SİSMİK YORUMLAMA DERS 9 DOÇ.DR. HÜSEYİN TUR
SİSMİK FASİYES ANALİZİ Sismik fasiyes analizi, bir sismik sequence içindeki refleksiyonların şekillerini, konumlarını ve diğer özelliklerini incelemekten ibarettir. Sismik fasiyeslerin ayırımını sağlayan parametreler, aşağıdaki gibidir;
a.Refleksiyon şekilleri: Stratigrafik özelliklerle direkt olarak ilgilidir. Çökelme işlevleri ile ilgili tabaka örnekleriyle kontrol edilmektedir. Orijinal topoğrafyayı paleobatimetriyi ve erozyonu da karakterize etmektedir. Direkt olarak jeolojik orjinden kaynaklanmaktadır. Depozisyonal işlem, orijinal depozisyonal, topoğrafya, batimetri ve erozyon tarafından şekillendirilen tabaka örnekleri tarafından kontrol edilmektedir. b.Refleksiyon devamlılığı: : Tabakalanma yüzeyi boyunca olan akustik empedans farkının devamlılığına bağlıdır. Depozisyonal işlev ve ortamlarla doğrudan ilişkilidir. c.Refleksiyon amplitüdü: Esas olarak tabakalanma yüzeyleri boyunca olan akustik empedans kontrastının derecesi ile kontrol edilmektedir. Litostratigrafik özelliklerle ilişkilidir.
d. Refleksiyon frekansı: Sismik enerji kaynağının bir fonksiyonudur d.Refleksiyon frekansı: Sismik enerji kaynağının bir fonksiyonudur. Yansıtıcı tabakalar arasındaki mesafeye bağlı olarak değişime uğramaktadır. Yanal yöndeki kalınlık değişimleri ve sıvı içeriği de frekansı etkileyen faktörler arasındadır. e. Ara (Interval) hızı: Sismik veri işlemdeki en kritik faktörlerden bir tanesidir. Litoloji, porozite ve sıvı içeriği hakkında yoruma olanak sağlamaktadır. f.Sismik Fasiyes birimlerinin dış şekilleri ve bölgesel topluluğu: Bu şekiller depozisyonal işlev ve ortamlarla, litofasiyes toplulukları ve değişimleri ile doğrudan ilişkilidir.
Sismik Fasiyes Birimlerinin Dış Görünüşleri ve Alansal Birlikler: Çökelme ortamı, işlevi ve sediman kaynağı ile doğrudan ilişkilidir. Bir sismik fasiyes birimi şekilleri, devamlılıkları, amplitüdleri, frekansları, aralık hızları gibi parametreleri ile komşu sismik fasiyes birimlerinden farklı olan ve haritalanabilen üç boyutlu reflekisyon grubu olarak tariflenmektedir (Vail 1977). Bir sismik fasiyes bir ve/veya birden fazla litofasiyesin hız olarak ifadesidir. Önceki paragraflarda belirtildiği gibi, sismik refleksiyonlar uyumsuzluklardan kaynaklanmadığı durumlarda izokrondurlar. Sismik kesitlerde görülen refleksiyon paketlerini; a. Paralel/Yarı Paralel, Açılan b. İlerleyen c. Kaotik d. Refleksiyonsuz e.Yığın/Kümbetimsi f. Aşma ve Dolgu şeklinde altı gruba ayırmak ve incelemek mümkündür. Görüldüğü gibi bu ayırımda “sequence” içindeki refleksiyon şekilleri ile birlikte kısmen de olsa sismik fasiyes birimlerinin dış şekilleri, kullanım kolaylığı açısından birlikte kullanılmıştır.
a:Paralel/Yarı Paralel ve Açılan Refleksiyonlar: Genel olarak şelfi, platformu, alüvyal düzlükleri, ıraksak yelpaze deltalarını, delta platformunu, delta düzünü ve basen düzlüklerini göstermektedir. Paralel ve yarı paralel refleksiyon örneklerinin düzgün ve dalgalı olmak üzere iki alt fasiyesi vardır (Şekil 2.9). Dış görünüşü itibariyle genelde dolgu ve yaygı, yaygı-örtü türü sismik fasiyesleri belirtir. Bu fasiyes düzenli olarak çöken şelfler ve delta düzlükleri ile duraylı basen düzlüklerindeki bir sedimantasyonu göstermektedir. Birbirinden uzaklaşan refleksiyon örnekleri (Şekil 2.9) gerek dış gerekse iç görünüşleri bakımından kama şeklini andırırlar. Yanal yöndeki refleksiyonlar diğer yöndekilere nazaran daha fazladır ve bir kalınlaşmayı ifade ederler. Sismik kesitte yakınlaşmanın olduğu tarafta sistematik olmasa da “onlap” ve “toplap” gibi bitmeler görülebilir. Bu bitme şekilleri bir yöne doğru incelmekte olan tabakaların sismik ayırımlılığın dışında kalmasından kaynaklıdır.
PARALEL YARI PARALEL DÜZGÜN DALGALI AÇILAN
Paralel /yarı paralel ve ayrılan yansımalarla karakterize edilen sismik fasiyesler; büyük genlikli ve devamlılığı iyi olan, küçük ve orta genlikli ve devamlılığı orta olan, değişken genlikli ve devamlılığı zayıf olan şeklinde olarak üç ana fasiyese ayrılmaktadır. b:ilerleyen Refleksiyon Paketleri (Klinoformlar) Genellikle ilerleyen yamaçla birlikte şelfi, ilerleyen şelf delta veya şelf kenarı deltalarını, yamaçla birlikte ve yelpaze /şelf deltalarıyla beslenen ilerleyen şelfleri tanımlamaktadır. Şekil 2.22 Sismik kesitlerde refleksiyon konum ve şekilleriyle tariflenen sismik fasiyesler içinde tanınması en kolay olanıdır. Deltaların şelf / platform kenarlarının ve yamaç ortamlarının zaman içinde ve basen yönündeki göçleri nedeniyle oluşurlar. Sedimanter ortamlar eğimli depozisyonel yüzeylerle (klinoform) karakterize olup ortalama eğimleri 0,5-15 derece arasında değişmeketedir. (Şekil 2.22 ve 2.25)Esas olarak (a) sigmoid , (b) oblik, (c) kiremit dizilimi ve (d) komplex kesme kompozit olarak dört alt fasiyese ayrılmaktadırlar.
c: Kaotik Refleksiyonlar Genellikle tektonik deformasyona uğradıktan sonra yeniden çökelmiş birimleri tanımlar. Kaotik sismik fasiyes, devamlılığı olmayan, kesikli ve uyumsuz refleksiyonlardan meydana gelen düzensizlikler içeren bir refleksiyon paketidir. İki şekilde yorumlanır. 1)Değişken ve-veya göreceli olarak yüksek enerjili ortamların ürünü olan litofasiyes toplulukları, 2)Orjinalinde düzenli tabakalardan oluşmuş olup deformasyona uğrayarak bozulan litofasiyes toplulukları.
d: Refleksiyonsuz Zonlar: Sismik olarak homojen veya tabakasız litofasiyes birimleri özellikle de şeyller bu fasiyes türüne neden olan etmenlerdir (Şekil 2.27/b). Bunların yanı sıra büyük oranda eğilme ve bükülmelere maruz kalmış yüksek eğimli birimler, geniş mağmatik kütleler, tuz domları, kumtaşı ve şeyller de bu zonların sebepleri arasındadır. e:Kümbet/Kümbetimsi/Yığın/Yığışım Şekilli Refleksiyonlar: Bu refleksiyonlar genellikle şelf/platform üzerindeki ve kenarındaki resifleri, bankları, denizaltı kanyonlarındaki ve alt yamaçtaki yakınsak türbiditleri, göçmüş klastikleri, alt yamaç ve basendeki hemipelajik klastikleri tanımlamaktadır. Bu türdeki sismik fasiyesler genelde dış görünüşleri ile tanınmalarına rağmen, belirgin bir iç şekle de sahiptirler. Bunlar bir çökelme ortamındaki depozisyonal yüzey seviyesinin üzerinde bulunan “buildup” lardır. Bu yapılar, genellikle klastik yığışım, organik büyüme veya volkanik işlem sonucunda oluşmuşlardır. Üzerlerinde bulunan tabakalar tarafından onlap veya downloplarla aşılırlar veya yaygı gibi örtülürler. Bu refleksiyon paketleriyle belirlenen sismik fasiyesler iki farklı ortam ve durumda bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, derin deniz klastik yamaç-basen ortamları ikincisi ise, karbonat şelf/platform ortamlarıdır. Bu özelliği gösteren kümbetler şeklindeki refleksiyon paketleriyle sismik fasiyeslerin yorumunda yapılması gereken ilk şey, havzanın şelf alanlarıyla yamaç ve basenden oluşan derin denizel ortamları ayırmak olmalıdır.
f: Aşma ve Dolgu Şeklindeki Refleksiyonlar Bu refleksiyon tipleri, genellikle kıyısal aşmaları, kıtasal yükselim/yamaç önü aşmalı dolgularını ve denizaltı kanyon dolgularını tanımlar. Sismik fasiyesler içinde en yaygın olanlarındandır. Kıyısal ve denizel olmak üzere iki ana fasiyes halinde görülmektedir. Birçok basende yapılan incelemelerde; karaya doğru biten kıyısal onlap şeklindeki refleksiyonların, aşındırılmış kıyı düzlükleri üzerinde gelişen su üstü alüviyal çökelleri tanımladığı görülmüştür. Bu refleksiyon sonlanmalarının deniz seviyesinin birkaç metre üzerinde oluştuğu kanısı hakimdir. Denizel “onlap” sismik fasiyesleri yamaç önünde, denizaltı kanyonlarının içinde ve kıtasal yükselimler üzerinde bulunurlar. Genellikle orta genlikli, devamlılıkları orta ve bazen de iyi olabilen, yüksek frekanslı refleksiyon paketleriyle kendini gösterirler. Uygun sismik kesitler üzerinde bazen basen yönünde gelişme göstermiş olan “downlap”leri de görülebilmektedir. Diğerlerine nazaran düşük bir çökelme hızı belirtmekte olup paralel/açılan tipli refleksiyonlarla tanımlanırlar.