgileneceğinden bu konuya gereken önem verilmelidir. Araştırma ödevleri verilebilir. Ders sırasında not alması sağlanmalıdır. Grafik hazırlama, karikatür oluşturma,akış kartları kullanma öğrenmelerini kolaylaştırır. Sıkıcı ve süslenmemiş bir sınıf dikkatlerini dağıtabilir. Harita, şema ve diğer görsel malzemeler için kısa açıklamalar yazması önerilebilir.
GÖRSEL YETİŞKİN Görsel çocuğun sahip olduğu özelliklerin hepsini taşımakla beraber bu özelliklere daha da yoğunlaşabilirler. Çalıştıkları yerdeki dağınıklığa ve düzensizliğe tahammül edemezler ve genellikle kasıtlı yaptıkları sanılır. Bir işi yapmaya başlamadan önce mutlaka planlamayı yaparlar. Hızlı konuşurlar. Kural koyma ve kurallara uyma konusunda titizdirler. Görünüşlerine ve kıyafetlerine özen gösterirler. Yapacakları işleri tarihlendirir ve bu tarihe uymaya özen gösterirler. Araba kullanan görsel yetişkinlerin arabaları çiçek gibidir.Her tarafı itina ile düzenlenmiştir.Torpido gözü açıldığında ilk bakışta her şeyi olduğu gibi görebilirsiniz. Arabalarında çöp ve gereksiz kağıt bulunmaz. Müdürünüz görsel ise, planları zamanında yapmak, yönetmeliklere itinayla uymak, asla işe geç kalmamak, toplantı tutanaklarını düzgün bir şekilde hazırlamak zorundasınız. KOLAY GELSİN
Görsel bir babanın zor anı… “Oğlum sürekli babasının üzerinde olurdu fakat oğlumla yerlerde yuvarlanmazdı. Bir gün oğlum çok ısrar etti ve benim de ısrarlarıma dayanamayan eşim oğlumla güreşmek için hazırlanmaya başladı. Benim şaşkın bakışlarım arasında kollarını itina ile sıyırdı, terliklerini halının bir kenarına koyduktan sonra yere dizlerinin üstüne oturdu. Bu işleri o kadar yapmacık ve zevk almadan yapıyordu ki ona acıdım ve bir daha da ısrar etmedim.”
İŞİTSEL BEBEK Bu stile sahip bebekleri tanımamızı sağlayacak yeterli veri yoktur. Bu nedenle bireyin işitsel olup olmadığını anlayabilmemiz için çocukluk çağına gelmesi gerekmektedir.
İŞİTSEL ÇOCUK Çok konuşkandırlar. Oyunlarını kendi başlarına dahi oynuyor olsalar bile sanki yanlarında birileri varmış gibi konuşarak oynarlar. Kelime dağarcıkları geniştir ve yaşlarına göre daha kapsamlı cümleler kurabilirler. Konuşmalarında bir ahenk ve uyum vardır. Okul öncesi dönem de bile kendilerine söylenen cümleleri aynen tekrar edebilirler. Sınıfta da kendi kendilerine konuşmaya devam edebilirler.Bu nedenle öğretmenleri ve arkadaşları tarafından uyarılabilirler. Sessiz okuma konusunda sıkıntı çekerler. Okuduğunu anlayabilmesi için işitmesi şarttır.
İŞİTSEL ÇOCUK Konuşmaları, ses ve mimiklerle taklit ederler. Sınıf içerisinde sesten çok rahatsız olurlar. Ancak sessiz bir sınıfta bile kendi kendine konuşmaya devam edebilirler. Düşünürken, kendi düşündüklerini sesli hale getirip yeniden işitmeye ihtiyaç duyarlar. TV ve radyoyu yüksek sesle dinlemeyi severler. Yabancı dil öğrenmeye yatkındırlar. Konuşma ve dinleme becerileri çok gelişmiş olmakla berber aynı gelişim okuma ve yazma becerilerinde görülmez.
Öğretmenin Gözünden… Yeni atandığım bir okulda, E’ nin dersine girdim. Harika İngilizce konuşuyordu. Sorduğum soruların yanıtlarını onun kadar teferruatlı ve güzel ifade edebilen kimse yoktu sınıfta. Kısacası sınıfın en iyi öğrencisiydi. İlk yazılılar bitti ve kağıtları okumaya başladım. Kağıtlardaki isimlere bakmaksızın sadece yazılanlara bakıyor ve notları veriyordum. Elime çok kötü bir kağıt geldi.Bazı kelimeleri cümleden anlayabildimse de çoğunu anlayamadım. Kimdi bu çok zayıf öğrenci, nasıl kendini bu kadar zamandır saklayabilmişti? Kağıdı ters çevirdim ve adını okudum. Donup kalmıştım; bu benim süper öğrencim, E idi.
NELER YAPILABİLİR? Öğretmenin ses tonu ve ahengi çok önemlidir. Sınıf içerisinde mırıldanarak okumasına izin verilmelidir. Sessiz ortamı sevdiğinden ders sırasında sınıfın sessiz olmasına özen gösterilmelidir. Konuşma ihtiyacı giderilmelidir.Aksi taktirde yanındakiyle konuşarak ders akışını olumsuz etkileyecektir. Evde ders çalışırken fonda sözsüz bir müziğin olması dikkatini arttıracaktır. Çalışma grupları oluşturulmalıdır. Ders çalışırken kaset çalar kullanabilir.Dersi yüksek sesle okuyup kasede çekebilir.
İŞİTSEL YETİŞKİN İşitsel bir çocuğun tüm özelliklerini devam ettirirler. Konuşmayı çok severler ve güzel, ahenkli konuşurlar. Ses taklitlerini iyi yaparlar. Müziğe duyarlıdır. Çoğu zaman bir şarkı tutturur ve bütün gün o şarkıyı söylerler. Telefondaki kişiyi sesine göre hemen kim olduğunu anlarlar. İşitsel bir yetişkin dinlerken sürekli aa, hı vb. sesler çıkarırlar. Müdürünüz işitselse tüm toplantılarda bol bol askerlik anısı, fıkralar vb. dinlemeye mahkumsunuz demektir.
KİNESTETİK-DOKUNSAL BEBEK Doğduğu günden itibaren kendilerini belli ederler.Çünkü sürekli hareket halindedirler. Kucakta olmak onlar için yeterli değildi. Ya oda oda gezilecek ya da hoplatılacaklardır. Aksi taktirde sürekli ağlarlar. Koşmak, koşarken birinin üzerine düşmek, itme, çekme, çarpışmak onlar için son derce doğaldır. Dokunmayı ve dokunulmayı severler.
KİNESTETİK-DOKUNSAL ÇOCUK El şakası yapmayı çok severler. Kinestetikler tüm vücudunu, dokunsallar ise daha çok ellerini kullanarak öğrenirler. Tertemiz kıyafetle evden çıkarlar. Eve döndükleri üstü başı pis ve dağınık olur. Dünyayı, dokunma ve hareket esnasında aldıkları his ile algılarlar. Eşyaları düzensiz ve karışıktır. Okulda çok zorlanırlar. Çünkü uzun süre bir mekanda oturmaları mümkün değildir. Sınıf içinde yaramaz olarak nitelendirirler. Parmak kaldırmak, öğretmenin sözünün bitmesini beklemek onun için gereksiz bir zaman kaybıdır.
KİNESTETİK-DOKUNSAL ÇOCUK Tahtayı silmek, pencereyi açmak, tebeşir almak onların görevi olduğunu düşünürler. Ders anlatılırken ayaklarını ve ya kollarını sallayabilirler. Kalem çevirirler. Öğrenirken dokunma ve hissetme ihtiyacı duyarlar. Yaparak, yaşayarak öğrenme bu öğrenciler için şarttır. Tarihi ve romantik romanlar ve hayat hikayeleri oldukça ilgilerini çeker. Bir şey anlatırken ellerini ve kollarını kullanırlar ve hafif yollu da olsa dramatize ederek anlatırlar. Oyunlara bayılırlar. Ya eğlenmelidir ya da eğlendirmelidirler. Şu an ki eğitim-öğretim sisteminde en büyük sıkıntıyı Kinestetik öğrenciler yaşamaktadır.
Kinestetik bir öğrencisini anlatan emekli bir öğretmen şunları söyledi: Yeni tayin olduğum bir okulda bana ikinci sınıfı verdiler. Bir öğrencinin sürekli parmağını harflerin üzerine koyarak okuyordu. Tahtaya yazdığım şeyleri okuyamıyor, bana yalvaran gözlerle bakıp izin alarak tahtaya kalkıyor ve yazıları elleri ile takip ederek okuyordu. Bunu hiçbir zaman anlayamadım ve öğrencinin normal olmadığını düşündüm. Ama tüm zorlamalarıma rağmen öğrenciyi bu alışkanlığından vazgeçiremedim. Çok hareketli ve söylediğiniz tüm kinestetik özellikleri taşıyordu. Şimdi onun hayatını ne kadar zorlaştırdığımı anlıyorum. Keşke bilseydim…
NELER YAPILABİLİR? Ön sıralarda oturtulmalıdır. Yazım kurallarına uymadan sürekli kısa notlar tutmalı ve eve gittiği zaman temize çekmelidir. Yüksek sesle okusun. Okurken ileri geri sallanabilir. Çalışırken hareket etmesi kısıtlanmamalıdır. Dersleri anlatan kişinin mimikleri ve olayı hafif dramatize ederek anlatması çok önemlidir. Yaparak-yaşayarak öğrenebileceği ortamlar hazırlanmalıdır. Deney ödevleri verilebilir. Sağlıklı bir iletişim için yargılamadan kendi duygularınızı ifade ederek söze başlamak öğrencinin anlamasına yardımcı olacaktır. Yeni bir şey öğrenirken ek malzemeye ihtiyaç duyar. Legolar, sayı çubukları vb. gibi. Kendi hızı ile ilerlemesine izin verilmelidir. “Şayet böyle olursa bu nasıl hissedilir?” gibi sorulara dikkatini verebilir. Kinestetik bir öğrencinin bir şey yapmasını istiyorsanız önce onunla bereber o şeyi yapmanız gerekmektedir.
HOMOJEN SINIF MI? HETEROJEN SINIF MI? Öğrencilerin öğrenme stillerini belirleyip görselleri bir sınıfa, işitselleri bir sınıfa, kinestetik öğrencileri de başka bir sınıfa koyup onlara yönelik eğitim veren eğitim kurumları vardır. Ancak bu durum çok da tercih edilmemektedir. Çünkü bu durum öğrencinin diğer öğrenme stillerini geliştirmeyecektir. Sosyal çevrede uyumsuzluk yaşayabilir. Örneğin el şakalarından ve dokunulmaktan hoşlanan bir kinestetiğin kendini kontrol etmesi güçleşecektir.Her ortamda bunu yapacak ve olumsuz tepki alacaktır.Bu nedenle heterojen sınıflar öğrencinin gelişimi açısından daha sağlıklıdır.Bu konuda yapılacak ilk adım öğretmenin kendi öğrenme stilini belirlemesi daha sonra da öğrencilerini tespit etmesidir.
GÖRSELLER: GÖRÜNTÜ BELLEĞİNİ, İŞİTSELLER:SES BELLEĞİNİ, KİNESTETİKLER :KAS BELLEĞİNİ KULLANIRLAR!
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ.