Modals (Kipler) By Yunus Özüberk
Modal nedir? Modal yardımcı fiilleri, genellikle konuşmacının duygularını yansıtır. Yani, gereklilik, zorunluluk, olasılık gibi kipleri ifade ederler.
Devam… İngilizce'de modal yardımcı fiilleri: Can, could, will, would, shall. should, ought to, had better, may, might, mııst gibi sözcüklerdir.
Verdikleri Anlama Göre Gruplandırılırlar Request(rica) Necessity(gereklilik) Prohibition(yasaklama) Advisability(tavsiye) Expectation (beklenti) Ability(yetenek) Suggestion(öneri) Preference (tercih)
Advisability(tavsiye) Should Ought to Had better
Should, ought to ve had better öğüt bildiren yapılardır. You should read a lot of books to improve your knowledge. A student ought to study regularly in order to be successful. I had better study hard tonight, or I'll fail the test.
"Had better" ise ". yapmam gerekir/yapsam iyi olur "Had better" ise ".... yapmam gerekir/yapsam iyi olur. Eğer yapmazsam, kötü şeyler olabilir." anlamını verir. "Should" ve "ought to" aynı anlama sahiptir. ".... yapmam gerekir." anlamını verir.
Örnek: I should/ought to study for my geography exam, but I don't feel like studying tonight. I think I'll study for it tomorrow.
Should not, Ought not to, Had better not Bu yapılan, yapılmaması gereken şeyleri öğütlerken kullanırız.
Örnek: You shouldn't go out alone after dark. She ought not to (oughtn't to) treat him so unkindly. We'd better not tell her the bad news, or she'll get depressed.
NOTE: "Shouldn't (oughtn't) ile "needn't" arasındaki ayrıma dikkat ediniz.
Devam… You shouldn't work so hard, or you'll lose your health. (Bu kadar çok çalışmaman gerekir, yoksa sağlığını yitireceksin.)
Devam.. You needn't work so hard. You are a good student already. (Bu kadar çok çalışman gerekmez. Sen zaten iyi bir öğrencisin.)
Ability(yetenek) Can Be able to
Yeteneklerimizi ifade ederken "can" ya da "be able to" kullanırız. He can speak two foreign languages fluently. He is able to speak two foreign languages fluently.
Olumsuz cümlede can't ve am/is/are not able to kullanılır. I can speak English, but I can't speak French. I'm able to speak English, but I'm not able to speak French.
"Can" in past biçimi "could", "be able to" nun past biçimi ise "was/were able to" dur. I could run very fast when I was a child. I was able to run very fast when I was a child
"Could", geçmişteki yeteneklerimizi ya da geçmişte birine izin verme gibi durumları ifade ederken kullanılır. Mozart could play the piano when he was only four, (ability in the past) There was a holiday the next day, the children could stay up late.(permission in the past)
"was able to", "geçmişte belli bir olayın (a specific event) üstesinden gelme" anlamını ifade ediyor. When I was a child, I could/was able to run very fast.
Suggestion(öneri) Let’s + do something Why don’t/doesn’t + subject...? Shall we/I ....? Could
Öneri getirirken kullanırız. What shall we do tomorrow? We could meet friends and go to the cinema. (Arkadaşlarla buluşup sinemaya gidebiliriz.)
LET'S + DO SOMETHING A: I have a test tomorrow, but I don't understand some of the grammar patterns. B: Let's study together. (Birlikte çalışalım.)
Let's kalıbının olumsuz biçimi "Let's not" dır. Let's not stay at home, go out for a walk. (Evde oturmayalım, yürüyüşe çıkalım.)
WHY DON'T / DOESN'T + SUBJECT......? "Why don't .....?" yapısı, soru biçiminde olmasına karşın, gerçek bir soru değildir. Öneri getirir.
Devam… I'm getting sleepy. Why don't you go to bed? (Neden yatmıyorsun?) I think I will.
SHALL WE /I ....? "Shall", özne olarak sadece "we" ve "I" ile kullanılır. — Okay. Shall I bring some pastries? My mother can make delicious pastries.
"Shall I/we. " sorusu Türkçe'ye ". yapayım mı/yapalım mı "Shall I/we ........?" sorusu Türkçe'ye "........ yapayım mı/yapalım mı?" biçiminde çevrilir. Shall we take a rope and a ball with us when we go on the picnic? (Pikniğe giderken yanımıza ip ve top alalım mı?)
COULD "Could" da, öneri getirirken kullanabileceğimiz yapılardan biridir. — What shall we do tomorrow? — We could meet friends and go to the cinema. (Arkadaşlarla buluşup sinemaya gidebiliriz.)
"Could"un past biçimi "could have done"dır "Could"un past biçimi "could have done"dır. "Geçmişte bir şeyi yapabilirdin ama yapmadın." anlamını verir. Yesterday, it was my day off. I could have gone somewhere, but I felt rather lazy, and spent the whole day at home. (Bir yerlere gidebilirdim ama...)
"Could have done" ile "was/were able to, could do" arasındaki aynına dikkat ediniz. I could have sent them a cheque. (But I didn't send them a cheque.) (Onlara çek gönderebilirdim ama göndermedim.)
Devam… I was able to send them a cheque. (I sent them a cheque.) (Onlara bir çek gönderebildim.)
İlginiz için teşekkür ederim… Yunus Özüberk 1090620006 İöp Elt 1(B)
Projektörde sınıfa gösterilmek için yapıldı...