Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık Nörofizyolojik Kuram Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
Beynimiz insan bedeninin en az bilinen organıdır. Her yıl binlerce çalışma yapılıyor olmasına karşın beyin fonksiyonlarının az bir bölümünün anlaşılabildiği söylenebilir.
Önceleri bir kara kutu olarak görülen insanın bilişsel yapısı sonraki dönemlerde anlaşılmaya çalışılmış, bu alandaki çalışmalar artarak devam etmiştir.
Günümüzde fMRI (functional magnetic resonance imaging), Manyetik rezonans görüntüleme, EEG (Elektroensefalografi) gibi görüntüleme teknikleri insan zihni üzerine yapılan çalışmalara yeni boyutlar eklemektedir.
Nörofizyolojik kuram öğrenmeyi fizyolojik temellerine inerek açıklamaya çalışmaktadır.
Nörofizyolojik kuramın kurucusu olan Donald Olding Hebb’e göre öğrenme beyinde gerçekleştiğinden öğrenme olgusu ancak beynin çalışma ilkeleri anlaşılabilirse açıklanabilir.
Hebb, öğrenme canlı bir doku olan beyinde gerçekleşiyorsa beynin yapısında öğrenmeden önce ve sonra bazı fizyolojik değişiklikler olması gerektiğini ileri sürmüştür. Hebb’in bahsettiği bu değişiklikler beyin hücreleri arasında kurulan bağlantılardır.
Kurama göre insan doğduğunda beynin hücreleri seçkisiz biçimde birbirleriyle ilişkilendirilmiştir. Bu sinirsel ağ yaşantı yoluyla organize olur.
Hebb’e göre genel yetenek kalıtımla değil yaşantı ile belirlenmektedir Hebb’e göre genel yetenek kalıtımla değil yaşantı ile belirlenmektedir. Ayrıca genel yeteneğin belirlenmesinde çocukluk yaşantıları yetişkinlik yaşantılarından daha önemlidir. Bu alandaki çalışmalar çocukluk yaşantılarındaki sınırlılıkların bireyin bilişsel gelişimini geri bıraktığını göstermektedir.
Yapılan çalışmalar beynin uyarılmasının yalnızca nörofizyolojik ağın gelişimi için değil, bireyin normal zihinsel fonksiyonlarını da yerine getirebilmesi için gerekli olduğunu göstermiştir. Duyusal yoksunluk durumu bireyde bilişsel bozukluklara yol açmaktadır.
Hücre kümesi ve ardışık safha Hebb’in ortaya attığı iki önemli terimdir.
Hücre kümesi, beyinde birbirleriyle bağlar kurmuş olan beyin hücreleri grubudur. Yaşantımız süresince algıladığımız uyarıcılarla ilgili hücre kümeleri beynimizde oluşmaktadır. Hücre kümelerinin büyüklüğü uyarıcıya göre değişmektedir.
Kurama göre bir hücre kümesi beyne belirli uyarıcıların ulaşması durumunda ateşlenmekte yani sinyal göndermektedir. Örneğin sevdiğimiz bir eşyamızı gördüğümüzde onunla ilgili hücre kümesi ateşlenmektedir.
Ardışık safha terimi ise hücre kümeleri arasında kurulan bağlantıları ifade etmektedir. Bir hücre kümesi ateşlendiğinde bu durum onunla bağlantılı olan diğer hücre kümelerini de etkilemekte ve bu ateşleme dizisi insanın düşünmesini belirlemektedir. Örneğin sevdiğimiz bir eşyamızı gördüğümüzde o eşya ve onun bağlantılı olduğu hücre kümeleri ateşlenerek eşya ile ilgili anılarımız geri çağrılmaktadır.
Nöron kümeleri arasındaki bağlantılar kullanıldıkça güçlenmekte ve artmaktadır.
Çocukluk ve yetişkinlikteki ardışık safha süreçleri birbirinden farklı işlemektedir. Çocukluktaki öğrenme yaşantıları yetişkinlikteki öğrenme yaşantılarının sınırlarını belirlemektedir.
Yetişkinlikte yeni safhaların geliştirilmesinden çok var olan safhaların düzenlenmesi yapılmaktadır. Örneğin çocukluğunda bir yabancı dili öğrenen ve beyninde çok sayıda hücre kümesi ve ardışık safha oluşan bir birey yetişkinliğinde öğrendiklerini faklı durumlarda kullanarak ardışık safhaları yeniden düzenlemektedir.
Nörofizyolojik kuramın önemli bir parçası da uyarılma kuramıdır Nörofizyolojik kuramın önemli bir parçası da uyarılma kuramıdır. Yapılan çalışmalar bilişsel performansın çok düşük ve çok yüksek uyarılma durumlarında düştüğünü göstermektedir.
Hebb, uyarıcı düzeyi ile bilişsel fonksiyon arasındaki ilişkiyi bu kuramla açıklamıştır. Buna göre iç beyinde bulunan ve adına retiküler aktive edici sistem (RAS) denilen bir bölge uyarılmada önemli bir role sahiptir.
Görüntüleme teknolojileri kullanılarak RAS’daki etkinlik miktarı yani uyarılma düzeyi anlaşılabilmektedir.
Belirli uyarıcılar beynin belirli bölgelerini aktive etmektedir Belirli uyarıcılar beynin belirli bölgelerini aktive etmektedir. Yani RAS, kendine ulaşan tüm uyarıcıları beynin tüm diğer bölgelerine değil, belirli uyarıcıları belirli bölgelere iletmektedir. Örneğin uyku sırasında televizyonun sesini duymayan bir ebeveynin işitme bölgesi çocuğunun ağlaması ile uyarılmakta ve ebeveyn uyanmaktadır.
Nörofizyolojik kuramın eğitim açısından çeşitli doğurguları bulunmaktadır. Bunlardan başlıcaları şöyle özetlenebilir: Kuram, çocukluktaki öğrenme yaşantılarının önemine dikkat çekmektedir. Bu doğrultuda çocuklara zengin öğrenme ortamları ve fırsatlarının sunulması gerekmektedir. Verimli öğrenme için uyarıcı miktarının ne çok düşük ne de çok yüksek olması gerekmektedir. Öğrenmede tekrar önemlidir. Öğrenilen bilginin transferi ve uygulamaya aktarılması önemlidir. Bu sayede ardışık safhaların oluşması sağlanmalıdır.
Kaynaklar Erişti, B. (2013). Beyin Temelli Öğrenme ve Yapılandırmacılık. G. Can, (Ed.), Eğitim Psikolojisi. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayını: Eskişehir. Senemoğlu, N. (2005). Gelişim Öğrenme ve Öğretim, Kuramdan Uygulamaya. Gazi Kitabevi, Ankara. Wikipedia The Free Encyclopedia. <http://en.wikipedia.org/>