Belki Kaybettiğimiz her gün çocuklarla konuşurdum uzaklaşmak için boş çerçevesinden ölüm suretli yorumsuzluğumuzun
şimdi ortalık süt liman seni mi beklemiyorum diyorum
izbeleşen unutkanlığını mı infaz ediyorum sözcüklerinin
susmak eyleminin tertemiz erdemiyle kutsayarak hırçınlığımı
şimdi ikimizde de çıt yok gül kurutuyoruz
belli ki kaybettiğimiz zamanlar için
seni bilmem ama özlemlerle yalnızlığımı süsler içerlenirdim
ışığı birlikte tutamayışımıza yolunu kessem de suç olur
kesmesem de ellerini tutsam da suç olur
tutmasam da öpüşmekti
bilmezlikten geldiğin bu şairin kurgusal kışlağı
kendine yetmek gibi görünen ışıldağın senin olsun ben kazara noktalanmadım sende
gözgözü görmez aydınlığına yakalandım güzel düşüncelerinin
seslerimi içişiyle yüreğin narkozuydu anlaşılmazlığımın
seni seviyorum aşksılığımın kör ebesi sadece seninle senleşmeyi
gözlüklerini çıkar kahırlı salkım saçak seyret tüm benliğinle seni sevme hünerlerimi
ve illa bir uydusu varsa ölümün
bu kirpiklerinde kalan dokunuşlarımın unutulması olmalı
doyurmadan toprak gözlerini
beni en çok kaygısız şu karanlık mı çağıracak koyun koyuna uyumaya
beni en çok en farklı hayatın içinde kanımın
pıhtılaşması mı kalbimde ya da
sen benim yerime yaşa ben senin yerine öleyim
kaderin bize biçtiği rolller adam edecekse paylaşmaktan kaçtığımızı Kağan İşçen