ÇOCUĞUMLA NASIL İLETİŞİM KURMALIYIM?.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ÇOCUĞUN ÖFKE KONTROLÜNDE AİLENİN ROLÜ VE ÖNEMİ
Advertisements

KAPLUMBAĞA Mehmet Raci KILIÇ.
İLETİŞİM NEDİR?. İLETİŞİM NEDİR? İLETİŞİM: Duygu,düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır. Bu sürecin amacı.
I. ÜNİTE İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ KONU ANLATIMI
ERGANİ DEVLET HASTANESİ EĞİTİM BİRİMİ
YARINA KALMAK ADINA SORUMLULUK EĞİTİMİ
DİNLEME KONUŞMA VE ELEŞTRİ ADABI
REHBERLİK SERVİSİ SUNAR
ÇOCUKLA İLETİŞİMDE KULLANILAN DİL.
ÇOCUKLARLA İLETİŞİM NASIL KURULUR?
Psikolojik Danışman Ayçin YILMAZ
öğretmen-öğrencİ İletİşİmİ ve etkİn dinleme
AİLE EĞİTİM SUNUSU 5.
Zor insanla başa çıkma yolları
ÇOCUKLARDA UYUM SORUNLARI ve TEMEL YAKLAŞIMLAR
İLETİŞİM.
ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ
İLETİŞİM & HASTA MEMNUNİYETİ
İletişim Kaynak Mesaj Kanal Alıcı Kim Ne Söyledi Hangi Yolla Kime
İLETİŞİM ENGELLERİ.
ANNE-BABA ÇOCUK İLETİŞİMİ
ANNE-BABA-ÇOCUK İLETİŞİMİ
Yorumla-Yansıt İfadeleri (YYİ)
ETKİLİ İLETİŞİM.
NASIL GÖRÜNÜYORUM? Kazanım: Başkalarının kendisi ile ilgili görüşlerinin bireyin kendini algılama biçimini nasıl etkilediğini fark eder. 10 sınıf 23 nolu.
SINIF YÖNETİMİ “ÇOCUK EĞİTİMİ Mİ ANNE-BABA EĞİTİMİ Mİ?”
ANNELER BABALAR/ÇOCUĞUNUZ SINAVA GİRİYOR …. Çocuklarımızı çok severken kişisel isteklerimizin, beklentilerimizin onlar için belki de aşırı bir yük olacağını.
Öfke, insanı inciten ya da yararına dokunan bir olay karşısında içinde duyduğu, kendisini sert davranışlara zorlayan durumdur. ÖFKE NEDİR?
AİLE İÇİ İLETİŞİM VE İLETİŞİM ENGELLERİ
Onları sevdiğinizi ve onların iyiliğini kendi iyiliğiniz kadar önemli olduğuna ilişkin açık bir mesaj verebilirsiniz.
İLETİŞİM Kendimizi anlatma ve karşımızdakini anlama çabası ile sözlü ya da sözsüz olarak kurulan ilişki biçimidir.
AİLENİN OKUL BAŞARISINA KATKISI
İLETİŞİM BECERİLERİ ANNE BABA SEMİNERİ
MURGUL İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ REHBERLİK HİZMETLERİ
ETKİLİ ÖĞRETMENLİK NEDİR
DUYMAK MI, DİNLEMEK Mİ?.
Psk.Danışman/ Rehber Öğretmen: AYÇA USLUER
HOŞGELDİNİZ.
-İLETİŞİM- SUNUSU.
Okul Rehberlik Servisi
AİLE EĞİTİM SUNUSU 7 PATNOS RAM.
Aile İçi İletişim ve Ailelerin Problem Çözme Becerileri
ETKİLİ ANNE-BABA-ÇOCUK İLETİŞİMİ
Aile İçi İletişim.
İLETİŞİM ENGELLERİ VE ETKİLİ İLETİŞİM
İLKÖĞRETİM ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLAR İLE NASIL İLETİŞİM KURULUR?
ETKİLİ İLETİŞİM.
İLETİŞİM BECERİLERİ.
Çocuk ve Yas.
İLETİŞİM BECERİLERİ SEMİNERİ
AİLE İÇİ İLETİŞİM Psikolojik Danışman: ŞAHİN AKAY HOŞGELDİNİZ
İLETİŞİMİ ENGELLEYEN FAKTÖRLER
ERGEN ÇOCUĞUNUZLA ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ-II
ÖZSAYGI VE ATILGANLIK.
İLETİŞİM VE EMPATİ.
DİNLEME BECERİLERİ YAPILANDIRILMIŞ GRUP PROGRAMI
Pozitif psikoloji İletişim becerileri.
10-14 Yaş Gelişim Dönemi ve Çocukla İletişim
ETKİN DİNLEME BEN DİLİ VE SEN DİLİ
Sağlıklı İletişimin Vazgeçilmez Öğeleri
İLETİŞİM.
Empati.
ÇOCUK VE AİLE İLETİŞİMİ
İLETİŞİM NEDİR?. İLETİŞİM NEDİR? İLETİŞİM: Duygu,düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır. Bu sürecin amacı.
UZMANLAR YUVA AİLE EĞİTİMİ 2 ÇOCUKLA İLETİŞİM 1.
İLETİŞİM ANA-BABA TUTUMLARI
Candan G. TEKİN Psikolojik Danışman
İLETİŞİMİN TEMEL BECERİLERİ
İLETİŞİM NEDİR??.
Sunum transkripti:

ÇOCUĞUMLA NASIL İLETİŞİM KURMALIYIM?

Çocuklarla İletişim Nasıl Kurulur? İletişim Nedir? Etkili İletişim Neden Önemlidir? İletişime Engel İfadeler Nelerdir? Çocuğu Dinleme Yöntemleri nelerdir? Etkili İletişim Metotları Sonuçları Açısından Yetişkin ve Çocuk Arasındaki Problem Çözme Yöntemleri Nelerdir?

Hızla değişen yaşam koşullarının beraberinde getirdiği sorunlar ve riskler nedeni ile özellikle çocuklarla daha çok karşılıklı konuşulması gerekmektedir. Yeterince dinlenilmeyen çocuk önemsenmediğini düşünerek kendini değersiz hissedebilir, olumsuz duygular içinde kendini geri çekebilir yada tersine önemsenmek ve dikkat çekmek için rahatsız edici davranışlara yönelebilir. Kendisinden esirgenen ilgi ve dikkati dinlenilmeyi sorun yaratarak elde etmeye yönelebilir.

Genel İletişim Yaklaşımlarımız Çocukluklarında köklü ve sabit adetlere göre yetiştirilmiş ana-babalar çocukları bir problemle karşı karşıya kaldıklarında kendi ana-babalarının takındıkları tutumları benimserler.

“Biz Bizden Öncekilerini Ekip Biçtikleriyiz;Bizden sonraki Nesiller de Bizim gayretlerimizin Meyvesi Olacaklardır.” “Çocuklar öğütlere kulaklarını kapatır,ama örneklere gözlerini açarlar.” Peter BURWASH “En iyi nasihat iyi örnek olmaktır.” MALCOLM

Etkili İletişim Neden Önemlidir? Ana-baba-çocuk üçgeninde tarafların, a) Problemlerine çözüm bulabilmeleri, b) Duygu ve düşüncelerini birbirlerine aktarmaları, ancak başarılı bir iletişim kurabilmeleri ile mümkündür.

Çocuğun kendi ayakları üzerinde durabilmesi, özgüvenin gelişmesi, kendisi ve çevresiyle barışık olabilmesi, kendisini düzgün ve doğru ifade edebilmesi ailenin vereceği eğitime ve iletişime bağlıdır

İletişim Nedir? İki birim arasında birbirine ilişkin, mesaj alışverişine “iletişim” denir. veya “İletişim”, tarafların duygu ve düşüncelerini söz veya davranışla birbirlerine aktarmalarıdır.

İLETİŞİM SADECE KONUŞMA DEĞİLDİR İletişim aynı zamanda; * Ne söyleyeceğimizi bilmek, * Bunu ne zaman söylemenin daha uygun olacağına, * Nerede söylemenin doğru olduğuna karar vermek, * En iyi nasıl söyleneceğini düşünmek, * Olayları basitçe anlatabilmek, * Akıcı bir dille ve karşımızdaki kişiyle göz kontağı kurarak konuşabilmek, * Dikkati yoğunlaştırmak ve verdiğimiz mesajların alınıp alınmadığını farkedebilmektir.

Etkili ana-baba olmanın birinci şartı ana-babaların çocuklarla olan konuşma alışkanlıklarını değiştirmeleri, susmayı öğrenip, dinlemeye başlamalarıdır.

İletişim Engelleri / 1 1. Emretme, Yönetme “Yapman gerekir...” ...yapacaksın” “yapmak zorundasın...” Korku ya da aktif direnç yaratabilir. Söylenenlerin tersini “denemeye” davet edebilir. İsyankâr davranışa ya da misillemeye yol açabilir.

İletişim Engelleri / 2 Uyarma, tehdit etme (göz dağı verme) “...yapamazsın...olur” “Ya yaparsın, yoksa...” Korku, boyun eğme meydana getirebilir. Söz konusu sonuçların gerçekten meydana gelip gelmeyeceğini “denemeye” yol açar. Gücenme, kızgınlık, isyankârlığa neden olur.

İletişim Engelleri / 3 Ahlak dersi verme, vaaz etme “...yapmalıydın” “senin sorumluluğun” “...şöyle yapmak gerekir” Zorunluluk ya da suçluluk duyguları yaratır. Çocuğun durumunu daha şiddetle savunmasına yol açabilir. (“Kim demiş?”)

İletişim Engelleri / 4 Öğüt verme, çözüm getirme, fikir verme “Ben olsam...” “Neden...yapıyorsun?” “Bence..” “Sana şunu önereyim..” Çocuğun kendi sorunlarını çözmekten aciz olduğunu ima eder; Çocuğun sorunu bütünüyle düşünüp, değişik çözümler getirip seçenekleri denemesine engel olur. Bağımlılık ya da direnç meydana getirebilir.

İletişim Engelleri / 5 Mantık yoluyla inandırma, tartışma “İşte şu nedenle hatalısın...” “Olaylar gösterir ki...” “Evet ama...” “Gerçek şu ki...” Savunucu tutumları ve karşı koymayı kışkırtır; Çoğunlukla çocuğun ailesiyle iletişimi kesmesine ve artık dinlememesine yol açar; Çocuğun kendini beceriksiz ve yetersiz hissetmesine neden olur.

İletişim Engelleri / 6 Yargılama, eleştirme, suçlama “Olgunca düşünmüyorsun...” “Sen zaten tembelsin...” Yetersizlik, aptallık, yanlış değerlendirme anlamı taşır; Çocuğun olumsuz bir yargıya hedef olma ya da azarlanma korkusuyla iletişimi kesmesine yol açar; Genellikle çocuk yargı ve eleştirileri gerçek olarak (“ben kötüyüm!”) ya da karşılık verir (“Siz de daha mükemmel değilsiniz!”)

İletişim Engelleri / 7 Övme, görüşüne katılma, teşhis koyma “Çok güzel!...” “Haklısın, o öğretmen berbat birine benziyor” “Bence harika bir iş yapıyorsun...” Ailenin beklentilerinin çok yüksek olduğunu ima eder; İstenilen davranışı yaptırabilmek için, söylenen içtenlikten yoksun bir manevra gibi algılanabilir; Çocuğun öz-imgesi (kendini algılayışı) ile övgü uygun değilse çocukta kaygı yaratabilir;

İletişim Engelleri / 8 Ad takma, gülünç duruma düşürme “Koca bebek...” “Hadi bakalım süpermen” “Geri zekalı” “Hadi sende sulu göz” Çocuğun kendini değersiz hissetmesine, sevilmediği kanısına varmasına yol açabilir; Çocuğun öz-imgesi üzerinde çok olumsuz etkileri olabilir; Genellikle karşılık vermeye yöneltir.

İletişim Engelleri / 9 Tahlil etme, teşhis koyma “Senin derdin nedir biliyor musun?” “Herhalde çok yorgunsun” “Aslında sen öyle demek istemiyorsun” Tehdit edici, tedirgin edici olabilir ve başarısızlık duygusu uyandırabilir; Çocuk kendini korumasız, kıstırılmış hisseder, kendisine inanılmadığı kanısına varabilir; Çocuk, yanlış anlaşılma endişesi ile iletişimi keser.

İletişim Engelleri / 10 Güven verme, teskin, teselli etme “Aldırma...Boş ver, düzelir..” “Hadi biraz neşelen..” “Zamanla kendini daha iyi hissedersin..” Çocuğun kendini “anlaşılmamış” hissetmesine neden olur; Kızgınlık duyguları uyandırır (“Size göre kolay tabii!”) Çocuk genellikle mesajı “Kendini kötü hissetmen doğru değil” biçiminde algılar.

İletişim Engelleri / 11 İncelemek, araştırmak, soruşturmak “Neden?...Kim?...Sen ne yaptın?...Nasıl?... Sualleri cevaplama genellikle eleştiri ve zorunlu çözüm getirdiğinden, çocuklar genellikle hayır demeye, yarı doğru cevap vermeye, kaçamağa yönelir veya yalan söyler; Sualler genellikle sual soranın nereye varmak istediğini açıklamadığından, çocuk korku ve endişeye kapılabilir. Ailenin endişelerinden doğan sorulara cevap vermeye çalışan çocuk kendi sorununu gözden kaçırabilir.

İletişim Engelleri / 12 Konu değiştirme, işi alaya alma, şaka yolu, kendine çekme “Daha güzel şeylerden konuşalım...” “Sen neden dünyayı yönetmiyorsun?” Yaşamın güçlükleriyle yaşamak yerine, onlardan kaçınmak gerekli, mesajını ima eder. Çocuğa sorunlarının önemsiz, saçma sapan ve geçersiz olduğu anlamını verebilir. Çocuk bir güçlükle karşılaştığında açık davranmaktan çekinebilir.

İletişim Engellerinin Sonuçları: Konuşmalarını engeller Savunmaya geçmelerine yol açarlar. Karşı saldırıya geçip, tartışmalarına neden olur. Yetersizlik ve aşağılık duygusu yaratırlar. Gücenme ve sinirlenmeye neden olur. Kendilerini suçlu ve kötü hissetmelerine yol açarlar.

15 DAKİKA ARA

Etkili İletişim Metotları / 1 Kabul: Çocuğu problemi ile birlikte yargılamadan kabul etmek. Çocuğun hata yapabileceğini, yaşının icabı doğru yargılayamayacağını düşünerek, çocuğu o anda hatası ve doğrusuyla kabul ederek onu anlamaya çalışmaktır.

Etkili İletişim Metotları / 2 1. Pasif (Edilgin) Dinleme; Sessizlik, karşımızdaki kişiye gerçekten kabul edildiğini duyumsatan ve bizimle duygularını daha fazla paylaşması için onu yüreklendiren, çok güçlü sözsüz bir iletidir. Ancak bir tehlikesi, her zaman anlatana gerçekten tüm dikkatimizi verdiğimizi kanıtlamaz. Bu nedenle dinlerken, özellikle duraklamalarda, gerçekten dinlediğimizi göstermek için sözlü ya da sözsüz belirtiler vermekte yarar olabilir. Kabul tepkileri (baş sallamak, gülümsemek, kaş çatmak, vb.) uygun zamanda kullanılırsa, anlatanı gerçekten duyduğumuz mesajını verirler.

Sessizlik: (Pasif Dinleme): “Neler hissettiğini dinlemek istiyorum” “Duygularını kabul ediyorum” “Benimle paylaştıkların için sana güveniyorum” mesajı verir.

Etkili İletişim Metotları / 3 Konuşmaya Davet veya Kapı Açma: Bazı insanlar konuşmayı sürdürmek için yüreklendirilmeye gereksinim duyabilir. Bu tür bir destekleme için verilen mesajlara, kapı aralayıcılar denir; "Bu konuda daha fazla bir şey söylemek ister misin?" "İlginç, devam etmek ister misin?"....gibi mesajlar, doğru kullanıldığında iletişimin sürmesine yardımcı olabilir.

Etkili İletişim Metotları / 4 Dürüst Olmak: Çocuğa bir insan olarak yaklaşmaya çalışmak onun duygularını ana-baba bakışı ile değil, bir insan bakışı ile algılamaya çalışmak, dolayısıyla gereken cevapları vermek yerine, dürüst cevaplar vermeye çalışmak, çocuğa daha yakın, daha anlamlı bir yaklaşım verir.

Etkili İletişim Metotları / 5 Empati: Duygu Sezgisi Kendinizi karşı tarafın yerine koyun. Siz çocuk olsaydınız nasıl davranırdınız?

Etkili İletişim Metotları / 6 ETKİN DİNLEME Suçlamadan, kızmadan, “ben söylemiştim…” le başlayan cümleler kurmadan, hemen bir çözüm önermeden, sadece durumu empatik olarak anlamak ve kendi sözlerinizle geri iletmektir. Etkin dinleme konuşan bireyin sözlerini açarak, tekrar etmekten ibarettir.

ÇOCUKLA İŞBİRLİĞİ YAPMAK ETKİN DİNLEME Sessizlik, kabul tepkileri ya da kapı aralayıcıların dinleyenin, anlatanı anladığını göstermesi konusunda sınırlılıkları vardır. Dinleyenin, anlatanı yalnızca duyduğunu değil, aynı zamanda doğru olarak anladığını iletebilmesine olanak sağlayan etkin dinleme, en sağlıklı iletişim yöntemi olarak kabul edilmektedir.

ÇOCUKLA İŞBİRLİĞİ YAPMAK ETKİN DİNLEME “Kardeşim beni deli ediyor, yine odamı dağıtmış diyen çocuğa: “Odanı kapalı tutsaydın “O daha küçük anlamıyor, idare edelim” “Ben toplamana yardım ederim” “Sen de toplayıver ben her gün sizin dağınıklığınızı topluyorum.” “Eşyalarını karıştırdığı için kardeşine kızgınsın.”

ÇOCUKLA İŞBİRLİĞİ YAPMAK ETKİN DİNLEME Çocuk: “O hayaletlerle dolu odada yatmak istemiyorum!” Anne: “Odanda hayaletler olduğunu düşünüp korkuyorsun” Çocuk: “Ödevimi yazdığım kağıdı bulamıyorum.” Anne:”Ödevinin ne olduğunu bilemeyeceksin.”

ÇOCUKLA İŞBİRLİĞİ YAPMAK ETKİN DİNLEME Çocuk:“Çok aptalım hiçbir zaman başarılı olamayacağım” Anne:“Yeterince akıllı olmadığını düşünüyorsun, bunun için hiçbir zaman başarılı olamayacağına inanıyorsun”

Etkin dinleme için: •Çocuğun söylediğini duymak istemelisiniz. Bu onun için zaman ayırmak anlamına gelir. Zamanınız yoksa bunu çocuğunuza söylemelisiniz. •O andaki soruna yardımcı olmayı gerçekten istemelisiniz. İstemezseniz isteyinceye kadar bekleyin. •Duyguları ne olursa olsun, sizin duygularınızdan ne denli farklı olursa olsun onun duygularını gerçekten kabul etmelisiniz.

•Çocuğun duygularını tanıdığına, onlarla baş edebileceğine ve sorunlarına çözüm bulma yeteneğine tam olarak güvenmelisiniz. Bu güveni çocuğunuz sorunları kendi başına çözdüğünü gördükçe kazanacaksınız. •Duyguların sürekli değil, geçici olduğunu anlamalısınız. •Çocuğunuzu diğerlerinden farklı ayrı bir birey olarak algılamalısınız. Bu “ayrılık” çocuğun kendi duygularının olmasına, nesneleri kendisine göre algılamasına “izin” vermenize destek olur. “Ayrılık” ı, yalnızca hissetseniz bile çocuğa yardımcı olabilirsiniz. Çocuğun sorunları olduğunda onun yanında olmalı ancak karışmamalısınız.

ETKİN DİNLEMENİN FAYDALARI Çocuğun mesajının doğru olarak anlaşılıp anlaşılmadığı test edilmiş olur. Çocuğun konuşma becerisi artar. Anlaşıldığını hisseden çocuk kendini daha rahat ve huzurlu hisseder çocuğun kişisel ve sosyal gelişimine yardımcı olur Açıkça dile getirilebilen duyguların yoğunluğu azalır. Çocuk da anababayı daha iyi dinler. Çocuğa düşünme fırsatı tanınmış olur. Anababa bunalmaz.

UYARILAR Gelişigüzel ve sık sık kullanılmamalı Çocuğun yoğun duygular içinde olduğu zamanlarda işe yarar. Sorun anababanın sorunu olduğunda ve çocuğun kabul edilmeyen davranışlarını değiştirme konusunda işe yaramaz. Çocuğu anababanın seçimine boyun eğdirmek için değil, onun sorununa çözüm bulmasında yardımcı olmak için kullanılan bir araçtır. Etkin dinlemeyi dinlemeye hazır olduğunuzda kullanın.

En temelde, konuşan bireyin söylediği sözleri açarak, tekrar etmekten oluşan etkin (katılımlı) dinleme, insanlar arasında yalın, daha anlamlı bir ilişkinin gelişmesine fırsat verir. Dinleyenin kendisini gerçekten duyduğunu gören anlatan, önce kendisine değer ve önem verildiğini, kabul edildiğini, buna bağlı olarak da sevildiğini düşünür. Etkin (katılımlı) dinlemede, dinleyen suskun ve pasif değildir. Tam tersine anlatanın duygu ve düşünceleriyle ilgili ve konuşmasını onaylayan bir görüntü içinde, kendi başına düşünmesine yardım eden kişi rolündedir. Sorumluluk, anlatana bırakılmıştır. Dinleyen sadece anlatanın, kendi çözümlerini bulmasına "yardımcı" olma çabasındadır.

Çocuklar dinlenmemeleri ve ciddiye alınmamaları konusunda oldukça duyarlıdırlar. Dinlenmediklerini hemen farkederler. Anne-babalarından karşıt görüş duymayı, dinlenmemeye tercih ederler. Anne-babasının kendini gerçekten duyduğunu farkeden çocuk, sevildiği, önemsendiği ve anlaşıldığı duygusunu yaşar ve kendini rahat hisseder. Bu, çocuğun benlik saygısının ve anne-babasıyla yakınlığının artmasına ve aile içi iletişimin güçlenmesi ve sürekli olmasına zemin hazırlar. Unutmayın!...çocuklar, hangi yaşta olurlarsa olsunlar, kendilerini ifade edebilmek için anne-babalarının yardımına gereksinim duyarlar.

Etkin dinleme (örnekler) ---Yarı dinlemek yerine... - Çocuk: Ahmet bana yumruk attı ve... Baba, beni duyuyor musun? - Baba (gözü televizyondaki maçta): Seni duyuyorum...Devam et. - Çocuk: Ve ben de ona vurdum. O da bana bir kez daha vurdu. Baba!! Dinliyor musun??? - Baba (gözünü televizyondan ayırmadan): Kelimesi kelimesine dinliyorum. - Çocuk: Hayır dinlemiyorsun!! - Baba: Hayır hem dinleyip hem de maçı izleyebilirim. Sen devam et anlatmaya. - Çocuk: Boşver!!!!

---Tüm dikkatinizi vererek dinleyin... - Çocuk: Ahmet bana yumruk attı ve... Baba, beni duyuyor musun? - Baba (tv'den başını kaldırıp çocuğa bakarak) Evet canım. - Çocuk: Ve ben de ona vurdum. O da bana hem de daha sert vurdu. O çok kötü biri! - Baba: Kaşlarını çatar...Başını sallar - Çocuk: Biliyor musun, bundan sonra Hasan'la oynayacağım. O insanlara yumruk atmıyor. İletişimi, dikkatini vererek değil de, sadece sesiyle katılan biriyle sürdürmeye çalışmak cesaret kırıcı olabilir. Dertlerinizi sizi gerçekten dinleyen birine anlatmak çok daha kolaydır. Bazen ebeveynin bir şey söylemesine bile gerek yoktur. Çoğu kez, bir çocuğun ihtiyacı olan tek şey, ona duygularının anlaşıldığını hissettiren, sıcak, sessiz bir ortam ve göz kontağıdır.

---Duyguyu reddetmek yerine... - Çocuk: Kaplumbağam ölmüş. Oysa bu sabah yaşıyordu. - Baba: Bu kadar üzülme tatlım. Ağlama! Bu sadece bir kaplumbağa. - Çocuk: Üüüüüüüüüüüü - Baba: Kes şunu!!! sana başka bir kaplumbağa alırım. - Çocuk: Başka bir tane istemiyorum!!!! - Baba: Bak, çok mantıksız davranıyorsun!!!

---Duyguyu isimlendirin... - Çocuk: Kaplumbağam ölmüş. Oysa bu sabah yaşıyordu. - Baba: Yoo olamaz, ne kadar kötü. - Çocuk: O benim arkadaşımdı. - Baba: Bir arkadaşı kaybetmek çok acı verebilir. - Çocuk: Ona bir sürü oyun öğretmiştim. - Baba: İkiniz beraber bayağı iyi vakit geçiriyordunuz. - Çocuk: Onu hergün beslerdim....:( - Baba: O kaplumbağayı gerçekten seviyordun....:)

Ebeveynler çocuklarını yaşadığı duyguya isim verdikleri koşulda, onun bundan olumsuz etkilenebileceği kaygısını yaşayabilirler. Ancak çocuğu olumsuz duygusundan uzaklaştırma çabasına -yaşadığı duyguyu inkar ederek- girdiğimizde, o daha çok üzülür. Oysa tam tersine çocuk, hissetmekte ve düşünmekte olduklarını, kısaca o anki yaşadıklarını, sözcükler halinde duyduğu zaman rahatlar. Bir başkası, onun iç dünyasında yaşadıklarını anlayabilmiş ve bunu dile getirmiştir.

---Açıklama ve mantık yerine... - Çocuk: Patlamış mısır istiyorum. - Anne: Hiç kalmadı hayatım. - Çocuk: İstiyorum, istiyorum işte!!! - Anne: Daha şimdi sana evde hiç kalmadığını söyledim!!! Gevreklerden al biraz. - Çocuk: HAYIR...MISIR İSTİYORUM..!!! - Anne: Bak şimdi tam bir bebek gibi hareket ediyorsun!!!

---Çocuğa isteklerini bir hayal dünyasında sunun... - Çocuk: Patlamış mısır istiyorum. - Anne: Keşke senin için evde birazcık kalmış olsaydı. - Çocuk: Onlardan istiyorum....:( - Anne: Ne kadar çok istediğini duyuyorum....:) - Çocuk: Keşke şimdi olsaydı....:( - Anne: Şöyle kocaman bir kutunun içinde bir sürü patlamış mısır belirmesini sağlayacak sihirli gücüm olmasını isterdim...) - Çocuk: O zaman... belki biraz gevreklerden alırım....:)

Çocuklar elde edemeyecekleri bir şey istedikleri zaman, yetişkinler çoğunlukla, çocukların isteklerine ulaşamamalarına mantıklı açıklamalar getirerek karşılık verirler. Ama çocuklar, çoğu kez, açıklama yapıldığı oranda isyankar davranırlar. Bazen, sadece, bir şeyi ne kadar çok istediğinizi anlayan birinin olması, gerçeği kabullenmeyi kolaylaştırır.

---Sorular ve öğütler yerine... - Çocuk: Biri yeni kalemimi çalmış. - Anne: Kaybetmediğine emin misin? - Çocuk: Hayır kaybetmedim. Tuvalete giderken sıramın üstündeydi. - Anne: Eğer eşyalarını orada burada bırakırsan ne olacağını bekliyorsun ki! Önceden de eşyaların başkaları tarafından alınmıştı. Bu ilk değil! Sana her zaman değerli eşyalarını sıranın içine koymanı söylüyorum. Senin sorunun beni hiç bir zaman dinlememen!!! - Çocuk: Üffff...Beni rahat bırak!!!! - Anne: Küstahlaşma!!!

---Bir sözcükle onaylayın (öyle mi?...hımmm...gibi)... - Çocuk: Biri yeni kalemimi çalmış. - Anne: Öyle mi? - Çocuk: Tuvalete giderken sıramın üzerindeydi ve biri onu almış. - Anne: Hııımmm - Çocuk: Bu üçüncü kalem çaldırışım oldu. - Anne: Yaaa - Çocuk: Biliyorum. Bundan sonra sınıftan çıkarken, kalemlerimi sıramın içine koyacağım. Sen bana bunu söylemiştin. - Anne: Tamam canım...:)

---Bunun yerine... - Baba: Banyoda işin bittikten sonra ışığı söndürmeni sana kaç kere söylemek zorundayım!!! ---Durumu anlatın... - Baba: Banyodaki ışık açık kalmış. ---Bunun yerine... - Anne: Şu köpeği hala dışarı çıkarmadın. Bir köpeğin olmasını hak etmiyorsun!!! ---Durumu anlatın... - Anne: Fatoş, Elvira kapının dibinde bir aşağı bir yukarı yürüyüp duruyor. İnsanlar size nerede hatalı olduğunuzu söylerken, gerekeni yapmak zordur. Yetişkinlerin sorunu dile getirip, açıklık kazandırmaları, çocukların o anda yapmaları gerekeni, kendi kendilerine bulmalarına yardımcı olacak bir ortam hazırlar.

---Bunun yerine... - Baba: Eğer seni bir daha duvarlara yazı yazarken yakalarsam, sopayı yiyeceksin!!! ---Bilgi verin... - Baba: Duvarlara yazı yazılmaz. Yazmak için kağıt kullanabilirsin. ---Bunun yerine... - Anne: Ev işlerine birazcık yardımcı olmak hiç aklına gelmez değil mi? ---Bilgi verin... - Anne: Şimdi akşam yemeği için sofra kurulmuş olsaydı, gerçekten çok iyi olurdu. Bilgi verilmesini kabullenmek, suçlamaya katlanmaktan daha kolaydır. Çocuklar, olan biten hakkında bilgilendirildikleri zaman, çoğunlukla yapılması gerekeni anlarlar.

---Bunun yerine... Anne: Deminden beri size pijamalarınızı giymenizi söylüyorum. Oysa sizin yaptığınız tek şey, etrafı dağıtmak. TV izlemeye başlamadan pijamaların giyileceğini konusunda anlaşmıştık. Fakat ben buna yönelik davranışta bulunan birilerini göremiyorum... ---Bir sözcükle özetleyin... Anne: Çocuklar...PİJAMALARRR!!!! Ayrıntılardan arındırılmış mesajlar, çocuğun sorunun çözümüne yönelik davranmasını hızlandırır.

---Bunun yerine... - Anne (okuldan yeni gelen çocuğuna): Öğretmen kompozisyonunu nasıl buldu? Matematik yazılısından kaç aldın? Bugün hangi derslere çalışman gerek? Oynamaya çıkacak mısın? Hırkan neden kirlendi? Düştün mü yoksa?.... ---Çok fazla soru sormayın... - Anne (okuldan yeni gelen çocuğuna): Selam tatlım. Seni gördüğüme sevindim. Çok fazla soru, kişinin özel yaşamına fazlasıyla karışılıyormuş hissine kapılmasına neden olabilir. Çocuklar, konuşmak istedikleri zaman onu dinleyecek birinin olduğu güvenini duymak isterler, konuşmaya zorlanmak değil!

UNUTMAYALIM! Çocuk nasıl bir insan olması gerektiğini sizin telkinlerinizle öğrenir. Kendi kendini gerçekleştiren kehanet

Sağır Kurbağa Günlerden bir gün kurbağaların yarışı varmış. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmışlar. Ve yarış başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiçbiri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş: “Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!” Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş.

Seyirciler bağırıyorlarmış: “. Zavallılar Seyirciler bağırıyorlarmış: “...Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!..” Sonunda, bir tanesi hariç, diğer kurbağaların hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış. Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş bu işi nasıl başardın diye. O anda farkına varmışlar ki... Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!